Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Yaşa Bağlı Makula Dejeneresansı (Sarı Nokta Hastalığı)

Yaşa Bağlı Makula Dejeneresansı (Sarı Nokta Hastalığı)
0
98

yasuo

FD Üye
Katılım
Şub 14, 2021
Mesajlar
21,219
Etkileşim
1
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
75


Görme merkezinde (makula = sarı nokta) yaş ilerledikçe ortaya çıkan bir bozukluğu anlatır.
Günümüzde 75 yaş üzeri en başta gelen görme kaybı nedenidir. Yaşlı nüfustaki artış göz
önüne alındığında bu hastalığın önemi de artmaktadır. Hastalığın görülme oranı 75 yaşın
üzerinde % 4 iken, 90 yaşını geçenlerde % 15’lere varmaktadır. Ayrıca yaş ilerledikçe, her iki
gözde birden görülme sıklığı da artar.
Hastalığa yol açtığı düşünülen çeşitli etkenler vardır:
Kalıtım, güneşin ultraviolet etkisi, vitamin eksikliği, aşırı kalori alımı, damar sertliği, sigara,
küçük tansiyondaki yükseklik, kalp büyümesi, şişmanlık, açık renkli gözler…
Hastalığın tipleri:
   Kuru Tip:
Retina altındaki tabakalarda lipid (yağlı) materyal birikmesiyle oluşur. Daha yavaş ilerler ve
uzun sürede görme azalmasına yol açar. Zamanla yaş tipe dönüşebilir .
   Yaş Tip:
Hasta bölgede oluşan bozuk kılcal damarların retinaya doğru ilerlemesiyle oluşur. Bu tip, ani
görme kaybına yol açabilir. Kuru tipe oranla daha azdır. Fakat % 80 oranında görme kaybı
yapar. Özellikle hastanın bir gözünde yaş tip başlamışsa, diğer göz de tehlikededir. Beş yıl
içinde diğer gözde hastalık başlama oranı % 50 dir.
 Belirtileri:
Hastalar çarpık görme, bulanık görme, küçük görme, bakılan alanda koyu bir leke görme gibi
şikayetlerle doktora başvurabilirler. Bazen hastalık belirti vermeyebilir. Rutin göz muayenesi
sırasında yakalanabilir. Bunun en önemli nedeni bir gözde görme iyiyken hastanın diğer
gözdeki kaybı farketmemesi ve düzenli göz muayenesini aksatmasıdır.
  Her iki tip birbirinden  anjiografik muayene (FFA) ve OCT (Optik koherens Tomografi) ile
ayırt edilir.
  FFA muayenesinde ön kol damarından girilir ve verilen bir boya (fluorescein) gözde
dolaşırken, 3 dakika süreyle gözün fotoğrafları çekilerek, bozuk kılcal damarların varlığı
doğrulanır.
   Bazı durumlarda bu teknikle yeterli bilgi elde edilemeyebilir ve indosiyan yeşil anjiografi
(ICGA) adını alan yeşil bir boya ile yapılan ve yarım saat kadar süren ikinci bir anjio gerekir. Bu
anjio, sarı nokta hastalığı ile karışan diğer hastalıkların ayırdedilmesinde de gereklidir. Bazı
hastaların muayenesinde yaş tipten şüpheleniliniyorsa ve atipik bir görünüm var ise iki
anjiografinin aynı anda yapılması gerekebilir.
OCT ( Optik koherans tomografi) de tanı ve takip için önemli bir yöntemdir. Retinanın
kesitleri ve kalınlığının, oluşmuş kanama yapan zarın ve retina altı sıvının görüntülenmesine
yarar. Ayrıca göz içi enjeksiyonlarından sonraki takipler, ilaca verilen cevap OCT ile yapılır.
  

Tedavi:
   Bu hastalıkla ne kadar erken tanı konulur ve hasta takibe alınırsa, görme kaybı o derece iyi
bir şekilde önlenebilmektedir. Hatta erken yakalandığında 1-2 sıra götrme artışı sağlanabilir.
   Kuru tipte, hasta takibe alınmakta ve genel sağlık açısından tavsiyelerde bulunularak
önlemler alınabilmektedir. Ayrıca günümüzde yeni gelişen özel ilaçlarla en azından hastalığın
ilerlemesi yavaşlatılabilmektedir. Bu nedenle hastalara verilen kareli kağıt testleri ile, yakın
gözlüklerini takarak görmelerini sık sık kontrol etmeleri ve görme şeklinde değişiklik
olduğunda zaman kaybetmeden, birkaç gün içinde bir retina uzmanına muayene
olmaları önerilmektedir .
Böylece, yaş tipe özgü bir kılcal damar ağı- zar oluşumu- saptandığında görme kaybını
önlemek için göz içi ilaç enjeksiyonlarıyla zar yok edilir.  Yaş tipte oluşan zar ne kadar
küçükse, ve görme ne kadar iyi ise, tedavinin başarı şansı o kadar fazladır.
Göz içi ilaç enjeksiyonları günümüzde en iyi sonuç veren ve görmede artış sağlayabilen
yöntemler olarak yerini sağlamlaştırmıştır.
Göz içi ilaç enjeksiyonları, doğrudan doğruya kanamaya eğilimli damarların gerilemesini,
ödemin çekilmesini ve hastalığın durdurulmasını sağlamaktadırlar. Yalnız bu enjeksiyonların
her ay tekrarlanması gerekmektedir. Birkaç aydan sonra kesin sonuç alınabilmektedir.
Bu enjeksiyonların önemli sistemik ve göze ait yan etkisi yoltur. Yalnız hastaların 6 içinde felç
geçirmiş olmamaları ve tansiyonlarının kontrol altında olması istenir.
Günlük ayaktan yapılan takip ve tedavilerle hastalık kontrol altına alındıktan sonra, hasta
hiçbir şikayeti olmasa da sık takibedilmelidir. Böylece nüksler erken yakalanarak görme kaybı
engellenir.
Yeni çalışmalarda, göz içi ilaç uygulamaları ve PDT (fotodinamik tedavi) kombine olarak da
uygulanmaktadır.
Foto dinamik tedavi (PDT)’de damardan çok özel bir boya maddesi verilerek, yalnızca
retinadaki bozuk kılcal damarları etkileyen ve sağlam hücrelerde tahribat yapmayan farklı bir
lazer uygulanmaktadır. Tedavi sonrasında ilerleyen aylarda zarın kapandığı anjio ve OCT ile
kontrol edilir, gereken durumlarda 3 ay sonra PDT tekrarlanır.
Kombine tedavi değişik protokolleri olmakla birlikte, göz içi ilaç enjeksiyonundan 1 hafta
sonra fotodinamik tedavi uygulanarak yapılabilir.
   Geçmişte bu bölgede oluşan zarların cerrahi olarak da çıkartılması veya retinanın sağlam
bölgelerini merkeze kaydırılarak görme sağlanmaya çalışılması (retina translokasyonu)
denenmiştir, fakat uzun vadede yarar sağlamadığı görülmüştür. Ayrıca retina pigment
epitelinin nakli, gen tedavisi ve nanoteknoloji üzerinde çalışmalar sürmektedir.

Sonuç olarak yaşa bağlı makula dejeneresansı, görme kaybı yapabileceği için erken tanı ve
tedavisi gereken bir hastalıktır.


 

Similar threads

Vücudumuzda, yaşa bağlı meydana gelen değişiklikler, bazı hastalıkların oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Sarı nokta hastalığı olarak bilinen makula dejenerasyonu da bunlardan biridir. Makula gözümüzün sinir tabakası olan retinanın merkezinde bulunan, sarı nokta olarak da isimlendirilen yerin...
Cevaplar
0
Görüntüleme
112
‘Sarı nokta hastalığı’ olarak bilinmekte olan makula dejenerasyonu; merkezi görme kaybına neden olan bir retina hastalığıdır. Merkezi görme bozulması sonucu; otomobil kullanma, okuma, televizyon izleme üzere temel görme fonksiyonu gerektiren aktivitelerde yetersizlik hissi oluşur. Sarı nokta...
Cevaplar
0
Görüntüleme
60
Diyabet yani şeker hastalığının gözün arka bölümünde retina ve retina damarlarında sebep olduğu hastalık olup, erişkinlerde görme kaybının en sık nedenlerinden bir tanesidir.. Retina, göz küresinin iç yüzünü döşeyen kan damarlarından zengin ağ tabakası ile şeker hastalığı için çok hassas bir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
126
Medicana Samsun Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümünden Doç. Dr. Emrah Kan, ''Diyabetik retinopati diyabete bağlı göz hastalıkları içerisinde en sık görülenidir ve yetişkinlerde önemli bir körlük sebebidir'' dedi. Medicana Samsun Hastanesi Göz Hastalıkları BölümündenDoç. Dr. Emrah Kan, diyabetin...
Cevaplar
0
Görüntüleme
117
Diyabetik (Şeker hastalığına bağlı) Göz Hastalığı Nedir? Diyabetik göz hastalığı, bu hastalığa yakalanan kişilerde görülebilecek bir grup göz rahatsızlığını ifade etmektedir. Bu rahatsızlıkların tümü ciddi görme kaybı ve hatta körlüğe neden olabilmektedir. Diyabetik göz hastalığı sonucu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
115
858,498Konular
982,050Mesajlar
30,034Kullanıcılar
hasim61Son üye
Üst Alt