yokluğunla salladın kentlerimi Kimliğimiz ne olursa olsun, yüreğimizde taşıdığımız ne varsa serip güneşe varolmak kabahat mudur? Sana yönelmemdeki sebep, aşkı yakalama arzusu bir maddeye varmak isteğimidir, bilmiyorum Yüreğimdeki yaşan(mamış) lıkların, bedenimi sarsan şahane giz’in bedeli aşk adına yaptığım bir ayin değil midir? İnanmadıklarının, tatmadıklarının aksine, bedenini çepeçevre istila eden, sorulmazı sormaktan kaçınmaların bu aşkın direniş cephesinde sadece bir mermiyle sonu beklemek yok midir? Kurallarını doğanın ve yüreklerin belirlediği bir aşk oyununda sahneye çıkmaya çekindikçe, yaşamak türküsünü söylemekten kaçtıkça ve hükümler çoğaldıkça, sensizlik seni sensiz de sevmektir Seni ararken yangınlarıma su bulmak değildi çabam Seni çağırmak, sende ne değin olduğumu bilmekti Ellerimi başıma her dayadığımda konuşmaktan kaçmaktı gürültüsüz duruşum Ulaşılmazlığının mahzenlerine her daldığımda, her önüme çıkanı ezip geçmek duygusu bundandı şayet de Fazla kişiye açılan bir yüreğin bile dokunulmaz, ulaşılmaz tarafları vardır ve sen şimdi oradasın Aşk’ı damıtarak bir lezzete transformasyon isteğim, binlerce üzüm bağından topladığım meyvelerin, içimdeki kışı ısıtacağını da unutmamalısın Sensizken düşlediğim her hayalin sayısız güzellikleri vardı Bu kentin kaldırımlarında seninle yürürken ben uzaklardaki slüetini çağırdım yanı başıma Bütün sevenlerin duyumsadığı bu çelişkiyi benim hissetmemem mümkün olabilir miydi? Aşk, oysa çelişkinin yoldaşıdır her lahza Sensizliğin sessizliğinde hangi yöne yürüsem, hangi sokaklara dalsam sen çıkmışsan karşıma, bu aşkın fotoğrafında beceriksiz olan ne olabilir ama? Sana aşktan ne vakit laf etsem, ne süre okşasam resmini ellerim titrektir dağ gülü Olmazları olur yaparak bir ibadet barınağında ve bizler için kurulan bir sahnede bana susma rolünü vereceksen, sen de konuşmamalısın Ben görkemli bir sofrada sana ahçılık yaparak mutluyum, ben yağmuru unutan göklerin altında sırılsıklamım, ben karları eteklerini hiç terk etmeyen dağların zirvelerinde çırılçıplağım, ben uzaklarda güneşi geç batan bir ülkede seninleyim, ben acının ve hasretin, kimi de aşk’ın en son havarisiyim Yüreğine sokulup daima gözlerimi kapamaktır seni sevmek Seni seviyorum diyebiliyorsam sonsuzluğu kucaklamaktır seni göz önünde bulundurmak Acilen seninleyim, korumasızım Bir çocuk tarafım vardı onu çıkardın ve sana döndüm yüzümü Seninleyim, çünkü artık sen oldum Uykusuzum, yorgunum, masallarınla uyumak istiyorum dağ gülü Çünkü yaşamak her yaş dönümünde, her çizgiyi atlamakta saklıdır Seni seviyorsam bu övgümdür geleceğime Seviyorsam seni bu bir paylaşımdır sevgi adına Ola Ki bana ellerini vermeyeceksin yalvarmama inat Gözlerini esirgeyeceksin yüreğimden çabalarıma inat Bu sevdanın sözcüklerini geri atacaksın evrene birer birer Öylesine kapıldığın bir oyunda her şeyi hiçe sayıp yüreğimden ayrılabilirsin İstersen bütün soruları sen sor seni kendim sayayım İstersen yıldızlar gönder saçlarıma sensiz var olmayı öğreneyim