Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Yaşlı İnsanların Toplumdaki Yeri

Yaşlı İnsanların Toplumdaki Yeri
0
146

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Endüstrileşmiş batılı ülkeler ilk önce olmak üzere bütün dünyada yaşlı nüfus gitgide artarak artmaktadır Bunun en manâlı nedenleri olarak “son 50 yılda hızlanan teknolojik gelişmelerle beraber daha dinç hayat koşullarının oluşması, antibiyotiklerin keşfiyle enfeksiyon hastalıklarının etkinliğini yitirmesi, insanların eğitim düzeylerinin yükselmesi ve sıhhat hizmetlerinin gelişmesiyle toplumun afiyet durumunda gelişmeler sağlanması görülmektedir Mortalite hızlarındaönemli düşmeyle birlikte halk müziği daha fazla yaşamakta, doğumda hayat beklentisi bütün ülkelerde artmaktadır Bunun yanına, birçok ülkede doğum hızlarında genel bir düşüş gözlenmektedir Bu da toplumda yaşlı kesimin oranını giderek arttırmaktadır
Gelişmiş ülkelerle, gelişmekte olan ülkelerin arasındaki manâlı farklardan biri gelişmiş ülkelerin ihtiyar nüfus oranının yüksek olması ve bunun sonuçları ile karşılaşmaları; gelişmekte olan ülkelerin ise bu durumun sıhhat, hesaplı ve sosyal etkileri ile az önce karşılaşmamış olmalarıdır Gelişmekte olan ülkeler için henüz bir sorun olmamakla birlikte, bu ülkelerin fazla yakın gelecekte ihtiyarlık sorunlarıyla karşılaşmaları kaçınılmazdır Çünkü demorafik, ekonomik ve teknolojik gelişmeler konunun gündeme gelmesine niçin olacaktır
Ihtiyar nüfusun diğer yaş gruplarından daha çabuk artması ile yeni aile kalıpları oluşmuş, değerlerin ve ilişkilerin değişmesi aleyhinde yaşlıların gelişen ve çeşitlenen gereksinimleri fiziksel ve sosyal sorunları da beraberinde getirmiştir
Çağımızda ihtiyarlık sorunlarına çözüm bulabilmek için yeni disiplinler ortaya çıkmıştır Yaşlıların biyolojik, psikolojik, ekonomik, sosyal sorunlar gibi tıbbi olmayan sorunları ile gerontoloji, tıbbi sorunları ile geriatri bilimi uğraşmaktadır
Yaşlılar üstüne yapılan araştırmalar daha çok yaşam süresini uzama üzerine odaklanmış; bağımsız ve kaliteli yaşam sürdürebilmeklerine yönelik çalışmaların önemi yeni anlaşılmaya başlanmıştır Ama yaşlıların somut ve zihinsel gerilemelerinin gerekli olmasına karşılık, onların var olan kapasitelerinin geliştirilmesi, sosyal ve ekonomik açıdan faal bir hayat sürdürmelerinin sağlanması esas maksat olmalıdır
Tanım;
Yaşlılığın tanımı iyice yapılamamakla birlikte, “zamana alt olarak, kişinin değişen çevreye uygun sağlama yetisi ve organizmanın içdış etkenler aralarında denge sağlama potansiyelinin azalması, böylece vefat olasılığının yükselmesi olarak tanımlanabilir Başka bir tasvir, “belirli bir süre geçmesine alt olarak ortaya çıkan anatomik ve fizyolojik işlev değişikliği ve bağımsız bir yaşamdan bağımlı bir yaşama geçiştir biçiminde yapılmıştır
Genellikle insan yaşamının iki bölümden oluştuğu düşünülür: ilki doğum, çoğalma ve gelişme evresini içeren “gençlik, ikinci bölüm ise hücre atrofi ve fonksiyonlarda gerileme ile birlikte ortaya çıkan “yaşlılık olarak ele alınır Bu girişim her insan için bambaşka süreçlerde seyreden yaşlılığın biyoloji ile ilgili tanımıdır
Sosyal olarak yaşlılık, kişinin toplum içinde yaşlı olarak tanımlanması ile başlamaktadır
Hesaplı tanımlamada, kişinin emekli olması ile ihtiyarlık başlamaktadır Kronolojik tanımda yaşlılığın başlangıcı için bir yaş sınırı kullanılır Uluslar arası karşılaştırmalarda yaygın olarak kronolojik tanımlama kullanılır
Emekli olma yaşı, yaşlılığın başlangıcı olarak Fakat bu yaş ülkeden ülkeye (hatta aynı ülke içinde kurumlar arasında) farklılık gösterebilir Yaşlılık dönemi içinde orta yaşlı kişiler (4659 yaş arası) yaşlılar (6074 yaş ve ileri derecede yaşlılar (75 yaş ve üzerindekiler) almak üzere üç bölümde ele alınabilir
Tarihte yaşlılık:
Geçmiş yüzyıllarda fazla eksik sayıdaki insan günümüzde ileri sayılabilecek yaşlara ulaşabilmekteydi Eğitim olanaklarının son derece kısıtlı olduğu önceki yüzyıllarda görmüşyaşamış bu kişilere data kaynağı olarak bakılırdı
Tevrat ’ta yaşlıların saygınlığı ve bilgeliği üzerinde durulmaktadır sonra Eflatun (İÖ 427347) popliteai adlı yapıtında yaşlanmanın bireysel yönünü vurgulamış ve yaşlılık döneminin nasıl yaşanacağının büyük ölçüde genlik ve erişkinlik çağlarındaki hayat biç imi kadar belirlendiğini ileri sürmüştür Bu görüntü bununla beraber günümüzdeki ihtiyarlık hastalıklarından korunmanın daha çocukluktan itibaren başlaması gerektiği yönündeki görüşe oldukça yakındır (örneğin, çocukluk çağında kişilerin kilo almasının önlenmesi, zararlı alışkanlıklardan kaçınması, bir takım hastalıkların erken teşhis ve tedavisinin yapılması yaşlılık sırasındaki sağlığını etkilemektedir)
Hipokrat (iö 460377) yaşlılığı 56 yaşında başlatmış ve yaşlılığın tanımını “ihtiyarların genlerden daha az besine ihtiyaçları vardır Solunum güçlükleri, öksürük nöbetleri, sidik zoru, oynak yerlerinde ağrılar, böbrek hastalıkları, baş dönmeleri, beyin kanamaları, zayıflama, uykusuzluk, yaygın kaşıntı onlara ıstırap verir Bağırsaklarından, gözlerinden, burun deliklerinden sular sızar Başlıca gözlerine perde inmiştir Görme duyuları zayıflar, iyi işitemezler Şeklinde yapmıştır
Şhakespeare (15641616) insan yaşamını yedi bölüme ve bunun son iki dönemini de yaşlılığa ayırmıştır Yaşlanma ile fizik yapının değiştiği, maddesel yıprandığı, bununla beraber davranışlarda ve algılamada da değişimlerin başladığı, bilhassa zihinsel işlevlerin zayıfladığını belirtmiştir
Goethe (17491832) yaşlığın davranışları kısıtlamasına karşısında çıkmış ve bireyleri yeni duruma düzen sağlamaya yöneltmiş, etkin olması yönünde cesaretlendirmiştir Japonya ’da artırmacılar 1920 ’li yıllarda yaşlanmanın psikolojisi ile ilgilenmişler, antropometrik metamorfoz zihinsel fonsiyonlardaki değişim ilişkisini araştırmışlardır
1946 ’da İngiltere ’de yaşlıların sağlıklarını ve genel durumlarını inceleyen “nuffield foundation kurulmuştur 1958 ’de Fransız Gerontoloji Birliği sabit, böylece 1960 lardan itibaren geriatri ve gerontoloji bilimleri daha çabuk gelişmeye başlamıştır
1970 lerin sonlarında ise İngiltere ’nin değişik bölgelerinde yapılan araştırmalarda, yaşlıların tavır, tutum ve sıhhat durumlarına yönelik incelemeler yapılmıştır Geriatrik koruyucu hizmetler, hastalıkların teşhisinden çok fonkisyonların değerlendirilmesine yönelik araştırmalara önem vermişlerdir
Son zamanlarda daha detaylı yaklaşımlar benimsenmeye başlanmış, birden çok disiplinin birlikte çalışması ve maddeselsosyal fonksiyonları birlikte değerleme düşüncesi tartma kazanmaya başlamıştır
Türkiye ’de Yaşlılık;
Türkiye ’de kentleşme ve sanayileşme özellikle büyük kentlerde, aile yapılarında manâlı değişikliklere niçin olmuştur Cet erkil aile yapısından çekirdek (modern) aile yapısına çok çabuk bir geçişin sürdüğü ülkemizde bu değişimden en fazla etkilenen yaşlılardır Senelerdir aile içinde söz sahibi olan yaşlılar kentlerde yaşam şartlarının güçleşmesi ile birlikte ailere yük olmaya başlamışlardır Ihtiyar kişi hesaplı koşulların zorlamasıyla birlikte ailede bir zamanlar olduğu gibi ekonomik ve manevi hayat yükünü paylaşamamaktadır Bu koşul aile içinde samimi duyguların azalmasına, saygının zayıflamasına neden olmaktadır Böylec eaile için bir anlamda ağırlık haline gelen ihtiyar, günümüzde kentlerde yeni yaşam koşullarında yeni aile modoline ve şehir yaşamına armoni sağlayamamakta, bu inşa içinde mutsuz olmaktadır
Yaşlı ve Aile:
Yaşlı için aile keza sosyal ayrıca psikolojik yardım sistemidir Ortalama hayat beklentilerindeki çoğaltma aile yapısını etkilemekte, nüfus hareketlerinin artması aile üyelerini ayırmaktadır Aile içindeki yalnızca yaşa tabi aile rolleri ve sorumlulukları yok bununla birlikte geleneksel roller de değişmektedir
Ailelerin ekonomik özellikleri değişmektedir Ailelerin etkisini ve kontrolünü sınırlandıran ekonomik serbest ortadan kalkmaktadır Güvence olarak algılanan ataerkil aile yapısı da kendiliğinden ortadan kalkmaktadır Kadının aile dışında çalışması da doğum oranlarını azaltmakta, bu da ihtiyar nüfus oranını arttırmaktadır
Geleneksel Toplumlarda Yaşlılık:
Tüm toplumlarda yaşlılığın toplumsal olarak değerlendirilmesinin karşılıklı yönü düşkünlük dönemi sayılmasıdır
Tarihi ve geleneksel toplumlarda yaşlının üstün bir yeri vardır En azından bir sorun olarak görülmemiştir Eski yunan ’da, roma da, çin de yaşlıların zor sahibi oldukları belirtilmiştir Bir fazla toplumda yaşlıların tecrübesi övülmüştür
Doğulu toplumlarda, çin ve Japon toplumlarında yaşlıya geleneksel bir hürmet kalıbı vardır geleneksel çin toplumlarında yaşlanmaya kişinin prestijinin artması eşlik ederdi Ailenin en ihtiyar üyelerine saygı gösterilir ve derin saygı edilirdi O nedenle yaşlılığa geçiş yaşlılarda bunalım yaratmıyordu
Sosyoekonomik değişimler, dünya savaşları, ideolojilerin toplumları değiştirmesi ile yaşlılara karşısında tutumlarda da değişimler olmuştur
Modern Toplumlarda Ihtiyar:
Modern batı toplumlarında yaşlının statüsünün geleneksel toplumlara göre daha düşük olduğu inancı yaygındır Modernleşmeden kaynaklanan hızlı toplumsal değişiklik sürecinde kişisel tecrübe ve bilgileri daha eksik gereklilik duyulduğu kesindir
Sanayileşmiş toplumlar geleneksel toplumlara kadar daha çok çekirdek aileye ve nüfus hareketlerine sahiptirler Modernleşme ve kentleşme yaşlının statüsünü temelinden sarsmaktadır Öbür toplular arasında yapılan araştırmalarda dinç ilişki gösterilebilmiştir
Oturmuş tarım toplumlarında yaşlının diğer gruplara kadar statüsü yüksektir Çünkü bu toplumlarda üretilen yiyecek maddesi, barınağın ihtiyar ile paylaşılması veya ihtiyar kadar teftiş edilmesi, yaşlının yapabileceği yerinde görevler bakımından daha fazla fırsatların bulunması, geniş ailenin yaygın oluşu bu teoriyi destekler niteliktedir
Yaşlılık sorunları;
Yaşlılık problemlerini gelişmekte olan ülkelerin daha çok yaşaması dağldır Çünkü bu problemle daha önce karşılaşan gelişmekte olan ülkeler bazı çözüm yolları geliştirmişlerdir Oysa ihtiyar sorunlarını geleneksel aile yapısı içinde çözmeye alışan bu ülkelerin sıkıntıya düşecekleri beklenebilir Hesaplı sorunlar yaşlıların artışı ile hem ülkeye hem bireye yansımaktadır Ülkeler, sosyal emniyet sisteminin finansman güçlüğü ile karşılaşmakta, yaşlılarsa düşük emekli ücreti ile geçinmek zorunda kalmaktadır
Yaşlının, bakımı, ev, afiyet, eğitim, dinlenme ihtiyaçların karşılanması ve ailenin ihtiyar bakımında desteklenmesi gerekmektedir Çağdaş toplumlarda yaşlı sorunları 5 konu altında toplanabilir Bunlar kazanç, sağlık, barınma, ulaşım ve beslenmedir Yaşlıların bu esas sorunlarından diğer çalışma, güvenlik, eğitim, özgürlük zamanı kullanma ve psikososyal sorunlar vardır
Gelişmiş toplumlarda emeklilik manâlı problem sahasıdır Bu yönde öyle fazla araştırma bulunmaktadır Araştırmalar gönüllü olarak emekliye ayrılan kişilerde vefat oranının beklenenden yükkek olduğunu göstermiştir Fakat sıhhat sorunları nedeniyle kendi istekleriyle emekli olanların sayısının bu grupta pozitif olması bu yüksek vefat oranının nedenini oluşturabilir Erken emekli olan kişilerde büyük stres oluşmaktadır İşten ayrılan erkeklerin sık sık eşleriyle çalıştıkları belirlenmiştir Çevrelerinin kendilerini yeteri kadar desteklemediğini belirtmişlerdir Ayrıca emeklilikten şikayetleri olan kişilerin kendi kimliklerini tekrar tekrar meslek pozisyonu ile özdeşleştirmiş oldukları ve mesleki dönemde meslek dışı ilgi alanlarının az kalsın hiç olmadığı belirlenmiştir
Ameraki ’da yapılan bir araştırmada emeklilikle birlikte yalnızca kazanç düzeyinin düşüklüğü değil emeklilik aylığının daha önceki hayat standardını korumaya tatmin edici gelmediği kişilerin sayısında yükselme olduğunu göstermiştir Emeklilikte birlikte arkadaşları ile vakit geçirme zamanından dolayı memnuniyet olmasına rağmen bir takım geçici işlerde çalışmanın da olumlu katkıları olduğu görülmüştür Ancak bir takım incelemeler yaşlıların yalnızlıktan yakındığını da göstermiştir Erkeğin emekliye ayrılması çalışmayan eşlerde bezginlik oluşturmaktadır Bu krizler alt ve orta toplumsal tabakalarda daha sık, sosyoekonomik düzeyi daha yüksek olanlarda ise daha aralıklı görülmektedir Kadının meslek yaşamından ayrılmasının yarattığı sorunlar göz ardı edilmiştir Kadının konut işleri ile beraber iki mesleğe sahipmiş gibi olması sonucu alışılmış olduğu ikinci mesleğe geri dönebildiği gösterilmiştir Emekli olduktan sonradan görevleri net bir şekilde emin diğer görevine geri dönmektedir Ama erkek iş yaşamından ayrılınca kendisi için öngörülmüş olan rolünü de kaybetmektedir öte yandan emeklilerin toplumdaki rolü de az önce kesinleşmemiş olduğundan, rol belirsizliği tavır belirsizliğine niçin olmakta ve bu koşul kadınlardakinden bambaşka olarak erkeklerde krizlere niçin olmaktadır
Ihtiyarlık döneminde karşılaşılan zorluklardan biri de toplumsal alanda ortaya meydana çıkan değişimlere tarafından tekrar yönlenmek ve bunlara uyum sağlamaktır Belirlenmiş çevrelerle olan yoğun ilişkiler zamanla yavaşlar ve dahası biter Başka kişilerle yeni ilişkiler kurulur Ancak ihtiyar kişilerin temelde bu yetenekten mahrum oldukları kabul edilir Toplumsal ilişkilerdeki bu tür değişimlerin bazı çalışmacılar trafından “toplumsal aktivitenin azalması dahası “toplumsal yalıtım şeklinde tanımlanarak yaşlılığa özgü bir esas durum veya sorun olarak algılanır
Toplumsal ilişkilerdeki değişimlerin araştırılmasında “ üç kuşağı bir arada barındıran ailenin ve aile ilişkilerinin artan bir şekilde kaybolmaya başxlaması ve aile ilişkilerinin zayıflaması, izole çekirdek ailenin ortaya çıkmasına niçin olmuştur Parsons ’a kadar “yaşlının önemli toplumsal strüktürlerdeki ve alaka alanlarındaki paylarının artan bir şekilde düşmesi sonucu izole olmalarına neden olmaktadır Bu konuda yapılan araştırmalarda Cumming Henry tarafından 1961 yılında disangagement (uzaklaşmakopma) kuramı geliştirilmiştir Bu kurama göre toplumsal ilişkilerden uzaklaşmış olan yaşlılar mutlu ve hoşnut bir yaşam sürmekte, buna karşılık diğer insanlara etkin ve enerjik şekilde emrindeki olanlar daha mutsuz ve hoşnutsuz olmaktadır Chappell ve arkadaşları (1989) kanada da yaptıkları bir çalışmada annebabayla erişkin çocukların ve büyükanne, büyükbaba ile torunlar arasındaki ilişkilerin sıklığı ile ihtiyar kuşağın üyelerinin kendilerini iyi hissetmeleri arasında yakın ilişki bulunmadığını saptamışlardır Güven veren bir ilişkinin ve birlikte yapanacak bir kişinin varlığının bu konuda daha büyük tartma taşıdığı vurgulanmıştır
Çok kuşaklı ailelerde kuşaklar arasındaki ilişkilerin şehvetli yakın olma ve güven duymak gibi özelliklerinin yanı sıra bu cins ilişkilerden beklenen ya da bunlara yakıştırılan işlevlere göre de tanımlanması gerekir Fazla kuşaklı ailelerde kuşaklar arasındaki ilişkinin şehvetli yakınlık ve güven duymak karakteristik özelliklerinin yanı ksıra bu tür ilişkilerden beklenen veya bunalara yakıştırılan ya da bunlara kendiliğinden yakışan işlevlere kadar de tanımlanması gerekir
Antonucci toplumsal desteklenmenin genel işlevlerinin, aile üyelerinin takriben % 90 ı tarafgından aşağıdaki şekilde algılandığını belirtmiştir
Güven duygusunu iki taraflı olarak kanıtlamak,
Aydınlatmak,
Hürmet Etmek,
Rahatsızlık durumunda bakımını üstlenmek,
Şehvetli stres durumlarında iyilikle ikna etmek
Büyükanne ve Büyükbabaların İşlevi;
Amerika da yapılan bir araştırmada çoğunlukla annebabaların yetişkin çocukları üzerindeki işlevine değinilir Bilhassa çok yaşlı olmayan anne ve babaların çocukları kendi çocuklarının yetiştirilmesi konusunda kendi anne babalarına danışırlar Çünkü onları çocuk eğitimi konusunda bilirkişi kabul ederler Ama ileri yaştaki anne ve babaların bundan böyle bu konuda yetkin olmadığı düşünülür Geniş kapsamlı bir araştırmada büyükannelerin çalışan kızlarına ve gelinlerine en fazla konut işlerinde ve çocuk bakımında, büyükbabaların ise konut tamir işlerinde tezgâhtar oldukları bildirilmiştir Aile yapısındaki son yıllardaki değişimler, akraba sayısının azalması, daha tümüyle kaybolması ile sonuçlanabilir Özellikle kardeş sayısı azalmaktadır İleri yaşlarda akrabalık ilişkileri azalacak bununla beraber abes zamanlarda kendilerine eşlik edecek kişileri bulmakta zorlanacaklardır Ayrıca kendileri yardıma ihtiyaç duydukları bir zamanda başkalarına görmek zorunda kalabilirler
Aile Dışı Toplumsal İlişkilerin Önemi:
Ailenin ve aile üyelerinin toplumsal sistemle bütünleşmeleri için toplumun diğer alanları ve kurumlarıyla dış bağlantılar hazırlamak gerekir
Yaşlılarla ailenin manâsız zamanlarına ve tatillerini birlikte geçirmesi layık yargılarının değişmesiyle birlikte çatışmalara da niçin olabilir Fakat bu durum sağlıklı bir şekilde birlikte tartışılabildiği sürece ilişkilere olumlu katkı maddesi sağlayabilir
Tunstall trafından yapılan çalışmalar kadınların erkeklere kıyasla yalnızlıktan daha artı yakındıklarını, ayrıca 75 yaşın üzerindekilerin 6574 yaş grubundaki lere kıyasla, dahası sağlığı daha bozuk olanların sağlık durumu koşulları daha iyi olanlara kıyasla yalnızlıktan daha pozitif yakındıkmlarını göstermiştir Hem dul kadınların da hiç evlenmemiş olanlara kıyasla yalnızlıktan daha pozitif yakındıkları saptanmıştır Bu sonuçlardan hareketle toplumsal ilişkilerle ilgili beklentilerin değiştirilmesi aracılığıyla yalnızlığın tedavisinde başarı sağlanabilir
Toplumun Yaşlı İnsanlara Karşı Tutumu:
Yaşlı insanın toplumumuzdaki imajı bugün bile halen izolasyon ve yalnızlık, bağımlılık ve yardıma gereksinin duymak gibi olgularla karakterize olur bunun dışında zihinsel yeteneklerin gerilemesi hemen hemen klasik kabul edilir Bu imaj temelde negatif olup, yaşlıların tümünü yansıtmamaktadır
Gençlerde yaşlı insan imajına karşısında epeyce olumsuz davranış vardır Oysa yaşın artmasıyla olumlu görüşlerin arttığı tespit edilmiştir Ihtiyar kişilerle yaşayanlarda bu imajın daha az olumsuz olduğu, sağlık durumunun bozulması ile birlikte de bunun arttığı tespit edilmiştir
Arnould ve arkadaşları göre 1989 yılında yapılan bir ankette ihtiyar insanların açıklanmış özelliklere ne derece sahip oldukları sorulmuştur 25–34 yaşındakilerin %34 ü yaşlıların anlamsız konuştuklarını, %44 ü ağır dingin bulduklarını, %61 i düşey kafalı olduklarını belirtmişlerdir
Başka bir konuda buluşmak üzere hoşça kalın
ANKARA: TSK dergisi
 
858,497Konular
982,556Mesajlar
30,294Kullanıcılar
Üst Alt