iltasyazilim
FD Üye
Yoksul adama, 'Ihtiyaclarini al, mal senin, borc benim' dedi
Peygamberimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) ideali insanliga hizmet etmekti Yoksa insanligi kendisine hizmet ettirmek degildi O sebeple eline geceni yemez yedirir, icmez icirir, yonettigi insanlarin mutluluguyla mutlu olurdu Yine bir miktar imkan gecmisti eline Cevresine de munadiler gondermis, sesleniyorlardi Medine sokaklarinda:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) mescidin onunde miskin derecesindeki muhtaclari bekliyor, kimse mahrum kalmasin, miskinler gelip hisselerine dusecek yardimi alsinlar!
Az sonra mescidin onunde en alt derecedeki yoksullar toplanmis, kasip kavuran ihtiyaclarini bir olcude karsilayacak imkana kavusacak olmanin sevincini yasiyorlardi
Nitekim dusundukleri gibi de oldu Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) gelenleri soyle bir gozden gecirdikten sonra elindeki mevcudu da hesap ederek onunden gecenlere hisselerini verirken tatli tebessumlerle mutlulugunu acikca belli ediyordu Mutluydu; cunku en buyuk sevincini yoksula yardim ederken duyuyordu Iste o anda da ihtiyac sahiplerinin sikintilarini gideriyordu Nihayet elindeki imkan bitti, yardim isteyecek insan da bitti Demek ki hesap iyi yapilmisti
Ne var ki cok gecmeden otelerden kosup gelen bir bedevi goruldu Adam hem kosuyor hem de nefes nefese soyleniyordu Yardim dagittiginizi duydum, onun icin kostum; ama yine de yetisemedim Zaten ben hep boyle sanssizim
Allah Resulu Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) sordu:
Ihtiyacin cok mu fazlaydi?
Saymaya basladi ihtiyaclarini Hepsi de zaruri ihtiyacti Ama Resulullah'in (sallallahu aleyhi ve sellem) da imkani bitmis, elinde avucunda olani tumuyle vermis, tek dirhemi bile kalmamisti Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), sefkatle bakti yoksul adamin uzgun yuzune Sonra beklenmeyen aciklamasini yapti:
Uzulme, dedi, ihtiyaclarini yine alacaksin, hem de hicbirini eksik birakmadan!
Nasil olacak diye heyecanlandi yoksul adam
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) kelimelere basarak konustu:
Simdi buradan kalk sehrin icine dal, ihtiyaclarini hangi dukkanda bulursan al, saticilara da de ki:
Mal benim, borc Resulullah'in! Odemeyi Resulullah yapacaktir!
Adam once sasirdi Sonra toparlanarak sevincle carsinin yolunu tuttu, alacaklarinin hesabini yaparak heyecanla gidiyordu
Oradaki bir sahabi sunlari soyledi:
Ya Resulullah, sen ver, arsin sahibi Allah da sana verir, seni bos birakmaz!
Fedakârligini surdurmesi isteginden memnun olan Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) soyle olcu veriyordu yoksula yardim konusunda:
Hicbir seyi olmayan, corbasinin suyunu cogaltsin, onu da bulamayanlarin imdadina bol sulu corba ile kossun, yine cevresindeki yoksula ilgisiz kalmasin!
Peygamberimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) ideali insanliga hizmet etmekti Yoksa insanligi kendisine hizmet ettirmek degildi O sebeple eline geceni yemez yedirir, icmez icirir, yonettigi insanlarin mutluluguyla mutlu olurdu Yine bir miktar imkan gecmisti eline Cevresine de munadiler gondermis, sesleniyorlardi Medine sokaklarinda:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) mescidin onunde miskin derecesindeki muhtaclari bekliyor, kimse mahrum kalmasin, miskinler gelip hisselerine dusecek yardimi alsinlar!
Az sonra mescidin onunde en alt derecedeki yoksullar toplanmis, kasip kavuran ihtiyaclarini bir olcude karsilayacak imkana kavusacak olmanin sevincini yasiyorlardi
Nitekim dusundukleri gibi de oldu Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) gelenleri soyle bir gozden gecirdikten sonra elindeki mevcudu da hesap ederek onunden gecenlere hisselerini verirken tatli tebessumlerle mutlulugunu acikca belli ediyordu Mutluydu; cunku en buyuk sevincini yoksula yardim ederken duyuyordu Iste o anda da ihtiyac sahiplerinin sikintilarini gideriyordu Nihayet elindeki imkan bitti, yardim isteyecek insan da bitti Demek ki hesap iyi yapilmisti
Ne var ki cok gecmeden otelerden kosup gelen bir bedevi goruldu Adam hem kosuyor hem de nefes nefese soyleniyordu Yardim dagittiginizi duydum, onun icin kostum; ama yine de yetisemedim Zaten ben hep boyle sanssizim
Allah Resulu Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) sordu:
Ihtiyacin cok mu fazlaydi?
Saymaya basladi ihtiyaclarini Hepsi de zaruri ihtiyacti Ama Resulullah'in (sallallahu aleyhi ve sellem) da imkani bitmis, elinde avucunda olani tumuyle vermis, tek dirhemi bile kalmamisti Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), sefkatle bakti yoksul adamin uzgun yuzune Sonra beklenmeyen aciklamasini yapti:
Uzulme, dedi, ihtiyaclarini yine alacaksin, hem de hicbirini eksik birakmadan!
Nasil olacak diye heyecanlandi yoksul adam
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) kelimelere basarak konustu:
Simdi buradan kalk sehrin icine dal, ihtiyaclarini hangi dukkanda bulursan al, saticilara da de ki:
Mal benim, borc Resulullah'in! Odemeyi Resulullah yapacaktir!
Adam once sasirdi Sonra toparlanarak sevincle carsinin yolunu tuttu, alacaklarinin hesabini yaparak heyecanla gidiyordu
Oradaki bir sahabi sunlari soyledi:
Ya Resulullah, sen ver, arsin sahibi Allah da sana verir, seni bos birakmaz!
Fedakârligini surdurmesi isteginden memnun olan Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) soyle olcu veriyordu yoksula yardim konusunda:
Hicbir seyi olmayan, corbasinin suyunu cogaltsin, onu da bulamayanlarin imdadina bol sulu corba ile kossun, yine cevresindeki yoksula ilgisiz kalmasin!