Yahya Kemal Beyatlı Acık Deniz Şiiri
Yahya Kemal Beyatlı Acık Deniz Şiiri Sozu
Balkan şehirlerinde gecerken cocukluğum;
Her lahza bir alev gibi hasretti duyduğum
Kalbimde vardı `Byron`u bedbaht eden melal
Gezdim o yaşta dağları, hulyam icinde lal
Aldım Rakofca kırlarının hur havasını,
Duydum, akıncı cedlerimin ihtirasını,
Her yaz, şimale doğru asırlarca bir koşu
Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu
MağlUpken ordu, yaslı dururken butun vatan,
Ru`yama girdi her gece bir fatihane zan
Hicretlerin bakıyyesi hicranlı duygular
Mahzun hudutların otesinden akan sular,
Gonlumde hep o zanla beraber cağıldadı,
Bildim nedir ufuktaki sonsuzluğun tadı!
Bir gun dedim ki `istemem artık ne yer ne yar! `
Cıktım surekli gurbete, gezdim diyar diyar;
Gittim son diyara ki serhaddedir yerin,
Hala dilimdedir tuzu engin denizlerin!
Garbin ucunda, son kıyıdan en gurultulu
Bir med zamanı, gokyuzu kurşunla ortulu,
Gordum deniz dedikleri bin başlı ejderi;
Gordum guzel vucUdunu zumrutliyen deri
Keskin bir urperişle kımıldadı anbean;
Baktım ve anladım ki o ejderdi canlanan
Sonsuz ufuktan ah o ne coşkun gelişti o!
Birden nasıl toparlanarak kukremişti o!
Yelken, vapur ne varsa kacışmış limanlara,
Yalnız onundu koskoca meydan ve manzara!
Yalnız o kalmış ortada, asi ve bağrı hUn,
Bin mağra ağzı acmış, ulurken uzun uzun
Sezdim bir aşina gibi, heybetli huznunu!
RUhunla karşı karşıya kaldım o med gunu,
Şekvanı dinledim, ezeli muztarip deniz!
Duydum ki rUhumuzla bu gurbette sendeniz,
Dindirmez anladım bunu hic bir guzel kıyı;
Bir bitmeyen susuzluğa benzer bu ağrıyı
Yahya Kemal Beyatlı Acık Deniz Şiiri Sozu
Balkan şehirlerinde gecerken cocukluğum;
Her lahza bir alev gibi hasretti duyduğum
Kalbimde vardı `Byron`u bedbaht eden melal
Gezdim o yaşta dağları, hulyam icinde lal
Aldım Rakofca kırlarının hur havasını,
Duydum, akıncı cedlerimin ihtirasını,
Her yaz, şimale doğru asırlarca bir koşu
Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu
MağlUpken ordu, yaslı dururken butun vatan,
Ru`yama girdi her gece bir fatihane zan
Hicretlerin bakıyyesi hicranlı duygular
Mahzun hudutların otesinden akan sular,
Gonlumde hep o zanla beraber cağıldadı,
Bildim nedir ufuktaki sonsuzluğun tadı!
Bir gun dedim ki `istemem artık ne yer ne yar! `
Cıktım surekli gurbete, gezdim diyar diyar;
Gittim son diyara ki serhaddedir yerin,
Hala dilimdedir tuzu engin denizlerin!
Garbin ucunda, son kıyıdan en gurultulu
Bir med zamanı, gokyuzu kurşunla ortulu,
Gordum deniz dedikleri bin başlı ejderi;
Gordum guzel vucUdunu zumrutliyen deri
Keskin bir urperişle kımıldadı anbean;
Baktım ve anladım ki o ejderdi canlanan
Sonsuz ufuktan ah o ne coşkun gelişti o!
Birden nasıl toparlanarak kukremişti o!
Yelken, vapur ne varsa kacışmış limanlara,
Yalnız onundu koskoca meydan ve manzara!
Yalnız o kalmış ortada, asi ve bağrı hUn,
Bin mağra ağzı acmış, ulurken uzun uzun
Sezdim bir aşina gibi, heybetli huznunu!
RUhunla karşı karşıya kaldım o med gunu,
Şekvanı dinledim, ezeli muztarip deniz!
Duydum ki rUhumuzla bu gurbette sendeniz,
Dindirmez anladım bunu hic bir guzel kıyı;
Bir bitmeyen susuzluğa benzer bu ağrıyı