YETERLİ VE DENGELİ BESLENME
Beslenmede amaç, bireyin yaşı, cinsiyeti ve içinde bulunduğu fizyolojik duruma göre gereksinimi olan bütün besin öğelerini yeterli miktarlarda sağlayabilmesidir. Buna, yeterli ve dengeli beslenme ' denir.
Yeterli beslenme, genellikle vücudun yaşamı ve çalışmasını sürdürebilmesi için gerekli enerjinin sağlanması anlamına gelir. Dengeli beslenme ise, enerji yanında bütün besin öğelerinin gereksinimi kadar sağlanmasıdır.
Bugüne dek, beslenme bilimi üzerine yapılan araştırmalar, insanın büyüme, gelişme ve sağlıklı olarak yaşamını sürdürmesi için 50'den fazla türde besin öğesine gereksinimini olduğunu göstermiştir. İnsanların gereksinimi olan bu besin öğelerini altı grupta toplayabiliriz.
1- Proteinler
2- Yağlar
3- Karbonhidratlar
4- Mineraller
5- Vitaminler
6- Su
İlk beş grubun her birinde ayrı özellikte ve vücut çalışmasında ayrı işlevli olan değişik türde besin öğeleri vardır. Bu besin öğelerinden herhangi biri veya birkaçı sağlanamayınca vücut çalışmasındaki aksamalar sonucu büyüme, gelişme geriliği ve sağlık bozuklukları görülmektedir. Bu bozuklukları dolaylı olarak bireyin sosyal ve ekonomik yaşamını da etkilemektedir. Bu bakımdan beslenmede amaç, bireyin yaşı, cinsiyeti ve içinde bulunduğu fizyolojik duruma göre gereksinimi olan bütün besin öğelerini yeterli miktarlarda sağlayabilmesidir. Biz bunu yeterli ve dengeli beslenme ' deyimleri ile açıklarız. Yeterli beslenme, genellikle vücudun yaşamı ve çalışmasını sürdürebilmesiiçin gerekli enerjinin sağlanması anlamına gelir. Karbonhidratlar, yağlar ve proteinler enerji sağlayan öğelerdir. Dengeli beslenme ise, enerji yanında bütün besin öğelerinin gereksinimi kadar sağlanmasıdır. Bazı besinlerimiz (örneğin; yağ, şeker, nişasta) alındıklarında enerji gereksinmesinin karşılanmasına karşın protein, vitamin ve minerallerin yetersizlikleri ile yine büyüme, gelişme ve sağlık durumu bozulabilir. Gereğinden çok besin olarak vücut kütlesinin istenenin çok üstüne çıkarılması da sağlık bozukluklarına neden olduğundan dengesiz beslenmelidir.
Proteinler, enerji sağlamaları yanında hücrelerin esas öğesi olduklarından büyüme, gelişme, yıpranan hücrelerin yenilenmesi için de gereklidirler. Ayrıca proteinler besin öğelerinin vücutta kullanmasında görev alan enzimlerin ve bazı hormonların da yapısını oluştururlar. Günlük enerjinin %12-15'i proteinlerden gelmelidir.
Karbonhidratlar vücudun harcadığı enerjinin büyük bir bölümünü sağlarlar. Tüm dokular enerji gereksinimi için karbonhidratları kullanır. Basit karbonhidratlar (sofra, şeker, beyaz ekmek ) yerine kompleks karbonhidratlar (tam tahıllı undan yapılmış ekmek ) tercih edilmelidir. Günlük alınan enerjinin %55-60'ı karbonhidratlardan gelmelidir.
Elzem yağ asitleri ve yağda eriyen vitaminler vücuda yağ ile alınır. Deri altı yağ tabakası vücut ısısının kaybını önler. Ayrıca yağ karbonhidrat ve proteinlerin yaklaşık iki katı kadar enerji verir, böylece vücut en ekonomik şekilde enerji gereksinimini yağlardan karşılayabilir. Yağ organları çevreleyerek dış etkenlerden korur, midenin boşalmasını geciktirir. Yani düşünüldüğünün aksine yağsız beslenme zayıflama da bir yöntem olmamalıdır, yağın vücudumuzda işlevleri göz önüne alınıp günlük enerjinin %30'unu geçmeyecek şekilde diyette yağ bulundurulmalıdır.
Minerallerin bazıları yapıtaşıdır, bazıları da vitaminlerle birlikte besin öğelerinin yıkım ve yapımındaki kimyasal değişmelerde düzenleyici olarak görev alırlar.
Su, besinlerin vücuda alınmasını, sindirimin kolaylaşmasını hücrelere taşınmasını ve hücrelerde metabolizma sonucu oluşan zararlı öğelerin dışarı atılmasını sağlar. Ayrıca su vücut ısısının denetimi içinde gereklidir.
Beslenmede amaç, bireyin yaşı, cinsiyeti ve içinde bulunduğu fizyolojik duruma göre gereksinimi olan bütün besin öğelerini yeterli miktarlarda sağlayabilmesidir. Buna, yeterli ve dengeli beslenme ' denir.
Yeterli beslenme, genellikle vücudun yaşamı ve çalışmasını sürdürebilmesi için gerekli enerjinin sağlanması anlamına gelir. Dengeli beslenme ise, enerji yanında bütün besin öğelerinin gereksinimi kadar sağlanmasıdır.
Bugüne dek, beslenme bilimi üzerine yapılan araştırmalar, insanın büyüme, gelişme ve sağlıklı olarak yaşamını sürdürmesi için 50'den fazla türde besin öğesine gereksinimini olduğunu göstermiştir. İnsanların gereksinimi olan bu besin öğelerini altı grupta toplayabiliriz.
1- Proteinler
2- Yağlar
3- Karbonhidratlar
4- Mineraller
5- Vitaminler
6- Su
İlk beş grubun her birinde ayrı özellikte ve vücut çalışmasında ayrı işlevli olan değişik türde besin öğeleri vardır. Bu besin öğelerinden herhangi biri veya birkaçı sağlanamayınca vücut çalışmasındaki aksamalar sonucu büyüme, gelişme geriliği ve sağlık bozuklukları görülmektedir. Bu bozuklukları dolaylı olarak bireyin sosyal ve ekonomik yaşamını da etkilemektedir. Bu bakımdan beslenmede amaç, bireyin yaşı, cinsiyeti ve içinde bulunduğu fizyolojik duruma göre gereksinimi olan bütün besin öğelerini yeterli miktarlarda sağlayabilmesidir. Biz bunu yeterli ve dengeli beslenme ' deyimleri ile açıklarız. Yeterli beslenme, genellikle vücudun yaşamı ve çalışmasını sürdürebilmesiiçin gerekli enerjinin sağlanması anlamına gelir. Karbonhidratlar, yağlar ve proteinler enerji sağlayan öğelerdir. Dengeli beslenme ise, enerji yanında bütün besin öğelerinin gereksinimi kadar sağlanmasıdır. Bazı besinlerimiz (örneğin; yağ, şeker, nişasta) alındıklarında enerji gereksinmesinin karşılanmasına karşın protein, vitamin ve minerallerin yetersizlikleri ile yine büyüme, gelişme ve sağlık durumu bozulabilir. Gereğinden çok besin olarak vücut kütlesinin istenenin çok üstüne çıkarılması da sağlık bozukluklarına neden olduğundan dengesiz beslenmelidir.
Proteinler, enerji sağlamaları yanında hücrelerin esas öğesi olduklarından büyüme, gelişme, yıpranan hücrelerin yenilenmesi için de gereklidirler. Ayrıca proteinler besin öğelerinin vücutta kullanmasında görev alan enzimlerin ve bazı hormonların da yapısını oluştururlar. Günlük enerjinin %12-15'i proteinlerden gelmelidir.
Karbonhidratlar vücudun harcadığı enerjinin büyük bir bölümünü sağlarlar. Tüm dokular enerji gereksinimi için karbonhidratları kullanır. Basit karbonhidratlar (sofra, şeker, beyaz ekmek ) yerine kompleks karbonhidratlar (tam tahıllı undan yapılmış ekmek ) tercih edilmelidir. Günlük alınan enerjinin %55-60'ı karbonhidratlardan gelmelidir.
Elzem yağ asitleri ve yağda eriyen vitaminler vücuda yağ ile alınır. Deri altı yağ tabakası vücut ısısının kaybını önler. Ayrıca yağ karbonhidrat ve proteinlerin yaklaşık iki katı kadar enerji verir, böylece vücut en ekonomik şekilde enerji gereksinimini yağlardan karşılayabilir. Yağ organları çevreleyerek dış etkenlerden korur, midenin boşalmasını geciktirir. Yani düşünüldüğünün aksine yağsız beslenme zayıflama da bir yöntem olmamalıdır, yağın vücudumuzda işlevleri göz önüne alınıp günlük enerjinin %30'unu geçmeyecek şekilde diyette yağ bulundurulmalıdır.
Minerallerin bazıları yapıtaşıdır, bazıları da vitaminlerle birlikte besin öğelerinin yıkım ve yapımındaki kimyasal değişmelerde düzenleyici olarak görev alırlar.
Su, besinlerin vücuda alınmasını, sindirimin kolaylaşmasını hücrelere taşınmasını ve hücrelerde metabolizma sonucu oluşan zararlı öğelerin dışarı atılmasını sağlar. Ayrıca su vücut ısısının denetimi içinde gereklidir.