iltasyazilim
FD Üye
Yenileşme Hareketleri Ve Tanzimat ile ilgili bilgiler
Osmanlıda Yenileşme Hareketleri Ve Tanzimat
Türkiyenin yenileşme tarihini Tanzimat (1839) ile başlatmak en ince ayrıntısına kadar yanlıştır Bu tarihi 13 sene öncesine, Vakai Hayriyyeye (1826) almak fazla daha doğrudur Zira radikal inkılapları II Mahmut, 18261839 aralarında yapmıştır
Tanzimat, bu inkılapların neticesidir ve esasen II Mahmut göre düşünülmüş, onun ölümü üzerine, onun adamı olan Reşit Paşa tarafından başvuru formu mevkiine konulmuştur Tüm müesseselerde asırlardan beri süregelen düzenin değiştirildiği bu 18261839 devresinde II Mahmut, aynı zamanda çok büyük dış zorluluklar içindeydi Hatta Türkler, tüm tarihleri baştan başa maruz kaldıkları en kritik birkaç devreden birinde idiler
Yunan ihtilalini bitmiş açılmak için İngiliz, Fransız, Rus müttefik donanmaları, Türk donanmasını, Navarin limanında basıp yakarlar (20 Ekim 1827) Rusya, resmen harp duyuru eder ve Prutu aşarak Türk topraklarına girer (8 Mayıs 1828) II Mahmutun donanması yakılmıştır Kapıkulu ocaklarını ilga ettiği için ordusu da yoktur Avrupa usulünde yeni ordusunu yetiştirmek için bir kış Rami kışlasında taş odada yatıp kalkar; basit bir albay gibi çamur içinde yeni birliklerin yetişmesine gözaltı eder ve talimlere çıkar Bir buçuk yıldan az süren Rusya harbine Edirne Anlaşması (15 Eylül 1829) son verilir Türkiyenin dostu yoktur İngiltere ve Fransaca da tazyik edilmektedir Örneğin Fransa, Yunan asilerini cesaretlendirmek üzere Moraya bir ordu gönderir
Edirne Anlaşmasının şartları ağır olur ve Türk İmparatorluğu ağır kayıplara uğrar: Kafkasyada Kuban ırmağından Batuma dek olan bütün Doğu Karadeniz kıyı şeridi (Batum hariç), Rusyaya bırakılır Bu suretle Rusya, Karadenizin kuzey kıyılarından sonradan doğu kıyılarını da elde etmiş olur Türkiye oysa güney ve batı kıyılarını da elde etmiş olur Türkiye ama güney ve batı kıyılarını elde tutabilir Babıali, Gürcistanın Rusyaya ait bulunduğunu kabul ederek bu ülke üzerindeki haklarından vazgeçer Eflak (Güney Romanya), Boğdan (Moldovya), Sırbistan prensliklerinin iç muhtariyetleri yeni imtiyazlarla genişletilir ve hemen hemen Rusyanın kefilliğine verilir Türkiye, çok büyük bir savaş tazminatı öder (11,500,000 altın)
Bunun karşılığında Ruslar, ordusuz ve donanmasız Türkiyeden birincil kere işgal ettikleri Romanya, Bulgaristan, Edirne, Kars, Erzurum gibi yerleri boşaltıp iade ederler Bu ağır tazminatla Türkiye sarsılır Bu suretle Çar, çok mutaassıp bir Türk düşmanı olan I Nikolay, şahsiyetini fazla kıskandığı Sultan Mahmudu çoğu reform projesini fiziksel şekilde gerçekleştirebilmek imkanlarından mahrum eder Bir Yunanistan kurulması da bu uzlaşma ile tedarik edilir ve 24 Nisan 1830da II Mahmut, bütün varlığıyla karşı koyduğu Yunan istiklalini tanımak zorunda kalır Kurulan Yunanistan, Balkanların ilk müstakil devletidir
Bu günkü Yunanistanın üçte biri dek büyüklükte (49,424 km2), 1,000,000 nüfuslu yoksul bir krallık olarak ortaya çıkar Kendisini yaratan Rusya, İngiltere ve Fransaya sığınıp onları kışkırtarak büyümek idealini, kurulduğu andan beri yürütmeye başlar Önce Mora ve Kiklad adalarından müteşekkil ve Sırbistan gibi Türkiyeye yan bir Yunanistan yerine getirmek isteyen Büyük Devletler, daha sonra Babıaliyi Attika yarımadası ile Eğriboz adasını da bu devlete vermeye ve yeni devletin ayrıntılarıyla müstakil olmasına zorlarlar
Sultan Mahmut, fazla merkeziyetçi bir yöneticilik kurar Eyaletlerde, sancaklarda, şurada burada, nüfuz kazanmış aile ve kişilerin, feodallerin, amansız düşmanıdır Haklarında acımasız davranır Zira onlar, uzunca bir müddetten beri devleti sömürmekte ve merkezi dinlememektedirler Modern ordusunu ve donanmasını kurar Harbiye ve Tıbbiye ilk olarak almak üzere, Fransızca tedrisat yapan ve Batı medeniyetine ilk defa içinden bakabilen birincil modern büyük okullar kurar Büyük bayındırlık işlerine girişir Saray ve hükümet teşkilatını temelinden değiştirir; tüm gelenekleri yıkarak Avrupa tarzında teşkilatlandırır Bunları, çok büyük muhalefetler içinde gerçekleştirir Irk kendisine gavur padişahder
Fransa, Türkiyenin güçsüzlüğünü hesaplayarak Cezayir şehrini (5 Temmuz 1830) işgal eder ve birkaç sene içinde Osmanlıları bütün Cezayirden kovar Son yıllarında II Mahmut, yeni bir talihsizlikle, Darı valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşanın isyanı ile karşılaşır Bu, Osmanlı İmparatorluğunun, bütün tarihi her tarafında, gördüğü en büyük isyandır Ayaklanma, 18311833 arasında geçer Bir denge devresi geçirir ve 1839da ikinci safhası başlar Darı valisinin adamakıllı Türklerden müteşekkil ordusu, Kütahyaya değin ilerler (2 Şubat 1833) Osmanlı birlikleri bozulur Nihayet Nizipte Osmanlı ordusu, 2 saat içinde bozulur (24 Haziran 1839) Bu büyük facia, ölüm döşeğinde yatan ve 7 gün daha sonra ölecek olan büyük hükümdardan saklanır
Kanuniden (1566) sonradan gelen padişahların en büyüğü olan II Mahmud, modern Türkiyenin kurucusudur 31 sene saltanat sürmüş, 54 yaşında, daha çok Rus belasının verdiği sıkıntı ile kahrolarak ölmüştür Kendisinden sonradan gelen tüm Osmanoğulları, II Mahmutun izinden gitmişlerdir
Tanzimatın eşiğinde, 1839da Türkiye, tarihinin en kritik anlarından birini yaşıyordu Vakai Hayriyye ile Tanzimatı Hayriyye aralarında geçen 13 sene (18261839), Türkiye İmparatorluğunun bünyesini büyük ölçüde değiştirmişti Fatih devri müesseseleri ile II Mahmutun devraldığı müesseseler arasında, şekil bakımından büyük fark yoktu Yalnız vaktiyle devrinin en yüksek ve iyi müesseseleri, gitgide bozularak, II Mahmut zamanında, çöküntünün eşiğine gelmişti II Mahmut, imparatorluğu çağdaş müesseselerle donattı Eski orduyu ortadan kaldırıp modern ordu ve donanmayı kurdu Batı medeniyeti ile sıkı temasa geldi Bu medeniyetten çoğu şeyi elde etmek suretiyle, ilk kez olarak açık açık, Batının Türkiyeden üstün olduğunu bildiri etti Türkiye, böylece azametli bir geçmişin mirası idi Bir yerde bu miras, devletin kalkınmasında bir tartma, hatta bir engel oluyordu
II Mahmut, Mehmet Ali hariç, bütün serkeş valiler ve ayandenen bir değişiklik derebeylerinin çoğunu merkeze bağladı yahut ortadan kaldırdı 17891826 aralarında gittikçe zayıflayan devletin eyaletler üzerindeki otoritesini her tarafta kurdu Öldüğü süre Mehmet Ali meselesi, imparatorluğun istikbalini tehdit edecek bir önem kazanmıştı Lakin Mustafa Reşit Paşanın dehası, bu tehdidi bertaraf edecektir Aslında Tanzimat, II Mahmutun eseri sayılabilir
1848 İhtilalleri, Avrupayı sarsarken, Türkiye, şöhret ve şerefle atlatır XIX Asrın 2, yarısının eşiğinde Büyük Devletlerin durumu şöyledir: Dünyanın 1825te 955 milyon varsayım edilen nüfusu, 1850de 1137 milyona yükselmiştir 1825te Büyük Devletler dünya nüfusunun 654 milyonunu ellerinde tutarlarken 1850de bu 902 milyona yükselir 1825te 235 milyona düşer Emperyalizm çağı başlamış, İngiltere, dünyanın büyük parçalarını eline geçirerek, Roma ve Osmanlı imparatorluklarından sonradan, tarihin 3 en büyük imparatorluğunu kurmuştur
Müttefikler, Kırıma çıkar (14 Eylül 1854) Fazla müstahkem Sivastopolun düşmesi (9 Eylül 1855) ile, pek ağır zayiat veren Rusya pes eder Paris Antlaşması (30 Mart 1856), savaşa son verir Rusyanın Karadenizde savaş gemisi ve tersane bulundurmaması gibi son derece ağır bir madde, Türkiyeye nefes aldırır giderken Âlî Paşa, 1272 Islahat Hattı Hümayunu (18 Şubat 1856) ile, kağıt üstünde de kalsa gayrimüslim tebeaya her türlü hakkı bahşeder Hıristiyanlardan Osmanlı tarihinde ilk kere olarak en yüksek devlet görevlerine, eyalet valiliklerine, büyükelçiliklere, vezirliğe, hatta nazırlığa yükselenler görülür
*
Osmanlıda Yenileşme Hareketleri Ve Tanzimat
Türkiyenin yenileşme tarihini Tanzimat (1839) ile başlatmak en ince ayrıntısına kadar yanlıştır Bu tarihi 13 sene öncesine, Vakai Hayriyyeye (1826) almak fazla daha doğrudur Zira radikal inkılapları II Mahmut, 18261839 aralarında yapmıştır
Tanzimat, bu inkılapların neticesidir ve esasen II Mahmut göre düşünülmüş, onun ölümü üzerine, onun adamı olan Reşit Paşa tarafından başvuru formu mevkiine konulmuştur Tüm müesseselerde asırlardan beri süregelen düzenin değiştirildiği bu 18261839 devresinde II Mahmut, aynı zamanda çok büyük dış zorluluklar içindeydi Hatta Türkler, tüm tarihleri baştan başa maruz kaldıkları en kritik birkaç devreden birinde idiler
Yunan ihtilalini bitmiş açılmak için İngiliz, Fransız, Rus müttefik donanmaları, Türk donanmasını, Navarin limanında basıp yakarlar (20 Ekim 1827) Rusya, resmen harp duyuru eder ve Prutu aşarak Türk topraklarına girer (8 Mayıs 1828) II Mahmutun donanması yakılmıştır Kapıkulu ocaklarını ilga ettiği için ordusu da yoktur Avrupa usulünde yeni ordusunu yetiştirmek için bir kış Rami kışlasında taş odada yatıp kalkar; basit bir albay gibi çamur içinde yeni birliklerin yetişmesine gözaltı eder ve talimlere çıkar Bir buçuk yıldan az süren Rusya harbine Edirne Anlaşması (15 Eylül 1829) son verilir Türkiyenin dostu yoktur İngiltere ve Fransaca da tazyik edilmektedir Örneğin Fransa, Yunan asilerini cesaretlendirmek üzere Moraya bir ordu gönderir
Edirne Anlaşmasının şartları ağır olur ve Türk İmparatorluğu ağır kayıplara uğrar: Kafkasyada Kuban ırmağından Batuma dek olan bütün Doğu Karadeniz kıyı şeridi (Batum hariç), Rusyaya bırakılır Bu suretle Rusya, Karadenizin kuzey kıyılarından sonradan doğu kıyılarını da elde etmiş olur Türkiye oysa güney ve batı kıyılarını da elde etmiş olur Türkiye ama güney ve batı kıyılarını elde tutabilir Babıali, Gürcistanın Rusyaya ait bulunduğunu kabul ederek bu ülke üzerindeki haklarından vazgeçer Eflak (Güney Romanya), Boğdan (Moldovya), Sırbistan prensliklerinin iç muhtariyetleri yeni imtiyazlarla genişletilir ve hemen hemen Rusyanın kefilliğine verilir Türkiye, çok büyük bir savaş tazminatı öder (11,500,000 altın)
Bunun karşılığında Ruslar, ordusuz ve donanmasız Türkiyeden birincil kere işgal ettikleri Romanya, Bulgaristan, Edirne, Kars, Erzurum gibi yerleri boşaltıp iade ederler Bu ağır tazminatla Türkiye sarsılır Bu suretle Çar, çok mutaassıp bir Türk düşmanı olan I Nikolay, şahsiyetini fazla kıskandığı Sultan Mahmudu çoğu reform projesini fiziksel şekilde gerçekleştirebilmek imkanlarından mahrum eder Bir Yunanistan kurulması da bu uzlaşma ile tedarik edilir ve 24 Nisan 1830da II Mahmut, bütün varlığıyla karşı koyduğu Yunan istiklalini tanımak zorunda kalır Kurulan Yunanistan, Balkanların ilk müstakil devletidir
Bu günkü Yunanistanın üçte biri dek büyüklükte (49,424 km2), 1,000,000 nüfuslu yoksul bir krallık olarak ortaya çıkar Kendisini yaratan Rusya, İngiltere ve Fransaya sığınıp onları kışkırtarak büyümek idealini, kurulduğu andan beri yürütmeye başlar Önce Mora ve Kiklad adalarından müteşekkil ve Sırbistan gibi Türkiyeye yan bir Yunanistan yerine getirmek isteyen Büyük Devletler, daha sonra Babıaliyi Attika yarımadası ile Eğriboz adasını da bu devlete vermeye ve yeni devletin ayrıntılarıyla müstakil olmasına zorlarlar
Sultan Mahmut, fazla merkeziyetçi bir yöneticilik kurar Eyaletlerde, sancaklarda, şurada burada, nüfuz kazanmış aile ve kişilerin, feodallerin, amansız düşmanıdır Haklarında acımasız davranır Zira onlar, uzunca bir müddetten beri devleti sömürmekte ve merkezi dinlememektedirler Modern ordusunu ve donanmasını kurar Harbiye ve Tıbbiye ilk olarak almak üzere, Fransızca tedrisat yapan ve Batı medeniyetine ilk defa içinden bakabilen birincil modern büyük okullar kurar Büyük bayındırlık işlerine girişir Saray ve hükümet teşkilatını temelinden değiştirir; tüm gelenekleri yıkarak Avrupa tarzında teşkilatlandırır Bunları, çok büyük muhalefetler içinde gerçekleştirir Irk kendisine gavur padişahder
Fransa, Türkiyenin güçsüzlüğünü hesaplayarak Cezayir şehrini (5 Temmuz 1830) işgal eder ve birkaç sene içinde Osmanlıları bütün Cezayirden kovar Son yıllarında II Mahmut, yeni bir talihsizlikle, Darı valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşanın isyanı ile karşılaşır Bu, Osmanlı İmparatorluğunun, bütün tarihi her tarafında, gördüğü en büyük isyandır Ayaklanma, 18311833 arasında geçer Bir denge devresi geçirir ve 1839da ikinci safhası başlar Darı valisinin adamakıllı Türklerden müteşekkil ordusu, Kütahyaya değin ilerler (2 Şubat 1833) Osmanlı birlikleri bozulur Nihayet Nizipte Osmanlı ordusu, 2 saat içinde bozulur (24 Haziran 1839) Bu büyük facia, ölüm döşeğinde yatan ve 7 gün daha sonra ölecek olan büyük hükümdardan saklanır
Kanuniden (1566) sonradan gelen padişahların en büyüğü olan II Mahmud, modern Türkiyenin kurucusudur 31 sene saltanat sürmüş, 54 yaşında, daha çok Rus belasının verdiği sıkıntı ile kahrolarak ölmüştür Kendisinden sonradan gelen tüm Osmanoğulları, II Mahmutun izinden gitmişlerdir
Tanzimatın eşiğinde, 1839da Türkiye, tarihinin en kritik anlarından birini yaşıyordu Vakai Hayriyye ile Tanzimatı Hayriyye aralarında geçen 13 sene (18261839), Türkiye İmparatorluğunun bünyesini büyük ölçüde değiştirmişti Fatih devri müesseseleri ile II Mahmutun devraldığı müesseseler arasında, şekil bakımından büyük fark yoktu Yalnız vaktiyle devrinin en yüksek ve iyi müesseseleri, gitgide bozularak, II Mahmut zamanında, çöküntünün eşiğine gelmişti II Mahmut, imparatorluğu çağdaş müesseselerle donattı Eski orduyu ortadan kaldırıp modern ordu ve donanmayı kurdu Batı medeniyeti ile sıkı temasa geldi Bu medeniyetten çoğu şeyi elde etmek suretiyle, ilk kez olarak açık açık, Batının Türkiyeden üstün olduğunu bildiri etti Türkiye, böylece azametli bir geçmişin mirası idi Bir yerde bu miras, devletin kalkınmasında bir tartma, hatta bir engel oluyordu
II Mahmut, Mehmet Ali hariç, bütün serkeş valiler ve ayandenen bir değişiklik derebeylerinin çoğunu merkeze bağladı yahut ortadan kaldırdı 17891826 aralarında gittikçe zayıflayan devletin eyaletler üzerindeki otoritesini her tarafta kurdu Öldüğü süre Mehmet Ali meselesi, imparatorluğun istikbalini tehdit edecek bir önem kazanmıştı Lakin Mustafa Reşit Paşanın dehası, bu tehdidi bertaraf edecektir Aslında Tanzimat, II Mahmutun eseri sayılabilir
1848 İhtilalleri, Avrupayı sarsarken, Türkiye, şöhret ve şerefle atlatır XIX Asrın 2, yarısının eşiğinde Büyük Devletlerin durumu şöyledir: Dünyanın 1825te 955 milyon varsayım edilen nüfusu, 1850de 1137 milyona yükselmiştir 1825te Büyük Devletler dünya nüfusunun 654 milyonunu ellerinde tutarlarken 1850de bu 902 milyona yükselir 1825te 235 milyona düşer Emperyalizm çağı başlamış, İngiltere, dünyanın büyük parçalarını eline geçirerek, Roma ve Osmanlı imparatorluklarından sonradan, tarihin 3 en büyük imparatorluğunu kurmuştur
Müttefikler, Kırıma çıkar (14 Eylül 1854) Fazla müstahkem Sivastopolun düşmesi (9 Eylül 1855) ile, pek ağır zayiat veren Rusya pes eder Paris Antlaşması (30 Mart 1856), savaşa son verir Rusyanın Karadenizde savaş gemisi ve tersane bulundurmaması gibi son derece ağır bir madde, Türkiyeye nefes aldırır giderken Âlî Paşa, 1272 Islahat Hattı Hümayunu (18 Şubat 1856) ile, kağıt üstünde de kalsa gayrimüslim tebeaya her türlü hakkı bahşeder Hıristiyanlardan Osmanlı tarihinde ilk kere olarak en yüksek devlet görevlerine, eyalet valiliklerine, büyükelçiliklere, vezirliğe, hatta nazırlığa yükselenler görülür
*
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.