Yalnızım cunku SeN VaRsıN!
geldesen gelirdim
gittiğin uzakta bendim
dağ gibi bir ihanetten duştum
bu kendime son gelişim
olumbaz opuşler kusuyorum ceplerime
kendimi sucustu yakalıyorum
ve kentsizliğimin isimsizliğini
Araz'a uyak duşuyorum
gozlerime senden duşler suruyorum
ıslak bileklerim kan bayramına yatıyor
bana en buyuk tehdit yine ben oluyorum
sonra bir durağa yaslanıyorum
sonra bir kente
ve sen gidiyorsun
ben kanıyorum
diyorlar ki kendini dinleme hicbir şey soylemiyorsun
oysa geldesen gelirdim biliyorsun
yorgun Halic'e biraz inat
biraz ihanet bırakıyorum
ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avucluyorum
aklıma duşuyorsun
duşuyorum
duşunce
uşuyorum
azgın huzunlerle korluğume gocuyorum
ayrılığın saati kac geciyor bilmiyorum
yalanlarımla bir hiclikteyim
beni icinden kac
bu kentte her yağmur kendini ağlar
aklıma duşsen yalnızlık oluyorum
ağzımdaki uykudan opmuyorsun nicedir
nerde kimi uşuyorsun
artık kendini yakan bir ateşim
kendimize birbirimizden duşler yapamıyoruz
şimdi boş duraklara yaslanıyorum
boş kentlere
oysa geldesen gelecektim
gun duşlerime donuşlerimde
bakışın iciyor beni gozlerimden
govdemi duşuruyorum guz yavrusu duraklara
uzaklığına uzanıyorum
sevdiğin sonbahar geciyor ustumden
ama artık hicbir goğu icmiyorsun dudaklarımdan
yıkılıyorum şarkılara
kimseler biliyor
yalnızlık dostumdu
şimdi korkum oluyor
oysa geldesen gelecektim
artık her şey kımıltısız bir geceye donuşuyor
guz artığı saclarımda oynaşan sensizlik
goz karana yenik duşuyor en korkak yanlarımdan
kendimi yitirdikce sana gidiyorum
gobek cukurumda sobelere karanlık uyutuyorum
duş satıcısı ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum
uysal yalnızlıklar satın alıyorum
guluşumle odeyerek
ve icimde yalancı bir katil taşıyorum
yeni utanclar biriktiriyorum eski gunahlarıma
cuzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben
kirli sozlerimi temize cekme
oysa geldesen gelecektim
gozlerim ihanete ihbar taşıyor
kuşkulu bir cinayeti fısıldıyor kaşlarına
sozu namluna surmelisin şimdi
en yaralı yanımdan vurmalısın beni
cunku ucmak duşmeyi goze almaktır
avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum
ne vakit nikotinli ellerinden yola cıksam
susuşuna kan dokuyor gozlerim
sen gozune ciğ kactı sanıyorsun
oysa bilmelisin Araz'ım
kimsenin ici gorunmez
ve hic bulamadıklarını
asla yitiremezsin
bak şimdi aramızda sessiz kalıyor
soylenecek butun sozler
her sabah akşam oluyorsun
alnından ellerine damlıyorsun
yuzundeki yağmurla iniyorsun kente
icine dert oluyorsun kentin
dışına yağmur
yureğinde dağılıyor kristal şehirler
duvarların kan oksuruyor
ve sen
başkalarının gozlerini
yuzumde aramamayı oğreniyorsun
beni bir durağa yaslıyorsun
beni bir kente
gidiyorsun
oysa geldesen gelecektim
susmak en inatcısı olmaktır yalnızlığın
en susmakta neydi oyle
sen en dinlerken
biliyorum Araz'ım
insan kendini bulmamalı, hep aramalı
gittiğin yerden başlıyorum oyleyse
gece cinnetlerimi de alıp yanıma
denize bakmayı bilmeyenler
bir gun mutlaka boğulur
işte bundandır gozlerinden kacışlarım
KTazeoglu
geldesen gelirdim
gittiğin uzakta bendim
dağ gibi bir ihanetten duştum
bu kendime son gelişim
olumbaz opuşler kusuyorum ceplerime
kendimi sucustu yakalıyorum
ve kentsizliğimin isimsizliğini
Araz'a uyak duşuyorum
gozlerime senden duşler suruyorum
ıslak bileklerim kan bayramına yatıyor
bana en buyuk tehdit yine ben oluyorum
sonra bir durağa yaslanıyorum
sonra bir kente
ve sen gidiyorsun
ben kanıyorum
diyorlar ki kendini dinleme hicbir şey soylemiyorsun
oysa geldesen gelirdim biliyorsun
yorgun Halic'e biraz inat
biraz ihanet bırakıyorum
ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avucluyorum
aklıma duşuyorsun
duşuyorum
duşunce
uşuyorum
azgın huzunlerle korluğume gocuyorum
ayrılığın saati kac geciyor bilmiyorum
yalanlarımla bir hiclikteyim
beni icinden kac
bu kentte her yağmur kendini ağlar
aklıma duşsen yalnızlık oluyorum
ağzımdaki uykudan opmuyorsun nicedir
nerde kimi uşuyorsun
artık kendini yakan bir ateşim
kendimize birbirimizden duşler yapamıyoruz
şimdi boş duraklara yaslanıyorum
boş kentlere
oysa geldesen gelecektim
gun duşlerime donuşlerimde
bakışın iciyor beni gozlerimden
govdemi duşuruyorum guz yavrusu duraklara
uzaklığına uzanıyorum
sevdiğin sonbahar geciyor ustumden
ama artık hicbir goğu icmiyorsun dudaklarımdan
yıkılıyorum şarkılara
kimseler biliyor
yalnızlık dostumdu
şimdi korkum oluyor
oysa geldesen gelecektim
artık her şey kımıltısız bir geceye donuşuyor
guz artığı saclarımda oynaşan sensizlik
goz karana yenik duşuyor en korkak yanlarımdan
kendimi yitirdikce sana gidiyorum
gobek cukurumda sobelere karanlık uyutuyorum
duş satıcısı ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum
uysal yalnızlıklar satın alıyorum
guluşumle odeyerek
ve icimde yalancı bir katil taşıyorum
yeni utanclar biriktiriyorum eski gunahlarıma
cuzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben
kirli sozlerimi temize cekme
oysa geldesen gelecektim
gozlerim ihanete ihbar taşıyor
kuşkulu bir cinayeti fısıldıyor kaşlarına
sozu namluna surmelisin şimdi
en yaralı yanımdan vurmalısın beni
cunku ucmak duşmeyi goze almaktır
avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum
ne vakit nikotinli ellerinden yola cıksam
susuşuna kan dokuyor gozlerim
sen gozune ciğ kactı sanıyorsun
oysa bilmelisin Araz'ım
kimsenin ici gorunmez
ve hic bulamadıklarını
asla yitiremezsin
bak şimdi aramızda sessiz kalıyor
soylenecek butun sozler
her sabah akşam oluyorsun
alnından ellerine damlıyorsun
yuzundeki yağmurla iniyorsun kente
icine dert oluyorsun kentin
dışına yağmur
yureğinde dağılıyor kristal şehirler
duvarların kan oksuruyor
ve sen
başkalarının gozlerini
yuzumde aramamayı oğreniyorsun
beni bir durağa yaslıyorsun
beni bir kente
gidiyorsun
oysa geldesen gelecektim
susmak en inatcısı olmaktır yalnızlığın
en susmakta neydi oyle
sen en dinlerken
biliyorum Araz'ım
insan kendini bulmamalı, hep aramalı
gittiğin yerden başlıyorum oyleyse
gece cinnetlerimi de alıp yanıma
denize bakmayı bilmeyenler
bir gun mutlaka boğulur
işte bundandır gozlerinden kacışlarım
KTazeoglu