yardımlaşma ve dayanışma ile ilgili atasözleri ve anlamları

yardımlaşma ve dayanışma ile ilgili atasözleri ve anlamları

Derdini söyleyemeyen, deva bulamaz:

Ümidini Yitirme içinde bocaladığımız birçok durumlar vardır fakat başkalarına açılamadığımız için bir çıkış yolu bulamayız İnsanın tek başına halledemeyeceği müşküller olabilir Bu durumda bize yardımı dokunabilecek birisine başvurmak kaçınılmazdır Somurtkan takdirde içe gömülen dertler, kişileri ruh bunalımlarına sürükleyebilir

Hayvan koklaşa koklaşa; insan söyleşe söyleşe:

Hayvanların tanışma ve yakınlıkları içgüdüsel olarak koklaşa koklaşa sağlanır İnsan ise zeki bir varlık olup bunu laf ile açıklama eder Dolayısıyla insanların yakınlıkları konuşarak sağlanır Birbirini anlamayan şahısların beraberlikleri olası değildir Zira insanları bir arada tutan en kayda değer unsur fikir birliğidir

Kele, köseden destek gelmez
Yardıma muhtaç olan birey, gereksinim duyduğu şey konusunda kendi dururken başkasına destek edemez Kendi derdine tedavi bulamamış, kendi işini halledememiş fakat, başkasına nasıl destek etsin?

Komşu komşunun külüne muhtaçtır
yaşam koşulları insanları bir arada yaşamaya gerekli kılmıştır Bir arada yaşama sosyal hayatı, sosyal hayat da karşılıklı olarak yardımlaşmayı beraberinde getirmiştir Dolayısıyla insan her meselesini tek başına halledemez olmuş, yakınındakine zorunda kalmıştır Bu bakımdan komşular birbirlerine en minik şey için bile muhtaçtırlar Çünkü en önemsiz şeyin yokluğu, büyük bir işin aksamasına yol açabilir

Veren eli cümbür cemaat öper
Cimri olmayan, ona buna takviye elini uzatan, eli açık olan, iyilik yapan kimseyi pek çok birey sever; ona hürmet duyar

Verirsen doyur, vurursan duyur
Bir yardımda bulunacak, bir iyilik yapacaksanız bu mutlaka bir işe yaramalı; doyurucu ve aleyhinde tarafın ihtiyacını giderici nitelikte olmalıdır Çünkü kazara, düzensiz, sanki buçuk yapılan yardımlar öyle işe afacan Bir kavgaya tutuşmadan önce hasmını bu kavgadan haberdar etmek de yiğitlik gereğidir Ansızın, habersiz hücum etmek er kişiye yakışmaz

Yakın (bahtı açık) arkadaş (komşu), hayırsız akrabadan (hısımdan) yeğdir (iyidir)
Sıkıntıya düşen kişi, ilk olarak akrabalarından ilgi bekler, yardım ve iyilik umar Fakat bu beklentileri boşa çıkmış, akrabaları yüzüne bakmamışlardır öte taraftan arkadaş ve komşuları onu yalnız bırakmamış, alaka ve yardımlarını esirgememişlerdir İşte bunun için uğurlu dost, hayırsız akrabadan daha iyidir

İyilik eden iyilik bulur
Bir karşılık beklemeden destek yapan, kayıran, yardımcı olan, yardımsever işlerde yer alan kimse, derhal herkes tarafından sevilir Günü geldiğinde iyilik görenler, bunun karşılığını ona iyilik yaparak öderler

Eksik veren içtenlikle, fazla veren maldan
Varolalı beri insan, insanın yardımına gereksinim duymuştur Bu bakımdan ihtiyaç sahibine iyilik etmek bir insanlık görevi hâline gelmiştir Kimi fakir kimseler birilerine takviye ya da armağan olarak bir şey verirlerse (minik de olsa) bu onlar için bir fedakârlıktır Çünkü verdikleri şeyden kendilerinde de yok denecek değin az bulunmaktadır Dolayısıyla yardımları ya da armağanları içten gelen, içten ve candandır Bunun yanında zengin olanın yapacağı takviye, fakirin yaptığı yardımdan daha fazla olabilir Ancak bu onun için fedakârlık sayılmaz Çünkü ihtiyacından pozitif olan malından vermiştir Dolayısıyla verdiği malın yoksulluğunu çekmiyordur o

Yalnız taş duvar olmaz
Halk bir arada yaşamak zorundadırlar Bu zorunluluk bir dayanışmayı, yardımlaşmayı zorunlu kılar Nasıl ama tek taşla duvar yapılamazsa, halk da tek başlarına tüm işlerinin üstesinden gelemezler Dolayısıyla diğer insanlarla ilişki koymak, işbölümü yapmak, iş birliğine geçirmek durumundadır

Ne verirsen elinle, o gider seninle
Yaşadığı sürece yoksula, yetime, yolda kalmışa yardımcı, onları doyurup giydiren ve gözeten kimse, bunların karşılığını değişik dünyada alacaktır Hatta Ulu Allah, ona kat kat fazlasıyla verecektir

El eli yıkar, iki el de yüzü
Toplu yaşama biçimi herkese bir görev yükler Bu görevlerin yapılması bir yana düzeni sağlar, bir yana da sıkıntıların ortadan kalkmasını Dolayısıyla müşterek yardımlaşma esasına dayalı bu atama iyilikleri çoğaltır, toplumu dinç kılar

Dost dostun eyerlenmiş atıdır
Hakikî arkadaş, dostunun en sıkışık vaktinde yardımına koşmaya hazırlanmış durumda bekler *