iltasyazilim
FD Üye
Bütün masnuatın bütün intizamatıyla ve hikmetleriyle sabit olan Sâni’in hikmetiyle bilinir Çünkü en cüz’î bir şeye küllî hikmetleri takan bir hikmet, seyli kâinatın içinde en büyük faaliyet gösteren ve hikmetli nakışlara medar olan harekâtı zerratı hikmetsiz bırakmaz Hem en küçük mahlukatı, vazifelerinde ücretsiz, maaşsız, kemalsiz bırakmayan bir hikmet, bir hâkimiyet; en kesretli ve esaslı memurlarını, hizmetkârlarını nursuz, ücretsiz bırakmaz
Sâni’i Hakîm, anâsırı tahrik edip tavzif ederek (onlara bir ücreti kemal hükmünde) madeniyat derecesine çıkarmasıyla ve madeniyata mahsus tesbihatları onlara bildirmesiyle ve madeniyatı tahrik ve tavzif edip nebatat mertebei hayatiyesinin makamını vermesiyle ve nebatatı rızık ederek tahrik ve tavzif ile hayvanat mertebei letafetini onlara ihsan etmesiyle ve hayvanattaki zerratı tavzif edip rızık yoluyla hayatı insaniye derecesine çıkarmasıyla ve insanın vücudundaki zerratı süze süze tasfiye ve taltif ederek tâ dimağın ve kalbin en nazik ve latîf yerinde makam vermesiyle bilinir ki harekâtı zerrat hikmetsiz değil belki kendine lâyık bir nevi kemalâta koşturuluyor
Hem madem Fâtırı Kerîm, düsturu kerem iktizasıyla bir şeye verdiği makamı ve kemali, o şeyin müddeti ve ömrü bitmesiyle o kemali geriye almıyor Belki o zîkemalin meyvelerini, neticelerini, manevî hüviyetini ve manasını, ruhlu ise ruhunu ibka ediyor Mesela, dünyada insanı mazhar ettiği kemalâtın manalarını, meyvelerini ibka ediyor Hattâ müteşekkir bir mü’minin yediği zâil meyvelerin şükrünü, hamdini mücessem bir meyvei cennet suretinde tekrar ona veriyor Ve şu hakikatte muazzam bir kanunu rahmetin ucu görünüyor
(Risalei Nur, Sözler Mecmuası, 30 Söz, 3Nokta)
Lugat;
Zerrât: Zerreler, Atomlar
Masnuat: Sanatlar
Sani: Sanatkâr
Seyli Kainat: Akıp giden kainat
Anasır: Unsurlar
Tavzif: Vazifelendirme
Nebatatı Mertebei Hayatiye: Bitkilerin hayat mertebesi
Hayvanatı Mertebei Letafet: Lütuflandırılmış hayvanat mertebesi
Taltif: Lütüflandırmak
Dimağ: Beyin
Latif: Hoş
Düsturu Kerem: İkram etme düsturu
Zîkemâl: Mükemmellik sahibi
İbka: Beka sahibi yapmakolmak
Müteşekkir: Şükür eden
Mücessem: Somutlaşmış, cisimleşmiş
Özetle; Kainat sistemi içerisinde hareket eden zerreler, atomlar, hikmetsiz iş yapmıyorlar Sistem içerisinde mevcut yasa'nın gerektirdiği şekilde, buna tabi olarak iş görüyorlar Zerreler, bitkihayvaninsan istikametinde şekilden şekile girebiliyor Bu girebilirlik hikmetine istinaden hayat sürebiliyor, sistem ilerliyor Böyle bir intizam ise elbette tesadüfi değildir Sanatlı ve hikmetli bir zata işaret eder
Ayrıca bu zerreler, atomlar, ahiret aleminin de temellerinin atılmasına sebep teşkil ediyor Yaptıkları bu hareket, ziyan olmuyor Türlü şekillerde bu zerrelerden, atomlardan istifade eden insanlık, bunu yaradan hesabına bir şükür maksadıyla yerine getirse, bu işte istifade ettiği atomlar, zerreler, ona ahiret hayatında ödüller suretinde, bunun benzerlerinin, ama daha güzellerinin, o boyut sistemine uygun şekilde verileceğine işaret eder Metinde de ifade edildiği gibi; Yaradan hesabına, şükürlü bir şekilde elindeki meyveyi yiyen bir insan, bu yaptığının mükafatını ilelebet aleminde alacaktır
Bakara Suresi 25ayet;
İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele Cennetlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, “Bu, daha önce (dünyada iken) bize verilen rızık! diyecekler Hâlbuki bu rızık onlara (dünyadakine) benzer olarak verilmiştir
Sâni’i Hakîm, anâsırı tahrik edip tavzif ederek (onlara bir ücreti kemal hükmünde) madeniyat derecesine çıkarmasıyla ve madeniyata mahsus tesbihatları onlara bildirmesiyle ve madeniyatı tahrik ve tavzif edip nebatat mertebei hayatiyesinin makamını vermesiyle ve nebatatı rızık ederek tahrik ve tavzif ile hayvanat mertebei letafetini onlara ihsan etmesiyle ve hayvanattaki zerratı tavzif edip rızık yoluyla hayatı insaniye derecesine çıkarmasıyla ve insanın vücudundaki zerratı süze süze tasfiye ve taltif ederek tâ dimağın ve kalbin en nazik ve latîf yerinde makam vermesiyle bilinir ki harekâtı zerrat hikmetsiz değil belki kendine lâyık bir nevi kemalâta koşturuluyor
Hem madem Fâtırı Kerîm, düsturu kerem iktizasıyla bir şeye verdiği makamı ve kemali, o şeyin müddeti ve ömrü bitmesiyle o kemali geriye almıyor Belki o zîkemalin meyvelerini, neticelerini, manevî hüviyetini ve manasını, ruhlu ise ruhunu ibka ediyor Mesela, dünyada insanı mazhar ettiği kemalâtın manalarını, meyvelerini ibka ediyor Hattâ müteşekkir bir mü’minin yediği zâil meyvelerin şükrünü, hamdini mücessem bir meyvei cennet suretinde tekrar ona veriyor Ve şu hakikatte muazzam bir kanunu rahmetin ucu görünüyor
(Risalei Nur, Sözler Mecmuası, 30 Söz, 3Nokta)
Lugat;
Zerrât: Zerreler, Atomlar
Masnuat: Sanatlar
Sani: Sanatkâr
Seyli Kainat: Akıp giden kainat
Anasır: Unsurlar
Tavzif: Vazifelendirme
Nebatatı Mertebei Hayatiye: Bitkilerin hayat mertebesi
Hayvanatı Mertebei Letafet: Lütuflandırılmış hayvanat mertebesi
Taltif: Lütüflandırmak
Dimağ: Beyin
Latif: Hoş
Düsturu Kerem: İkram etme düsturu
Zîkemâl: Mükemmellik sahibi
İbka: Beka sahibi yapmakolmak
Müteşekkir: Şükür eden
Mücessem: Somutlaşmış, cisimleşmiş
Özetle; Kainat sistemi içerisinde hareket eden zerreler, atomlar, hikmetsiz iş yapmıyorlar Sistem içerisinde mevcut yasa'nın gerektirdiği şekilde, buna tabi olarak iş görüyorlar Zerreler, bitkihayvaninsan istikametinde şekilden şekile girebiliyor Bu girebilirlik hikmetine istinaden hayat sürebiliyor, sistem ilerliyor Böyle bir intizam ise elbette tesadüfi değildir Sanatlı ve hikmetli bir zata işaret eder
Ayrıca bu zerreler, atomlar, ahiret aleminin de temellerinin atılmasına sebep teşkil ediyor Yaptıkları bu hareket, ziyan olmuyor Türlü şekillerde bu zerrelerden, atomlardan istifade eden insanlık, bunu yaradan hesabına bir şükür maksadıyla yerine getirse, bu işte istifade ettiği atomlar, zerreler, ona ahiret hayatında ödüller suretinde, bunun benzerlerinin, ama daha güzellerinin, o boyut sistemine uygun şekilde verileceğine işaret eder Metinde de ifade edildiği gibi; Yaradan hesabına, şükürlü bir şekilde elindeki meyveyi yiyen bir insan, bu yaptığının mükafatını ilelebet aleminde alacaktır
Bakara Suresi 25ayet;
İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele Cennetlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, “Bu, daha önce (dünyada iken) bize verilen rızık! diyecekler Hâlbuki bu rızık onlara (dünyadakine) benzer olarak verilmiştir