Yasemin Pulat Sana Yazdım
Karda, kışta, zorda; baharında yazında mevsimin, sana actım ciceklerini icimin, hep sana soldum sonra
Hep sana uşudum ayazında bu aşkın, ben bu şehrin yağmurundan hep sana aktım
Sana doldu gozlerim şarkıların en acıklı yerlerinde;
sana bağırdım avaz avaz, sana sustum
Seni duşundum yarımında, eksiğinde zamanın;
sana kustum kimse bilmeden, kimse bilmeden seninle barıştım
Ben butun papatyaları sana yoldum! Bildiğim butun kufurleri sana ettim
Sana yandım, sana soğudum, sana sondum
Ben butun yollardan sana gittim, sana dondum
Ben hep sana yazdım ya, butun soru işaretlerini, butun virgulleri, butun unlemleri, butun noktaları sana koydum
Sana actım butun parantezleri, butun parantez iclerini seninle doldurdum
Ben sana, ben hep sana, ben bunu da sana yazdım
Ben sana yazarken her şeyi, sen başka baharında mevsimin, başka zamanında hayatın, başka duşlerin, başka kolların, başka acıların koynunda, yatağında en arsız sevişmelerin;
ben sana durdum ayakta, sana duştum
Sana saydım yok oluşlarımı ve yeniden doğuşlarımı
Ben butun yaralarını icimin, sana sardım
Sana topladım dağılan parcalarımı dağıldıkları yerlerden; sana hastalandım sana iyileştim
Sana fırlattım oklarını hayallerimin; seni hedef aldım, seni ıskaladım, seni vurdum, sana kızdım, seni affettim
Sana iclendim, sana sabrettim; ben sana, ben hep sana, yine sana yazdım
Ben sana yazdım ya her şeyi; aşkı, ayrılığı, en karasını cumlelerin, en kanlısını, en ihtiraslısını, en yaralısını, en acısını hatta en ağırını
Ben uyutmak icin bazen icimin canavarlarını, bozmak icin aşkın kara buyulerini, yakmak icin bazen sana ait kelimelerini dilimin, tuz basmak icin tenimin senden kalan yerlerine; uyuyabilmek icin, uyanabilmek icin, unutabilmek icin, unutamamak icin, acıtmak icin bazen senin de canını, sana yazdım
Var olmakla yok olmak gibi, kacmakla yakalanmak gibi, iyiyle kotu gibi, melekle şeytan gibi, atmak gibi kendi ucurumlarından kendini ama olmemek gibi, olememek gibi
Aşk; ne karmaşık bir şeydi
Karda, kışta, zorda; baharında yazında mevsimin, sana actım ciceklerini icimin, hep sana soldum sonra
Hep sana uşudum ayazında bu aşkın, ben bu şehrin yağmurundan hep sana aktım
Sana doldu gozlerim şarkıların en acıklı yerlerinde;
sana bağırdım avaz avaz, sana sustum
Seni duşundum yarımında, eksiğinde zamanın;
sana kustum kimse bilmeden, kimse bilmeden seninle barıştım
Ben butun papatyaları sana yoldum! Bildiğim butun kufurleri sana ettim
Sana yandım, sana soğudum, sana sondum
Ben butun yollardan sana gittim, sana dondum
Ben hep sana yazdım ya, butun soru işaretlerini, butun virgulleri, butun unlemleri, butun noktaları sana koydum
Sana actım butun parantezleri, butun parantez iclerini seninle doldurdum
Ben sana, ben hep sana, ben bunu da sana yazdım
Ben sana yazarken her şeyi, sen başka baharında mevsimin, başka zamanında hayatın, başka duşlerin, başka kolların, başka acıların koynunda, yatağında en arsız sevişmelerin;
ben sana durdum ayakta, sana duştum
Sana saydım yok oluşlarımı ve yeniden doğuşlarımı
Ben butun yaralarını icimin, sana sardım
Sana topladım dağılan parcalarımı dağıldıkları yerlerden; sana hastalandım sana iyileştim
Sana fırlattım oklarını hayallerimin; seni hedef aldım, seni ıskaladım, seni vurdum, sana kızdım, seni affettim
Sana iclendim, sana sabrettim; ben sana, ben hep sana, yine sana yazdım
Ben sana yazdım ya her şeyi; aşkı, ayrılığı, en karasını cumlelerin, en kanlısını, en ihtiraslısını, en yaralısını, en acısını hatta en ağırını
Ben uyutmak icin bazen icimin canavarlarını, bozmak icin aşkın kara buyulerini, yakmak icin bazen sana ait kelimelerini dilimin, tuz basmak icin tenimin senden kalan yerlerine; uyuyabilmek icin, uyanabilmek icin, unutabilmek icin, unutamamak icin, acıtmak icin bazen senin de canını, sana yazdım
Var olmakla yok olmak gibi, kacmakla yakalanmak gibi, iyiyle kotu gibi, melekle şeytan gibi, atmak gibi kendi ucurumlarından kendini ama olmemek gibi, olememek gibi
Aşk; ne karmaşık bir şeydi