Kelimelerin anlamlarını yitirdiği o meşhur yerden yazıyorum bu satırları sana Varlık ile yokluk arasındaki o meşhur yerde uzun bir bekleyişin icerisindeyim Bu satırları bir kayanın uzerine yazıyorum, kanımla sanırım Kadir kıymet bilmez birisi değilim biliyorsun Ama ben zaman ve mekanın olmadığı bu yerde senin kıymetini bilemediğimi duşunuyorum Seni duşunuyorum Sahip olduklarının kıymetini kaybettikten sonra anlamak insanoğlunun laneti değil midir zaten? Biz insanlar doğduğumuz zaman ile olduğumuz zaman arasına sıkışmış zavallılarız Hayatıma baktığımda bunu goruyorum Ne bir adım ileri ne de bir adım geri atabiliyoruz Zaman bizim icin cok değerliymiş, bunu da yeni oğrendim Seninle ve dunya ile birlikteyken her şeyin ustesinden gelebileceğime inanıyordum Diğer insanlardan farklı olduğuma inanıyordum Guclu olduğuma inanıyordum Dunyaya hukmedebileceğime inanıyordum Ne kadar da yanılmışım Meğerse ne kadar sıradan ve ne kadar gucsuzmuşum Burada insanın duşunecek cok vakti oluyor Aslında ne zaman var ne mekan Anlayamıyorum, algılarımı ne belirliyor bilmiyorum Yalnızca yaşamım var, o kadar Senden oncekileri bilemediğin gibi senden sonrakileri de bilemiyorsun elbette Yalnızca yaşadığın zamanda olanları bilebiliyorsun Bedeninim tek gercek olduğuna ve varlık olduğuna inanıyordum Bu konuda da yanılmışım Bedenim yalnızca bir aracmış Dokunduğunu, gorduğumu sandığım dunya sandığımdan cok ama cok farklıymış şimdi anlıyorum Bunları ancak burada anlayabiliyorsun Hatırlar mısın bilmem arkadaşım Necati hep bunlardan bahsederdi Bense bu konuları sıkıcı bulurdum Ekonomiden ve siyasetten bahsetmeyi yeğlerdim Burada ne ekonomi ne de siyaset var Sonunu merak ettiğim ama bitmesini istemediğim uzun bir bekleyiş var o kadar Kendimle hesaplaşıyorum Dunyadayken hatırlamadığım hayatın tum detaylarını hatırlıyorum Ne kadar cok hata yapmışım Hic kendimle hesaplaşmamışım Hafızamın karanlık koşelerine atmışım tum yaşanılanları Ama hafızam her şeyi kaydetmiş On cocukluğum, gencliğim, seninle tanışmam hepsi ve her şey gozumun onunde Şimdi bana ne olacak bilmiyorum Bu satırları bir okuyan olur mu, sana ulaşır mı onu da bilmiyorum Ama yazmalıydım Sana soylemediğim o kadar cok şey var ki Seninle gececek olan bir an icin bile her şeyimi feda edebilirim Her şeyim demişken hicbir şeyimde yok burada Yalnızca ben varım Ne halde olduğumu sorma, bunu ben bile bilmiyorum Bu satırlar bir şekilde sana ulaşırsa ya da herhangi birine bil ki seni cok ama cok seviyorum Yaşarken bunu sana soylemem gerekirdi, soylemedim Cok pişmanım Şimdi ne yapıyorsun bilmiyorum Seni seviyorum