Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Yunus Emre BİRLİK VE AŞK

Yunus Emre BİRLİK VE AŞK

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Yunus Emre'ye Hasret ve Hürmet: Yunus Emre’de Birlik ve Aşk: ProfDrYaşar Nuri Öztürk 07092005 07092005
Hak'la hal*kı bir*leş*ti*ren Yu*nus, gö*rü*nendo*ku*nu*lan kutsallık olan in*san*la, var*lı*ğın esa*sı*nın ku*cak*laş*ma*sın*dan olu*şan bir hü*ma*niz*mi bi*ze ar*ma*ğan eden büyük ruhtur

Yu*nus'a gö*re, va*ro*luş sır*rı*nı ya*ka*la*ma*nın te*me*linde in*sa*nı bil*mek ya*tar O hal*de, var*lığı ve yaratıcı gerçeği tanımak sev*da*sın*da*ki insan ön*ce ken*di için*de*ki evrenin mu*ha*se*be*si*ni yap*mak, bu iç dün*ya*da ba*rış ve den*ge*yi kur*mak bor*cun*da*dır Di*yor ki Yu*nus:

“İlim, ilim bilmektir; ilim kendin bilmektir

Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır?!
Ken*di*ni bi*len, varlık bün*ye*sin*de ya*ra*tı*cı bir ‘ben’ (anlayan varlık) ha*li*ne ge*lir ve ölüm*süz*le*şir Yu*nus bu*na, hay*ra*nı ol*du*ğu Mevlâna gi*bi, ‘be*de*ni aşıp can ol*mak’ di*yor:

Ten fa*ni*dir, can öl*mez; gi*den*ler ge*ri gel*mez;

Ö*lür ise ten ölür, can*lar öle*si de*ğil!

Ölüm*süz ben, koz*mik bü*tün*lü*ğün şu*u*ru*na va*ran ben*dir Bu şuura varamayanlar, sadece insan kadavrası anlamında ‘insan’ olabilirler

O da bir şeydir ama her şey değildir

Koz*mik ben*li*ği ya*ka*la*ma*nın hem adı, hem de yöntemi, Kur'an dü*şün*ce*sin*de, tev*hit ya*ni bir*lik di*ye anı*lır Ve Yu*nus tam bir tev*hit eridir

Tev*hit, Kur'an'ın ru*hu*dur Kur'an'ı, tev*hi*di an*la*tan ki*tap di*ye ta*nım*la*ya*bi*lir*si*niz Tev*hit, iç içe da*i*re*ler ha*lin*de şu bo*yut*la*ra vü*cut ve*rir:

1Ya*ra*tı*cı'nın bir*li*ği,

2Hayatın birliği,

3Var*lı*ğın bir*li*ği,

4İn*san*lı*ğın bir*li*ği,

5Me*de*ni*yet*le*rin bir*li*ği,

6İlim*le*rin bir*li*ği,

7Din*le*rin bir*li*ği
Yu*nus bu bo*yut*la*rın özel*lik*le iki*si üze*rin*de ömür*lük bir çileyle yoğunlaşmıştır: Var*lı*ğın bir*li*ği, in*san*lı*ğın bir*li*ği

Var*lık*ta bir*li*ği ger*çek*leş*tir*mek, in*san özüy*le var*lı*ğın esa*sı ara*sın*da*ki bir*li*ği far*k et*mek*le mümkün olur Bu far*k e*diş, in*san*la ta*bi*a*tı mu*nis iki dost gi*bi bü*tün*leş*ti*rir ve in*sa*nı var*lık*ta*ki ahenk, gü*zel*lik, coş*ku ve sü*rek*li yü*rü*yü*şün can*lı bir gö*rü*nü*mü ha*li*ne ge*ti*rir Yu*nus bu*ra*da var*lık ve olu*şa Kur'an penceresinden ba*kar

Kur'an'a gö*re, oluş, Ya*ra*tı*cı'yı tes*pih fa*a*li*ye*ti*dir (bkİs*ra, 44) Bu, Ya*ra*tan'la ya*ra*tı*la*nın bir*bir*le*ri*ni kar*şı*lık*lı anı*şı ola*rak da ve*ri*lir (bkBa*ka*ra,152) Yu*nus, in*san*la ev*re*n ve Tanrı’nın kay*naş*ma*sı*na bir çok şi*i*rin*de yer ver*miş*tir:

Şol cen*ne*tin ır*mak*la*rı, akar Al*lah de*yu de*yu,

Çık*mış İs*lam bül*bül*le*ri, öter Al*lah de*yu de*yu

*

Dağ*lar ile taş*lar ile ça*ğı*ra*yım Mev*lam se*ni,

Se*her*ler*de kuş*lar ile, ça*ğı*ra*yım Mev*lam se*ni,

Su di*bin*de mâhi ile, sah*ra*lar*da âhû ile,

Ab*dal olup yâ hû ile, ça*ğı*ra*yım Mev*lam se*ni

Gök*yü*zün*de İsa ile, Tur Da*ğın*da Mu*sa ile,

Elin*de*ki asa ile, ça*ğı*ra*yım Mev*lam se*ni

Bu nok*ta*ya gel*miş benlik, var*lık ve olu*şu, hay*ran*lık verici bir tab*lo ola*rak al*gı*lar Ölüm*süz*leş*mek bir an*lam*da bu tab*lo kar*şı*sın*da co*şup kö*pür*mek*tir Yu*nus'un en gü*zel dizeleri bu kö*pür*me*nin ke*li*me*le*re bü*rü*nü*şü ola*rak kar*şı*mı*za çı*kar:

Hak bir gö*nül ver*di ba*na, ha de*me*den hay*ran olur;

Bir dem ge*lir şâdî olur, bir dem ge*lir giryân olur!

*

Yar yü*re*ğim yar, gör ki ne*ler var!

*

Taş*tın yi*ne de*li gö*nül, su*lar gi*bi çağ*lar mı*sın?

Ak*tın yi*ne kan*lı ya*şım, yol*la*rı*mı bağ*lar mı*sın?

Kar*lı dağ*la*rın ba*şın*da, sal*kım sal*kım olan bu*lut,

Sa*çın çö*züp be*nim için, ya*şın ya*şın ağ*lar mı*sın?

Böy*le bir ruh; dur*maz bir akış, bık*maz bir yü*rü*yüş, sön*mez bir ya*nış içinde*dir O, Yunus olmuştur ve şöy*le hay*kı*rır:

De*niz*ler ol*sa bir ka*deh, su*suz*lu*ğum kan*maz be*nim,

İnil*ti*le*rim tü*ken*mez, gö*züm ya*şı din*mez be*nim

Bi*zim ilin bah*çe*le*ri, dur*maz öter bül*bül*le*ri,

Açıl*mış ta*ze gül*le*ri, gü*lis*ta*nım sol*maz be*nim

Mansûr ka*de*hin ni*ce kez, mâ*şu*kum sun*du eli*me,

Dört ya*nımdan od vur*du*lar, kim*se ha*lim bil*mez be*nim!

Yu*nus, ha*ya*tın ta ken*di*si olan bu sü*rek*li ya*nışyü*rü*yüş*ten as*la şikâyetçi de*ğil*dir Er*di*ri*ci ya*nı*şının da*ha da art*ma*sı*nı is*ter:

İla*hî, bir aşk ver ba*na, kan*de*li*ğim bil*me*ye*yim!

Ya*vu *kı*la*yım ben be*ni, is*te*yu ben bul*ma*ya*yım!

Böy*le*ce, Yu*nus, çağ*daş Al*man şa*i*ri Schro*e*der ta*ra*fından:

Ben hiç bir za*man, sa*na, has*ret duy*ma*ya*cak ka*dar ya*kın bu*lun*mak is*te*mi*yo*rumdiyen yakarışla, çağ*daş İn*gi*liz şa*i*ri Eli*ot ta*ra*fın*dan,

Doy*ma*mış aş*kın bü*yük aza*bı, doy*muş aş*kın da*ha bü*yük aza*bı

şek*lin*de ifa*de*ye ko*nan sü*rek*li öz*le*yi*şi in*san*lı*ğa, çağlar öncesinden du*yur*muş*tur



Bu din*mek bil*me*yen öz*le*yiş, bu ya*ra*tı*cı dîvânelik in*sa*noğ*lu*nun gü*zel ve ölüm*süz adı*na or*ta*ya koy*du*ğu bü*tün de*ğer*le*rin mo*tor gü*cü*dür Hallâc, Mevlâna, Ha*cı Bek*taş, Nesîmî, Fuzulî ve ni*ha*yet Ni*etzs*che ve Mu*ham*med İk*bal'de en do*yu*ru*cu ör*nek*le*ri*ni gör*dü*ğü*müz bu ya*ra*tı*cı dîvânelik, in*sa*nı, son*suz*luk dı*şın*da bir ödül bek*le*me*yi iğ*renç bul*ma yü*ce*li*ği*ne ulaş*tı*rı*yor Yu*nus şöy*le di*yor:

Bir şa*ha kul ol*mak ge*rek, her*giz mâzul ol*maz ola,

Bir eşik yas*tan*mak ge*rek, kim*se el*den al*maz ola,

Bir gü*lü kok*la*mak ge*rek, her*giz ol gül sol*maz ola!

Bir gev*her çı*kar*mak ge*rek, hiç sar*raf*lar bil*mez ola!

Bu*nu di*ye*bi*len son*suz*luk eri*nin ne dün*ya ni*me*ti*ne te*nez*zü*lü ka*lır ne de ölüm öte*si ni*met*le*re O, Yunuslaşır ve şöy*le ses*le*nir:

Can*lar ca*nı*nı bul*dum, bu ca*nım yağ*ma ol*sun!

Bal*lar ba*lı*nı bul*dum, ko*va*nım yağ*ma ol*sun!*

Cen*net, cen*net de*dik*le*ri, bir*kaç köşk*le bir*kaç hû*ri,

İs*te*ye*ne ver sen anı, ba*na se*ni ge*rek se*ni!

Ya*ra*tı*cı dîvânelik, ar*ka*la*rı*na bin*ler*ce re*zil*li*ğin sak*lan*dı*ğı bü*tün dış göstergeleri eli*nin ter*siy*le iter ve ger*çe*ğe su*sa*mış ru*hun ku*la*ğı*na şu*nu fı*sıl*dar:

Şe*rî*at, ta*rî*kat yol*dur va*ra*na,

Ha*ki*kat, mâ*ri*fet an*dan içe*ru

Ölüm*süz ruh, ni*me*te te*nez*zül*süz*lü*ğü*nü o nok*ta*ya ge*ti*rir ki, dün*ya*dan ay*rı*lı*şı sı*ra*sın*da bi*le yalnız ve ya*ban*cı kal*ma*yı yeğ*ler Yu*nus bu*na, ‘ga*rip gel*mek, ga*rip öl*mek’ der İs*lam Pey*gam*be*ri'nin: Müj*de*ler ol*sun ga*rip*le*re!ve: Al*lah, gön*lü kı*rık*lar*la be*ra*ber*dirsöz*le*rin*de*ki ödü*le tut*kun olan Yu*nus şöy*le bir ölüm is*te*mek*te*dir:

Bir ga*rip öl*dü di*ye*ler, üç gün*den son*ra du*ya*lar,

So*ğuk su ile yu*ya*lar, şöy*le ga*rip ben*ci*le*yin

İn*san*lı*ğın bir*li*ği il*ke*sin*den Yu*nus'un an*la*dı*ğı ise, günümüzde Batı’nın yanınayöresine henüz sokulmaya başladığı ‘kesrette vahdet’ (çoklukta birlik) ilkesinin en muhteşem algılanışıdır ve şöyle dile getirilmiştir:

‘Yet*mi*ş i*ki mil*le*ti bir bil*mek!’

Bu*nun an*la*mı, bü*tün in*san*lı*ğı ku*cak*la*mak*tır Yu*nus'un ‘Adı Gü*zel Mu*ham*med’i ilan et*miş*tir ki:

Bü*tün in*san*lık Al*lah'ın ev hal*kı*dır Ve Al*lah'ın en sev*gi*li ku*lu, onun ev hal*kı*na en çok ya*rar*lı olan*dır

Yet*mi*ş i*ki mil*le*ti bir bil*me şu*u*ru; ta*bu*la*rı, şekilciliği, dış yaf*ta*la*rı aş*mak*la olur Bu aş*ma*nın adı aşk*tır Aşk; koz*mik ben*li*ğe, var*lık*ta bir*lik sır*rı*na ula*şan ru*hun ba*kı*şı ve tav*rı*dır Bu ba*kış ya*ka*lan*dı*ğında in*sa*na di*ken ba*tı*ran, di*diş*me ve ça*tış*ma*yı bes*le*yen bü*tün olumsuzluklar or*ta*dan çe*ki*lir Yu*nus, bu*ra*da, yüz*yıl*la*rın bağ*rı*na şu za*ma*n üs*tü il*ke*yi ya*zar:

Aşk ge*li*cek cüm*le ek*sik*ler bi*ter!

Ve de*vam eder:

Da*ğa dü*şer kül ey*ler, gö*nül*le*re yol ey*ler,

Sul*tan*la*rı kul ey*ler, cü*ret*li nes*ne*dür aşk

*

İşi*din ey eren*ler, aşk bir gü*ne*şe ben*zer,

Aş*kı ol*ma*yan gö*nül mi*sa*li ta*şa ben*zer;

Taş gö*nül*de ne bi*ter, di*lin*de ağu tü*ter,

Ni*ce yum*şak söy*le*se, sö*zü sa*va*şa ben*zer!

Aşk; ze*hir*le*ri ba*la, kav*ga*yı ku*cak*laş*ma*ya, zıt*lı*ğı ba*rı*şa çe*vi*ren ik*sir*dir Kur'an'ın de*yi*miy*le bu ik*sir, en ya*man düş*ma*nı en sı*cak dost ha*li*ne ge*ti*rir (bk Fus*sı*let, 34)

Yu*nus, mut*lu bir dün*ya*nın ku*rul*ma*sı için bir ‘aşk mil*le*ti’ oluş*tu*rul*ma*sı*nı öne*rir Bu aşk mil*le*ti*nin vü*cut ve*re*ce*ği me*de*ni*yet, ta*bu*lar, pa*tent*ler su*nan ku*ral*cı*lı*ğın üs*tün*de ve öte*sin*de*dir On*da bü*tün yol*lar in*sa*nın gön*lü*ne çı*kar Bir baş*ka dün*ya, bir baş*ka ik*lim, bir baş*ka âlemdir o Tek ba*şı*na ne şu*dur ne de bu Hep*si*nin bü*tün gü*zel*lik*le*ri*ni top*la*yan yep*ye*ni bir birliktir o On*da, ye*ni bir ci*han ya*rat*ma sev*da*sı*nın ne*fe*siy*le ha*yat bu*lan de*ğer*ler ege*men*dir Yu*nus bu aşk mil*le*ti*ne, bu aşk me*de*ni*ye*ti*ne de*ği*nen mıs*ra*lar*da şöy*le seslenir:

Din ve mil*let*ten ge*çen, aşk ese*ri*ni du*yan

*

Gay*rı*dır her mil*let*ten bu bi*zim mil*le*ti*miz,

Hiç din*de bu*lun*ma*dı din ve di*ya*ne*ti*miz!

Aşk mil*let ve me*de*ni*ye*tin*de bu*lun*ma*ma*sı ge*re*ken*le*rin ba*şı*na Yu*nus, ki*ni ko*yar

Kin var*sa aşk yok*tur Aşk me*de*ni*ye*ti*ne git*mek için dev*ri*le*cek ana put, kin*dir Aşk ço*cuk*la*rı*nın tek düş*ma*nı kin*dir On*lar adı*na şöyle ko*nu*şu*yor Yu*nus:

Adı*mız mis*kin*dir bi*zim, düş*ma*nı*mız kin*dir bi*zim;

Biz kim*se*ye kin tut*ma*yız, ka*mu âlem bir*dir bi*ze!

So*nuç ola*rak:

Yu*nus; ezil*miş, hor*lan*mış bir in*san*lı*ğın her de*vir*de re*çe*te*si ola*cak bir mi*ras bı*rak*mış*tır

Bu mi*ras 13 yüzyılda Mo*ğol tu*fa*nı*nın pe*ri*şan et*ti*ği bir dün*ya*ya şi*fa da*ğı*tı*yor*du; bu*gün*se tek*no*lo*ji ca*na*va*rı*nın, hırs*la*rın, ma*ter*ya*liz*min, en*gi*zis*yo*nun, din ti*ca*re*ti*nin, süperemperyal zulüm imparatorluklarının ya*rabe*re içinde bı*rak*tı*ğı in*san*lı*ğa rah*met eli uza*tı*yor

Yu*nus; göz*ya*şı ka*dar ber*rak, sev*gi ka*dar ölüm*süz*dür

Ha*tı*ra*sı önün*de, bü*tün in*san*lık adı*na, say*gıy*la eği*li*yo*rum!

ProfDrYaşar Nuri Öztürk
 
858,475Konular
981,238Mesajlar
29,550Kullanıcılar
rastgeleSon üye
Üst Alt