Yargıtay Başsavcılığı, 12 Eylül askeri darbesinin mimarları Kenan Cihan ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılandığı davada, ‘darbecilerin rütbelerinin sökülmesi ve bu rütbelerden ötürü kazandıkları mal varlıklarına el konulması’ tarafında görüş bildirdi.
Yargıtay’ın bozma kararından sonra 12 Eylül askeri darbesine ait dava Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrar görülmüştü. Duruşma, 12 Nisan 2019 tarihli kararında sanıklar Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında açılan kamu davasının 'ölüm nedeniyle' ortadan kaldırılmasına, sanıkların rütbelerinin sökülmesi ve mal varlıklarına elkonulmasına mahal olmadığına karar vermişti.
Başsavcılık, belgeye ait tebliğnamesini Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne iletti
Hürriyet'ten Mesut Hasan Benli'nin haberine göre, duruşmanın kararını, Cumhurbaşkanlığı vekili, TBMM Başkanlığı vekili dahil birçok katılan vekili temyiz etti. Temyiz üzerine belge Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Başsavcılık, belgeye ait tebliğnamesini hazırlayarak kararı verecek daire olan Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne iletti. 9 Şubat tarihli tebliğnamede, sanıkların irtihali gerekçesiyle verilen davanın düşmesine ait kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, onanması talep edildi.
TSK'dan çıkarıldılar
Tebliğnamede, duruşmanın birinci kararında sanıkları müebbet mahpus cezası ile cezalandırdığı, kamu hizmetinden yasaklanmalarına ve haklarında Askeri Ceza Kanunu uyarınca 30 ve 31. hususlarının (rütbelerinin sökülmesi) uygulanmasına karar verildiği hatırlatıldı:
“Başka bir deyişle sanıklar Türk Silahlı Kuvvetleri’nden çıkarılmış, ilişikleri kesilmiş general rütbesinde olan sanıkların bu rütbeleri alınarak yiğit statüsüne düşürülmüştür. Bunun neticesi ise; 1632 Sayılı Kanun’un (Askeri Ceza Kanunu) 31. Maddesi’nde düzenlenmiştir.
Memuriyetlerine ait hiçbir hak ve yetkiyi kullanamayacaklar
"Bu karara nazaran sanıklar rütbe ve memuriyetlere ait hiçbir hak ve yetkiyi kullanamayacaklardır. Bu durumda ise örneğin maaş, ikramiye, orduevinden istifade, himaye, hane, eşya tahsisi vb. hiçbir haktan istifade etmeleri mümkün olamayacaktır. Bu durum mirasçıları bakımından da beğenilen olacaktır."
Mirasçıları kullanıyorlar
"Sanıklar hakkında ‘müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler istikametinden müsadere kararı verilmesine bölge olmadığına, haklarında 1632 sayılı Yasa’nın 30 ve 31. unsurlarının uygulanmasına bölge olmadığına’ ait karar verilmesi nedeniyle sanıklar hakkında ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’nden çıkarma’ cezası tatbik edilmemiştir. Münasebetiyle sanıklar general rütbesinin vermiş olduğu hak ve salahiyetleri mirasçıları eliyle kullanma imkânı ortaya çıkmıştır. Bu durum ise zamanaşımı ve mevte karşın devam eden müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler yanından davaya devam edilmesini öngören yasal düzenlemeye alışılmamış olacaktır."
'Davaya devam edin'
"Mahkemece yargılamaya devamla sanıkların varsa yasal mirasçılarının araştırılıp, bahsi geçen hak ve salahiyetlerin mirasçıları tarafından kullanılıp kullanılmadığının da tespiti ile buna ait olarak müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler cihetinden bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme neticesinde yasal ve ehil olmayan münasebet ile yazılı formda karar kurulması, bozmayı gerektirmiştir.
Müşteki avukatlarından Arif Ali Cangı, Başsavcılığın tebliğnamesine ait olarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın mütalaasına motamot katılıyoruz. Dava evrakında müsadere edilmiş bir eşya olmasa da sanıkların rütbelerinin geri alınmasının ‘maddi menfaate’ ait olduğu ortadadır. Çünkü sanıkların ve onların irtihalinden sonra mirasçılarının rütbesiz er olarak elde edecekleri maddi menfaatler ile emekli orgeneral, emekli kuvvet kumandanı ve emekli cumhurbaşkanı olarak elde ettikleri ve etmeye devam edecekleri maddi menfaatler farklıdır. Binaenaleyh elde edilen bu malvarlığına el konulması rütbelerin geri alınmalarının doğal sonucudur. Davanın bu biçimde sonuçlanması, darbeciler ölmüş olmalarına karşın yaptıkları yanlarına kâr kalmayacağı, maddi menfaatlerin geri alınması biçiminde de olsa mirasçılarına sirayet edilerek darbenin mahkûm edilmesi sonucunu doğuracaktır. Darbeciler ve darbe düşünenler için ders niteliğinde olacaktır."