iltasyazilim
FD Üye
1520 yılında yeni bir sefer için yola çıkan Sultan babası Beyazıd Han ’ın ölüm ettiği Çaba Köyü ’ne geldiğinde sırtında çıkan bir çıbanı koparıp kanatır
Bu apse gitgide artarak büyür Koca bir delik hâlini alır Nedimi Hasan Padişahın durumunun sefer esnasında gitgide ağırlaştığını fark eder ve endişelenir
At sırtında daha fazla dayanamayacağını anlayan Sultan Otağı Hümayûn ’un kurulmasını ve konaklamayı emreder Nedimi Hasan Can ’a sırtına bakmasını söyler Sultanın sırtına bakan Hasan Can ’ın yüreği acıyla dolar
Çünkü âdeta zarar görmüş bir aslana benzer Sultanın sırtındaki delik kocaman olmuş görünmektedir Bu çıban yüzünden acze düşmeyi kabullenemiyordu O hâliyle askerlerine taktik ve talimat vermeye devam eder Hekimler iltihaplanan çıbanı çare edip ilaçlarlar ancak padişahın durumu iyiye gitmez
Bir türlü iyileşemez22 Eylül 1520 tarihinde daha da ağırlaşan Sultanın durumunu Nedimi Hasan Can da ayrım ettiğinden başından ayrılmaz Sultan Nedimi Hasan Can ’a hâlini kastederek sorar:
Yavuz Sultan Selimin Ölümü
—Hasan Can bu ne hâldir?
Nedimi Hasan Can üzüntüyle artık ölümünün yaklaştığını hissettiğini Sultan ’a dertli bir gönülle:
—Padişahım bundan böyle Allah ile beraber olmak zamanıdır der
Yavuz Sultan Selim Han:
—Hasan Hasan! Sen bizi bu ana değin kiminle beraber zannederdin Cenâbı Hakk ’a teveccühümde bir kusur mu müşahede eyledin? Deyince Hasan Can şöyle cevap verir:
—Hâşâ Sultanım! Böylece çağrıda bulunmak istemedim Yalnızca içinde bulunduğunuz zamanın diğerlerinden öbür olduğunu açıklama için ihtiyaten böyle cüret edebildim Bu son derece cesur lakin o derece de mütevazı olan hayatı baştan başa dinimizi yüceltmek tek gayesi olan Dini Mübini İslâm ’ı bütün cihana yaymayı amaç edinip:
—Gönül ister oysa Afrika ’nın kuzeyinden Endülüs ’e çıkayım Balkanlar üzerinden İstanbul ’a döneyim deyip Mısır Seferinden daha sonra Hindistan ve Uzakdoğu Müslümanlarıyla ilgilenen Yavuz Selim Han bir gün sadrazamı Piri Mehmed Paşa ’ya Süveyş Kanalı ’nın bulunduğu yeri dikkat çekici edip:
— Şuradan Akdeniz ’i Kızıldeniz ’e bağlar ve deryadan Hindistan ’a giderim der Ve Sultan son anlarında bambaşka âlemlere kendini kaptırmış vaziyette Nedimi Hasan Can ’a:
Hasan Can! Surei Yasin ’i oku! Der
Hasan Can nemli gözlerle yavaş yavaş Yasini Şerif okurken Yavuz Sultan Selim Han ’da onunla beraber baştan eder Birinci okuyuşta rahatlayan Sultan bir daha okumayı ister ve ikinci okuyuşta kendisi de okur “Selâmün kavlen min Rabbir Rahim ayetine gelince de ruhunu teslim eder Bu cengâver ve derviş ruhlu mü ’min Sultan ayetler eşliğinde ruhunu Yaradan ’ına teslim etmiştir *
Bu apse gitgide artarak büyür Koca bir delik hâlini alır Nedimi Hasan Padişahın durumunun sefer esnasında gitgide ağırlaştığını fark eder ve endişelenir
At sırtında daha fazla dayanamayacağını anlayan Sultan Otağı Hümayûn ’un kurulmasını ve konaklamayı emreder Nedimi Hasan Can ’a sırtına bakmasını söyler Sultanın sırtına bakan Hasan Can ’ın yüreği acıyla dolar
Çünkü âdeta zarar görmüş bir aslana benzer Sultanın sırtındaki delik kocaman olmuş görünmektedir Bu çıban yüzünden acze düşmeyi kabullenemiyordu O hâliyle askerlerine taktik ve talimat vermeye devam eder Hekimler iltihaplanan çıbanı çare edip ilaçlarlar ancak padişahın durumu iyiye gitmez
Bir türlü iyileşemez22 Eylül 1520 tarihinde daha da ağırlaşan Sultanın durumunu Nedimi Hasan Can da ayrım ettiğinden başından ayrılmaz Sultan Nedimi Hasan Can ’a hâlini kastederek sorar:
Yavuz Sultan Selimin Ölümü
—Hasan Can bu ne hâldir?
Nedimi Hasan Can üzüntüyle artık ölümünün yaklaştığını hissettiğini Sultan ’a dertli bir gönülle:
—Padişahım bundan böyle Allah ile beraber olmak zamanıdır der
Yavuz Sultan Selim Han:
—Hasan Hasan! Sen bizi bu ana değin kiminle beraber zannederdin Cenâbı Hakk ’a teveccühümde bir kusur mu müşahede eyledin? Deyince Hasan Can şöyle cevap verir:
—Hâşâ Sultanım! Böylece çağrıda bulunmak istemedim Yalnızca içinde bulunduğunuz zamanın diğerlerinden öbür olduğunu açıklama için ihtiyaten böyle cüret edebildim Bu son derece cesur lakin o derece de mütevazı olan hayatı baştan başa dinimizi yüceltmek tek gayesi olan Dini Mübini İslâm ’ı bütün cihana yaymayı amaç edinip:
—Gönül ister oysa Afrika ’nın kuzeyinden Endülüs ’e çıkayım Balkanlar üzerinden İstanbul ’a döneyim deyip Mısır Seferinden daha sonra Hindistan ve Uzakdoğu Müslümanlarıyla ilgilenen Yavuz Selim Han bir gün sadrazamı Piri Mehmed Paşa ’ya Süveyş Kanalı ’nın bulunduğu yeri dikkat çekici edip:
— Şuradan Akdeniz ’i Kızıldeniz ’e bağlar ve deryadan Hindistan ’a giderim der Ve Sultan son anlarında bambaşka âlemlere kendini kaptırmış vaziyette Nedimi Hasan Can ’a:
Hasan Can! Surei Yasin ’i oku! Der
Hasan Can nemli gözlerle yavaş yavaş Yasini Şerif okurken Yavuz Sultan Selim Han ’da onunla beraber baştan eder Birinci okuyuşta rahatlayan Sultan bir daha okumayı ister ve ikinci okuyuşta kendisi de okur “Selâmün kavlen min Rabbir Rahim ayetine gelince de ruhunu teslim eder Bu cengâver ve derviş ruhlu mü ’min Sultan ayetler eşliğinde ruhunu Yaradan ’ına teslim etmiştir *