iltasyazilim
FD Üye
Varlık Felsefesi nedir
Konu olarak varlığı ele bölge felsefedir ve genel bir varlık kavramı üzerinde durur Evrende varolan herşeyin müşterek ismi varlıktır Buna göre varlık, insan bilincinin haricen ondan bağımsız olabileceği gibi, zihne bağımlı olarak da bulunabilir Mesela, ağaç, kalem, ev gibi nesneler insan zihninden bağımsız olarak varolan reel varlıklardır Bu tür (hakiki) varlıklar zamana ve mekana bağlı olarak değişir, gelişir ve yok olabilirler
Sayılar, geometrik şekiller, p (pi) sayısı gibi insan bilincinde ve ona bağımlı olarak varolan düşünsel (ideal) varlıklar da vardır Bu varlıklar zaman ve mekan dışı olup, zihnimizde olduğunu kabul ettiğimiz varlıklardır
Felsefe, düşünsel ve ideal varlığı biraraya getirip genel bir varlık kavramı üzerinde dururken,
“Varlık nedir?,
“Varlık var mıdır?,
“Varlığın ilk maddesi nedir?
gibi sorular sorar Felsefe, varlıkla ilgili farklı alanlara yönlendirilmiş soruları problem olarak ayrı olarak inceleyip ağız dalaşı konusu yapar
Varlık, felsefenin konusu olduğu gibi bilimin de konusunu oluşturur
Oysa felsefe ile bilimin varlığı algılayışları ve yaklaşımları arasında farklılık vardır Felsefe açısından varlık, bir yönüyle yok, genellikle ele alınır Varlığın var olup olmadığı sorgulanır Felsefede varlık, düşünce aracılığıyla, saf zihin etkinliğiyle yorumlanır
Buna karşılık bilime göre varlık; her durumda var olarak kabul edilir (Felsefedeki gibi var olup olmadığı sorgulanmaz)
Ayrıca her bilim, varlığın bir yönünü konu alır Biyoloji canlı varlığı, psikoloji insanın psişik yönünü, coğrafya yerküreyi konu edinir
1 Metafizik Açısından Varlık
Ilk sebeplerin ve nesnelerin ilkelerinin bilgisidir Bu yüzden o, bilimin ele almadığı kimi konuları inceleyen, onları açıklamaya çalışan bir data dalıdır
Tanrı ve Tanrı ’nın varlığının kanıtlanması, dünyanın varlığı, ruh ve ruhun ölümsüzlüğü metafiziktir
metafiziğin bu konularına hiçbir süre tartışmasız kabul edilen talimat getirilememiştir metafizik, varlığın özel alanlarını konu bölge tek tek bilimler gibi kesin bir data olamaz Lakin insan genellikle bu konular üzerine soru sorma yeteneğini kaybetmediği ve bilimlerin alıştırma alanlarında yeni sorular oluştuğu sürece metafizik, bir cins bilme etkinliği olarak varlığını ve önemini koruyacaktır
Kant, “İnsan aklı, bilgisinin belli bir türünde özel bir kaderle aleyhinde karşıyadır İnsan aklı bu bilgisinde öyle sorular göre rahatsız edilmektedir ancak, zihin onları ne yadsıyabiliyor, ne de yanıtlayabiliyor demektedir İşte bu bölge, metafiziktir
2 Ontoloji Açısından Varlık
Varlığı ele alan, irdeleyen veri dalı ontoloji, varlığı iki temel problem açısından ele alır:
– Varlığın var olup olmadığı sorunu
– Varlık varsa, bunun ne olduğu sorunu
“Varlık var mıdır? sorusuna bahşedilen birbirine karşıt cevap vardır
Nihilizm: Bilginin olası olduğu görüşünü reddeden, kendisinden şüphe edilemeyen hiçbir şeyin olmadığını öne süren ve bedensel gerçekliğin varlığını yadsıyan bir öğretidir Bunun nedeni “varlığın varolup olmadığını bilmenin imkânsız görülmesinde yatar “Varlık var mıdır? sorusunu negatif karşılar ve “yoktur diye cevaplar
Bu yaklaşımı, Gorgias, “Hiçbirşey yoktur, olsa bile bilinemez, bilinse bile başkasına aktarılamaz sözüyle vurgulamıştır
Gerçekçilik: Varlığı, var olarak kabul eder İnsan bilincinden egemen olarak varlığın mevcut olduğunu bahis eder
Realizme göre, biz varlığı ya doğrudan duyularımızla algılarız ve algıladığımız evren bizim kavradığımız gibidir; ya da zihnin imkânları yoluyla onun varlığını biliriz Ancak, varlığın varolduğu kabul edildikten sonradan, zihne zaruri olarak “Varlığın ne türden bir varlık olduğu sorusu belirir Filozoflar bu soruya farklı şekillerde yanıt vermişlerdir
3 Varlığın Ne Olduğu Problemi
a Varlığı “Oluş Olarak Kabul Edenler
Varlıkta kesintisiz bir değişme ve oluşun gerçekleştiğini savunan yaklaşımdır Bu anlama, varlığın sabit bir açıdan ele alınamayacağını, onun bir değişme ve oluş süreci olarak görülmesi gerektiğini savunur O halde kâinat mekanik bir varlık değil, canlı bir oluştur
Her şeyin oluş (değişiklik) halinde olduğunu savunan Herakleitos, bu düşüncesini “Değişmez tek şey değişmenin kendisidir sözüyle dile getirmiştir Oluşun başlangıcı ve sonu yoktur Yaşam da, bu aralıksız varoluş ve değil oluşun ard arda gelişinden ibarettir
b Varlığı “idea Olarak Kabul Edenler
Varlığın idea (fikir)dan oluştuğunu savunan, varolan herşeyi düşünceye bağlayan, insan düşüncesinden bağımsız bir nesneler dünyasının veya bir gerçekliğin varlığını yadsıyan yaklaşımdır
İdealistler, maddenin reel olmadığını, gerçeğin zihnimizde bulunan ide ’lerden oluştuğunu savunurlar Mesela güzellik idesi, hoş diye algılanan tüm varlıklardan daha gerçektir Bunun gibi, ağaç idesi de şu ağaçtan daha pozitif bir şey ifade eder Çünkü ikinciler varlıklarını birincilerden almışlardır Hoş diye algılanan bir çiçek yok olur, unutulur lakin çiçek fikrinin kendisi yok olmaz
Platon: Platon ’a kadar gerçek varlıklar idealardır Duyusal dünyadaki varlıklar idealardan pay olmak suretiyle var olurlar ve bunlar ideaların, sadece görünüşleridir
Aristoteles: Aristoteles, idea olarak belirttiği formu varlığın içinde görmüştür İdealar bir bir nesnelerin özüdür Madde, bu form sayesinde biçim kazanır ve hakiki olur Örneğin bir heykelin ideası, sanatçının ona verdiği form, yani biçimdir
Hegel: Asıl ve gerçek varlık, insan zihninden egemen olarak var olan Mutlak akıl (Geist)dır Bu Mutlak akıl, evrensel ve manevi bir varlıktır Bu görüşün idealist olarak değerlendirilmesinin nedeni, Hegel ’in varlığı temelde tinsel bir töz olarak belirlemesidir
c Varlığı “Madde Olarak Kabul Edenler
Varlığı madde olarak ele alan görüşe materyalizm denir
Materyalizm, evrendeki tek cevherin madde olduğunu, maddenin düşünceden bağımsız olarak varolduğunu ve bütün varlıkların maddeden türediğini ileri sürer
Bilinç, ruh gibi tinsel varlık da dahil, bütün varlığı madde olarak anlar ve maddenin dışında diğer bir varlık olduğunu kabul etmez Düşünme, düş gibi olayları da maddenin zorlama ve hareketleriyle açıklar
Demokritos: Var olan her şeyi ölümsüz sayıda atoma ayırmıştır Her şey atomların birbirlerine çarpması sonucunda, mekanik bir zorunlulukla oluşur Atomlar belirli bir sıra ile birleşerek veya ayrılarak varlıkları oluşturur
Hobbes: Gerçekte var olanın, vücut ya da madde olduğuna inanır Ona tarafından dünya mekanik hareket kanunları tarafından yönetilen cisimlerin bütünüdür Tüm gerçeklikler sadece fiziki olarak düşünülebilir
Marks: Evrendeki hareket ve değişme maddeden başka bir şey değildir Ona göre madde biçim değiştirir Tüm değişmelerin temelinde zıtlık ve çatışma vardır Zihin, maddeden sonradan gelen ve ona emrindeki olan varlıktır
d Varlığı Hem “Zihin Keza “Madde Kabul Edenler
Varlığın hafıza ve madde gibi iki cevherden meydana geldiğini savunan anlayışa dualist anlama denir Dualizm, varlıkta tekrar tekrar iki prensibin varlığını kabul eder
Descartes: Varlıkta iki töz vardır: Biri “ruh, öteki de “madde Ruh, düşünen, madde ise yer kaplayan bir tözdür Bunlar aralarında hiçbir birleşme noktası yoktur; sadece insanda bir araya gelirler
e Varlığı “Fenomen Olarak Kabul Edenler
İnsan zihninden bütün anlamıyla bağımsız olmayan bir varlık alanı vardır; insan bu varlık alanını bilebilir İnsanın bilinci göre belirlenen bu varlığa “fenomen denilmektedir Fenomen, insana göründüğü şekliyle varlıktır Fenomene, Husserl ’in “özü görme denilen yöntemiyle ulaşılabilir
Husserl: Var olanın sadece fenomenler olduğunu söyler Bu fenomenin insan bilinci göre bilinebileceğini savunur İnsan onların özünün bilgisini edinebilir
Ona tarafından varlığın bilinçten egemen bir var olma durumu yoktur; varlıklar bilincimizin bilgi nesneleri olarak vardırlar Yani bizim zihnimizin olanakları çerçevesinde var olurlar *
Konu olarak varlığı ele bölge felsefedir ve genel bir varlık kavramı üzerinde durur Evrende varolan herşeyin müşterek ismi varlıktır Buna göre varlık, insan bilincinin haricen ondan bağımsız olabileceği gibi, zihne bağımlı olarak da bulunabilir Mesela, ağaç, kalem, ev gibi nesneler insan zihninden bağımsız olarak varolan reel varlıklardır Bu tür (hakiki) varlıklar zamana ve mekana bağlı olarak değişir, gelişir ve yok olabilirler
Sayılar, geometrik şekiller, p (pi) sayısı gibi insan bilincinde ve ona bağımlı olarak varolan düşünsel (ideal) varlıklar da vardır Bu varlıklar zaman ve mekan dışı olup, zihnimizde olduğunu kabul ettiğimiz varlıklardır
Felsefe, düşünsel ve ideal varlığı biraraya getirip genel bir varlık kavramı üzerinde dururken,
“Varlık nedir?,
“Varlık var mıdır?,
“Varlığın ilk maddesi nedir?
gibi sorular sorar Felsefe, varlıkla ilgili farklı alanlara yönlendirilmiş soruları problem olarak ayrı olarak inceleyip ağız dalaşı konusu yapar
Varlık, felsefenin konusu olduğu gibi bilimin de konusunu oluşturur
Oysa felsefe ile bilimin varlığı algılayışları ve yaklaşımları arasında farklılık vardır Felsefe açısından varlık, bir yönüyle yok, genellikle ele alınır Varlığın var olup olmadığı sorgulanır Felsefede varlık, düşünce aracılığıyla, saf zihin etkinliğiyle yorumlanır
Buna karşılık bilime göre varlık; her durumda var olarak kabul edilir (Felsefedeki gibi var olup olmadığı sorgulanmaz)
Ayrıca her bilim, varlığın bir yönünü konu alır Biyoloji canlı varlığı, psikoloji insanın psişik yönünü, coğrafya yerküreyi konu edinir
1 Metafizik Açısından Varlık
Ilk sebeplerin ve nesnelerin ilkelerinin bilgisidir Bu yüzden o, bilimin ele almadığı kimi konuları inceleyen, onları açıklamaya çalışan bir data dalıdır
Tanrı ve Tanrı ’nın varlığının kanıtlanması, dünyanın varlığı, ruh ve ruhun ölümsüzlüğü metafiziktir
metafiziğin bu konularına hiçbir süre tartışmasız kabul edilen talimat getirilememiştir metafizik, varlığın özel alanlarını konu bölge tek tek bilimler gibi kesin bir data olamaz Lakin insan genellikle bu konular üzerine soru sorma yeteneğini kaybetmediği ve bilimlerin alıştırma alanlarında yeni sorular oluştuğu sürece metafizik, bir cins bilme etkinliği olarak varlığını ve önemini koruyacaktır
Kant, “İnsan aklı, bilgisinin belli bir türünde özel bir kaderle aleyhinde karşıyadır İnsan aklı bu bilgisinde öyle sorular göre rahatsız edilmektedir ancak, zihin onları ne yadsıyabiliyor, ne de yanıtlayabiliyor demektedir İşte bu bölge, metafiziktir
2 Ontoloji Açısından Varlık
Varlığı ele alan, irdeleyen veri dalı ontoloji, varlığı iki temel problem açısından ele alır:
– Varlığın var olup olmadığı sorunu
– Varlık varsa, bunun ne olduğu sorunu
“Varlık var mıdır? sorusuna bahşedilen birbirine karşıt cevap vardır
Nihilizm: Bilginin olası olduğu görüşünü reddeden, kendisinden şüphe edilemeyen hiçbir şeyin olmadığını öne süren ve bedensel gerçekliğin varlığını yadsıyan bir öğretidir Bunun nedeni “varlığın varolup olmadığını bilmenin imkânsız görülmesinde yatar “Varlık var mıdır? sorusunu negatif karşılar ve “yoktur diye cevaplar
Bu yaklaşımı, Gorgias, “Hiçbirşey yoktur, olsa bile bilinemez, bilinse bile başkasına aktarılamaz sözüyle vurgulamıştır
Gerçekçilik: Varlığı, var olarak kabul eder İnsan bilincinden egemen olarak varlığın mevcut olduğunu bahis eder
Realizme göre, biz varlığı ya doğrudan duyularımızla algılarız ve algıladığımız evren bizim kavradığımız gibidir; ya da zihnin imkânları yoluyla onun varlığını biliriz Ancak, varlığın varolduğu kabul edildikten sonradan, zihne zaruri olarak “Varlığın ne türden bir varlık olduğu sorusu belirir Filozoflar bu soruya farklı şekillerde yanıt vermişlerdir
3 Varlığın Ne Olduğu Problemi
a Varlığı “Oluş Olarak Kabul Edenler
Varlıkta kesintisiz bir değişme ve oluşun gerçekleştiğini savunan yaklaşımdır Bu anlama, varlığın sabit bir açıdan ele alınamayacağını, onun bir değişme ve oluş süreci olarak görülmesi gerektiğini savunur O halde kâinat mekanik bir varlık değil, canlı bir oluştur
Her şeyin oluş (değişiklik) halinde olduğunu savunan Herakleitos, bu düşüncesini “Değişmez tek şey değişmenin kendisidir sözüyle dile getirmiştir Oluşun başlangıcı ve sonu yoktur Yaşam da, bu aralıksız varoluş ve değil oluşun ard arda gelişinden ibarettir
b Varlığı “idea Olarak Kabul Edenler
Varlığın idea (fikir)dan oluştuğunu savunan, varolan herşeyi düşünceye bağlayan, insan düşüncesinden bağımsız bir nesneler dünyasının veya bir gerçekliğin varlığını yadsıyan yaklaşımdır
İdealistler, maddenin reel olmadığını, gerçeğin zihnimizde bulunan ide ’lerden oluştuğunu savunurlar Mesela güzellik idesi, hoş diye algılanan tüm varlıklardan daha gerçektir Bunun gibi, ağaç idesi de şu ağaçtan daha pozitif bir şey ifade eder Çünkü ikinciler varlıklarını birincilerden almışlardır Hoş diye algılanan bir çiçek yok olur, unutulur lakin çiçek fikrinin kendisi yok olmaz
Platon: Platon ’a kadar gerçek varlıklar idealardır Duyusal dünyadaki varlıklar idealardan pay olmak suretiyle var olurlar ve bunlar ideaların, sadece görünüşleridir
Aristoteles: Aristoteles, idea olarak belirttiği formu varlığın içinde görmüştür İdealar bir bir nesnelerin özüdür Madde, bu form sayesinde biçim kazanır ve hakiki olur Örneğin bir heykelin ideası, sanatçının ona verdiği form, yani biçimdir
Hegel: Asıl ve gerçek varlık, insan zihninden egemen olarak var olan Mutlak akıl (Geist)dır Bu Mutlak akıl, evrensel ve manevi bir varlıktır Bu görüşün idealist olarak değerlendirilmesinin nedeni, Hegel ’in varlığı temelde tinsel bir töz olarak belirlemesidir
c Varlığı “Madde Olarak Kabul Edenler
Varlığı madde olarak ele alan görüşe materyalizm denir
Materyalizm, evrendeki tek cevherin madde olduğunu, maddenin düşünceden bağımsız olarak varolduğunu ve bütün varlıkların maddeden türediğini ileri sürer
Bilinç, ruh gibi tinsel varlık da dahil, bütün varlığı madde olarak anlar ve maddenin dışında diğer bir varlık olduğunu kabul etmez Düşünme, düş gibi olayları da maddenin zorlama ve hareketleriyle açıklar
Demokritos: Var olan her şeyi ölümsüz sayıda atoma ayırmıştır Her şey atomların birbirlerine çarpması sonucunda, mekanik bir zorunlulukla oluşur Atomlar belirli bir sıra ile birleşerek veya ayrılarak varlıkları oluşturur
Hobbes: Gerçekte var olanın, vücut ya da madde olduğuna inanır Ona tarafından dünya mekanik hareket kanunları tarafından yönetilen cisimlerin bütünüdür Tüm gerçeklikler sadece fiziki olarak düşünülebilir
Marks: Evrendeki hareket ve değişme maddeden başka bir şey değildir Ona göre madde biçim değiştirir Tüm değişmelerin temelinde zıtlık ve çatışma vardır Zihin, maddeden sonradan gelen ve ona emrindeki olan varlıktır
d Varlığı Hem “Zihin Keza “Madde Kabul Edenler
Varlığın hafıza ve madde gibi iki cevherden meydana geldiğini savunan anlayışa dualist anlama denir Dualizm, varlıkta tekrar tekrar iki prensibin varlığını kabul eder
Descartes: Varlıkta iki töz vardır: Biri “ruh, öteki de “madde Ruh, düşünen, madde ise yer kaplayan bir tözdür Bunlar aralarında hiçbir birleşme noktası yoktur; sadece insanda bir araya gelirler
e Varlığı “Fenomen Olarak Kabul Edenler
İnsan zihninden bütün anlamıyla bağımsız olmayan bir varlık alanı vardır; insan bu varlık alanını bilebilir İnsanın bilinci göre belirlenen bu varlığa “fenomen denilmektedir Fenomen, insana göründüğü şekliyle varlıktır Fenomene, Husserl ’in “özü görme denilen yöntemiyle ulaşılabilir
Husserl: Var olanın sadece fenomenler olduğunu söyler Bu fenomenin insan bilinci göre bilinebileceğini savunur İnsan onların özünün bilgisini edinebilir
Ona tarafından varlığın bilinçten egemen bir var olma durumu yoktur; varlıklar bilincimizin bilgi nesneleri olarak vardırlar Yani bizim zihnimizin olanakları çerçevesinde var olurlar *