Sıcakların yoğun bir şekilde hissedildiği bu dönemlerde birçok beslenme problemleriyle karşı karşıya kalmaktayız. Kimileri sıcaktan iştahını kaybedip tam anlamıyla beslenemezken kimileri sıcağa aldırmadan aynı tempoda beslenerek metabolizmasını zora sokmaktadır.
Yaz aylarında en çok dikkat edilmesi gereken noktaların başında su tüketimi gelir. Çoğu insan gün içerisinde su içmeyi unutur ve vücudun ihtiyacı olan Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kadınlarda günde 2,7 litre, erkeklerde 3,7 litre olarak belirlenen sıvı alımı ihmal edilir. Bu da baş dönmesi, bulantı ve bayılma hissine sebep olur. Sıvı ihtiyacımızı sadece su içmekle değil; limonata, maden suyu, ayran, bitki çayları ile de karşılayabiliriz. Tabi limonata ve bitki çaylarını tüketirken rafine şeker kullanmamaya özen göstermeliyiz. Eğer şekersiz tüketilemiyorsa doğal tatlandırıcıları da kullanabiliriz.
Bir diğer dikkat edilmesi gereken nokta ise öğünlerin düzenliliğidir. Genelde yaz aylarında iştahta azalma görüldüğünden öğünler gündüz az, gece sık ve ağır olacak şekilde tüketilir. Fakat 3 ana 3 ara öğün kuralını bozmadan devam edilmesi gerekmektedir aksi takdirde kilo artışı söz konusu olacaktır. Aynı zamanda öğünler de çok ağır olmamalıdır. Sebze yemeklerine, baklagillere, meyveye ve süt ürünlerine öğünlerimizde sıklıkla yer vermeliyiz. Yaz aylarında artış gösteren koroner kalp hastalıklarını önlemek için katı yağ kullanımını azaltmalı sıvı yağı bile sınırlı kullanmalıyız.
Meyve tüketimi önemli olduğu kadar sınırını da bilmek gerekir. Örneğin yaz aylarının vazgeçilmezi olan karpuzun 100 gramı 26 kcaldir. Tek başına karpuz tüketimi ara öğünde içerisinde barındırdığı su, vitamin ve minareller açısıdan faydalı olacağı gibi toplumumuzda vazgeçilmez bir alışkanlık olan karpuz+peynir+ekmek üçlemesi enerji açısından aşırıya kaçıldığında ağırlık artışına ve fazla yağ alımına sebep olmaktadır.
Şanslı olup da tatile gidebilecek olan bireyler için yaz çok büyük bir spor fırsatıdır. Sabahları kahvaltı öncesi yapılacak olan 10 dakikalık jogging yağ yakımını arttırır. Yüzme sonrası açlık durumunda ara öğün tüketilmesi önerilir. Fazla hareketli bireylerin kan şekerini kontrol altına alması gerekmektedir. Aksi taktirde hipoglisemi gözlenebilir.
Son olarak değinmemiz gereken bir diğer konu da yaz aylarında tadına doyum olmayan dondurmadır. Özellikle çocukların bayılarak yediği dondurma tüketme şekline göre yararlı da olabilir zararlı da. Sütten yapılması nedeniyle süt ve ürünlerini tüketmeyi sevmeyen çocuklar için hafife alınmaz bir kalsiyum kaynağıdır. 100 gr sade dondurma yaklaşık 1 büyük su bardağı sütün içerdiği kalsiyumu sağlamaktadır. Aynı zamanda lezzeti ve serinleticiliği de cabası. Fakat ağırlık sorunu olan veya ağırlık kontrolü yapan bireyler dondurma tüketimini haftada 2 olarak kısıtlamalıdırlar. Ayrıca sade veya meyve parçacıklı dondurmayı tercih etmeleri de önerilir. Çünkü katılan çikolata sosları vs bireyin ekstra kalori almasına sebep olacaktır. Dondurmanın tüketim zamanı da çok önemlidir. Çocuklar için yemeklerden sonra tüketilmesi iştahı kapatmaması açısından uygun görülmüştür. Geç saatlerde tüketilen dondurma alınan enerji harcanamayacağı için kilo alımına sebep olabilmektedir. Tabi şerbetli tatlılar yerine dondurma gibi sütlü tatlıların tüketimi çok önemlidir.