nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Yahya Efendi,
Yahya Efendi Kimdir,
Yahya Efendi Hakkında Veri
Yahya Efendi Hayatı; ŞEYH YAHYA EFENDİ HZ
Beşiktaşlı Şeyh Yahya Efendi diye şan olan Yahya Efendi h 9001495 yılında babası Şamlı Ömer Efendi (Amasyalı Ömer Efendi) Trabzon kadısı olarak görev yapmakta iken Trabzon ’da doğmuşturBu tarihte Yavuz Sultan Selim ’de Trabzon ’da vali olarak bulunmakta idiOğlu Şehzade Süleyman h9001495 yılının 1 Şabanında Yahya Efendi ’nin doğduğu hafta Trabzon ’da dünyaya gelmiştirŞehzade Süleyman ’ın annesi Hafsa Sultan ’ın sütü eksik olduğundan, Kadı Ömer Efendi ’nin refikaları ve Yahya Efendi ’nin validesi olan Trabzonlu Afife Hatun minik şehzade Süleyman ’a süt vermiş ve onun süt annesi olmuşturBöylece Yahya Efendi de ünlü Kanuni Sultan Süleyman ’ın süt kardeşi olmuşturBabası Ömer Efendi Şam ’da mefdundur
Mektep çağı gelen Yahya Efendi ilk derslerini babası Ömer Efendi ’den aldıktan daha sonra, Trabzon ’da bulunan ünlü alimlerden ve zamanın velilerinden kabul edilen Müfti Ali Çelebi ’nin rahlei tedrisinde bulunarak fiziksel ve manevi sahada oldukça uzaklık katetmiş, ’mülazemet ’ payesini almıştırTrabzon ’riyazat ve mücahedat ile zahir ve batın ilimlerini tahsil ettikten sonradan bundan böyle Trabzon ’da öğrenebileceği bir şey kalmadığını gören Yahya Efendi ilmini ikmal etmek için İstanbul ’a gelmiştir
İstanbul ’da başta Anadolukavağı ’nda ‘Haydarpaşa Çiftliği ’ denilen mevkide bir çilehane yaptırmış ve orada çilesini ikmal ederken komşularının iz ’acından kurtulmak için kendisinden sonradan ‘Yuşa Tepesi ’ adını alan ve bugün de benzer isimle anılan Sütlüce üzerinde ve Beykoz ile Anadolukavağı arasındaki mevkiye yerleşmiştirHz Yuşa ’nın makamını Yahya Efendi ’nin keşfettiği söylenti edilmektedir
Yahya Efendi ’nin İstanbul ’a 30 yaşında geldiği tahmin edilmektedirİstanbul ’da ilmi kemalatını artmak ve ikmal etmek için zamanın müderrislerinin derslerine devam etmiş ve nihayet Yavuz ve Kanuni devirlerinin büyük ve meşhur alimi olan Şeyhülislam Zenbilli Ali Efendi ’ye (Alüddin Aliyyi ’l Cemali Çelebi,vefatı h(93215251526) intisab etmiştir
Bu sohbetler Yahya Efendi ’nin her bakımdan olgunlaşıp yüksek mertebelere ulaşmasında vesile olmuştur
Yahya Efendi , Zenbilli Ali Efendi ’den iki sene feyz aldıktan daha sonra Zenbilli Ali Efendi ’nin vefatı üstüne 1526 yılında hocasının yerine jurnal 15 akçe ücretle Canbaziyye Medresesine müderris ödev olmuştur Bu tayinle birlikte Yahya Efendi ‘Müderris ’ mahlasıyla anılmaya başlamış millet arasında da ‘Molla Şeyhzade ’ denilmekle şöhret bulmuş ve ebediyeyetine kadar ’da böyle anılmıştırCanbaziyye Medresesi ’nde iki yıl tayin yaptıktan daha sonra terfi ederek günlük 30 akçe ücretle Hacı Hasanzade Medresesi müderrisliğine,sonradan da 40 akçe ücretle Efdaliyye Medresesi müderrisliğine görev edilmiştir
H 9521545 tarihinde günlük 50 akçe ödenti ile Dikte Hasan Çelebi ’nin yerine Mustafa Paşa Medresesi ’ne h 9581551 tarihinde Garik Arabzade yerine Üsküdar ’da Mihri Mah Sultan payesine yükselmiş,h9601553 tarihinde de Kadızade Efendi ’nin yerine Fatih Camii ’ndeki ‘Medarisi Semaniye ’den birinin müderrisliğine görev olmuşturBu görevini başarılı bir şekilde yürütmekte iken meydana gelen bir olay Yahya Efendi ’nin hayatındaki dönüm noktalarından biri olmuştur
Devrin hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman eşi Hürrem Sultan ile Sadazam ve bununla birlikte damadı olan Rüstem Paşa ’nın tavsiye ve teşvikleri sonucu kendisine isyan ederek taht mücadelesine girecek iddasıyla 9601553 yılında büyük oğlu olan Şehzade Mustafa ’yı Konya Ereğlisi civarındaki ordugahta boğdurtmuşturve Mustafa ’nın annesi olan Gülbahar Hatun ’u da saraydan çıkartmıştırŞehzade Mustafa ’nın boğdurulması olayı bütün ülkede umumi bir etki uyandırmıştıAdeta milli bir yas halini alan bu teessüre Yahya Efendi kayıtsız kalmamıştır,nitekim içinde bulunduğu bu teessür sonucu Yahya Efendi padişaha olan yakınlığına da güvenerek ‘ ’yaptığı hareketin hatalı olduğunu bildirerek, Gülbahar Hatun ’u yeniden saraya alması ’ ’ için padişaha şefkat ve acınacak şey isteğinde yer alan bir mektup yazmıştıBu hareketi Kanuni kadar cüret ve saygısızlık telakki edilen Yahya Efendi 962155455 yılında evvela müderrislikten azledilmiş sonradan da günlük 50 akçe ödenti ile emekli edilmiştir İşte bu durum küçüklüğünden beri riyazet ve tefekkürü çok seven Şeyh Efendi emekli olunca Beşiktaş ’taki evi ve mescidinde inzivaya çekilmiş ve böylece bütün ömrünü bu dergahta ilim öğretmeye ,tefekkür ve zikirle geçirmeye başlamıştır
Önce azl,sonradan da zoraki emekli edilmesi karşı üzülen Yahya Efendi duygularını ’ ’Yevmi elli akçe ekmek alırdım,ekmeğimizi kestiler,nihayet birkaç gün çorbamızı ekmeksiz içelim ’ ’ diyerek yakınlarına açıklama etmiştir
Sultan II Selim 9741566 yılında tahta çıktığında kendisine büyük saygı duyduğu Yahya Efendi ’nin emekli maaşını jurnal 50 akçeden 100 akçeye yükseltmiştir
Yahya Efendi ömrünün ardına kadar mücahede ve ibadetle vakit geçirmiş, 9781570 senesi Zilhiccesinde Kurban Bayramı gecesinde 78 yaşında iken Beşiktaş ’ daki dergahında ebedi aleme göçmüştürYahya Efendi ‘nin vefatına ‘ ’İRTİHAL EYLEDİ KUTBU ’L ULEMA ’ ’ terkibiyle tarih düşürülmüştür Cenaze namazını,bayram namazını müteakib Süleymaniye Camii ’nde devrin Şeyhülislamı olan Ebussuud Efendi kıldırmıştır,cenazeye vezirler,alimler,devlet ricali ile halktan böylece çok kimse katılmıştır Cenaze Süleymaniye ’den Beşiktaş ’a getirilerek ,hayatta iken kendileri tarafından yaptırılmış olan baki istirahatgahı olan bugünkü makamına tevdi edilmiştirCenaze merasimi o kadar topluluk olmuştur ’fakat o gün İstanbul ’dan Beşiktaş ’a kayık ücretinin beş akçeye yükseldiği rivayet edilmektedir Vefatının yedinci gecesinde alimler,şeyhler,mutasavvıflar,hafızlar,imamlar,vaizler ve eşraf dergahta toplanarak hatmi şerif,tevhid ve tesbih ile bu geceyi ihya etmişlerdir
Üveys bin Amir bin Malik elKarani ’ye (ö37657)nisbet edilen ‘ ’Üveysi Tarikatı ’ ’nın devrindeki piri olan Yahya Efendi gördüğü bir rüyanın neticesinde dergahın bulunduğu bugünkü mahalli kendi parası ile satın alarak burada mescit,medrese,hamam,eşevi ve misafirlerin istirahat edebilecekleri yerler yaptırarak ’ ’Hızırlık ’ ’ adını verdiği tam bir külliye meydana getirmiştir Burada uzunca bir vakit şeri ve manevi ilimler alanındaki istidadi ve kazandıklarıyla yaptığı hizmet neticesinde ‘ ’Beşiktaşi Şeyh Yahya Efendi ’ ’ diye XVI Yüzyılında haklı bir şöhrete ulaşmıştır
Yaptırdığı külliyenin inşaatına kanımca gözaltı etmekle kalmamış , inşaat işlerine de iştirak etmiş olacak ama, bunu bir rubaisinde:
‘ ’Cihanın ziynetine aldanıp insanlar
Kızıl yeşilce yaprak ile oynar
Müderris şimdi oğlancık olubdur
Beşik taşında toprak ile oynar ’ ’
Biçiminde dile getirmiştir
Yahya Efendi ’yi vezirler,devlet erkanı,an erbabı,esnaf ve halk müziği bilhassa de gemiciler ziyaret eder, armağan ve adaklar gönderirler hacetleri için dua niyaz ederlerdiBilhassa Karadeniz ’e çıkan ve dönen Müslüman ve Hırıstıyan gemiciler sahile yanaşarak Yahya Efendi ’nin hayır dualarını alırlardıHatta halk müziği aralarında ,Üsküdar ’da Özbekler Tekkesi Şeyhi Abdullahi ’lEkber,Beşiktaş ’ta Yahya Efendi, Beykoz ’da Yuşa Hazretleri ve Sarıyer ’de Telli Baba ’nın İstanbul ’un manevi bekçileri oldukları yolunda yaygın bir inanış da mevcuttur
Efendi hazretleri kendilerini ziyarete gelen herkese yemek yemek ve şerbet ikram ederdi,bazen alimlere mollalara ,bazen de fakirlere özellikle de Mevlidi Nebevi gecesi her değişiklik insanın ileri gelenlerine ziyafetler verirdi
Arasıra Kanuni Sultan Süleyman ’a süt ve bahçe mahsullerinden oluşan hediyeler ibraz eder, padişah da karşılığında altın ve gümüş dolu keseler gönderirdiII Selim ’in de Yahya Efendi ’ ye büyük bir hürmet ve rabıtası vardı
Yahya Efendi sohbetinde bulunan kim olursa olsun ona ‘ ’aşık ’ ’ diye hitap eder,küçükle küçük,büyükle büyük olurdu, her çeşit elbiseyi giyer her çeşitlilik sarığı sarardıYahya Efendi zahir ve batın ilimlerinde gelinebilecek son mertebeye ulaşmıştı
Yahya Efendi ,dini ilimlerde olduğu gibi Astronomi,Hendese ve Riyaziye ’de de fazla ileri derecede veri sahibi idi
Meşairü ’şŞuara adlı eserini hazırlamakta olan Aşık Çelebi bir gün Yahya Efendi ’nin dergahına gelir,dergah her zamanki gibi yine zikir ve kudüm sesleriyle çağlamaktadır Şeyhin huzurunda bir müddet oturan Aşık Çelebi nihayet laf söyleme fırsatı bularak ‘ ’Efendi hazretleri! Hangi eserinizi kitabıma alayım? Diye sorunca,Yahya Efendi tatlı bir tebessümden sonradan kendi hatlarıyla yazdığı,
‘ ’Hep gelenler yanlamasına yandan geldi gitti dünyadan
Şu Anda nevbet bana geldi,döne döne yanayım ’ ’
Beyitini Aşık Çelebi ’ye verir
Yahya Efendi kendi türündeki benzerleri gibi dünya ’ya ve dünyalığa kulak asmayan bir serdengeçti idi,böylece ancak bir yoksul ve ilim adamı olan bu içten ve gözü kara adam,yaşadığı Ortaköy tepesinde lüzum gördükçe başını kitaplardan kaldırarak padişah ’a yaklaşır,hoşuna gitmeyen bir hal aleyhinde ihtarlı ve sert bir sesle,bu ‘ ’devletlü süt kardeş ’ ’ e çıkışır sözünü geçiremeyecek olursa da gönül koyarak aylarca olur ya de yıllardan beri sarayın eşiğinden adım atmazdı
Zenbilli Ali Efendi ’den icazet alarak müderris olan Yahya Efendi insan kalabalıklarından kaçıp saklandığı ıssız bir tabiat köşesinde bir medrese,bir hamam,bir mescid ve çeşme yaptıracak dünyalığa maliktiFakat insanlara bilgi dağarcığını boşaltıp verdiği gibi kesesindeki son akçeye kadar da fakir ve muhtaçlara dağıtan , hatta ziyaretine gelenlere pereme ve kayık kirasını ikram edecek kadar eli açık olan bu veli kişi o gün bu gün aynı yerde benzer isimle halkın malı olarak, manevi hayatını yaşamaktadır
Evliya Çelebi ‘ ’ Yahya Efendi ’nin her Cuma gecesi Hızır Aleyhisselam ile buluştuğu ve ondan ilmi ledünnü öğrendikleri ‘ ’ bildirilmektedirHatta türbenin kuzey kenarına bu mutad buluşmaların birinde ikisi tarafında beraberce bir asma fidanı dikilmiş olduğu rivayet edilmektedir
kaynak: yahyaefendicom *
Yahya Efendi Kimdir,
Yahya Efendi Hakkında Veri
Yahya Efendi Hayatı; ŞEYH YAHYA EFENDİ HZ
Beşiktaşlı Şeyh Yahya Efendi diye şan olan Yahya Efendi h 9001495 yılında babası Şamlı Ömer Efendi (Amasyalı Ömer Efendi) Trabzon kadısı olarak görev yapmakta iken Trabzon ’da doğmuşturBu tarihte Yavuz Sultan Selim ’de Trabzon ’da vali olarak bulunmakta idiOğlu Şehzade Süleyman h9001495 yılının 1 Şabanında Yahya Efendi ’nin doğduğu hafta Trabzon ’da dünyaya gelmiştirŞehzade Süleyman ’ın annesi Hafsa Sultan ’ın sütü eksik olduğundan, Kadı Ömer Efendi ’nin refikaları ve Yahya Efendi ’nin validesi olan Trabzonlu Afife Hatun minik şehzade Süleyman ’a süt vermiş ve onun süt annesi olmuşturBöylece Yahya Efendi de ünlü Kanuni Sultan Süleyman ’ın süt kardeşi olmuşturBabası Ömer Efendi Şam ’da mefdundur
Mektep çağı gelen Yahya Efendi ilk derslerini babası Ömer Efendi ’den aldıktan daha sonra, Trabzon ’da bulunan ünlü alimlerden ve zamanın velilerinden kabul edilen Müfti Ali Çelebi ’nin rahlei tedrisinde bulunarak fiziksel ve manevi sahada oldukça uzaklık katetmiş, ’mülazemet ’ payesini almıştırTrabzon ’riyazat ve mücahedat ile zahir ve batın ilimlerini tahsil ettikten sonradan bundan böyle Trabzon ’da öğrenebileceği bir şey kalmadığını gören Yahya Efendi ilmini ikmal etmek için İstanbul ’a gelmiştir
İstanbul ’da başta Anadolukavağı ’nda ‘Haydarpaşa Çiftliği ’ denilen mevkide bir çilehane yaptırmış ve orada çilesini ikmal ederken komşularının iz ’acından kurtulmak için kendisinden sonradan ‘Yuşa Tepesi ’ adını alan ve bugün de benzer isimle anılan Sütlüce üzerinde ve Beykoz ile Anadolukavağı arasındaki mevkiye yerleşmiştirHz Yuşa ’nın makamını Yahya Efendi ’nin keşfettiği söylenti edilmektedir
Yahya Efendi ’nin İstanbul ’a 30 yaşında geldiği tahmin edilmektedirİstanbul ’da ilmi kemalatını artmak ve ikmal etmek için zamanın müderrislerinin derslerine devam etmiş ve nihayet Yavuz ve Kanuni devirlerinin büyük ve meşhur alimi olan Şeyhülislam Zenbilli Ali Efendi ’ye (Alüddin Aliyyi ’l Cemali Çelebi,vefatı h(93215251526) intisab etmiştir
Bu sohbetler Yahya Efendi ’nin her bakımdan olgunlaşıp yüksek mertebelere ulaşmasında vesile olmuştur
Yahya Efendi , Zenbilli Ali Efendi ’den iki sene feyz aldıktan daha sonra Zenbilli Ali Efendi ’nin vefatı üstüne 1526 yılında hocasının yerine jurnal 15 akçe ücretle Canbaziyye Medresesine müderris ödev olmuştur Bu tayinle birlikte Yahya Efendi ‘Müderris ’ mahlasıyla anılmaya başlamış millet arasında da ‘Molla Şeyhzade ’ denilmekle şöhret bulmuş ve ebediyeyetine kadar ’da böyle anılmıştırCanbaziyye Medresesi ’nde iki yıl tayin yaptıktan daha sonra terfi ederek günlük 30 akçe ücretle Hacı Hasanzade Medresesi müderrisliğine,sonradan da 40 akçe ücretle Efdaliyye Medresesi müderrisliğine görev edilmiştir
H 9521545 tarihinde günlük 50 akçe ödenti ile Dikte Hasan Çelebi ’nin yerine Mustafa Paşa Medresesi ’ne h 9581551 tarihinde Garik Arabzade yerine Üsküdar ’da Mihri Mah Sultan payesine yükselmiş,h9601553 tarihinde de Kadızade Efendi ’nin yerine Fatih Camii ’ndeki ‘Medarisi Semaniye ’den birinin müderrisliğine görev olmuşturBu görevini başarılı bir şekilde yürütmekte iken meydana gelen bir olay Yahya Efendi ’nin hayatındaki dönüm noktalarından biri olmuştur
Devrin hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman eşi Hürrem Sultan ile Sadazam ve bununla birlikte damadı olan Rüstem Paşa ’nın tavsiye ve teşvikleri sonucu kendisine isyan ederek taht mücadelesine girecek iddasıyla 9601553 yılında büyük oğlu olan Şehzade Mustafa ’yı Konya Ereğlisi civarındaki ordugahta boğdurtmuşturve Mustafa ’nın annesi olan Gülbahar Hatun ’u da saraydan çıkartmıştırŞehzade Mustafa ’nın boğdurulması olayı bütün ülkede umumi bir etki uyandırmıştıAdeta milli bir yas halini alan bu teessüre Yahya Efendi kayıtsız kalmamıştır,nitekim içinde bulunduğu bu teessür sonucu Yahya Efendi padişaha olan yakınlığına da güvenerek ‘ ’yaptığı hareketin hatalı olduğunu bildirerek, Gülbahar Hatun ’u yeniden saraya alması ’ ’ için padişaha şefkat ve acınacak şey isteğinde yer alan bir mektup yazmıştıBu hareketi Kanuni kadar cüret ve saygısızlık telakki edilen Yahya Efendi 962155455 yılında evvela müderrislikten azledilmiş sonradan da günlük 50 akçe ödenti ile emekli edilmiştir İşte bu durum küçüklüğünden beri riyazet ve tefekkürü çok seven Şeyh Efendi emekli olunca Beşiktaş ’taki evi ve mescidinde inzivaya çekilmiş ve böylece bütün ömrünü bu dergahta ilim öğretmeye ,tefekkür ve zikirle geçirmeye başlamıştır
Önce azl,sonradan da zoraki emekli edilmesi karşı üzülen Yahya Efendi duygularını ’ ’Yevmi elli akçe ekmek alırdım,ekmeğimizi kestiler,nihayet birkaç gün çorbamızı ekmeksiz içelim ’ ’ diyerek yakınlarına açıklama etmiştir
Sultan II Selim 9741566 yılında tahta çıktığında kendisine büyük saygı duyduğu Yahya Efendi ’nin emekli maaşını jurnal 50 akçeden 100 akçeye yükseltmiştir
Yahya Efendi ömrünün ardına kadar mücahede ve ibadetle vakit geçirmiş, 9781570 senesi Zilhiccesinde Kurban Bayramı gecesinde 78 yaşında iken Beşiktaş ’ daki dergahında ebedi aleme göçmüştürYahya Efendi ‘nin vefatına ‘ ’İRTİHAL EYLEDİ KUTBU ’L ULEMA ’ ’ terkibiyle tarih düşürülmüştür Cenaze namazını,bayram namazını müteakib Süleymaniye Camii ’nde devrin Şeyhülislamı olan Ebussuud Efendi kıldırmıştır,cenazeye vezirler,alimler,devlet ricali ile halktan böylece çok kimse katılmıştır Cenaze Süleymaniye ’den Beşiktaş ’a getirilerek ,hayatta iken kendileri tarafından yaptırılmış olan baki istirahatgahı olan bugünkü makamına tevdi edilmiştirCenaze merasimi o kadar topluluk olmuştur ’fakat o gün İstanbul ’dan Beşiktaş ’a kayık ücretinin beş akçeye yükseldiği rivayet edilmektedir Vefatının yedinci gecesinde alimler,şeyhler,mutasavvıflar,hafızlar,imamlar,vaizler ve eşraf dergahta toplanarak hatmi şerif,tevhid ve tesbih ile bu geceyi ihya etmişlerdir
Üveys bin Amir bin Malik elKarani ’ye (ö37657)nisbet edilen ‘ ’Üveysi Tarikatı ’ ’nın devrindeki piri olan Yahya Efendi gördüğü bir rüyanın neticesinde dergahın bulunduğu bugünkü mahalli kendi parası ile satın alarak burada mescit,medrese,hamam,eşevi ve misafirlerin istirahat edebilecekleri yerler yaptırarak ’ ’Hızırlık ’ ’ adını verdiği tam bir külliye meydana getirmiştir Burada uzunca bir vakit şeri ve manevi ilimler alanındaki istidadi ve kazandıklarıyla yaptığı hizmet neticesinde ‘ ’Beşiktaşi Şeyh Yahya Efendi ’ ’ diye XVI Yüzyılında haklı bir şöhrete ulaşmıştır
Yaptırdığı külliyenin inşaatına kanımca gözaltı etmekle kalmamış , inşaat işlerine de iştirak etmiş olacak ama, bunu bir rubaisinde:
‘ ’Cihanın ziynetine aldanıp insanlar
Kızıl yeşilce yaprak ile oynar
Müderris şimdi oğlancık olubdur
Beşik taşında toprak ile oynar ’ ’
Biçiminde dile getirmiştir
Yahya Efendi ’yi vezirler,devlet erkanı,an erbabı,esnaf ve halk müziği bilhassa de gemiciler ziyaret eder, armağan ve adaklar gönderirler hacetleri için dua niyaz ederlerdiBilhassa Karadeniz ’e çıkan ve dönen Müslüman ve Hırıstıyan gemiciler sahile yanaşarak Yahya Efendi ’nin hayır dualarını alırlardıHatta halk müziği aralarında ,Üsküdar ’da Özbekler Tekkesi Şeyhi Abdullahi ’lEkber,Beşiktaş ’ta Yahya Efendi, Beykoz ’da Yuşa Hazretleri ve Sarıyer ’de Telli Baba ’nın İstanbul ’un manevi bekçileri oldukları yolunda yaygın bir inanış da mevcuttur
Efendi hazretleri kendilerini ziyarete gelen herkese yemek yemek ve şerbet ikram ederdi,bazen alimlere mollalara ,bazen de fakirlere özellikle de Mevlidi Nebevi gecesi her değişiklik insanın ileri gelenlerine ziyafetler verirdi
Arasıra Kanuni Sultan Süleyman ’a süt ve bahçe mahsullerinden oluşan hediyeler ibraz eder, padişah da karşılığında altın ve gümüş dolu keseler gönderirdiII Selim ’in de Yahya Efendi ’ ye büyük bir hürmet ve rabıtası vardı
Yahya Efendi sohbetinde bulunan kim olursa olsun ona ‘ ’aşık ’ ’ diye hitap eder,küçükle küçük,büyükle büyük olurdu, her çeşit elbiseyi giyer her çeşitlilik sarığı sarardıYahya Efendi zahir ve batın ilimlerinde gelinebilecek son mertebeye ulaşmıştı
Yahya Efendi ,dini ilimlerde olduğu gibi Astronomi,Hendese ve Riyaziye ’de de fazla ileri derecede veri sahibi idi
Meşairü ’şŞuara adlı eserini hazırlamakta olan Aşık Çelebi bir gün Yahya Efendi ’nin dergahına gelir,dergah her zamanki gibi yine zikir ve kudüm sesleriyle çağlamaktadır Şeyhin huzurunda bir müddet oturan Aşık Çelebi nihayet laf söyleme fırsatı bularak ‘ ’Efendi hazretleri! Hangi eserinizi kitabıma alayım? Diye sorunca,Yahya Efendi tatlı bir tebessümden sonradan kendi hatlarıyla yazdığı,
‘ ’Hep gelenler yanlamasına yandan geldi gitti dünyadan
Şu Anda nevbet bana geldi,döne döne yanayım ’ ’
Beyitini Aşık Çelebi ’ye verir
Yahya Efendi kendi türündeki benzerleri gibi dünya ’ya ve dünyalığa kulak asmayan bir serdengeçti idi,böylece ancak bir yoksul ve ilim adamı olan bu içten ve gözü kara adam,yaşadığı Ortaköy tepesinde lüzum gördükçe başını kitaplardan kaldırarak padişah ’a yaklaşır,hoşuna gitmeyen bir hal aleyhinde ihtarlı ve sert bir sesle,bu ‘ ’devletlü süt kardeş ’ ’ e çıkışır sözünü geçiremeyecek olursa da gönül koyarak aylarca olur ya de yıllardan beri sarayın eşiğinden adım atmazdı
Zenbilli Ali Efendi ’den icazet alarak müderris olan Yahya Efendi insan kalabalıklarından kaçıp saklandığı ıssız bir tabiat köşesinde bir medrese,bir hamam,bir mescid ve çeşme yaptıracak dünyalığa maliktiFakat insanlara bilgi dağarcığını boşaltıp verdiği gibi kesesindeki son akçeye kadar da fakir ve muhtaçlara dağıtan , hatta ziyaretine gelenlere pereme ve kayık kirasını ikram edecek kadar eli açık olan bu veli kişi o gün bu gün aynı yerde benzer isimle halkın malı olarak, manevi hayatını yaşamaktadır
Evliya Çelebi ‘ ’ Yahya Efendi ’nin her Cuma gecesi Hızır Aleyhisselam ile buluştuğu ve ondan ilmi ledünnü öğrendikleri ‘ ’ bildirilmektedirHatta türbenin kuzey kenarına bu mutad buluşmaların birinde ikisi tarafında beraberce bir asma fidanı dikilmiş olduğu rivayet edilmektedir
kaynak: yahyaefendicom *