adanali
FD Üye
- Katılım
- Eki 20, 2019
- Mesajlar
- 2,792
- Etkileşim
- 0
- Puan
- 36
- Yaş
- 36
- Konum
- Adana
- Web sitesi
- bilgilihocam.com
- F-D Coin
- 69
Zekat Ödeme, Mükellef Olma, Ve Zamanı
Zekatın verme şekli, mükellefiyet şartları, verilme zamanı ve verileceği yerler hakkında bilgi verir misiniz?
Zekatın ödeme şekli:
Zekata tabi olan altın, gümüş, hububat, ehli hayvanlar ve ticaret mallarının zekatı, kendilerinden vermek suretiyle ödeneceği gibi, kıymetlerini vermek suretiyle de ödenebilir. Bu hususta zekat sahibi serbesttir. Binaenaleyh bir kimse altının zekatını altın olarak ödeyebileceği gibi kumaş, zahire, gümüş olarak da ödeyebilir. Şu kadar var ki bu hususta fakirler için daha faydalı olan ciheti tercih etmek evladır.
Nisab miktarında olan bir malın zekatı, daha sene dolmadan ta`cil edilerek fakirlere verilebilir. çünkü vücubun sebebi olan nisab bulunmuştur. Müeccel olan, yani, ileride verilmesi gereken borcu ise ta`cil etmek caizdir. Fakirlerin lehine harekettir. Fakat mal nisab miktarında değil ise ta`cil caiz olmaz. Nisab miktarındaki bir malın, birkaç senelik zekatı birden verilebilir. Sene sonunda bu miktar mevcut ise, zekatları verilmiş olur. Eksilmişse, verilen fazla zekat nafile sadaka yerine geçer. Artmışsa aradaki farkın zekatı verilir.
* çoluk çocuk sahibi bir fakire zekat verildiği zaman verilen zekat miktarı, bu aile ferdlerine bölündüğü takdirde herbirine nisab miktarı düşmezse, verilen zekat nisab miktarı sayılmaz. Böyle ödemelerde kerahet yoktur.
* Zekat sayılmak şartı ile bir fakiri evde oturtmak zekat yerine geçmez. çünkü bunda fakire temlik yoktur.
* Ticari ortaklıklarda malın yekunu itibar edilerek her ortak mükellef tutulmaz. Her ortağın hissesine düşen miktar nisaba ulaşıyorsa, herbirinin zekat vermesi gerekir. Hissesi nisab miktarına ulaşmıyan ortak, başka malı yoksa zekat vermez.
Bir Kimsenin Zekat Vermekle Mükellef Olmasının Şartları:
1. Zekat verecek kimse Müslüman, akıl ve baliğ olmalıdır. Gayri müslimlere, mecnunlara, büluğa ermemiş çocuklara zekat farz değildir. İmam-ı Şafii'ye göre çocukların ve akıl hastalarının malları var ise, o mala zekat düşer. Verme işini de velileri yerine getirirler.
2. Zekat verecek kimse, havayic-i asliye denilen zaruri ihtiyaçlarından ve bir de -eğer varsa- borcundan başka nisab miktarı veya daha fazla bir mala sahip olmalıdır. Nisab miktarı kadar malı olmayana zekat düşmez. Nisab, zekatın farz olması için şeriatın tayin ettiği mal miktarıdır. Bu miktar; maldan mala değişir.
3. Zekat lazım gelmek için, malın nema, yani, büyüme ve artma kabiliyeti de olmalıdır. Altın ve gümüş para ve zinetler, ticarette kullanılan herhangi bir eşya veya hayvan zekata tabi olduğu gibi; neslini çoğaltmak veya sütünü sağmak için kırlarda otlatılan hayvanlar da zekata tabidir. çünkü bunlarda nema vardır.
4. Zekatı verilecek mal, sahibinin bizzat elinde olmalı, yani sahibi malına tam malik bulunmalıdır. Binaenaleyh kocasından mehrini almamış bir kadına, o mehirden dolayı zekat lazım gelmez. Rehindeki bir maldan dolayı da zekat gerekmez. Zira o mal, bir borca karşılıktır. Mala tam malikiyet söz konusu değildir. Aynı şekilde borçlu kimse, borcuna karşılık olan bir malından dolayı zekat ile mükellef olmaz. Yolculukta olan bir kimse, malının zekatıyla mükelleftir. Zira malı yanında değilse de, bir vekil veya naible malında tasarruf edebilir.
5. Zekatı verilecek malın üzerinden tam bir sene geçmiş olmalıdır. Buna havl-i havelan denir. çünkü bu müddet içinde, malın neması = artması ve kıymetlenmesi tahakkuk eder. Nisab miktarı, hem senenin başında, hem de sonunda bulunmalıdır. Bu miktarın sene içinde muvakaten eksilmesi zekata mani değildir. Zekat hesabında esas olan kameri senedir ki, bu da 354 gündür.
Zekat Ne Zaman ödenir?
Kuvvetli ve en sahih olan görüşe göre, üzerine zekat düşen mal ve paraların zekatı, o mal ve paranın üzerinden bir sene geçtikten sonra, fevren, yani, sene biter bitmez hemen verilmesi icabeder. özürsüz olarak te'hir etmek caiz olmaz. Günahı muciptir. Diğer bir görüşe göre ise, zekatın verilmesi fevri değil, terahi üzerine farzdır. Yani sene nihayetinde hemen verilmesi lazım değildir. Mükellef bunu hayatta bulundukça dilediği zaman eda edebilir. Eda etmeden ölürse, ancak o zaman günahkar olur. Fakat bu görüş zayıftır.
Zekatın Verileceği Yerler:
Zekat verilecek kimseler, Müslüman fakirler, miskinler, borçlular, yolcular, mükatebler (sözleşmeli köleler), mücahidler ve amiller (zekat toplayıcıları) olmak üzere yedi kısımdır. Şöyle ki:
1) Fakir: İhtiyacından fazla olarak nisab mikdarı bir mala sahib olmayan kimsedir. Bu kimsenin temel ihtiyaçlardan olan evi, ev eşyası ve borcuna denk parası bulunsa da, yine fakir sayılır.
2) Miskin: Hiç bir şeye sahib olmayıp yemesi ve giymesi için dilenmeye muhtaç olan yoksul kimsedir.
3) Borçlu: Bundan maksad, borcundan fazla nisab mikdarı mala sahib olmayan veya kendisinin de başkasında malı varsa da, alması mümkün olmayan kimsedir. Böyle borçlu olan kimseye zekat vermek, borcu olmayan fakire vermekten daha faziletlidir.
4) Yolcu: Bundan maksad, malı memleketinde kalıp elinde bir şey bulunmayan garib kimsedir. Böyle bir adam yalnız ihtiyacı kadar zekat alabilir, ihtiyaçtan fazla alması helal olmaz. Bununla beraber bu gibi kimselerin mümkün olunca borç almaları, zekat almalarından daha iyidir.
Kendi memleketinde bulunduğu halde malını kaybeden ve böylece muhtaç durumda kalan kimse de yolcu hükmündedir. Bunlar, sonradan mallarını ele geçirmekle, almış oldukları zekat paralarından arta kalanı sadaka olarak fakirlere vermeleri gerekmez.
5) Mükateb: Bir bedel karşılığında azad edilmek üzere efendisi ile bir anlaşma yapmış olan köle veya cariye demektir. Böyle borç altına girmiş olan bir köleyi bir an önce hürriyetine kavuşturmak için ona zekat verilebilir. Fakat bir kimse, kendi mükatebine zekat veremez. çünkü bunun yararı kendisine dönmüş olur.
6) Mücahid: Bundan maksad, Allah yolunda gönüllü olarak savaşa katılmak istediği halde, yiyecekten, silahdan ve diğer şeylerden mahrum olan kimse demektir. Böyle bir kimseye, ihtiyaçlarını gidermesi için zekat verilebilir. Buna: "Fi sebilillah infak = Allah yolunda harcama" denir.
7) Amil: Bundan maksad, idareci tarafından meydandaki zekat mallarının zekatlarını toplamakla görevlendirilen kimsedir. Buna "Sai, tahsildar" da denir. Böyle bir görevliye, bu çalışması süresince, fakir olmasa bile, ailesinin ve kendisinin ihtiyaçları için yeterince zekat verilebilir.
Yukarıda gösterilen yedi kısımdan her biri, zekatın verileceği yerdir. Bir kimse zekatını bunlardan herhangi birine verebileceği gibi, bir kısmına veya tümüne de dağıtabilir. Bununla beraber nisab mikdarına ulaşmayan bir zekatın, bunlardan yalnız birine verilmesi daha faziletlidir. çünkü bu ihtiyacı karşılamış bulunur.
Bir fakire bir elden nisab mikdarı zekat vermek caiz ise de, keraheti vardır. Ancak fakirin borcu varsa veya kalabalık nüfusu olur da bu zekatı onlarla bölüştüğü zaman nisab mikdarı kendilerine düşmezse, bunda kerahet yoktur.
Bir fakir, bir zenginden malının zekatını isteyerek mahkemede dava edemez. çünkü zekatın o davacı şahsa verilmesi bir borç değildir. Aynı zamanda bu bir ibadet olduğundan sahibinin din anlayışına bırakılmıştır.
Zekatın verme şekli, mükellefiyet şartları, verilme zamanı ve verileceği yerler hakkında bilgi verir misiniz?
Zekatın ödeme şekli:
Zekata tabi olan altın, gümüş, hububat, ehli hayvanlar ve ticaret mallarının zekatı, kendilerinden vermek suretiyle ödeneceği gibi, kıymetlerini vermek suretiyle de ödenebilir. Bu hususta zekat sahibi serbesttir. Binaenaleyh bir kimse altının zekatını altın olarak ödeyebileceği gibi kumaş, zahire, gümüş olarak da ödeyebilir. Şu kadar var ki bu hususta fakirler için daha faydalı olan ciheti tercih etmek evladır.
Nisab miktarında olan bir malın zekatı, daha sene dolmadan ta`cil edilerek fakirlere verilebilir. çünkü vücubun sebebi olan nisab bulunmuştur. Müeccel olan, yani, ileride verilmesi gereken borcu ise ta`cil etmek caizdir. Fakirlerin lehine harekettir. Fakat mal nisab miktarında değil ise ta`cil caiz olmaz. Nisab miktarındaki bir malın, birkaç senelik zekatı birden verilebilir. Sene sonunda bu miktar mevcut ise, zekatları verilmiş olur. Eksilmişse, verilen fazla zekat nafile sadaka yerine geçer. Artmışsa aradaki farkın zekatı verilir.
* çoluk çocuk sahibi bir fakire zekat verildiği zaman verilen zekat miktarı, bu aile ferdlerine bölündüğü takdirde herbirine nisab miktarı düşmezse, verilen zekat nisab miktarı sayılmaz. Böyle ödemelerde kerahet yoktur.
* Zekat sayılmak şartı ile bir fakiri evde oturtmak zekat yerine geçmez. çünkü bunda fakire temlik yoktur.
* Ticari ortaklıklarda malın yekunu itibar edilerek her ortak mükellef tutulmaz. Her ortağın hissesine düşen miktar nisaba ulaşıyorsa, herbirinin zekat vermesi gerekir. Hissesi nisab miktarına ulaşmıyan ortak, başka malı yoksa zekat vermez.
Bir Kimsenin Zekat Vermekle Mükellef Olmasının Şartları:
1. Zekat verecek kimse Müslüman, akıl ve baliğ olmalıdır. Gayri müslimlere, mecnunlara, büluğa ermemiş çocuklara zekat farz değildir. İmam-ı Şafii'ye göre çocukların ve akıl hastalarının malları var ise, o mala zekat düşer. Verme işini de velileri yerine getirirler.
2. Zekat verecek kimse, havayic-i asliye denilen zaruri ihtiyaçlarından ve bir de -eğer varsa- borcundan başka nisab miktarı veya daha fazla bir mala sahip olmalıdır. Nisab miktarı kadar malı olmayana zekat düşmez. Nisab, zekatın farz olması için şeriatın tayin ettiği mal miktarıdır. Bu miktar; maldan mala değişir.
3. Zekat lazım gelmek için, malın nema, yani, büyüme ve artma kabiliyeti de olmalıdır. Altın ve gümüş para ve zinetler, ticarette kullanılan herhangi bir eşya veya hayvan zekata tabi olduğu gibi; neslini çoğaltmak veya sütünü sağmak için kırlarda otlatılan hayvanlar da zekata tabidir. çünkü bunlarda nema vardır.
4. Zekatı verilecek mal, sahibinin bizzat elinde olmalı, yani sahibi malına tam malik bulunmalıdır. Binaenaleyh kocasından mehrini almamış bir kadına, o mehirden dolayı zekat lazım gelmez. Rehindeki bir maldan dolayı da zekat gerekmez. Zira o mal, bir borca karşılıktır. Mala tam malikiyet söz konusu değildir. Aynı şekilde borçlu kimse, borcuna karşılık olan bir malından dolayı zekat ile mükellef olmaz. Yolculukta olan bir kimse, malının zekatıyla mükelleftir. Zira malı yanında değilse de, bir vekil veya naible malında tasarruf edebilir.
5. Zekatı verilecek malın üzerinden tam bir sene geçmiş olmalıdır. Buna havl-i havelan denir. çünkü bu müddet içinde, malın neması = artması ve kıymetlenmesi tahakkuk eder. Nisab miktarı, hem senenin başında, hem de sonunda bulunmalıdır. Bu miktarın sene içinde muvakaten eksilmesi zekata mani değildir. Zekat hesabında esas olan kameri senedir ki, bu da 354 gündür.
Zekat Ne Zaman ödenir?
Kuvvetli ve en sahih olan görüşe göre, üzerine zekat düşen mal ve paraların zekatı, o mal ve paranın üzerinden bir sene geçtikten sonra, fevren, yani, sene biter bitmez hemen verilmesi icabeder. özürsüz olarak te'hir etmek caiz olmaz. Günahı muciptir. Diğer bir görüşe göre ise, zekatın verilmesi fevri değil, terahi üzerine farzdır. Yani sene nihayetinde hemen verilmesi lazım değildir. Mükellef bunu hayatta bulundukça dilediği zaman eda edebilir. Eda etmeden ölürse, ancak o zaman günahkar olur. Fakat bu görüş zayıftır.
Zekatın Verileceği Yerler:
Zekat verilecek kimseler, Müslüman fakirler, miskinler, borçlular, yolcular, mükatebler (sözleşmeli köleler), mücahidler ve amiller (zekat toplayıcıları) olmak üzere yedi kısımdır. Şöyle ki:
1) Fakir: İhtiyacından fazla olarak nisab mikdarı bir mala sahib olmayan kimsedir. Bu kimsenin temel ihtiyaçlardan olan evi, ev eşyası ve borcuna denk parası bulunsa da, yine fakir sayılır.
2) Miskin: Hiç bir şeye sahib olmayıp yemesi ve giymesi için dilenmeye muhtaç olan yoksul kimsedir.
3) Borçlu: Bundan maksad, borcundan fazla nisab mikdarı mala sahib olmayan veya kendisinin de başkasında malı varsa da, alması mümkün olmayan kimsedir. Böyle borçlu olan kimseye zekat vermek, borcu olmayan fakire vermekten daha faziletlidir.
4) Yolcu: Bundan maksad, malı memleketinde kalıp elinde bir şey bulunmayan garib kimsedir. Böyle bir adam yalnız ihtiyacı kadar zekat alabilir, ihtiyaçtan fazla alması helal olmaz. Bununla beraber bu gibi kimselerin mümkün olunca borç almaları, zekat almalarından daha iyidir.
Kendi memleketinde bulunduğu halde malını kaybeden ve böylece muhtaç durumda kalan kimse de yolcu hükmündedir. Bunlar, sonradan mallarını ele geçirmekle, almış oldukları zekat paralarından arta kalanı sadaka olarak fakirlere vermeleri gerekmez.
5) Mükateb: Bir bedel karşılığında azad edilmek üzere efendisi ile bir anlaşma yapmış olan köle veya cariye demektir. Böyle borç altına girmiş olan bir köleyi bir an önce hürriyetine kavuşturmak için ona zekat verilebilir. Fakat bir kimse, kendi mükatebine zekat veremez. çünkü bunun yararı kendisine dönmüş olur.
6) Mücahid: Bundan maksad, Allah yolunda gönüllü olarak savaşa katılmak istediği halde, yiyecekten, silahdan ve diğer şeylerden mahrum olan kimse demektir. Böyle bir kimseye, ihtiyaçlarını gidermesi için zekat verilebilir. Buna: "Fi sebilillah infak = Allah yolunda harcama" denir.
7) Amil: Bundan maksad, idareci tarafından meydandaki zekat mallarının zekatlarını toplamakla görevlendirilen kimsedir. Buna "Sai, tahsildar" da denir. Böyle bir görevliye, bu çalışması süresince, fakir olmasa bile, ailesinin ve kendisinin ihtiyaçları için yeterince zekat verilebilir.
Yukarıda gösterilen yedi kısımdan her biri, zekatın verileceği yerdir. Bir kimse zekatını bunlardan herhangi birine verebileceği gibi, bir kısmına veya tümüne de dağıtabilir. Bununla beraber nisab mikdarına ulaşmayan bir zekatın, bunlardan yalnız birine verilmesi daha faziletlidir. çünkü bu ihtiyacı karşılamış bulunur.
Bir fakire bir elden nisab mikdarı zekat vermek caiz ise de, keraheti vardır. Ancak fakirin borcu varsa veya kalabalık nüfusu olur da bu zekatı onlarla bölüştüğü zaman nisab mikdarı kendilerine düşmezse, bunda kerahet yoktur.
Bir fakir, bir zenginden malının zekatını isteyerek mahkemede dava edemez. çünkü zekatın o davacı şahsa verilmesi bir borç değildir. Aynı zamanda bu bir ibadet olduğundan sahibinin din anlayışına bırakılmıştır.