Her canlı hücre, gelişim basamağı gereği oluşum safhasından itibaren yaşlanmaya başlar. Makul bir periyoda kadar büyüme/ gelişme olarak isimlendirilse da göreceli olarak birinci andan itibaren git gide yaşlanır.
Hücrenin yaşlanması, mutlak son olan vefatına de yaklaşması mealine gelir. Her hücrenin belli başlı bir ömrü vardır. Yaşlandıkça fonksiyonlarını tam olarak bölgesine getiremez. Hücresel bazda olan tüm bu evreler, organizmalar için de muteberdir. Yani her canlı için, pek natürel insanlık için de yaşlanmak kaçınılmaz bir süreçtir.
Umumi bağlamda baktığımız hengam, insan için yaşlanmak istenmeyen bir olgudur. Fonksiyonel yetilerin yitirilmesi; hem bilişsel hem mekanik ortamlarda kendini malûm eder. İnsanoğlunun had yapı haricindeki hiçbir hücresi kendisiyle birlikte doğumdan mevte gitmez. Her hücre kendini yeniler ve konumuna yenisini bırakır.
Yaşlanmayı durdurmak her ne kadar tıbben mümkün olmasa da yaşlanmanın olumsuz tesirlerini ortadan kaldırmak çok mümkündür.
Yaşlılık, yumuşak doku ve fasyada sarkmalara neden olur. Ciltteki deformasyonun nedeni tam olarak budur. Ama yaşlılığı yalnızca fizikî olarak değerlendirmemek lazım. Yaşlanmanın beyindeki tesirleri göz arkası edilemez. Unutkanlık bu tesirler arasında başı çekmektedir.
Her iki ana meseleden nizamlı beslenme ve rutin sporla kurtulabilirsiniz. Spor yanlızca bedenen yapılan değil zihnen de yapılan/ yapılabilen bir etkinliktir.
Vücudun her yapısını zinde tutmak için sınırlı aktiviteler koşuldur. Hergün aksatmadan yapılan egzersizler, insanın önemli mealde hem besenen hem ruhen genç ve dinç kalmasını sağlar. Dışarıda gençlik iksiri aramak mahalline kişi kendisine dikkat ederse birçok meselenin üstesinden gelebilir.
Hücrenin yaşlanması, mutlak son olan vefatına de yaklaşması mealine gelir. Her hücrenin belli başlı bir ömrü vardır. Yaşlandıkça fonksiyonlarını tam olarak bölgesine getiremez. Hücresel bazda olan tüm bu evreler, organizmalar için de muteberdir. Yani her canlı için, pek natürel insanlık için de yaşlanmak kaçınılmaz bir süreçtir.
Umumi bağlamda baktığımız hengam, insan için yaşlanmak istenmeyen bir olgudur. Fonksiyonel yetilerin yitirilmesi; hem bilişsel hem mekanik ortamlarda kendini malûm eder. İnsanoğlunun had yapı haricindeki hiçbir hücresi kendisiyle birlikte doğumdan mevte gitmez. Her hücre kendini yeniler ve konumuna yenisini bırakır.
Yaşlanmayı durdurmak her ne kadar tıbben mümkün olmasa da yaşlanmanın olumsuz tesirlerini ortadan kaldırmak çok mümkündür.
Yaşlılık, yumuşak doku ve fasyada sarkmalara neden olur. Ciltteki deformasyonun nedeni tam olarak budur. Ama yaşlılığı yalnızca fizikî olarak değerlendirmemek lazım. Yaşlanmanın beyindeki tesirleri göz arkası edilemez. Unutkanlık bu tesirler arasında başı çekmektedir.
Her iki ana meseleden nizamlı beslenme ve rutin sporla kurtulabilirsiniz. Spor yanlızca bedenen yapılan değil zihnen de yapılan/ yapılabilen bir etkinliktir.
Vücudun her yapısını zinde tutmak için sınırlı aktiviteler koşuldur. Hergün aksatmadan yapılan egzersizler, insanın önemli mealde hem besenen hem ruhen genç ve dinç kalmasını sağlar. Dışarıda gençlik iksiri aramak mahalline kişi kendisine dikkat ederse birçok meselenin üstesinden gelebilir.