iltasyazilim
FD Üye
Yazı ve Kâğıda Dökmek
İnsan defalarca yok olan şeylerden yakınır Oysa, sahip olduğu şeyler olmasaydı ne olurdu diye hiç düşünmez, şükretmez En kolay örnek yazıdır Tıpatıp nefes alıp atamak gibi, banal, zorunlu bir durum gibi görünür yazı kâğıda dökmek Ama unutulmamalıdır ama, yazı da bir icattır MÖ 3200 ’lü yıllarda, Sümerliler kadar buluş edilmiştir ilk olarak anlatılmak istenen duygu, zihin veveya nesnenin resmini çizerek kullanılmış olup, binlerce takvim gelişiminin arkasından bugünkü halini almıştır
Yazı aslında iletişimin ve dolayısıyla da insanın kendini kolaylıkla açıklama edebilmesinin bel kemiğidir Yazı icat edilmeden önce, iletişim nasıl olduğu hakkında hiç düşündünüz mü? Yazı buluş edilmeden önce, anlatılmak istenen durumun, duygunun, nesnenin şeklini çizerek, ceset diliyle, işaretle anlaşırlardı Bir nevi sessiz sinema oyunu gibi Bu koşul, anlatılmak istenenin karşısında taraftakine aktarılmasında fazla artı mücadele ve süre gerektirirdi Dili bilinmeyen bambaşka bir ülkeye gidildiğinde, bir şey sorulduğunda ya da bir şey izah etmek istendiğinde çekilen güçlük düşünülerek o dönemde yaşayan insanların ifade için nasıl uğraştıkları kavrama edilebilir bundan başka yeterli ve etkili anlatımın olmaması hatalı anlaşılmalara ve dolayısıyla da toplum içerisinde sorunlara niçin olabilmektedir Toplum içinde anlaşabilmenin önemi, günümüzde yanlış anlaşılmalardan veya kurulan cümlelerle, kişinin yeterince kendini izah edememesi nedeniyle ortaya meydana çıkan kavgalarda da görülebilmektedir Dolayısıyla insanları hayvanlardan ayıran en manâlı özelliği olan ifade edebilme yeteneği yazı ile kazanılmış, geliştirilmiştir ve sağlamlaştırılmıştır Yazının icadı ve geliştirilmesiyle farklı şekilde alfabeler elde edilmiş ve bu alfabelerden farklı milletler kendilerine özgü diller üretmiştir Günümüzde İngilizce, dünya genelinde uluslararası dil kabul edildiğinden, İngilizce bilindikten sonra dünyanın her yerindeki insanlarla kolayca irtibat kurulabilmektedir
Yazının icadından önceki döneme ait tarihsel çalışmalar, arkeolojik kazılar sonucu bulunmuş, o dönemlerde kullanılan vasıta, gereçlerin, tarihçiler göre yorumlanmasıyla ve tarihçilerin varsayımlarıyla yapılmaktadır Tatmin Edici bilgi bulunamadığından dolayı yazı öncesi döneme, prehistorik dönem denilmektedir Yazının icadından sonraki döneme ait tarihsel incelemeler ise, kazıbilimsel kazılar sonucu bulunmuş, malzeme haricinde ağırlıklı olarak yazılmış kaynaklar vasıtasıyla yapılmaktadır Tarihçilerin, bulunan vasıta gereçleri, o döneme ait yazılar ile birlikte yorumlaması daha fazla bilginin elde edilmesini sağlamıştır Yazının icat edilmesinden sonraki yıllardaki bilgilere daha süratli bir şekilde ulaşılmasından dolayı tarihçiler göre yazının icadı tarihin başlangıcı olarak kabul edilmektedir Edebi olarak kesinlik kazanmayan tarihsel konular (kazılarda bulunan vasıta, gereç ve nesneler gibi) yorumlamaya ast kaldığından ve bu koşul tarihçinin düşüncesinden etkilendiğinden farklı kaynaklarda öbür bilgilere ulaşılabilmektedir Dolayısıyla yer alan edebi kaynak miktarı ne dek artı olursa, o döneme ait daha fazla kesinleşmiş bilgiler elde edilmektedir Eski dönemlere ait, tabletler, papiruslar, hayvan derileri, ağaç kabukları, taşlar, kütüklerin bulunması doğru yazının icadı ve ilerleyişi hakkında bilgilere sahip olunmuştur Hatta çivi yazısı, üç öbür dilde yazılmış tabletin bulunmasıyla 1900lü yılların ortalarında çözülmüştür
Yazı, elde edilen bilgilerin kayıt arabulucu olup nesilden nesile aktarılmasını sağladığından ötürü birçok buluşun temeli olduğu düşünülebilir bundan başka, yapılan bilimsel çalışmalarda elde edilen bulgular, yazı aracılığıyla diğer toplumlara da taşınmasını sağlanmaktadır Bu sayede ayrı yerlerde yapılan bilimsel çalışmaların kimilerinde eksik veri, kimilerinin başlangıcı olacak bilgiler elde edilmektedir Bu Nedenle, ayrı yerlerde belirtilen bir konuda çalışan bilim adamlarının elde ettikleri bilgiler aracılığıyla birbirlerine muavin olmaları baştan sona buluşların süresini kısaltmaktadır Çünkü; buluşlar, zinciri oluşturan halka gibi birbiri ardına dizilir Halkalardan biri eksik olduğunda zincir tamamlanamayabilir Son zamanlarda çabuk bir şekilde gerçekleşen teknolojik gelişmeler de bunun bir göstergesi değil midir? Yapılan başlangıçların ardından sonraki buluşlar çorap söküğü gibi ardı ardına gelmektedir Öğrenilenler yazı ile muhafaza edilmeseydi kolayca unutulabilirdi ve yeniden bulunması için mücadele sarf edilmesi gerekirdi Dolayısıyla da süre kaybı oluşurdu Bunun sonucunda günümüzdeki medeniyete ulaşılması hayal bile edilemezdi Olur Ya de, bilim dallarında, bu günden yüzlerce sene gerilerde olunabilirdi Müneccim (astrolog uzmanı) başı Takiyüddinin talepleri doğrultusunda, 1575 yılında Topkapı sırtlarında bir rasathane (gözlem evi) kurulmuştur Burası, o dönemde, dünyanın en büyük rasathane olmasına karşın kısa süre daha sonra (1580 yılında) içindeki kitaplar ve araç, gereçlerle birlikte yıkılmıştır Bu olayda, Takiyüddin Bey en fazla kütüphanesinde kitaplarını kaybettiğine üzülmüştür Çünkü beyin bilgisayar gibidir Bilgileri yalnızca belirtilen bir kapasitede depolar Bunun miktarı, beyindeki sağ ve sol lobun çalışma koşullarına alt olarak kişiden kişiye değişebilir Öğrenilmiş bilgiler ama tekrar edildiğinde her tarafta hatırlanabilir Her Yerde edilebilme olanağı ise elde edilmiş bilgilerin kaydedildiği yazılmış kaynaklar vasıtayla sağlanabilir Eğer bu kaynaklar yangın, göçük aşağıda kalma, yırtılma vb nedenlerle değil olduğunda, buradaki bilgiler unutulmaya mahkumdur
Yazı bununla birlikte bilgilerin akılda daimi şekilde öğrenilmesini sağlayan araçtır Buna alt olarak da, okullarda, bilhassa de sözel derslerde, yazarak çalışmanın önemi vurgulanmaktadır Beyinde, orta beyin bölümü, yakın zamanda gerçekleşen olayların kaydedildiği birim olup buradaki bilgiler korteks kısmına aktarılmaz ise kısa sürede unutulur Bu kısma aynı zamanda Hipokamp denilmektedir Sağ ve sol lobun bulunduğu kısım korteksinde olup bilgilerin kalıcı olarak kaydedildiği yerdir Beynin en dıştaki kıvrımlı kısmıdır Sağ lob düş gücü ve görünmeyen şeyler, sol lob ise mantık matematik gibi soyut şeyler üzerine işlevleri yönetir Yazma sırasında konu ikiüç kez okunduğundan bu sırada öğrenilen bilgiler, beynin korteks kısmına aktarılarak, daha dinç şekilde uzun vakit beyinde yer alması sağlanmaktadır Yazma esnasında her sözcük adeta beyne yazılıyor gibi hafızaya kaydediliyor Böylece öğrenilenlerin kısa sürede unutulma olasılığı azalıyor üstelik bilimsel denemeler kurulurken de, takip edilen yolların yazılarak not alınması gerekmektedir Huysuz halde, sonuca nasıl ulaşıldığı unutulabilir Bunun sonucu elde edilen galibiyet, başarısızlığa dönüşebilir Bu konuda söylenmiş atasözümüz “alim unutmuş, kalem unutmamış akıldan çıkarılmamalıdır
Elde edilmiş bilgilerin kayıt altına alınarak depolanmasını karşılayan bir araç olmasının yanında, duyguların, düşüncelerin aktarılmasında kullanılan giz küpüdür adeta Bir nevi içimizi dökebileceğimiz araçtır yazı Ara Sıra kimselerle paylaşılamayan sıkıntıların, yazıya dökülmesi tamamen sevinç, rahatlama ve kolaylık hissedilebilir Birilerine bildirmek isteyip de söylenemeyenleri, kızgınlıkları, kırgınlıkları, duyguları, birine anlatılıyor gibi yazıya dökmek, beyindeki olumsuz enerjinin atılmasını sağlayabilir Bu Nedenle yapmanız gereken işi engelleyen boşboğaz fikirler ve sıkıntılar beyinden uzaklaştırılır Unutulmamalıdır ancak; yazı sır paylaşılabilecek sağlam bir sırdaştır İçinizdeki sıkıntı ve olumsuz düşünceleri yazıya döktükten sonradan başkalarının buna ulaşmasını istenilmediğinde yazı yırtılarak atılabilir İçinizi dökmek ve rahatlamak size kar kalır Negatif görüşler psikolojik bunalımlara, dolayısıyla saldırgan tavırlara neden olabilmektedir Yazı ile sağlanan rahatlama doğru, sinirlenmelerin niçin olacağı olumsuzlukların da önüne geçilebilir
üstelik yazı baştan sona anıların tescil edilmesi sağlanabilir Bu amaçla seneler daha sonra bakıldığında daha manalı ayla gelen anıların kaydedileceği günlükler tutulmaktadır 2025 sene evvelinde, günümüzde kullanılan kısa mesaj yerine mektuplar yazılmaktaydı Kısa mesajlar anlık haberleşme aracı olduğundan ve elektronik ortamda bulunduğundan büyük çoğunluğu saklanamamaktadır Fakat yazılı olan mektupların büyük çoğunluğu saklanmaktadır 2025 sene önce yazılmış mektuplara günümüzde bakıldığında hoş duygular elde edildiği gibi bugün yazılı günlüklerin değeri, 1520 sene sonra daha iyi anlaşılacaktır Jurnal doğru hayatınızı kayıt altına almış olacaksınız Bunun yanında yazdığınız her bir tümce doğruca kendinize bir şeyler katacaksınız Dolayısıyla bir gün içinde yazacağınız bir tümce bile fazla önemlidir Ilk yazdığınız yazı ile birkaç yıl daha sonra yazdığınız yazıyı karşılaştırdığınızda kaydettiğiniz ilerlemeyi net bir şekilde görebilirsiniz Hem, yazdığınız yazılar, söylev sırasında kurduğunuz tümce yapısını iyileştirerek konuşmalarınızın güzelliğini artırmaktadır Ne kadar da güzel söylemiş Francis Bacon; “Okumak, bir insanı doldurur; konuşmak onu hazırlar, kâğıda dökmek ise olgunlaştırır Yazınızın güzelliğinin artması sonraki zamanlarda sizi daha pozitif yazmaya yönlendirebilir Hatta, yazan edinmek için de çabalayabilirsiniz
Günümüzde yazılmış kaynaklar bilgisayar ortamında da saklanılmaktadır Oysa, şuna kesin olun, sanal olarak elimizde bulunan bilgilerin kaybolma riski fazla yüksektir Elektronik cihazın korunması için gerekli gayret gösterilse de elde olmayan nedenlerle ortaya çıkan arızalar, virüsler, dosyanın kaybolmasına neden olmaktadır İşte bu nedenledir ama, bilhassa devlete ait dairelerde evrakların bilgisayar ortamında kopyasının yanında matbu olarak elde bulunmasına ve arşivlenmesine yük verilmektedir Hatta bir takım ülkelerde manâlı belgeler, selüloz kağıda tarafından daha uzun ömürlü olan parşömen kâğıdı kağıtlarına yazılmış olarak arşivlenmiştir Böylece ama, 1500 takvim parşömenler benzeri çok yakın zamanda yazılmış duygusu uyandırmaktadır Mesela; 13 yüzyılda imzalanmış olan Magna Carta (ilk özgürlük fermanı) ve Amerikan Özgürlük Bildirgesinin orjinalinin parşömen kâğıdı üzerine yazılı olduğu söylenmektedir
Kağıdın ve öteki yazı kaynaklarının pahalı ve güç bulunuyor olması sebebiyle, eski yunan bilginlerinden birinin, evindeki bütün çanak çömleği kırarak kitap kâğıda dökmek amacıyla kullanması yazının önemini bizlere daha net bir şekilde anlatmaktadır İşte bu nedenle kelimelerin arasına gizlenmiş mutluluğu siz de keşfedin Kelimelerle kendinize galibiyet çıkarın Kurulan her bir tümce kendi çapında bir başarıdır Cümlelerin oluşturduğu kitaplar ise başarı yumağıdır
Kaynakça:
NKFU
http:turkolojicuedutr
:trwikipediaorg
İnsan defalarca yok olan şeylerden yakınır Oysa, sahip olduğu şeyler olmasaydı ne olurdu diye hiç düşünmez, şükretmez En kolay örnek yazıdır Tıpatıp nefes alıp atamak gibi, banal, zorunlu bir durum gibi görünür yazı kâğıda dökmek Ama unutulmamalıdır ama, yazı da bir icattır MÖ 3200 ’lü yıllarda, Sümerliler kadar buluş edilmiştir ilk olarak anlatılmak istenen duygu, zihin veveya nesnenin resmini çizerek kullanılmış olup, binlerce takvim gelişiminin arkasından bugünkü halini almıştır
Yazı aslında iletişimin ve dolayısıyla da insanın kendini kolaylıkla açıklama edebilmesinin bel kemiğidir Yazı icat edilmeden önce, iletişim nasıl olduğu hakkında hiç düşündünüz mü? Yazı buluş edilmeden önce, anlatılmak istenen durumun, duygunun, nesnenin şeklini çizerek, ceset diliyle, işaretle anlaşırlardı Bir nevi sessiz sinema oyunu gibi Bu koşul, anlatılmak istenenin karşısında taraftakine aktarılmasında fazla artı mücadele ve süre gerektirirdi Dili bilinmeyen bambaşka bir ülkeye gidildiğinde, bir şey sorulduğunda ya da bir şey izah etmek istendiğinde çekilen güçlük düşünülerek o dönemde yaşayan insanların ifade için nasıl uğraştıkları kavrama edilebilir bundan başka yeterli ve etkili anlatımın olmaması hatalı anlaşılmalara ve dolayısıyla da toplum içerisinde sorunlara niçin olabilmektedir Toplum içinde anlaşabilmenin önemi, günümüzde yanlış anlaşılmalardan veya kurulan cümlelerle, kişinin yeterince kendini izah edememesi nedeniyle ortaya meydana çıkan kavgalarda da görülebilmektedir Dolayısıyla insanları hayvanlardan ayıran en manâlı özelliği olan ifade edebilme yeteneği yazı ile kazanılmış, geliştirilmiştir ve sağlamlaştırılmıştır Yazının icadı ve geliştirilmesiyle farklı şekilde alfabeler elde edilmiş ve bu alfabelerden farklı milletler kendilerine özgü diller üretmiştir Günümüzde İngilizce, dünya genelinde uluslararası dil kabul edildiğinden, İngilizce bilindikten sonra dünyanın her yerindeki insanlarla kolayca irtibat kurulabilmektedir
Yazının icadından önceki döneme ait tarihsel çalışmalar, arkeolojik kazılar sonucu bulunmuş, o dönemlerde kullanılan vasıta, gereçlerin, tarihçiler göre yorumlanmasıyla ve tarihçilerin varsayımlarıyla yapılmaktadır Tatmin Edici bilgi bulunamadığından dolayı yazı öncesi döneme, prehistorik dönem denilmektedir Yazının icadından sonraki döneme ait tarihsel incelemeler ise, kazıbilimsel kazılar sonucu bulunmuş, malzeme haricinde ağırlıklı olarak yazılmış kaynaklar vasıtasıyla yapılmaktadır Tarihçilerin, bulunan vasıta gereçleri, o döneme ait yazılar ile birlikte yorumlaması daha fazla bilginin elde edilmesini sağlamıştır Yazının icat edilmesinden sonraki yıllardaki bilgilere daha süratli bir şekilde ulaşılmasından dolayı tarihçiler göre yazının icadı tarihin başlangıcı olarak kabul edilmektedir Edebi olarak kesinlik kazanmayan tarihsel konular (kazılarda bulunan vasıta, gereç ve nesneler gibi) yorumlamaya ast kaldığından ve bu koşul tarihçinin düşüncesinden etkilendiğinden farklı kaynaklarda öbür bilgilere ulaşılabilmektedir Dolayısıyla yer alan edebi kaynak miktarı ne dek artı olursa, o döneme ait daha fazla kesinleşmiş bilgiler elde edilmektedir Eski dönemlere ait, tabletler, papiruslar, hayvan derileri, ağaç kabukları, taşlar, kütüklerin bulunması doğru yazının icadı ve ilerleyişi hakkında bilgilere sahip olunmuştur Hatta çivi yazısı, üç öbür dilde yazılmış tabletin bulunmasıyla 1900lü yılların ortalarında çözülmüştür
Yazı, elde edilen bilgilerin kayıt arabulucu olup nesilden nesile aktarılmasını sağladığından ötürü birçok buluşun temeli olduğu düşünülebilir bundan başka, yapılan bilimsel çalışmalarda elde edilen bulgular, yazı aracılığıyla diğer toplumlara da taşınmasını sağlanmaktadır Bu sayede ayrı yerlerde yapılan bilimsel çalışmaların kimilerinde eksik veri, kimilerinin başlangıcı olacak bilgiler elde edilmektedir Bu Nedenle, ayrı yerlerde belirtilen bir konuda çalışan bilim adamlarının elde ettikleri bilgiler aracılığıyla birbirlerine muavin olmaları baştan sona buluşların süresini kısaltmaktadır Çünkü; buluşlar, zinciri oluşturan halka gibi birbiri ardına dizilir Halkalardan biri eksik olduğunda zincir tamamlanamayabilir Son zamanlarda çabuk bir şekilde gerçekleşen teknolojik gelişmeler de bunun bir göstergesi değil midir? Yapılan başlangıçların ardından sonraki buluşlar çorap söküğü gibi ardı ardına gelmektedir Öğrenilenler yazı ile muhafaza edilmeseydi kolayca unutulabilirdi ve yeniden bulunması için mücadele sarf edilmesi gerekirdi Dolayısıyla da süre kaybı oluşurdu Bunun sonucunda günümüzdeki medeniyete ulaşılması hayal bile edilemezdi Olur Ya de, bilim dallarında, bu günden yüzlerce sene gerilerde olunabilirdi Müneccim (astrolog uzmanı) başı Takiyüddinin talepleri doğrultusunda, 1575 yılında Topkapı sırtlarında bir rasathane (gözlem evi) kurulmuştur Burası, o dönemde, dünyanın en büyük rasathane olmasına karşın kısa süre daha sonra (1580 yılında) içindeki kitaplar ve araç, gereçlerle birlikte yıkılmıştır Bu olayda, Takiyüddin Bey en fazla kütüphanesinde kitaplarını kaybettiğine üzülmüştür Çünkü beyin bilgisayar gibidir Bilgileri yalnızca belirtilen bir kapasitede depolar Bunun miktarı, beyindeki sağ ve sol lobun çalışma koşullarına alt olarak kişiden kişiye değişebilir Öğrenilmiş bilgiler ama tekrar edildiğinde her tarafta hatırlanabilir Her Yerde edilebilme olanağı ise elde edilmiş bilgilerin kaydedildiği yazılmış kaynaklar vasıtayla sağlanabilir Eğer bu kaynaklar yangın, göçük aşağıda kalma, yırtılma vb nedenlerle değil olduğunda, buradaki bilgiler unutulmaya mahkumdur
Yazı bununla birlikte bilgilerin akılda daimi şekilde öğrenilmesini sağlayan araçtır Buna alt olarak da, okullarda, bilhassa de sözel derslerde, yazarak çalışmanın önemi vurgulanmaktadır Beyinde, orta beyin bölümü, yakın zamanda gerçekleşen olayların kaydedildiği birim olup buradaki bilgiler korteks kısmına aktarılmaz ise kısa sürede unutulur Bu kısma aynı zamanda Hipokamp denilmektedir Sağ ve sol lobun bulunduğu kısım korteksinde olup bilgilerin kalıcı olarak kaydedildiği yerdir Beynin en dıştaki kıvrımlı kısmıdır Sağ lob düş gücü ve görünmeyen şeyler, sol lob ise mantık matematik gibi soyut şeyler üzerine işlevleri yönetir Yazma sırasında konu ikiüç kez okunduğundan bu sırada öğrenilen bilgiler, beynin korteks kısmına aktarılarak, daha dinç şekilde uzun vakit beyinde yer alması sağlanmaktadır Yazma esnasında her sözcük adeta beyne yazılıyor gibi hafızaya kaydediliyor Böylece öğrenilenlerin kısa sürede unutulma olasılığı azalıyor üstelik bilimsel denemeler kurulurken de, takip edilen yolların yazılarak not alınması gerekmektedir Huysuz halde, sonuca nasıl ulaşıldığı unutulabilir Bunun sonucu elde edilen galibiyet, başarısızlığa dönüşebilir Bu konuda söylenmiş atasözümüz “alim unutmuş, kalem unutmamış akıldan çıkarılmamalıdır
Elde edilmiş bilgilerin kayıt altına alınarak depolanmasını karşılayan bir araç olmasının yanında, duyguların, düşüncelerin aktarılmasında kullanılan giz küpüdür adeta Bir nevi içimizi dökebileceğimiz araçtır yazı Ara Sıra kimselerle paylaşılamayan sıkıntıların, yazıya dökülmesi tamamen sevinç, rahatlama ve kolaylık hissedilebilir Birilerine bildirmek isteyip de söylenemeyenleri, kızgınlıkları, kırgınlıkları, duyguları, birine anlatılıyor gibi yazıya dökmek, beyindeki olumsuz enerjinin atılmasını sağlayabilir Bu Nedenle yapmanız gereken işi engelleyen boşboğaz fikirler ve sıkıntılar beyinden uzaklaştırılır Unutulmamalıdır ancak; yazı sır paylaşılabilecek sağlam bir sırdaştır İçinizdeki sıkıntı ve olumsuz düşünceleri yazıya döktükten sonradan başkalarının buna ulaşmasını istenilmediğinde yazı yırtılarak atılabilir İçinizi dökmek ve rahatlamak size kar kalır Negatif görüşler psikolojik bunalımlara, dolayısıyla saldırgan tavırlara neden olabilmektedir Yazı ile sağlanan rahatlama doğru, sinirlenmelerin niçin olacağı olumsuzlukların da önüne geçilebilir
üstelik yazı baştan sona anıların tescil edilmesi sağlanabilir Bu amaçla seneler daha sonra bakıldığında daha manalı ayla gelen anıların kaydedileceği günlükler tutulmaktadır 2025 sene evvelinde, günümüzde kullanılan kısa mesaj yerine mektuplar yazılmaktaydı Kısa mesajlar anlık haberleşme aracı olduğundan ve elektronik ortamda bulunduğundan büyük çoğunluğu saklanamamaktadır Fakat yazılı olan mektupların büyük çoğunluğu saklanmaktadır 2025 sene önce yazılmış mektuplara günümüzde bakıldığında hoş duygular elde edildiği gibi bugün yazılı günlüklerin değeri, 1520 sene sonra daha iyi anlaşılacaktır Jurnal doğru hayatınızı kayıt altına almış olacaksınız Bunun yanında yazdığınız her bir tümce doğruca kendinize bir şeyler katacaksınız Dolayısıyla bir gün içinde yazacağınız bir tümce bile fazla önemlidir Ilk yazdığınız yazı ile birkaç yıl daha sonra yazdığınız yazıyı karşılaştırdığınızda kaydettiğiniz ilerlemeyi net bir şekilde görebilirsiniz Hem, yazdığınız yazılar, söylev sırasında kurduğunuz tümce yapısını iyileştirerek konuşmalarınızın güzelliğini artırmaktadır Ne kadar da güzel söylemiş Francis Bacon; “Okumak, bir insanı doldurur; konuşmak onu hazırlar, kâğıda dökmek ise olgunlaştırır Yazınızın güzelliğinin artması sonraki zamanlarda sizi daha pozitif yazmaya yönlendirebilir Hatta, yazan edinmek için de çabalayabilirsiniz
Günümüzde yazılmış kaynaklar bilgisayar ortamında da saklanılmaktadır Oysa, şuna kesin olun, sanal olarak elimizde bulunan bilgilerin kaybolma riski fazla yüksektir Elektronik cihazın korunması için gerekli gayret gösterilse de elde olmayan nedenlerle ortaya çıkan arızalar, virüsler, dosyanın kaybolmasına neden olmaktadır İşte bu nedenledir ama, bilhassa devlete ait dairelerde evrakların bilgisayar ortamında kopyasının yanında matbu olarak elde bulunmasına ve arşivlenmesine yük verilmektedir Hatta bir takım ülkelerde manâlı belgeler, selüloz kağıda tarafından daha uzun ömürlü olan parşömen kâğıdı kağıtlarına yazılmış olarak arşivlenmiştir Böylece ama, 1500 takvim parşömenler benzeri çok yakın zamanda yazılmış duygusu uyandırmaktadır Mesela; 13 yüzyılda imzalanmış olan Magna Carta (ilk özgürlük fermanı) ve Amerikan Özgürlük Bildirgesinin orjinalinin parşömen kâğıdı üzerine yazılı olduğu söylenmektedir
Kağıdın ve öteki yazı kaynaklarının pahalı ve güç bulunuyor olması sebebiyle, eski yunan bilginlerinden birinin, evindeki bütün çanak çömleği kırarak kitap kâğıda dökmek amacıyla kullanması yazının önemini bizlere daha net bir şekilde anlatmaktadır İşte bu nedenle kelimelerin arasına gizlenmiş mutluluğu siz de keşfedin Kelimelerle kendinize galibiyet çıkarın Kurulan her bir tümce kendi çapında bir başarıdır Cümlelerin oluşturduğu kitaplar ise başarı yumağıdır
Kaynakça:
NKFU
http:turkolojicuedutr
:trwikipediaorg