Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sanatçı Sezen Aksu'ya yönelik, 'Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz; o dilleri yer geldiğinde koparmak bizim görevimizdir' sözleri tartışılmaya devam edilirken, Yargıtay’ın, bir davada “dilini keserim” sözünü “tehdit” olarak değerlendirdiği ve sanık hakkında verilen beraat kararını bu nedenle bozduğu ortaya çıktı.
Kısa Dalga'dan Ersan Atar'ın haberine göre, Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin kararına dayanak olay, İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde yaşandı.
Davaya konu olayda iki kişinin tartışması sırasında taraflardan biri diğerine “Dilini keserim” dedi. Olaydan sonra mağdur dava açtı. Yargılamanın ilk aşaması Küçükçekmece 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme sanığın bu sözü karşısında beraat karar verdi. Kararı Küçükçekmece Başsavcılığı temyiz etti.
Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 4’üncü Ceza Dairesi önce “tehdit” suçunun şartlarını değerlendirdi ve şu tespitlerde bulundu:
“Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle çok istisnai haller hariç mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez. Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder.”
Kararda, “Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de öneminin olmadığına” vurgu yapıldı.
Ne olmuştu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazını kıldığı Büyük Çamlıca Camii'de cemaate seslenirken muhafazakar kesimin tepki gösterdiği Sezen Aksu'nun 'Şahane Bir Şey Yaşamak' adlı şarkısına da atıfta bulunmuştu.
İsim vermeden Aksu'nun şarkı sözlerini eleştiren Erdoğan, ''Hakaretlerin bini bir para. Bütün bunların karşısında dimdik duracak olanlar sizlersiniz. Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yer geldiğinde koparmak bizim görevimizdir. Havva validemize kimsenin dili uzanamaz. Onlara da had bildirmek bizim görevimizdir'' ifadelerini kullanmıştı.