Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Yaratılmış bir insan olarak insan!

Yaratılmış bir insan olarak insan!
0
74

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
87
Puan
48
F-D Coin
0
Yaratılmış bir insan olarak insan! Dünyada giderek güçlenen materyalizmi benimsemiş olan insanlığın zamanla unuttuğu en önemli kavramlardan biri kendinin yaratılmış bir varlık olduğudur Bu kıymetli bilgiye zamanımızda oysa üstünkörü olarak değinebilen ve bilinçli bir şekilde sahip olmayan insan, bedensel dünya ve materyalizmle fazla özdeşleşmiş olmasından kaynaklanan önemli sorunlar yaşamakta ve her geçen gün daha da zorlanmaktadır İnsanın yaratılmış bir varlık olduğu farkındalığını geliştirmiş olmasıyla, bu sorunların nasıl çözümlenebileceğinin bağlantısı birincil bakışta keskin olmayabilir Ama, sorunlara üstünkörü bir şekilde yaklaşmak yani maddi dünyadan kaynaklanan sorunları gerçekte öyle de işe yaramayan materyalist reçetelerle çözmeye hedeflemek yerine her insanın yaratılmış bir varlık olduğu farkındalığını edinmesiyle bu sorunların tinsel bir düzeye taşınması ve öbür bir biçimde ele alınması sağlanabilir Bu bakımdan, bakışımızı materyalizmden tinselliğe çevirecek ve insanlığı reel çözümlere yaklaştıracak olan bu bilince sahip olmanın pek çok bakımdan elzem olduğu söylenebilir Oysa, Tanrı’nın varlığına inananların bu inançlarını sadece “bizi Allah yaratmışbiçiminde ifade etmeleri yeterli değildir Bu epeyce üstünkörü yaklaşımdır Keza, yaratılma işleminin zamanı olarak sadece geçmişe atıfta bulunmak, insanın şu anda dünyada niçin hala var olduğunun açıklamasını zorlaştırır Hatta yaratılış olayının artık her yerde olduğu inancı insanı bazı yanlış anlayışlara da yöneltebilir Tanrı’nın, dünya ve insanla ilgili yaratılış olayını geçmişte gerçekleştirip bitirdiğine itimat etmek, halen yaşanmakta olan Kozmik evrimin anlaşılmasını ve kavranmasını engeller Bazı din kitaplarında (bilhassa Tevrat’ta) , Allah’ın dünyayı kesin bir zaman süreci içinde yaratmış olduğuna dair bir takım bilgiler bulunduğu doğrudur Fakat Tevrat’ta, gerçekte yedi başlıca aşamada gerçekleşecek olan kozmik evrimin, dünya ve insanın katılaşmış ve görünür biçimleriyle ortaya çıktığı dördüncü evrim aşaması olan dünya evriminin başlangıcına değinildiği için dünyanın ‘altı günde’ yaratıldığı anlatılmıştır Antroposofik bilgiler yaratılışı, dünya evresinden üç evre öncesi olan Eski Satürn evresine dek götürür Antroposofi’nin ışığında, yaratılışın çok manâlı üç ön evresini Eski Satürn’den itibaren takip ederek dünya aşamasına değin gelebiliriz Bu bağlamda anlaşılması gereken fazla manâlı bir noktaya Antroposofi açıklık kazandırır Şu sırada halen evrimin dördüncü aşamasını yaşamakta olan insanın yaratılışı hemen şimdi sona ermemiştir İnsanın Kozmik evrim içindeki yaratılışı halen devam etmektedir Yaratılışı işlenmiş bir insan varlığı düşüncesini benimsemekle, yaratılışın devam ettiği anlayışına sahip almak arasında çok önemli farklılıklar vardır Bunların neler olduğunu özetleyecek olursak; yaratılışın tamamlanıp bittiği inancını benimsemiş olanlar, dünya evrimi aşaması sürecinde insanın hafıza, duygu ve irade de yaşadığı uyku halini aşmakta zorlanacak ve bunun sonuçlarıyla karşılaşmak durumunda kalacaklardır Çünkü bu inancı benimsediğimizde, yaratılışı tamamlanmış ve bitmiş olduğunu zannettiğimiz insanın daha öte evrilmesinin söz konusu olmadığını düşünebilir, şimdiki halimizle yetinebilir ve daha çok iyi olmaya gerek görmeyebiliriz İnsan varlığının yaratılışının henüz tamamlanmadığını ve devam etmekte olduğunu kavrayan bir birey ise, Kozmik evrimin neresinde olduğunu bilmenin ne değin önemli ve zorunlu olduğunu görür ve dünyadaki reel konumunun ne olduğunu öğrenmek ister Bu bilgileri anlayıp kavradıktan sonradan da Tinsel evrimin niyet ve hedeflerini anlamaya çalışır İnsan, Yüksek Tinsel Dünya Varlıkları göre emin bu hedefleri kavradığı süre kendinin bu evrimin içindeki kayda değer yerini ve misyonunu anlar ve evrime bilinçli katkılarda bulunmaya gayret eder Varoluşuna bu açılardan bakabilen insan, evrimin hedefleri ile kendi kişisel gelişiminin birbiriyle benzer olduğunu ve benzer yönde gitmesi gerektiğini anlar Antroposofi, tüm insanlığı ilgilendiren bu gerçeği anlamamıza ve özümsememize tezgâhtar olur öte yandan insanın yaratılışı, nerden kaynaklandığı belirsiz bir doğa fenomeni içinde, sadece somut ve kimyasal etkilerle dünyada zamanla kendi başına gelişmiş bir yaradılış biçiminde imgelenirse, doğruyu yansıtmayan bu tür nahif görüşler insanın yaratılış fenomeninin arkasındaki gerçeklikten gitgide artarak uzaklaşmasına niçin olur Bunun gibi yüzeysel düşünceleri benimseyenler, insanın bilhassa insan olarak yaratılmış bir varlık olduğu gerçeğini kavrayıp özümsemekte zorlanabilirler Niçin ve nereden geldiği süresiz bazı etkenlerle durup dururken tetiklenip kendiliğinden başlamış olan bir varoluşun peşinde yaratılışı özellikle başlatmış bir ilahi benlik olduğu düşüncesine yer verilemez Çünkü bu şekilde açıklanan bir oluşum ve varoluşun peşinde kimsenin olması zorunlu değildir bir takım enerjiler ve etkenler raslantı emrindeki yanlamasına gelmiş ve mineral, bitki, hayvan ve insanlık aleminin oluşumu zahmetsizce gerçekleşmiştir Antroposofi, amacı ve anlamı olmayan bir varoluşu fiziki dünyaya indirgeyip sadece madde ile özdeşleştirerek insanı sadece akıllı bir maddi dünya varlığı olduğuna inandırmaya çalışan evrim karşıtı güçlerin varlığına uyarı çeker Bu varlıklar insanı, yaratılışın ardındaki birisi olmadan yerinde şartların bir araya gelmesiyle kendiliğinden oluşmuş bir varlık olduğuna inandırarak dikkatlerin Yaratanın Benliğine odaklanmasını önlerler Antroposofik bilgilerden varoluşun amaç ve amacının duyu üstü Tinsel Dünyadan kaynaklandığını görmeye başlayan insan, öte dünyadaki tinsel varlıkları tanıyıp onların faaliyetlerini öğrenmek isteyecektir Antroposofi, ancak evrende yaptıkları işleri göz önünde bulundurduğumuzda tanıyıp anlayabileceğimiz bu varlıkları iki ana kategoride inceleyebileceğimizi anlatır Bu varlıklar, Kutsal Tanrısal Varlıklar ve Tanrısal olanın aleyhinde bulunan tinsel varlıklar olarak tanımlanabilirler Onlar hakkında bilgilenen insan, Yüksek Tinsel Varlıklarla ilişkisini kavrayabildiği zaman evrimin gereklerini gerçekleştirmek üzere onlarla beraberlik içinde kastetmek gerektiğinin bilincine sahip olabilirler Tüm bunlar insanlığın bundan böyle bir yol ayrımına geldiğine dikkat çekici eder Kozmik evrimde özgürlüğü temsilci insan, bu serbest çerçevesinde insanı özellikle yaratan birisi olmadığına ve tesadüfi bir oluşumun sonucunda var olduğuna inanmakta ısrar ederse, bütün yaşama bakışı da bu hatalı düşüncenin şablonu doğrultusunda biçimlenir Yaratılışın ardından yaratma işlemini gerçekleştiren Tanrısal bir Benlik olduğu gerçeğinin haricen kalan her inanç insanın uykuda olduğunu gösterir Bu nesil düşüncelerde saplanıp kalmak insanın uyku halinin devam etmesini sağlar Bu şart Kutsal Tinsel Varlıkların karşısında yer almış olan tinsel varlıkların işine gelir Yaratılışın peşinde Tanrısal bir kuvvet olduğu gerçeği örtbas edilip ortadan kaldırıldığı süre insanları farklı alanlara yönlendirilmiş teorilerle gerçeği yansıtmayan olasılıklara inandırmak fazla basit olacaktır Azıcık itinalı baktığımızda, bu teorilerin ve olasılıkların ısrarlı bir biçimde ve oldukça geniş bir yelpaze içinde sunulduklarını gözlemleyebiliriz Bizleri pırıltılı lakin asılsız, uçan kaçan, içi batıl itikat ve düşüncelerin ilhamlarıyla fiziksel dünyanın dışına çekmeye çalışan tinsel varlıkların, ve insanı, sadece bir maddesel dünya varlığı olduğuna inandırmaya çalışan öteki tinsel varlıkların insanlığa yaptıkları müdahalelerden oysa onların faaliyetleri hakkında bilinçlenerek korunabiliriz Antroposofik bilgilerle oluşturabileceğimiz farkındalık, bilince dönüştürülerek kalıcı bir şekilde özümsenmezse, hiç haberdar olmadan bu varlıklardan gelen yalanhatalı ilhamları kendi değerli düşüncelerimizmiş gibi benimseyebiliriz Bunun sonucunda ruh ve benliğimiz onların amaçladıkları doğrultusunda biçimlendirilebilir Yüksek Tinsel Dünya Varlıkları tarafından büyük özverilerle bilhassa insan olarak yaratılmış olduğunun bilincine varan insan, Tanrı karşıtı varlıkların ruhu üzerindeki kendini düşünen hesap ve amaçlarının aksine onu yaratanların kendisine serbest bağışlamış olduklarını anlar Dünya evrimi sürecinde gitgide artarak fiziksel dünya ile özdeşleşip Tanrı’sının adını bile unutmuş olmasına karşın, kendisine Tinsel Dünya kadar dilerse tanrısal olmayanı bile seçebileceği bir özgürlüğün tanındığını görür İnsanın fiziksel dünyada özgürlüğe sahip olması ve bu doğrultuda gelişmesi Yüksek Tinsel Dünya için fazla önemlidir Oysa materyalist ve dünyasal bir yaşamın içindeyken gerçek tinsel ışığı bulup sahiplenebilmiş bir insan Tinsel Dünya ile ilişkisinin hükmeden ve hükmedilen gibi bir kalıp içinde olmadığını görebilir Aksine, insanın Tinsel Dünya ile randevulaşma noktası sevgidir Ama bulduğumuzu zannettiğimiz her sevgi reel olan değildir Onun için bu sevginin nereden kaynaklandığının ve niteliğinin ne olduğunun iyi anlaşılması gerekir İnsanda hemen şimdi var olan hayvansal doğa, kötülük, yalan, bencillik ve etik yoksunluğu bizi yaratan Tanrısal Varlıkların bir yanlışından kaynaklanmamıştır Tanrı’nın yarattığı ilk olarak mükemmeldi, ama insan dünya ile en ince ayrıntısına kadar özdeşleşince kusurlu ve düşük bir doğa oluşturdu Tinsel dünyanın amaçladığı şey elbetteki düşük doğalı bir varlık yaratmak değildi Bu bakımdan, yaratılışın henüz bitmeyip devam etmekte olduğunu görmemiz ve de insanın tesadüfi bir doğa fenomeni sonucunda oluşmadığını, yaratılışın arkasında ilahi bir güc ve Benliğin olduğunu anlamamız çok önemlidir Antroposofi, evrende neden özellikle insan olarak yaratıldığımız gizemini aydınlatır  
 
858,499Konular
982,579Mesajlar
30,335Kullanıcılar
fonsidivaSon üye
Üst Alt