Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Zamana 5 Nefes

Zamana 5 Nefes

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Zamanı ve mekânı anlamak derin mesele Düşünürler, filozoflar, edebiyatçılar neler söylemedi ki bu konuda Pek çok isabetli şeyin yanı sıra, elbette yanlış şeyler de söylendi
Biz Yüce Mevlâ’nın Rasulü vasıtasıyla bildirdiği zamana dair bir hakikate, zamana anlam katmak için bize sunduğu reçeteye bir bakalım

Gün, yirmi dört saat

İnsanın yeryüzünde geçirdiği koca ömür, bir gündüzle bir geceden ibaret günlere bölünmüş

Ve zamanın, mekânın, gecenin ve gündüzün sahibi olan Allah, bir günlük ömür dilimi içinde beş vakit belirlemiş ve o vakitlerde huzuruna durulmasını istemiştir:

“… Namaz, müminler üzerine vakitleri belli bir yazgıdır (farzdır)1

Bir meleğin yaptığı imamlık

Gün içindeki namaz vakitleri, güneşe göre belirlenmiştir Cebrail as bu vakitleri Rasuli Ekrem sav Efendimiz’e, Hicret’ten önce Kâbe’nin yanında bulunduğu bir sırada ayrı ayrı açıklamıştır Efendimiz sav şöyle buyurmuştur:

“Cebrail bana Beytullah’ın yanında iki kere imamlık yaptı Bunlardan birincide, öğle namazını gölge ayakkabı bağı kadarken kıldı Sonra ikindiyi her şeyin gölgesi kendisi kadar olunca kıldı Sonra akşamı, güneş battığı ve oruçlunun orucunu açtığı zaman kıldı Sonra yatsıyı, ufuktaki aydınlık kaybolunca kıldı Sonra sabahı şafak sökünce ve oruçluya bir şey yemek yasak olunca kıldı

İkinci seferde ise:

Öğleyi, dünkü ikindinin vaktinde her şeyin gölgesi kendisi kadar olunca kıldı Sonra ikindiyi her şeyin gölgesi kendisinin iki misli olunca kıldı Sonra akşamı önceki vaktinde kıldı Sonra yatsıyı gecenin üçte biri geçince kıldı Sonra sabahı, yeryüzü ağarınca kıldı

Sonra bana yönelerek şöyle dedi:

Ey Muhammed! Bunlar senden önceki peygamberlerin vaktidir Namaz vakti de bu iki vakit arasında kalan zamandır2

Bu görüşme, beş vakit namazın farz kılındığı sıralarda oldu Rasulullah sav Miraç gecesinde farz kılınan beş vakit namazın eda edileceği vakitleri Cebrail as’dan öğrendiği şekilde Sahabei Kiram’a öğretti

O günden itibaren müslümanlar namazlarını bu vakitlerde kıldı Bir müddet sonra da Medine’ye hicret edildi Medine’ye varılınca hemen mescit yapıldı Aradan bir zaman geçti ve namaza davet için çare arandı Sadık bir rüya sonucu ezan okunarak namaz vakitlerinin girişi ilan edilmeye başlandı Medine ve çevresinden insanlar Efendimiz’e gelip iman ediyorlardı Mescidi Nebi’de beş vakit namaz cemaatle kılınıyor ve dolup taşıyordu

Uygulamalı zaman öğretimi

Bir gün bir adam Rasulullah sav Efendimiz’e namaz vakitlerini sordu Efendimiz sav ona hemen cevap vermedi

Şafak sökünce, henüz kimse kimseyi tanıyamayacak kadar ortalık karanlık iken Hz Bilâl’e emretti, sabah ezanını okudu Sonra, güneş tam tepe noktasından batıya dönme anında, yine Bilâl’e emretti, öğle ezanını okudu Bu vakit için, orada bulunanlardan ve vakitleri iyi bilen birisi: ‘Günün tam ortası oldu! demişti Sonra, güneş henüz yüksekte olduğu zaman emretti, Bilâl ikindi ezanını okudu Sonra güneş battığında emretti, Bilâl akşam namazı için ezan okudu Sonra ufuktaki aydınlık kaybolunca da yatsı için emretti, Bilâl yatsı ezanını okudu

Ertesi gün sabah namazını geciktirdi O kadar geciktirdi ki, ‘Sabah namazı vakti çıktı veya çıkmak üzere’diye düşünüldüğü anda namazı tamamladı Sonra öğle namazını erteledi O kadar ki, dün ikindi kılınan ana yakın bir vakitte kıldı Sonra ikindiyi tehir etti Bir kimsenin ‘Güneş kızıllığına büründü’ diyebileceği bir vakitte ikindi namazından çıktı Sonra akşamı, neredeyse ufuktan aydınlığın kaybolduğu ana kadar tehir etti Sonra yatsıyı, gecenin ilk üçte birine kadar tehir etti Sonra sabah oldu ve soru sahibini çağırdı:

“İşte namazın vakti bu iki sınırın arasıdır buyurdu3

Rasuli Ekrem sav, soruyu soran sahabiye ve onun aracılığıyla tüm ümmetine namaz vakitlerini böylece uygulayarak öğretmiş oldu

Zamanı disiplin altına almak

Bir günün disiplin altına alınması, bütün hayatın disipline edilmesi anlamına gelir Çünkü bütün günler birbirinin aynısıdır Bundan dolayı Yüce Mevlâ yirmi dört saati altı noktadan bölmüş ve sabah ile öğle arası hariç, her iki nokta arasına bir farz namaz koymuştur4

Namazların ilk vaktinde ve cemaatle kılınmasını talep etmekle birlikte, hayatın zorlukları ve kulların zayıflıkları gibi çeşitli hikmetlere binaen ikinci vaktin girişine kadar eda edilmesine imkan tanımıştır

Böylece Yüce Mevlâ kullarına bir taraftan zaman disiplini kazandırıyor, diğer taraftan olabilecek çeşitli mecburiyetler sebebiyle namazın eda edilmesi için belirli bir vakte kadar esneklik tanıyor Buradan, dünya hayatında hem disipline, hem de belli ölçüler içinde esnek olmaya ihtiyaç olduğu anlaşılıyor Yani belli esnekliklerle dengelenmiş bir disiplin

Yüce Mevlâmız beş vakitte kılınan namazların hepsini bir vakitte isteyebilirdi Ama O beş ayrı vakitte huzuruna çıkılmasını istedi Demek ki insan fıtratı buna uygun Günlük telaşlar içinde namaza vakit bulamamaktan şikayet edenler aslında kendi tabii yapılarını zorluyorlar Stres denilen illete bir de bu gözle bakmak lazım

Beş vakit yüce huzura durmak, zamanı beşe bölerek yaşamak, insanlığa bahşedilmiş bu en güzel ibadeti yapmak, insanı sadece dünya girdabına kapılmaktan alıkoymuyor, her türlü kötülük ve fenalıktan da uzak tutuyor:

“… şüphesiz namaz, her türlü hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar…5

Bu müjde, namaz kılmanın büyük bir lütuf olduğunu idrak ederek kılabilenler için Elbette birilerine iyilik ediyor gibi, üstünlük gösterisi ve riyaya bulaştırarak kılanlar için değil

1 Nisâ, 103 Bu ayetin savaş meydanında korku namazının nasıl kılınacağını ayrıntılarıyla bildiren ayetlerin hemen peşinden gelmesi düşündürücüdür
2 Tirmizî, Salât 1; Ebu Davud, Salât 2
3 Müslim, Mesâcid 178; Ebu Davud, Salât 2; Nesaî, Mevâkit 15
4 Sabah ile öğle arasında farz bir namaz yoktur ama Rasuli Ekrem sav’in tavsiye ettiği “duhâ namazı diye de bilinen kuşluk namazı vardır Bu namaz, iki, dört, sekiz veya on iki rekât olarak kılınabilir Bu konuda birçok hadis mevcuttur Mesela Buharî, Tatavvu 1, 7, 8, 9; Müslim, Salâtü’lmüsâfirîn 14; Tirmizî, Vitr 1
5 Ankebut, 45

Kerahat Vakitleri

Sahabilerden Ukbe b Amir ra şöyle anlatmıştır:

Rasulullah sav üç vakitte namaz kılmamızı ve cenazemizi defnetmemizi yasakladı Bu vakitler:

Güneş doğmaya başladığı andan yükselinceye kadar
Öğleyin güneş tepe noktasına gelince, batıya meyledinceye kadar
Güneş batmaya meylettiği andan batıncaya kadar(*)

Hadiste zikredilen üç vakit, gündüzün uzunluk ve kısalığına göre değişmekle birlikte, yaklaşık olarak kırk beşer dakikalık sürelerdir Bu vakitlerde namaz kılınması, yukarıdaki hadis ve aynı anlamda olan daha başka hadisler dolayısıyla mekruh görülmüştür

Şuna da dikkat çekmek lazımdır: Bir kimsenin ikindi namazını kerahat vaktine bırakmaması esastır Fakat her nasılsa kerahat vaktine kalmışsa, güneş batıncaya kadar ikindi namazını yine de mutlaka kılmalıdır Çünkü namazı kerahat vaktine bırakmak mekruh, kazaya bırakmak ise haramdır

Bu üç vaktin dışında iki vakit daha vardır ki, o vakitlerde nafile namaz kılınması mekruh görülmüştür

Sabah namazının vakti girdikten sonra güneş doğuncaya kadar sadece sabah namazının iki rek’at sünneti kılınabilir Bunun dışında nafile bir namaz kılınması mekruh görülmüştür
İkindi namazı kılındıktan sonra güneş batıncaya kadar nafile namaz kılınması mekruhtur

Rasulullah sav Efendimiz, bu vakitlerde vaktin namazının dışında namaz kılmayı yasaklamıştır

(*) Müslim, Müsâfirîn 293; Ebû Dâvud, Cenâiz 55; Tirmizî, Cenâiz 41; Nesâî, Mevâkît 31 Konuyla ilgili diğer hadisler ve açıklamalar için bk İbrahim Canan, Hadis Ansiklopedisi, c7, s 427–446
 
858,499Konular
982,575Mesajlar
30,330Kullanıcılar
KristonSon üye
Üst Alt