nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
Zembilli Ali Efendi Hayatı
Zembilli Ali Efendi Kim
Zembilli Ali Efendi Biyografisi
Zembilli Ali Efendi kanuni
Üç sultana şeyhülislâmlık yapan yüce veliZembilli Ali Efendi
Ali Cemali Efendi Anadolu ’yu nurlandıran velilerden Cemaleddin Aksarayi ’nin torunudur ve tedrise beşikte başlar O misli baskı görülen bir hafızaya sahiptir Üstün körü geçilen kitapları bile harekesi harekesine ezberler ve yaşından beklenmeyecek sorular sorar Hocaları böyle bir kabiliyetin önünü tıkamaktan çekinirler “Sen buralarda zâyi olma derler “Büyük âlimlerde oku meselâ Molla Hüsrev ’e git!
O da pek yapar Molla Hüsrev ona bildiklerini öğretir oysa “bunlar işin zahiridir der “şu anda sırlara ersen gerek Bir Hakk aşığı bul ve ona köle ol!
Hani derler ya Allahü teâlâ devretmek istemeseydi özlem vermezdi Ali Cemali Efendi ’nin ihlâsından olacak Ebûl Vefa gibi bir veli çıkar karşısına
İşte böylesi genç ve akıllı biri adı sofuya meydana çıkan padişahın gözünden kaçmaz II Bayezid O'nu aralıksız peşine düşüp takip eder Bursa İznik ve Bâyezid medreselerinde ders verdirir Sonra miktar şehzadeler şehri Amasya ’ya Müftü atar
Görünen o ancak Ali Cemali Efendi ’nin önü açıktır Oysa o devlet erkânı ile haşır neşir olmaz Gecesini gündüzünü işine verir Hâlbuki bulunduğu mevki birileri ile iyi geçinmeyi gerektirir Mübarek mâkamında gözü olanları farkedince “Merâklısına mübarek olsun! der devlet kapısını terkeder Çeker çarığını düşer yollara
ŞEYHÜLİSLAM OLDUNUZ!
Ali Cemali Efendi Resulullah aşığıdır İçindeki coşkunun seline kapılır Haremeyn ’e gider hacceder Mükerrem Mekke ’de ve Münevver Medine ’de ilim meclislerine katılır Feyz devşirir dervişçesine Derken Kahire ’nin ilim iklimi onu cezb eder tam bir yıl kütüphane kütüphane gezer medreselerde ders dinler Osmanlı tedrisatı ile Arab tedrisatını mukayese eder Buralarda daha ne dek kalmayı düşünür bilemeyiz oysa II Bayezid onu Dersaadet ’e çağırır “N ’olur Buyurun Hocam! der “Şeyhül İslâm oldunuz!
Ali Cemali Efendi zühdü ve takvası ile tanınır Onda zerre kadar rütbe şan hırsı yoktur Hal böyle olunca dürüst bildiğini söylemekten çekinmez Şayet de bu yüzden ölünceye dek (bütün 24 yıl) makamında kalır Bayezidi Veli ’nin arkasında Yavuz ve Kanuni gibi iki zirveye hizmet eder
Bir gün Yavuz Sultan Selim ’in birkaç memurun kafasını vurduracağını duyar Tutar eteğini saraya koşar Divan toplantısına karşın Padişaha çıkar Yavuz tavizsizdir “Vazifelerini dikkatsizlik ettiler hocam der “cezalarını versem lüzum!
Zembilli Ali Efendi kaşlarını çatar: “Benim şeyhülislamlıktan anladığım tek şey var! der “Senin ahiretini kollamak Halbuki sen vebâle yürüyorsun İnan elim azaba duçar olursun Benden söylemesi! Ve çeker kapıyı gider
Yavuz ’a tek laf düşer “Öyleyse affettik gitti!
Sultan Selim fazla celâllidir Evet devlete millete yardımsever olanları mükafatlandırmayı da bilir ancak en ufak hatayı cezalandırmadan duramaz Yavuz ivedi parlar ama haksız yere can yakamaz Zira Zembilli Ali Efendi mazlumların sığınağıdır İşte genç Sultan Şeyhülislâmını bu yüzden fazla sever Bu pervasız ihtiyarın gölgesi yeter ona Yoksa ahiretteki hesabı çetin olacaktır
ZEMBİLİN HİKAYESİ
Mübarek mütebessimdir refiktir yumuşaklığı sever Ufacık çocukları bile muhatap edinir onlara öğüt eder İnsanların tereddütsüz soru sorabilmelerini fazla ister Oysa üç kıtaya yayılan bir imparatorluğun şeyhülislamı halkın gözünde epope kahramanı gibidir O ne kadar mütevazı olursa olsun karşısındakileri ter basar huzurda sıkılırlar Mübarek pratik bir yol bulur Zembilini camdan sarkıtır Sorusu olan bir kağıda yazıp zembile bırakır Kutsal anında cevabını yazar ve yine zembille sallandırır aşağı Düşünürseniz zorlama iştir Her gün önünüze gelen yüzlerce kağıt ve birbirine benzeyen bayağı sualler Ama o bunu kurtuluşunun sermayesi bilir Öyle ya insanlara Allah ’ın dinini öğretmekten güzel iş mi vardır?
Mübarek fazla merhametlidir kendisine ve çevresindekilere yapılanları görmezden gelir oysa mukaddesatımıza saldıranlara acımaz Hatta sultanı söylev koymaya zorlar Yavuz ’u Çaldıran savaşına sürükleyenlerden biri odur Yeniden Mısır Seferini sonuna kadar destekler
Rodos'ta geçen yıllar
Kanuni bütün Avrupa'yı hizaya sokar Oysa Rodos hâlâ Akdeniz'in çıbanıdır Zembilli Ali Efendi Padişah'ı sefere inandırır Mübarek cesur bir cihad sevdalısıdır Hatta yiğitlere yoldaş olur adanın fethine katılır Eli kanlı eşkıyalara fitneci şovalyelere karşısında savaşır Rodos ele geçince burada kalmaya niyetlenir Ömrünün son demlerini yerli halka İslâmiyeti anlatmakla geçirir Burada medreseler imaretler kurar ve ileri yaşına karşın yıllardan beri imamlık yapar Nice Rum'un hidayetine vesile olur oysa Rodoslu Müslümanların mayasında onun gayretleri vardır
Mübareğin sonu güzel olur Ayan beyan ölüme hazırlanır O gün görülmedik şekilde neşelidir ve çevresindekilerle tek tek helalleşir Talebeleri ayrılık vaktinin geldiğini anlar fazla ağlarlar
Nurlu kabri Zeyrek yokuşunda kendi dergâhının bahçesindedir *
Zembilli Ali Efendi Kim
Zembilli Ali Efendi Biyografisi
Zembilli Ali Efendi kanuni
Üç sultana şeyhülislâmlık yapan yüce veliZembilli Ali Efendi
Ali Cemali Efendi Anadolu ’yu nurlandıran velilerden Cemaleddin Aksarayi ’nin torunudur ve tedrise beşikte başlar O misli baskı görülen bir hafızaya sahiptir Üstün körü geçilen kitapları bile harekesi harekesine ezberler ve yaşından beklenmeyecek sorular sorar Hocaları böyle bir kabiliyetin önünü tıkamaktan çekinirler “Sen buralarda zâyi olma derler “Büyük âlimlerde oku meselâ Molla Hüsrev ’e git!
O da pek yapar Molla Hüsrev ona bildiklerini öğretir oysa “bunlar işin zahiridir der “şu anda sırlara ersen gerek Bir Hakk aşığı bul ve ona köle ol!
Hani derler ya Allahü teâlâ devretmek istemeseydi özlem vermezdi Ali Cemali Efendi ’nin ihlâsından olacak Ebûl Vefa gibi bir veli çıkar karşısına
İşte böylesi genç ve akıllı biri adı sofuya meydana çıkan padişahın gözünden kaçmaz II Bayezid O'nu aralıksız peşine düşüp takip eder Bursa İznik ve Bâyezid medreselerinde ders verdirir Sonra miktar şehzadeler şehri Amasya ’ya Müftü atar
Görünen o ancak Ali Cemali Efendi ’nin önü açıktır Oysa o devlet erkânı ile haşır neşir olmaz Gecesini gündüzünü işine verir Hâlbuki bulunduğu mevki birileri ile iyi geçinmeyi gerektirir Mübarek mâkamında gözü olanları farkedince “Merâklısına mübarek olsun! der devlet kapısını terkeder Çeker çarığını düşer yollara
ŞEYHÜLİSLAM OLDUNUZ!
Ali Cemali Efendi Resulullah aşığıdır İçindeki coşkunun seline kapılır Haremeyn ’e gider hacceder Mükerrem Mekke ’de ve Münevver Medine ’de ilim meclislerine katılır Feyz devşirir dervişçesine Derken Kahire ’nin ilim iklimi onu cezb eder tam bir yıl kütüphane kütüphane gezer medreselerde ders dinler Osmanlı tedrisatı ile Arab tedrisatını mukayese eder Buralarda daha ne dek kalmayı düşünür bilemeyiz oysa II Bayezid onu Dersaadet ’e çağırır “N ’olur Buyurun Hocam! der “Şeyhül İslâm oldunuz!
Ali Cemali Efendi zühdü ve takvası ile tanınır Onda zerre kadar rütbe şan hırsı yoktur Hal böyle olunca dürüst bildiğini söylemekten çekinmez Şayet de bu yüzden ölünceye dek (bütün 24 yıl) makamında kalır Bayezidi Veli ’nin arkasında Yavuz ve Kanuni gibi iki zirveye hizmet eder
Bir gün Yavuz Sultan Selim ’in birkaç memurun kafasını vurduracağını duyar Tutar eteğini saraya koşar Divan toplantısına karşın Padişaha çıkar Yavuz tavizsizdir “Vazifelerini dikkatsizlik ettiler hocam der “cezalarını versem lüzum!
Zembilli Ali Efendi kaşlarını çatar: “Benim şeyhülislamlıktan anladığım tek şey var! der “Senin ahiretini kollamak Halbuki sen vebâle yürüyorsun İnan elim azaba duçar olursun Benden söylemesi! Ve çeker kapıyı gider
Yavuz ’a tek laf düşer “Öyleyse affettik gitti!
Sultan Selim fazla celâllidir Evet devlete millete yardımsever olanları mükafatlandırmayı da bilir ancak en ufak hatayı cezalandırmadan duramaz Yavuz ivedi parlar ama haksız yere can yakamaz Zira Zembilli Ali Efendi mazlumların sığınağıdır İşte genç Sultan Şeyhülislâmını bu yüzden fazla sever Bu pervasız ihtiyarın gölgesi yeter ona Yoksa ahiretteki hesabı çetin olacaktır
ZEMBİLİN HİKAYESİ
Mübarek mütebessimdir refiktir yumuşaklığı sever Ufacık çocukları bile muhatap edinir onlara öğüt eder İnsanların tereddütsüz soru sorabilmelerini fazla ister Oysa üç kıtaya yayılan bir imparatorluğun şeyhülislamı halkın gözünde epope kahramanı gibidir O ne kadar mütevazı olursa olsun karşısındakileri ter basar huzurda sıkılırlar Mübarek pratik bir yol bulur Zembilini camdan sarkıtır Sorusu olan bir kağıda yazıp zembile bırakır Kutsal anında cevabını yazar ve yine zembille sallandırır aşağı Düşünürseniz zorlama iştir Her gün önünüze gelen yüzlerce kağıt ve birbirine benzeyen bayağı sualler Ama o bunu kurtuluşunun sermayesi bilir Öyle ya insanlara Allah ’ın dinini öğretmekten güzel iş mi vardır?
Mübarek fazla merhametlidir kendisine ve çevresindekilere yapılanları görmezden gelir oysa mukaddesatımıza saldıranlara acımaz Hatta sultanı söylev koymaya zorlar Yavuz ’u Çaldıran savaşına sürükleyenlerden biri odur Yeniden Mısır Seferini sonuna kadar destekler
Rodos'ta geçen yıllar
Kanuni bütün Avrupa'yı hizaya sokar Oysa Rodos hâlâ Akdeniz'in çıbanıdır Zembilli Ali Efendi Padişah'ı sefere inandırır Mübarek cesur bir cihad sevdalısıdır Hatta yiğitlere yoldaş olur adanın fethine katılır Eli kanlı eşkıyalara fitneci şovalyelere karşısında savaşır Rodos ele geçince burada kalmaya niyetlenir Ömrünün son demlerini yerli halka İslâmiyeti anlatmakla geçirir Burada medreseler imaretler kurar ve ileri yaşına karşın yıllardan beri imamlık yapar Nice Rum'un hidayetine vesile olur oysa Rodoslu Müslümanların mayasında onun gayretleri vardır
Mübareğin sonu güzel olur Ayan beyan ölüme hazırlanır O gün görülmedik şekilde neşelidir ve çevresindekilerle tek tek helalleşir Talebeleri ayrılık vaktinin geldiğini anlar fazla ağlarlar
Nurlu kabri Zeyrek yokuşunda kendi dergâhının bahçesindedir *