William Blake Kimdir

“Tyger, Tyger,
gecenin ormanlarında ışıl ışıl yanıyor ,
Hangi ölümsüz el veya göz
korkulu simetrini çerçeveleyebilir?”

Genişletmek için tıkla ...

– William Blake – The Tyger ( Songs of Experience’dan )

William Blake’in Kısa Biyografisi​

William Blake, 28 Kasım 1757’de hayatının çoğunu geçirdiği Londra’da doğdu. Babası başarılı bir Londralı hosierdi ve Emmanuel Swedenborg’un Dini öğretilerinden etkilenmişti. Blake ilk olarak evinde, özellikle annesi tarafından eğitildi. Blake annesine çok yakın kaldı ve onun hakkında çok fazla şiir yazdı. Cradle Song gibi şiirler , Blake’in annesi tarafından yetiştirilmesine ilişkin düşkün hatıralarını örnekler:

Tatlı rüyalar, bir gölge
oluştur O’er sevimli bebeğimin kafasını;
Hoş akarsuların tatlı rüyaları
Mutlu, sessiz, ay gibi ışınlarla.
Yumuşak
tüylü tatlı uyku Kaşlarını ör, bebek tacı.
Süpür bir uyku, hafif melek,
Hover o’er benim mutlu çocuğum.

Genişletmek için tıkla ...

– William Blake


Ailesi, sanatsal mizacına büyük ölçüde sempati duyuyordu ve onu İtalyan baskıları toplamaya teşvik ettiler. Küçük yaşta ticarete katılan bir oymacı olarak iş buldu. Erken çıraklığı oldukça sıkıcı buldu, ancak öğrendiği becerilerin sanatsal hayatı boyunca yararlı olduğunu kanıtladı. Oymacı olarak çok yetenekli hale geldi ve çıraklığını 1779’da tamamladıktan sonra bağımsız bir sanatçı oldu. Birçok komisyon aldı ve yetenekli bir sanatçı olarak tanındı. Blake, hayatı boyunca yenilikçiydi ve ruh dünyasını fiziksel formda tasvir etme isteği, basın unsurları tarafından eleştirildi.

William Blake Evlilik​

1791’de Blake, Thames’in öbür ucundaki Battersea’dan okuma yazma bilmeyen ve fakir bir kadın olan Catherine Boucher’a aşık oldu. Evlilik, akıl ve ruhun gerçek bir buluşması olduğunu kanıtladı. Blake karısına okumayı ve yazmayı öğretti ve iç ve dış deneyimlerini özgürce paylaştı. Catherine sadık bir eş ve Blake’in sanatsal dehasının tavizsiz bir destekçisi oldu.

“Sevgi memnun etmek için kendini aramaz,
Ne de umursamaz,
Ama bir başkası onun için kolaylık sağlar,
Ve cehennemin çaresizliğinde bir cennet inşa eder.”

Genişletmek için tıkla ...

– Experience of Experience, The Clod and the Pebble, st. 1

Mistik deneyimler ve şiir

mistik deneyimler ve şiir
Blake, genç bir çocukken ağaçlardaki melekleri görmenin çok açıklayıcı bir vizyonuna sahip olduğunu hatırlıyor. Bu mistik vizyonlar hayatı boyunca geri döndü ve şiirinde ve bakış açısında derin bir iz bıraktı.

“Size söylenmesi gereken şeyi söylemekten utanmıyorum, korkmuyorum ya da tereddüt etmiyorum: Cennetten, Günlük ve Geceden Elçilerin yönetimindeyim; ancak bu tür şeylerin doğası, bazılarının zannettiği gibi, sorun veya umursamaz değildir. ”
– William Blake’in Mektupları

Genişletmek için tıkla ...

William Blake ayrıca zulme karşı özellikle duyarlıydı. İnsanın diğer insanlara ve çocuklara karşı insanlık dışı olduğunu görünce kalbi ağladı. Birçok yönden radikal bir mizaca sahipti, günün hüküm süren ortodoksluğuna isyan ediyordu. Dünyaya Öfkesi ve hayal kırıklığı “şiirlerini koleksiyonunda görülebilir Deneyim Şarkıları ”

“Sevinç için doğan kuş nasıl
kafeste oturup şarkı söyler?
Korkuları kızdırdığında bir çocuk nasıl olabilir,
Ama şefkatli kanadını sarkıt
ve genç baharını unut! “

Genişletmek için tıkla ...

– William Blake: Okul Çocuğu​

William Blake, hayatın acımasız gerçeklerini ortaya çıkaran ve açığa çıkaran şiir yazmanın yanı sıra, cennetsel vizyonlarıyla bağını asla kaybetmedi. Gerçek bir kahin gibi, sıradan dünyanın ötesini görebilir ve başka bir olasılığa göz atabilirdi.

“Bir kum tanesinde bir dünya ve
vahşi bir çiçekte cennet görmek
için Avucunuzun içinde
sonsuzluğu ve bir saat içinde sonsuzluğu tutun .”

Genişletmek için tıkla ...

Auguries of Innocence’den gelen bu şiir , İngiliz dilinin en sevilen şiirlerinden biridir. Dört kısa satırla, sonluda sonsuza ve geçici olanda sonsuza dair bir izlenim verir.

Blake’in en büyük şiirlerinden biri – halk arasında ‘Kudüs’ olarak anılır – epik eseri “Milton: İki kitapta bir şiir” in önsözüydü. Bu ilahi, İncil’de belgelenmiş yaşamından önceki yıllarda, İsa’nın Glastonbury, İngiltere’ye seyahat ettiği hikayeden esinlenmiştir. Blake’e göre Kudüs, yeryüzünde Cenneti yaratmak ve modern yaşamdaki ‘karanlık şeytani değirmenler’ ile ilgili çirkin olan her şeyi ‘İngiltere’nin yeşil ve hoş ülkesine dönüştürmek için bir metafordu. 1916’da Hubert Parry tarafından müziğe ayarlanan Kudüs, genellikle İngiltere’nin resmi olmayan milli marşı olarak görülüyor.

Yaşamı boyunca Blake hiçbir zaman fazla para kazanmadı. Sadece ölümünden sonraydı onun dehası tamamen takdir edildi. Gravürleri ve ısmarlama çalışmaları hayatta kalmaya yetecek kadar para çekti, ancak zaman zaman bazı yakın arkadaşlarının desteğine güvenmek zorunda kaldı. Blake’in duygusal ve özgür ruhlu mizacından dolayı, her zaman arkadaşlıkları sürdürmeye uygun değildi.


Bir keresinde, bir askeri arka bahçesini terk etmeye zorladığı için yetkililerle başı derde girdi. Napolyon Savaşları döneminde hükümetin, algılanan vatanseverlik eksikliğini bastırdığı dönemdi. Bu ortamda isyankârlıktan tutuklandı ve hapis olasılığı ile karşı karşıya kaldı. Blake kendini savundu ve Blake’in askeri karşıtı tutumundan hoşlanmayanların önyargılarına rağmen beraat etmeyi başardı.

Blake’in dini​

Dışarıdan Blake, vaftiz edildiği, evlendiği ve gömüldüğü İngiltere Kilisesi’nin bir üyesiydi. Bununla birlikte, inancı ve manevi deneyimi, Ortodoks dinden çok daha derin ve alışılmadıktı. Kendini samimi bir Hristiyan olarak görüyordu, ancak sıklıkla organize dini eleştiriyordu.

“Ve şimdi sizi temin etmekle bitireyim, Çok mutsuzdum, artık öyle değilim. Ben yine Gün ışığına çıktı; Hâlâ ve Sonsuzluğa Hristiyanlığı Kucaklayacağım ve Tanrı’nın Ekspres görüntüsü olan ona tapacağım ”- Letters of Blake

Genişletmek için tıkla ...

Hayatının son birkaç on yılında, hiçbir zaman resmi ibadete katılmadı, ancak dini, özel olarak yapılacak bir iç deneyim olarak gördü. Hayatı boyunca, cennet meleklerinin mistik deneyimleri ve vizyonlarını deneyimledi. Bu deneyimler şiirine, sanatına ve hayata bakış açısına yön verdi. Blake’in geleneksel dindarlığın ötesini görmesini sağladı ve insan iyiliğine ve nezaketine değer verdi. Köleliğin güçlü bir rakibiydi ve insan eşitliği fikrini destekliyordu.

“Algılama kapıları temizlenmiş olsaydı, insana her şey olduğu gibi görünürdü: sonsuz.”
– Blake, Cennet ve Cehennemin Evliliği (1790–1793)

Genişletmek için tıkla ...

Blake İncil’i okudu ve Yeni Ahit’e hayran kaldı, Eski Ahit’te bulunan hükümlere ve kısıtlamalara daha az aşıktı. Ayrıca İncil’i Tanrı’nın gerçek kelimesi olarak gören karizmatik bir vaiz olan Emanuel Swedenborg’un öğretisinden de etkilendi. Blake, zaman zaman Swedenborg konusunda hevesli olsa da, entelektüel ve ruhsal bağımsızlığını korumayı tercih ederek asla kilisesine üye olmadı.

William Blake Nezaman Öldü

Blake 12 Ağustos 1827’de öldü. Görgü tanıkları onun ölümünün ‘şanlı bir olay’ olduğunu bildirdi. Blake hastalandıktan sonra ilahiler söyledi ve kendini ayrılmaya hazırladı. Halka açık bir mezarlıkta ve Bunhill Fields’de işaretsiz bir mezara gömüldü. Ölümünden sonra, etkisi Pre-Raphaelites aracılığıyla istikrarlı bir şekilde büyüdü ve daha sonra TS Eliot ve WB Yeats gibi şairleri kaydetti.

Değerli şair William Wordsworth , Blake’in ölümü üzerine şunları söyledi:

“Bu zavallı adamın deli olduğuna hiç şüphe yoktu, ama bu adamın deliliğinde beni Lord Byron ve Walter Scott’ın akıl sağlığından daha çok ilgilendiren bir şey var.”

Genişletmek için tıkla ...