Yahya Kemal Beyatlı Hayatı
Yahya Kemal Beyatlı Biyografisi
2 Aralık 1884 yılında Uskup'te doğdu Asıl adı Ahmed Agah'tır İlk oğrenimini İstanbulda Vefa Lisesinde tamamladı Parise giderek (1903) bir yıl bir kolejde Fransızcasını ilerlettikten sonra Siyasal Bilgiler Fakultesine girdi Dokuz yıl kaldığı Paristen dondukten (1912) sonra, İstanbulda universitede ceşitli dersler okuttu (19151923),
Urfa milletvekili oldu (1923); Varşova (1926), Madrid (1929) Ortaelciliklerine atandı, Tekirdağ (19351942) ve İstanbul (19431946) milletvekilliklerinde bulundu
Buyukelci olarak Pakistana gitti (1948), bir yıl sonra emekliye ayrılarak yurda dondu (1949) Rumelihisarı mezarlığında gomulu Spor ve Sergi Sarayı civarındaki parka bir anıtı dikildi (1968) Kişiliğini Pariste okurken unlu tarihci Albert Sorelin derslerinden aldığı tarih zevkiyle, Fransız şairlerinin (Jean Moreas, Baudelaire, Verlaine, vb) olcu ve bicim guzelliklerinde buldu
Parise gidişi, II Abdulhamit baskısından bir kacış olduğu halde, orada siyasi faaliyetlere katılmayarak sanat cevrelerinde kendini yetiştirdi Paris oncesi Hamid ve Serveti funun şiiri etkisinden kendisini boylelikle kurtardı, klasik an şiirimizi Batı şiirindeki butunluk anlayışıyla ele aldı Avrupa donuşu Yeni Mecmuada bulunmuş sayfalarbaşlığıyla yayımladığı gazel ve şarkılarla tanındı (1918) Bu neoklasik şiirler, onun cıkış noktasının Osmanlı tarih ve şiiri olduğunu gosterdiği gibi, sonradan yeni şekiller ve sade dille yazdıklarında da şairin genel olarak Osmanlı medeniyet ve kulturune bağlı kaldığı gorulur
Onda tarih, vatan, millet ve İstanbul sevgisi, hep bu acıdan işlenir Osmanlı medeniyeti yuzyıllar boyu en yuce eserlerini İstanbulda yarattığı icin, Yahya Kemaldeki İstanbul, Boğazici ve Turk musikisi hayranlığına, tabiat guzellikleri yanı sıra, tarih değerleri de girer Duygu, duşunce ve hayali ustalıkla kaynaştıran şair, pek coğuna hikaye karakteri verdiği lirikepik şiirlerinin konularını aşk, tabiat, deniz, olum ve sonsuzluktan da alır İc ahengi her şeyden ustun tutuşu, şiiri musikiden başka turlu bir musikikabul edişi; Okşiiri bir yana, butun şiirlerini, bu ahengin sağlanmasına daha elverişli gorduğu aruzla yazmasına sebep oldu Yahya Kemal, şiirlerini, makale ve hikayelerini sağlığında kitaplarda toplamamış, eserleri dergilerde, dağınık kalmıştı
Olumunden sonra dostları ve hayranları tarafından bir Yahya Kemali Sevenler Cemiyeti kurulduğu gibi, İstanbul Fetih Cemiyetine bağlı bir de Yahya Kemal Enstitusu ve Muzesi acıldı (1961)
Bu Enstitunun yayımlamaya başladığı Yahya Kemal Kulliyatında şairin ilk ucu şiirlerini; diğeri makale, deneme ve anılarını derleyen şu eserleri cıktı:
Kendi Gok Kubbemiz (1961),
Eski Şiirin Ruzgariyle (1962),
Rubailer ve Hayyam Rubailerini Turkce Soyleyiş (1963),
Aziz İstanbul (1964),
Eğil Dağlar (1966),
Siyasi Hikayeler (1968),
Siyasi ve Edebi Portreler (1968),
Edebiyata Dair (1971),
Cocukluğum, Gencliğim, Siyasi ve Edebi Hatıralarım (1973),
Tarih Musahabeleri (1975),
Bitmemiş Şiirler (1976),
MektuplarMakaleler (1977)
alıntı
Yahya Kemal Beyatlı Biyografisi
2 Aralık 1884 yılında Uskup'te doğdu Asıl adı Ahmed Agah'tır İlk oğrenimini İstanbulda Vefa Lisesinde tamamladı Parise giderek (1903) bir yıl bir kolejde Fransızcasını ilerlettikten sonra Siyasal Bilgiler Fakultesine girdi Dokuz yıl kaldığı Paristen dondukten (1912) sonra, İstanbulda universitede ceşitli dersler okuttu (19151923),
Urfa milletvekili oldu (1923); Varşova (1926), Madrid (1929) Ortaelciliklerine atandı, Tekirdağ (19351942) ve İstanbul (19431946) milletvekilliklerinde bulundu
Buyukelci olarak Pakistana gitti (1948), bir yıl sonra emekliye ayrılarak yurda dondu (1949) Rumelihisarı mezarlığında gomulu Spor ve Sergi Sarayı civarındaki parka bir anıtı dikildi (1968) Kişiliğini Pariste okurken unlu tarihci Albert Sorelin derslerinden aldığı tarih zevkiyle, Fransız şairlerinin (Jean Moreas, Baudelaire, Verlaine, vb) olcu ve bicim guzelliklerinde buldu
Parise gidişi, II Abdulhamit baskısından bir kacış olduğu halde, orada siyasi faaliyetlere katılmayarak sanat cevrelerinde kendini yetiştirdi Paris oncesi Hamid ve Serveti funun şiiri etkisinden kendisini boylelikle kurtardı, klasik an şiirimizi Batı şiirindeki butunluk anlayışıyla ele aldı Avrupa donuşu Yeni Mecmuada bulunmuş sayfalarbaşlığıyla yayımladığı gazel ve şarkılarla tanındı (1918) Bu neoklasik şiirler, onun cıkış noktasının Osmanlı tarih ve şiiri olduğunu gosterdiği gibi, sonradan yeni şekiller ve sade dille yazdıklarında da şairin genel olarak Osmanlı medeniyet ve kulturune bağlı kaldığı gorulur
Onda tarih, vatan, millet ve İstanbul sevgisi, hep bu acıdan işlenir Osmanlı medeniyeti yuzyıllar boyu en yuce eserlerini İstanbulda yarattığı icin, Yahya Kemaldeki İstanbul, Boğazici ve Turk musikisi hayranlığına, tabiat guzellikleri yanı sıra, tarih değerleri de girer Duygu, duşunce ve hayali ustalıkla kaynaştıran şair, pek coğuna hikaye karakteri verdiği lirikepik şiirlerinin konularını aşk, tabiat, deniz, olum ve sonsuzluktan da alır İc ahengi her şeyden ustun tutuşu, şiiri musikiden başka turlu bir musikikabul edişi; Okşiiri bir yana, butun şiirlerini, bu ahengin sağlanmasına daha elverişli gorduğu aruzla yazmasına sebep oldu Yahya Kemal, şiirlerini, makale ve hikayelerini sağlığında kitaplarda toplamamış, eserleri dergilerde, dağınık kalmıştı
Olumunden sonra dostları ve hayranları tarafından bir Yahya Kemali Sevenler Cemiyeti kurulduğu gibi, İstanbul Fetih Cemiyetine bağlı bir de Yahya Kemal Enstitusu ve Muzesi acıldı (1961)
Bu Enstitunun yayımlamaya başladığı Yahya Kemal Kulliyatında şairin ilk ucu şiirlerini; diğeri makale, deneme ve anılarını derleyen şu eserleri cıktı:
Kendi Gok Kubbemiz (1961),
Eski Şiirin Ruzgariyle (1962),
Rubailer ve Hayyam Rubailerini Turkce Soyleyiş (1963),
Aziz İstanbul (1964),
Eğil Dağlar (1966),
Siyasi Hikayeler (1968),
Siyasi ve Edebi Portreler (1968),
Edebiyata Dair (1971),
Cocukluğum, Gencliğim, Siyasi ve Edebi Hatıralarım (1973),
Tarih Musahabeleri (1975),
Bitmemiş Şiirler (1976),
MektuplarMakaleler (1977)
alıntı