Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

“Yurt ve vatan sevgisinin dînimizdeki yeri nedir?”

“Yurt ve vatan sevgisinin dînimizdeki yeri nedir?”
0
111

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Vatan sevgisi, yüreğimizi sımsıcak saran en nezih sevgilerdendir Dînimizde elbette yeri ve önemi belirtilmiştir Sevgili Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm, hicret esnasında Mekke’den ayrılırken Hezreve denilen yerde devesini durdurdu Doğduğu ve çocukluk yıllarından beri yaşadığı yer olan mukaddes belde Mekke’ye son kez hüzünle baktı, baktı Ve şöyle buyurdu:
“Vallahi sen Allah’ın yarattığı yerlerin en hayırlısı, Allah’ın katında en sevgili olanısın Bana senden daha sevgili, daha güzel yurt yoktur Çıkarılmaya zorlanmamış olsaydım, senden aslâ ayrılmaz, senden başka yerde yurt yuva tutmazdım1
Uğrunda binlerce şehit verilmiş, içinde binlerce masum yaşayan vatanımız şüphesiz göz nûrumuz, baş tâcımızdır Ve herkesin vatanı kendisi için aynı önemi hâizdir Vatan edinilmiş bir toprağa düşman gözünün eğri bakması bile o vatanda yaşayan herkese savunma hakkı verir Vatan için ölmek bir borç olur bazen Merhum Mehmet Akif Ersoy’un ifâdesiyle:
“Sahipsiz olan vatanın batması haktır
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır
Her milletin, uğrunda şehid vererek vatan edindiği toprakları koruması ve tehlîke anında savunması en tabiî hakkıdır Toprağı vatan yapan sır da, toprağı savunma hakkı veren temel de budur Şâirin dediği gibi, “Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır
İçinde çoluk, çocuk, genç, yaşlı, ihtiyar, kadın, erkek, hasta…vs binlerce masumun ve günahsızın barındığı vatan topraklarını düşman istilâsından kurtarmak için çalışmak, bunun için askerlik eğitimi almak, bunun için nöbet beklemek, iç ve dış barışı korumak için çalışmakla berâber, gerekirse vatanını savunmak ve bunun için ölmek dînî bir terbiyenin getirdiği üstün ahlâkî fazîletlerdendir Dînimiz bundandır ki, bir Müslüman’ın vatanı için ölmesiyle, din için ve Allah için ölmesini bir saymıştır ve vatan için ölene şehitlik rütbesi vermiştir
Gerektiğinde vatanı savunmak Kur’ân’da da ifâdesini bulur Cenâbı Hak buyurur ki: “Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara âdil davranmanızı yasaklamaz Çünkü Allah, adaletli olanları sever Allah, yalnız sizinle din uğrunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları ve çıkarılmanız için onlara yardım edenleri dost edinmenizi yasaklar Kim onlarla dost olursa işte zalimler onlardır2
Bir diğer âyette Cenâbı Hak şöyle buyurur: “Onlara karşı gücünüz yettiği kadar—Allah’ın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allah’ın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere—kuvvet ve besili atlar hazırlayın Allah yolunda sarf ettiğiniz herşey size haksızlık yapılmadan, tamamen ödenecektir’3
Burada Kur’ân, vatan savunması için o günün diliyle “besili attan ve “kuvvetten bahsetmekle, aslında daha sonra yine Allah’ın bir ikrâmı olan teknolojinin ürünü olarak elde edilen “tanktan, “füzeden veya “bombadan haber vermiş olmaktadır
Âyette geçen “besili at ifâdesi, savaş malzemesi olabilecek her yeniliği kapsar mâhiyettedir Zâten, buradaki “besili at deyimini yine aynı yerde geçen “kuvvet tâbiri tefsîr etmektedir Yani bu âyete göre, vatan savunması için savaş malzemesi olabilecek çapta bütün imkânlar seferber edilecek, yenilikler tâkip edilecek ve muâsır imkânlarla gerekli donanım eksiksiz sağlanacaktır
Cenâbı Hak Cennet vatanımızı bize bağışlasın
HOŞ SADÂ
ÇANAKKALE’Yİ GEÇİLMEZ YAPAN RUH
Göz gözü görmüyordu Savaşın en trajedik anıydı İngiliz zırhlısı “Ocean ilerliyordu Vatan ya kurtarılacak, ya da… İnsan başka şey düşünemiyordu
Ocean zırhlısını vurmak gerekiyordu Bunun için iki yüz elli kiloluk top mermileri namlunun ağzına sürülecekti Ne bir vinç, ne bir teknik güç vardı! Topçu neferi Seyit Ali Onbaşı Allah’a sığındı Gözlerinden sel gibi akan yaşlar yerleri ıslatıyordu Güzel dudakları aşk ve iştiyaktan şerha şerha yarılmıştı
“Allah’ım… Allah’ım… Benden kuvvetini esirgeme… Bismillahirrahmânirrahîm! dedi
Bu yakarış içtendi, özdendi, tâ yürekten geliyordu, hiç kimseninkine benzemiyordu
Seyit Ali Onbaşı bu duâdan sonra herkesten başka türlü bir insan oluvermişti sanki Derin bir nefes aldı Bir daha Bir daha nefes aldı Gözlerini kapadı Hak yolunda, Hak namına hareket ettiğini düşündü ve Allah’ın sonsuz kudretine sığındı İki yüz elli kiloluk top mermisini kucakladığı gibi omuzuna aldı ve demir basamakları çıktı Namluya sürdü
Aynı ağırlıktaki top mermisiyle demir basamakları üç kez inip çıktı Seyit Ali Onbaşı Yanında bulunan Niğdeli Ali, Seyit Ali Onbaşı’nın göğüs ve omuz kemiklerinin çatırtısını duyuyor, hayret ve dehşet içinde kalıyordu Manzara tarihin hâfızasına kazınacak kadar muhteşemdi!
Topun namlusuna sürülen üçüncü mermi, Çanakkale savaşının kaderini değiştiren olayı meydana getirmiş, İngilizlerin Ocean isimli zırhlısı bu merminin isâbetiyle korkunç yara almıştı Olay müthişti Denizin üzerine Kıyamet Günü gelmiş gibiydi Ortalık feryat ve figanla doldu
Batarya Komutanı Yüzbaşı Hilmi Bey, üçüncü merminin de namluya sürülüşünü ve patlayışını gördü Gözlerine inanamıyordu Olay hayal gibiydi! Koşarak ateşlenen topun yanına geldi Ve o uzun heybetli namluyu elledi Gerçekten ateş gibi sımsıcaktı İngiliz zırhlısını sersemleten ve durduran toplar, bu namludan çıkmıştı Dürbünü gözlerine götürdü, denizin üstünü alevler sarmıştı İngiliz zırhlısı aldığı top yaralarından batıyordu
Yüzbaşı, efsane insan topçu neferi Seyit Ali Onbaşı’yı kucakladı, defalarca öptü… Öptü (4)
Dipnot:
1Suruç S, Peygamberimizin Hayatı, 1288; 2Mümtehine Sûresi: 8, 9; 3Enfal Sûresi: 60; 4Çanakkale Şehitleri Tan ve Ar Der
 
858,496Konular
981,836Mesajlar
29,884Kullanıcılar
ibobaba29Son üye
Üst Alt