nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Voleybolun Dünya Tarihçesi,
Başlangıç Dönemi (19191951)
Voleybol Türkiye'ye Birinci Dünya Savaşı'nı izleyen Mütareke günlerinde geldi 19191925 yılları aralarında İstanbul'da YMCA'in müdürlüğünü yapan Dr Deaver adlı Amerikalı, derneğin spor salonunda voleybol oynatmaya başlamış, kısa zamanda gövde eğitimi öğretmenlerimizin ilgisini bu yeni spor oyununa çekmeyi başarmıştı
1919'da voleybol daha Avrupa'ya yayılmış değildi Bulunalı topu topu yirmi dört yıl olmuş, hele smaçla oynanmaya başlanışının üstünden daha oysa altı yıl geçmişti
Calaloğlu'ndaki Erkek Muallim Mektebi'nin ceset eğitimi öğretmeni olan meşhur spor adamı Selim Sırrı TARCAN, YMCA'de görüp oynadığı voleybolu, bedensel yetenekleri geliştiren, temiz bir spor oyunu olarak benimseyip öğrencilerine öğretmeye başladı 19201924 yılları arasında Erkek Muallim Mektebi'nden meydana çıkan cisim eğitimi öğretmenleri de bu sporu kısa sürede okullarımız yaydılar Kabataş, Vefa, Pertevniyal, Galatasaray, İstiklal, Haydarpaşa, İstanbul liselerinde yoğunlaşan incelemeler, önce okullar arası turnuvalara yol açtı Voleybol oynayan çocuklar okullardan mezun olmaya başlayınca da, çalışmalar üniversitelere, kulüplere doğru genişledi Bu gün bir basketbol yuvası olarak tanıdık İstanbul Teknik Üniversitesi, o zamanki adıyla Yüksek Mühendis Mektebi, 19241944 yılları arasında voleybolun beşiğiydi Ankara'daki Siyasal Bilgiler Fakültesi, o zamanki adıyla Mülkiye Mektebi de, voleybola öncülük eden bir yüksek okuldu
Kulüpler arası lig maçlarına geçildiğinde voleybolcu sayısı hayli yükselmişti Farklı Alanlara Yönlendirilmiş kentlerde yapılmaya başlanan şampiyonaları, 1949'da Türkiye Voleybol Şampiyonası izledi
Gene de takım sayısı fazla değildi Örnekse 1951 yılında İstanbul Voleybol Ligi şu yedi ekip aralarında oynanıyordu: Altınordu, Beyoğluspor,Galatasaray, Vefa Kadıköyspor, Kurtuluş, Moda Bu takımlardan başa oynayanlar Vefa ile Kadıköyspor idi
Otuz iki yıl süren bu açılış döneminde Türk voleybolu iyice dışa kapalı kaldığından fazla ilkel bir görünümdeydi Spor Oyunları Federasyonu adı aşağı belirlenmiş bir federasyon basketbol, eltopu, voleybolu birlikte yönetmeye çabalıyor, yeterince etkili olamıyordu
1952'de Mısır'a dışarı giden üniversiteli basketbolcularımızla voleybolcularımız General Necip'le Soldan sağa, Muammer(Basketbol, Aleksandre Holyafkim (Voleybol), Yiğit Ayaşlıoğlu(V), Selçuk Atamer(V), Erdoğan Partener(B), Vahit Çolakoğlu(Idareci), Mısır Fahri Konsolosumuz Kemal Faruki, Yılmaz Gündüz(B), General Necip, Sacit Seldüz(B), Yalçın Okaya(B), Mısırlı bir subay, Sinan Erdem(V), Mısırlı Binbaşı Behiç, Cemil Sevin(B), Ayhan Demir(V) Öndekiler: Atilla Erten(B), Ziya Kayacan(V), Orhan Alim(V), Turhan Tezol(B), Nejat Diyarbakırlı(B), Lui Şalabi(V), Seyhan(B), Valentin Holyafkim(V)
Ancak sporcularımızda dışa açılma özlemi büyüktü Öylesine oysa, 1946 yılında ülkemize Yunanistan'dan gelen bir basketbol takımında voleybolcularında yer aldığı öğrenilince, şart hemencecik Spor Oyunları Ajanı Turgut ATAKOL'a iletilmiş, onun aracılığıyla Atinaİstanbul karmaları adıyla bir maç oynanması sağlanmıştı Voleybolda birincil tanıdık olmayan karşılaşmamız olarak anabileceğimiz bu maç, o zamanki kurallara göre üç set üzerinden oynanmış, 20 İstanbul Karması'nın üstünlüğüyle sona ermişti Bu karmada yer alan o günün ünlü oyuncuları şunlardı: Güneri ARTUNKAL, Dinçer ASENA, Mehmet Jeba BERKÖK, Ayhan DEMİR, Payidar DOBRA,Gültekin GÜLER, Aleksandre HOLYAFKİM, Valentin HOLYAFKİM, Uğur KALAFATOĞLU, Erdoğan KUTKAN, Sacit SELDÜZ, Merih SEREZ
Bu gerçi uluslararası bir karşılaşmaydı, fakat bizim hakemlerimizle ( Yani bizde geçerli kurallarla) bundan başka de ilk kez basketbolcu olan sporculara karşısında oynanmış, bütün anlamıyla bir arkadaşlıkmaçıydı 1952 yılında ise başka bir uluslararası tesadüf Türk voleybolunun görünümünü tam olarak değiştiriverdi
Dışa Açılım(19521957)
O dönemde Türk voleyboluna yalnız oyunculuğu, antrenörlüğüyle değil, girişimci kişiliğinden kaynaklanan gönüllü yöneticiliğiyle de büyük katkılarda bulunan Ayhan DEMİR, 1952 yılında, ne yapmış ne etmiş, üniversiteli sporculardan kurulu bir basketbol takımı ile bir voleybol takımını, Darı'ın çağrılısı olarak Kahire'ye götürmüştü
Türk voleybolcuları orada tanıdık olmayan hakemlerden, bizde uygulanan kuralların şimdiden değiştirilmiş olduğunu, oyunumuzun dizilişlerden vuruşlarımıza değin pek çok yönüyle milletlerarası kurallara uymadığını öğrenince, büyük bir düş kırıklığına uğradılar yurda dönüldüğünde Spor Oyunları Federasyonu'na başvurulup durum ayrıntıları ile anlatıldı : Senelerdir yabancı karşılaşma yapmamak, kuralları izlememek yüzünden, utanç verici bir duruma düşülmüştü
İlk ulusal takımımız : Aleksandre Holyafkim, Marsel Şalabi, Ayhan Demir, Sacit Seldüz, Saman Bergerden, Sinan Erdem, Lui Şalabi Oturanlar: Vahit Çolakoğlu, Muammer Pamuk, Haluk Kanbay(Antr), Faik Gökay(SOF Başkanı), Tevfik Artun(Hakem) Ziya Kayacan, Gültekin Gürel, Selçuk Atamer, Valentin Holyafkim, Yiğit Ayaşlıoğlu
Bunun üzerine, 1953'de, Yugoslavya ile İstanbul'da bir maç yapılması için harekete geçildi Bir ulusal ekip seçilip Darı'da edinilen bilgilerin elverdiğince çalıştırıldı Takımda yer alan oyuncular şunlardı
Selçuk ATAMER,
Yiğit AYAŞLIOĞLU,
Saman BERGERDEN,
Ayhan DEMİR,
Sinan ERDEM,
Gültekin GÜREL,
Aleksandre HOLYAFKİM,
Valentin HOLYAFKİM,
Ziya KAYACAN,
Sacit SELDÜZ,
Lui ŞALABİ,
Marsel ŞALABİ
Spor ve Sergi Sarayı'nda oynanan bu birincil beş setlik maçımızda milli takımımız Yugoslavların yadırgadığı çekmelerle bir set kapıp 31 yenildi
Yugoslavlar pasör kaçırarak üç oyuncuyla atak ediyorlardı Bizim voleybolumuz ise daha üç pasör üç smaçör anlayışını aşmış değildi Nerden vuracağı evvelden belli tek smaçörle saldırı ediyorduk
Bu maçı bir Türk başhakem yönetmese tamamen biçare kalacaktık Çünkü daha faullü vuruşlarımızı düzeltebilmiş değildik
Spor Oyunları Federasyonu yetkilileri, aralıksız olarak büyüyen dünya voleybolu karşısındaki durumumuzu gözleriyle görünce, sporcularımızı, antrenörlerimizi eğitmek üzere, Yugoslavya'dan bir antrenör getirdiler Danila POJAR adındaki bu antrenör Türkiye'deki maçları izledi, kurslar açtı, takımlarımızın çağdaş yöntemlerle çalıştırılmaları için zorunlu bilgileri verdi
Aynı yıl Ankara'da düzenlenen üç üniversite takımı arasındaki milletlerarası turnuvayı, Yugoslavya ile Yunanistan'ı yenen Türkiye kazandı
Lakin, bir sene daha sonra, 1945'de, Belgrat'ta yapılan ikinci milli maçımızda Yugoslavya'ya yine, keza de 30 yenildik Maç on yedi dakika sürmüş, Türk takımı çözülüp gitmişti Ama bundan böyle faullü çekmelerle oynamıyor, smaç vuruyorduk
Belgrat'ta Yugoslavya ile oynadığımız ikinci milli maçımızda tahsis alan voleybolcularımız : Sinan Erdem(K), Ayhan Demir, Orhan Alim, Şakir Erman, Mahir Aras, Semih Cihaz, Burhan Yamanoğlu, Ali Rıza Olcayto Cihat Özgenel, Erdoğan Teziç, Lui Şalabi, Valentin Holyafkim
1955 yılında milli takımımız hiç maç yapmadı Fakat yabancılarla oynamanın, iyi takımları görmenin önemini anlayan sporcular dışa açılmanın diğer yollarını aradılar 1953'den 1957'e değin sürekli keza İstanbul, ayrıca Türkiye Şampiyonu olan Galatasaray takımı, ulusal takımın çoğu oyuncusunu da içinde bulunduran kadrosuyla 1955 yılını yabancı karşılaşmalarla geçirdi
1954'de, Belgrat'taki ulusal maçımızı dışarıda bir sağanak yağmur ardından, akaryakıt döküp yakılarak kurutulan, toprak bir voleybol alanında oynamıştık Ayhan Demir(4) plase atıyor, Valentin Holyafkim(3) ile Lui Şalabi dublaja girmişler Pası Cihat Özgenel yükseltmiş
En güvenilen oyuncu, Ayhan DEMİR, o günlerin anlayışına uyarak, takımının antrenörlüğünü de yapmaktaydı Önce Bulgar takımlarıyla oynandı Daha Sonra Fransa'da iki Yugoslav, bir İtalyan, bir Fransız takımının katıldığı beşli bir turnuvaya gidildi bu turnuvada Galatasaray iki Yugoslav takımının peşinde üçüncü elde etmek başarısını gösterdi
Ertesi sene, 1956'da, Türkiye Paris'de yapılan üçüncü Erkekler Dünya Şampiyonası'na katıldı Sovyetlere 30, Kore'ye (20 öndeyken) 32 yenilerek klasman grubuna kalan takımımız Avusturya ile Luxemburg'u 30 yenip Hindistan'a 30 yenilerek sıralamada yirmi ikinci oldu
Takımı maçlara kaptan Ayhan DEMİR hazırlamış, ayrıca oyunculuk, ayrıca koçluk yapmıştı Ancak tüm takımların kenarda oturan antrenörleri vardı
Dünya Şampiyonası'ndan, Kore maçını kaçırmasaydık fazla daha iyi bir derece alacaktıkgörüşüyle, milletlerarası maçlara tamamen alışık olarak dönüldü
1957'de, İstanbul'da, Fatih Kupası adıyla koskocoman bir turnuva düzenlendi Sovyetler Birliği, Çekoslovakya, Romanya, Bulgaristan, Yugoslavya, İran ile Türkiye'nin katıldığı bu turnuvaya takımımız Çekoslovakya'dan getirilen ünlü bir antrenör, Jiri KOBRLE hazırladı Türkiye yalnız İran'ı 30 yendi, öbür takımlardan set alamadı, fakat bundan böyle biz de voleybolu, bu alanda ileri gitmiş dünya ülkelerinin oynadığı gibi oynuyorduk Seyircilerimiz, tribünlerdeki genç sporcularımız ise, zorlama voleyboludenilen sporun özelliklerini en yüksek düzeyde oynayanlardan bakmak olanağını elde etmişlerdi Bu tarihten daha sonra spor çevrelerinde voleybola bahşedilen ağırlık birden arttı
Ulusal takımımız çalıştıran Jiri KOBRLE'den, memleketine dönmeden önce, antrenör kurslarında da yararlanılarak Doğu Avrupa voleybolunun kurumsal özelliklerinin öğrenilmesi yolunda manâlı bir adım atılmış oldu
Doğu Avrupa Voleybolu (19581967)
1958'de VoleybolEltopu Federasyonu kuruldu Eltopunun o dönemde yaygın bir spor olmadığı düşünülürse, bu ayrılmanın voleybol için önemi kolayca kavranabilir Voleybol artık yüksek düzeydeki yöneticilerce de önemsenen, atılım yapması beklenen bir spordu
1958'de, Çekoslovakya'nın Prag kentindeki Avrupa Erkekler Şampiyonası'na takımımızı hazırlaması için meşhur Rumen antrenör Nicolae SOTIR çağrıldı Türkiye bu şampiyonada on birinci olurken Avusturya(30), Arnavutluk(31),Darı(30),Finlandiya(31) gibi takımları yendi Doğu Avrupa voleybolunu artı başarıyla uyguluyor, Batı Avrupa takımlarıyla başa baş oynayacak duruma gelmiş görünüyorduk Tıpatıp Kobrle gibi, Sotir de antrenör kursları yöneterek voleybol adamlarımızın kuramsal yönden gelişmelerine katkıda bulundu
Fatih Kupası maçlarının gördüğü büyük ilgiden baskı bölge Federasyon, İstanbul'da milletlerarası turnuvaları belli aralarla tekrarlamaya başladı 1965'e dek dört İstanbul Enternasyonal Voleybol Turnuvası izlendi Dünyanın en kuvvetli voleybol takımları olarak aşina Sovyetler Birliği, Çekoslovakya, Romanya, Bulgaristan, Yugoslavya, Macaristan, Polonya'nın ünlü oyuncuları, seyircilerimizin, özellikleriyle tanıdıkları sporcular oldular Voleybol oynamaya heves eden çocuklarımızın sayısı arttığı gibi, voleybola yeni başlamış olan ufak yaşlardaki sporcularımızın görgüsü de büyük oranla arttı
Fatih Kupası maçlarına katılan ulusal takımımız: Ayhan Demir(K) Şakir Erman, İrfan Yener, Güngör Demirtaş, Burhan Yamanoğlu, Ender Kurt, Sinan Erdem, Erdoğan Teziç, Şevket Güventürk, Atilla Sesören, Ömer Kuntay, Layık Eraybar, Nasuhi Meşhur, Yiğit Ayaşlıoğlu, Antr Jiri Kobrle *
Başlangıç Dönemi (19191951)
Voleybol Türkiye'ye Birinci Dünya Savaşı'nı izleyen Mütareke günlerinde geldi 19191925 yılları aralarında İstanbul'da YMCA'in müdürlüğünü yapan Dr Deaver adlı Amerikalı, derneğin spor salonunda voleybol oynatmaya başlamış, kısa zamanda gövde eğitimi öğretmenlerimizin ilgisini bu yeni spor oyununa çekmeyi başarmıştı
1919'da voleybol daha Avrupa'ya yayılmış değildi Bulunalı topu topu yirmi dört yıl olmuş, hele smaçla oynanmaya başlanışının üstünden daha oysa altı yıl geçmişti
Calaloğlu'ndaki Erkek Muallim Mektebi'nin ceset eğitimi öğretmeni olan meşhur spor adamı Selim Sırrı TARCAN, YMCA'de görüp oynadığı voleybolu, bedensel yetenekleri geliştiren, temiz bir spor oyunu olarak benimseyip öğrencilerine öğretmeye başladı 19201924 yılları arasında Erkek Muallim Mektebi'nden meydana çıkan cisim eğitimi öğretmenleri de bu sporu kısa sürede okullarımız yaydılar Kabataş, Vefa, Pertevniyal, Galatasaray, İstiklal, Haydarpaşa, İstanbul liselerinde yoğunlaşan incelemeler, önce okullar arası turnuvalara yol açtı Voleybol oynayan çocuklar okullardan mezun olmaya başlayınca da, çalışmalar üniversitelere, kulüplere doğru genişledi Bu gün bir basketbol yuvası olarak tanıdık İstanbul Teknik Üniversitesi, o zamanki adıyla Yüksek Mühendis Mektebi, 19241944 yılları arasında voleybolun beşiğiydi Ankara'daki Siyasal Bilgiler Fakültesi, o zamanki adıyla Mülkiye Mektebi de, voleybola öncülük eden bir yüksek okuldu
Kulüpler arası lig maçlarına geçildiğinde voleybolcu sayısı hayli yükselmişti Farklı Alanlara Yönlendirilmiş kentlerde yapılmaya başlanan şampiyonaları, 1949'da Türkiye Voleybol Şampiyonası izledi
Gene de takım sayısı fazla değildi Örnekse 1951 yılında İstanbul Voleybol Ligi şu yedi ekip aralarında oynanıyordu: Altınordu, Beyoğluspor,Galatasaray, Vefa Kadıköyspor, Kurtuluş, Moda Bu takımlardan başa oynayanlar Vefa ile Kadıköyspor idi
Otuz iki yıl süren bu açılış döneminde Türk voleybolu iyice dışa kapalı kaldığından fazla ilkel bir görünümdeydi Spor Oyunları Federasyonu adı aşağı belirlenmiş bir federasyon basketbol, eltopu, voleybolu birlikte yönetmeye çabalıyor, yeterince etkili olamıyordu
1952'de Mısır'a dışarı giden üniversiteli basketbolcularımızla voleybolcularımız General Necip'le Soldan sağa, Muammer(Basketbol, Aleksandre Holyafkim (Voleybol), Yiğit Ayaşlıoğlu(V), Selçuk Atamer(V), Erdoğan Partener(B), Vahit Çolakoğlu(Idareci), Mısır Fahri Konsolosumuz Kemal Faruki, Yılmaz Gündüz(B), General Necip, Sacit Seldüz(B), Yalçın Okaya(B), Mısırlı bir subay, Sinan Erdem(V), Mısırlı Binbaşı Behiç, Cemil Sevin(B), Ayhan Demir(V) Öndekiler: Atilla Erten(B), Ziya Kayacan(V), Orhan Alim(V), Turhan Tezol(B), Nejat Diyarbakırlı(B), Lui Şalabi(V), Seyhan(B), Valentin Holyafkim(V)
Ancak sporcularımızda dışa açılma özlemi büyüktü Öylesine oysa, 1946 yılında ülkemize Yunanistan'dan gelen bir basketbol takımında voleybolcularında yer aldığı öğrenilince, şart hemencecik Spor Oyunları Ajanı Turgut ATAKOL'a iletilmiş, onun aracılığıyla Atinaİstanbul karmaları adıyla bir maç oynanması sağlanmıştı Voleybolda birincil tanıdık olmayan karşılaşmamız olarak anabileceğimiz bu maç, o zamanki kurallara göre üç set üzerinden oynanmış, 20 İstanbul Karması'nın üstünlüğüyle sona ermişti Bu karmada yer alan o günün ünlü oyuncuları şunlardı: Güneri ARTUNKAL, Dinçer ASENA, Mehmet Jeba BERKÖK, Ayhan DEMİR, Payidar DOBRA,Gültekin GÜLER, Aleksandre HOLYAFKİM, Valentin HOLYAFKİM, Uğur KALAFATOĞLU, Erdoğan KUTKAN, Sacit SELDÜZ, Merih SEREZ
Bu gerçi uluslararası bir karşılaşmaydı, fakat bizim hakemlerimizle ( Yani bizde geçerli kurallarla) bundan başka de ilk kez basketbolcu olan sporculara karşısında oynanmış, bütün anlamıyla bir arkadaşlıkmaçıydı 1952 yılında ise başka bir uluslararası tesadüf Türk voleybolunun görünümünü tam olarak değiştiriverdi
Dışa Açılım(19521957)
O dönemde Türk voleyboluna yalnız oyunculuğu, antrenörlüğüyle değil, girişimci kişiliğinden kaynaklanan gönüllü yöneticiliğiyle de büyük katkılarda bulunan Ayhan DEMİR, 1952 yılında, ne yapmış ne etmiş, üniversiteli sporculardan kurulu bir basketbol takımı ile bir voleybol takımını, Darı'ın çağrılısı olarak Kahire'ye götürmüştü
Türk voleybolcuları orada tanıdık olmayan hakemlerden, bizde uygulanan kuralların şimdiden değiştirilmiş olduğunu, oyunumuzun dizilişlerden vuruşlarımıza değin pek çok yönüyle milletlerarası kurallara uymadığını öğrenince, büyük bir düş kırıklığına uğradılar yurda dönüldüğünde Spor Oyunları Federasyonu'na başvurulup durum ayrıntıları ile anlatıldı : Senelerdir yabancı karşılaşma yapmamak, kuralları izlememek yüzünden, utanç verici bir duruma düşülmüştü
İlk ulusal takımımız : Aleksandre Holyafkim, Marsel Şalabi, Ayhan Demir, Sacit Seldüz, Saman Bergerden, Sinan Erdem, Lui Şalabi Oturanlar: Vahit Çolakoğlu, Muammer Pamuk, Haluk Kanbay(Antr), Faik Gökay(SOF Başkanı), Tevfik Artun(Hakem) Ziya Kayacan, Gültekin Gürel, Selçuk Atamer, Valentin Holyafkim, Yiğit Ayaşlıoğlu
Bunun üzerine, 1953'de, Yugoslavya ile İstanbul'da bir maç yapılması için harekete geçildi Bir ulusal ekip seçilip Darı'da edinilen bilgilerin elverdiğince çalıştırıldı Takımda yer alan oyuncular şunlardı
Selçuk ATAMER,
Yiğit AYAŞLIOĞLU,
Saman BERGERDEN,
Ayhan DEMİR,
Sinan ERDEM,
Gültekin GÜREL,
Aleksandre HOLYAFKİM,
Valentin HOLYAFKİM,
Ziya KAYACAN,
Sacit SELDÜZ,
Lui ŞALABİ,
Marsel ŞALABİ
Spor ve Sergi Sarayı'nda oynanan bu birincil beş setlik maçımızda milli takımımız Yugoslavların yadırgadığı çekmelerle bir set kapıp 31 yenildi
Yugoslavlar pasör kaçırarak üç oyuncuyla atak ediyorlardı Bizim voleybolumuz ise daha üç pasör üç smaçör anlayışını aşmış değildi Nerden vuracağı evvelden belli tek smaçörle saldırı ediyorduk
Bu maçı bir Türk başhakem yönetmese tamamen biçare kalacaktık Çünkü daha faullü vuruşlarımızı düzeltebilmiş değildik
Spor Oyunları Federasyonu yetkilileri, aralıksız olarak büyüyen dünya voleybolu karşısındaki durumumuzu gözleriyle görünce, sporcularımızı, antrenörlerimizi eğitmek üzere, Yugoslavya'dan bir antrenör getirdiler Danila POJAR adındaki bu antrenör Türkiye'deki maçları izledi, kurslar açtı, takımlarımızın çağdaş yöntemlerle çalıştırılmaları için zorunlu bilgileri verdi
Aynı yıl Ankara'da düzenlenen üç üniversite takımı arasındaki milletlerarası turnuvayı, Yugoslavya ile Yunanistan'ı yenen Türkiye kazandı
Lakin, bir sene daha sonra, 1945'de, Belgrat'ta yapılan ikinci milli maçımızda Yugoslavya'ya yine, keza de 30 yenildik Maç on yedi dakika sürmüş, Türk takımı çözülüp gitmişti Ama bundan böyle faullü çekmelerle oynamıyor, smaç vuruyorduk
Belgrat'ta Yugoslavya ile oynadığımız ikinci milli maçımızda tahsis alan voleybolcularımız : Sinan Erdem(K), Ayhan Demir, Orhan Alim, Şakir Erman, Mahir Aras, Semih Cihaz, Burhan Yamanoğlu, Ali Rıza Olcayto Cihat Özgenel, Erdoğan Teziç, Lui Şalabi, Valentin Holyafkim
1955 yılında milli takımımız hiç maç yapmadı Fakat yabancılarla oynamanın, iyi takımları görmenin önemini anlayan sporcular dışa açılmanın diğer yollarını aradılar 1953'den 1957'e değin sürekli keza İstanbul, ayrıca Türkiye Şampiyonu olan Galatasaray takımı, ulusal takımın çoğu oyuncusunu da içinde bulunduran kadrosuyla 1955 yılını yabancı karşılaşmalarla geçirdi
1954'de, Belgrat'taki ulusal maçımızı dışarıda bir sağanak yağmur ardından, akaryakıt döküp yakılarak kurutulan, toprak bir voleybol alanında oynamıştık Ayhan Demir(4) plase atıyor, Valentin Holyafkim(3) ile Lui Şalabi dublaja girmişler Pası Cihat Özgenel yükseltmiş
En güvenilen oyuncu, Ayhan DEMİR, o günlerin anlayışına uyarak, takımının antrenörlüğünü de yapmaktaydı Önce Bulgar takımlarıyla oynandı Daha Sonra Fransa'da iki Yugoslav, bir İtalyan, bir Fransız takımının katıldığı beşli bir turnuvaya gidildi bu turnuvada Galatasaray iki Yugoslav takımının peşinde üçüncü elde etmek başarısını gösterdi
Ertesi sene, 1956'da, Türkiye Paris'de yapılan üçüncü Erkekler Dünya Şampiyonası'na katıldı Sovyetlere 30, Kore'ye (20 öndeyken) 32 yenilerek klasman grubuna kalan takımımız Avusturya ile Luxemburg'u 30 yenip Hindistan'a 30 yenilerek sıralamada yirmi ikinci oldu
Takımı maçlara kaptan Ayhan DEMİR hazırlamış, ayrıca oyunculuk, ayrıca koçluk yapmıştı Ancak tüm takımların kenarda oturan antrenörleri vardı
Dünya Şampiyonası'ndan, Kore maçını kaçırmasaydık fazla daha iyi bir derece alacaktıkgörüşüyle, milletlerarası maçlara tamamen alışık olarak dönüldü
1957'de, İstanbul'da, Fatih Kupası adıyla koskocoman bir turnuva düzenlendi Sovyetler Birliği, Çekoslovakya, Romanya, Bulgaristan, Yugoslavya, İran ile Türkiye'nin katıldığı bu turnuvaya takımımız Çekoslovakya'dan getirilen ünlü bir antrenör, Jiri KOBRLE hazırladı Türkiye yalnız İran'ı 30 yendi, öbür takımlardan set alamadı, fakat bundan böyle biz de voleybolu, bu alanda ileri gitmiş dünya ülkelerinin oynadığı gibi oynuyorduk Seyircilerimiz, tribünlerdeki genç sporcularımız ise, zorlama voleyboludenilen sporun özelliklerini en yüksek düzeyde oynayanlardan bakmak olanağını elde etmişlerdi Bu tarihten daha sonra spor çevrelerinde voleybola bahşedilen ağırlık birden arttı
Ulusal takımımız çalıştıran Jiri KOBRLE'den, memleketine dönmeden önce, antrenör kurslarında da yararlanılarak Doğu Avrupa voleybolunun kurumsal özelliklerinin öğrenilmesi yolunda manâlı bir adım atılmış oldu
Doğu Avrupa Voleybolu (19581967)
1958'de VoleybolEltopu Federasyonu kuruldu Eltopunun o dönemde yaygın bir spor olmadığı düşünülürse, bu ayrılmanın voleybol için önemi kolayca kavranabilir Voleybol artık yüksek düzeydeki yöneticilerce de önemsenen, atılım yapması beklenen bir spordu
1958'de, Çekoslovakya'nın Prag kentindeki Avrupa Erkekler Şampiyonası'na takımımızı hazırlaması için meşhur Rumen antrenör Nicolae SOTIR çağrıldı Türkiye bu şampiyonada on birinci olurken Avusturya(30), Arnavutluk(31),Darı(30),Finlandiya(31) gibi takımları yendi Doğu Avrupa voleybolunu artı başarıyla uyguluyor, Batı Avrupa takımlarıyla başa baş oynayacak duruma gelmiş görünüyorduk Tıpatıp Kobrle gibi, Sotir de antrenör kursları yöneterek voleybol adamlarımızın kuramsal yönden gelişmelerine katkıda bulundu
Fatih Kupası maçlarının gördüğü büyük ilgiden baskı bölge Federasyon, İstanbul'da milletlerarası turnuvaları belli aralarla tekrarlamaya başladı 1965'e dek dört İstanbul Enternasyonal Voleybol Turnuvası izlendi Dünyanın en kuvvetli voleybol takımları olarak aşina Sovyetler Birliği, Çekoslovakya, Romanya, Bulgaristan, Yugoslavya, Macaristan, Polonya'nın ünlü oyuncuları, seyircilerimizin, özellikleriyle tanıdıkları sporcular oldular Voleybol oynamaya heves eden çocuklarımızın sayısı arttığı gibi, voleybola yeni başlamış olan ufak yaşlardaki sporcularımızın görgüsü de büyük oranla arttı
Fatih Kupası maçlarına katılan ulusal takımımız: Ayhan Demir(K) Şakir Erman, İrfan Yener, Güngör Demirtaş, Burhan Yamanoğlu, Ender Kurt, Sinan Erdem, Erdoğan Teziç, Şevket Güventürk, Atilla Sesören, Ömer Kuntay, Layık Eraybar, Nasuhi Meşhur, Yiğit Ayaşlıoğlu, Antr Jiri Kobrle *