Zihinle İletişim Yöntemi Telepati Nedir, Gerçek mi?

İnsanlara keder anlatmak çok yorucu, bazen keşke hiç konuşmadan anlaşsak mı diyorsunuz? Telepati ile bu mümkün. Bilim kurgu sinemalarından alışık olduğumuz bir kavram olan telepati, sırf kurgu dünyasında kendine yer bulmuyor. Pek çok kişi telepat olduğunu tez ediyor ve hatta pek çok bilim insanı telepatinin mümkün olup olmadığına dair deneyler yapıyor. Bir mühlet evvel mühendisler de telepati çalışmalarına katılmaya başladılar. 

Yapılan bilimsel çalışmalar telepatiyi kesin olarak ispatlayamadı lakin kesin olarak da reddedemedi. Sonrasında yapılan kimi çalışmalarda iki zihin ortasına kimi teknolojiler girdiği vakit telepatinin çok daha mümkün olduğu ortaya çıktı. Yani tahminen filmlerde gördüğümüz üzere bir telepati mümkün olmayabilir lakin teknolojinin yardımıyla bu mümkün hale gelebilir. Gelin telepati nedir, gerçek mi üzere mevzu hakkında merak edilen soruları tüm ayrıntılarıyla görelim.

İlk olarak, telepati nedir?

En temel tarifiyle telepati; yazı, ses ve gibisi bir araç kullanmadan yalnızca zihin yoluyla kurulan bir irtibat biçimidir. Daha anlaşılır haliyle telepati, bir zihin okuma yeteneğidir. Telepati kurduğunu sav eden şahıslara telepat denir. Bu bireyler, karşısındaki insanın zihnini okuyarak ne düşündüğünü anlar ve tekrar zihin yoluyla ona ileti gönderir. Yani bildiğimiz irtibattır lakin tek fark, ortada rastgele bir bağlantı aracı olmamasıdır.


Telepati ne işe fayda, neden yapılır?

Günümüz dünyasında etkin olarak yapılan ya da yapılsa da şu an için bilinmeyen bu irtibat prosedürünün ne işe yaradığı, neden yapıldığı üzere soruların cevaplarını bilim kurgu sinemalarından ve gelecekte yapılmasını öngören teorilerden alabiliriz. Telepati ile kelamsız bağlantı mümkün olacağı için bağlantı gerektiren, bilhassa saklılığın ön planda tutulduğu tüm alanlarda telepati süper bir bağlantı biçimi olacaktır.

Kolluk kuvvetlerinin bir operasyon yapacağını düşünelim. Alanda bulunan grup en ufak bir çıt bile çıkmaması gereken durumda telepati kullanarak strateji belirleyebilir. Bir spor grubunu düşünelim. Karşı tarafın anlamaması için oyuncular telepati kurarak taktik belirleyebilir. Bir ihaleye giren iş insanı, ortağıyla telepati kurarak bir sonraki adımı belirleyebilir. Elbette, bunlar şahane senaryolar. İşin karanlık istikametine yazının sonunda bakacağız.

Peki, bilim ne diyor? Telepati gerçek mi?


Gerçekten insanların rastgele bir araç kullanmadan zihin yoluyla irtibat kurmalarının mümkün olup olmadığını görmek isteyen bilim insanları, mevzu hakkında pek çok deney yaptılar. Bu deneyler Ganzfeld Prosedürü isimli bir düzenek üzerinden yapıldı. Bu sistem kullanılarak yapılan yüzlerce deneyde %25 gerçek karşılık gelme mümkünlüğü hesaplandı. Sonuçların %38 olması ise herkes için şaşırtıcıydı.

Ganzfeld Prosedürü ile yapılan deneylerde büsbütün ses geçirmez olan iki farklı odaya bir gönderici ve bir alıcı yerleştiriliyor. İlk olarak göndericiye bir görsel gösteriliyor ve üzerine düşünmesi isteniyor. Alıcıya göndericinin gördüğü görselin de ortalarında bulunduğu dört görsel gösteriliyor ve şov başlıyor.

Alıcı bir noktada tüm ses ve görsel ikazlardan uzak tutuluyor ve alıcının ona gönderdiği bildirisi algılaması isteniyor. Bu halde bugüne kadar bilinen 835 deney yapıldı. Deneylerdeki doğruluk hissesi %38 yani hayli yüksek bir orandı. Lakin şöyle bir durum var; doğruluk oranı tek bir araştırmadan elde edilmiyor, yapılan yüzlerce araştırmanın tümünden elde ediliyor.

Bu durum neden değerli? Bilinen 835 deneyden diğer yüzlerce, tahminen binlerce deney daha yapılmış olabilir ve bu deneylerin sonuçları gerçek birer hüsran olmuş olabilir. Yapılan tek bir araştırma kapsamında uygulanan farklı deneyler incelense tahminen bu oran kabul edilebilirdi lakin şu an için bu sonuçların ne kadar emniyetli olduğu tartışmalıdır. Üstelik alıcının halüsinasyon görme ihtimali de elenebilmiş değil. Yani şu an için bilimsel olarak telepati ispatlanmadığı için gerçek değildir. 

Doğal olarak olmasa da teknolojinin yardımıyla telepati mümkün olabilir:


Şu ana kadar yapılan bilimsel çalışmalardan anlaşıldığı kadarıyla insan, doğal olarak telepati kuramıyor. Doğal olarak uçamıyoruz da lakin uçaklarla uçuyoruz diye düşünen birtakım bilim insanları ve mühendisler, teknolojinin yardımıyla telepatinin mümkün olup olmadığını denedikleri bir çalışma yaptılar. Starlab, Axilum Robotics ve Harvard Medical School çalışanlarından oluşan bir grubun yaptığı bu çalışmanun sonuçları 2014 yılında PLOS One mecmuasında yayımlandı.

Bu çalışma kapsamında Hindistan’da bulunan gönderici için Hola ve Ciao sözleri ikili dijital lisana yani birlere ve sıfırlara çevrildi. Gönderici, bağlı olduğu EEG yani elektroensefalografi sensörleri ile bu iletisi internet ortamına aktardı. Bir e-posta olarak bu mesaj Fransa’daki üç alıcıya gönderildi. 

Alıcılar da TMS yani transkraniyal manyetik stimülasyon sistemine bağlıyken bu iletisi aldılar. Mesaj, birler ve sıfırlar olarak alıcıya ışık parlaması olarak görülerek bir metne dönüştürüldü. Toplam 70 dakika süren bu deney sonucunda Hindistan’da bulunan bir gönderici, Fransa’da bulunan alıcılara sadece beyin sinyalleri ile bir ileti iletmiş oldu. Elbette bu sinyaller internet üzerinden gönderildi lakin yeniden de rastgele bir ses ya da yazı üzere bağlantı aracı kullanılmadı.

Telepati geleceğin bağlantı metodu mi olacak?


Telepati gerçek mi sorusunun karşılığı şu an için hayır lakin telepati mümkün mü diye sorarsanız evet, teknolojinin de yardımıyla bu mümkün. Sonuçta bağlantı dediğimiz sistem, insanların ortak araçlar kullanarak birbirlerini anlaması üzerine heyeti. Bu sistemden bağlantı araçlarını çıkarıp yerine beyin sinyallerini direkt olarak aktaran bir kanal koyduğumuz vakit buyrun size telepati.

Peki, telepati sahiden geleceğin irtibat yolu olabilir mi? Neden olmasın? Son tüketicinin kullanımına şimdi sunulmamış olsa da farklı lisanlarda simultane çeviri yapan teknoloji eserlerinin olduğunu biliyoruz. Bu eserlerin bir sonraki güncellemesi, beynimizdeki bir çip ile direkt olarak yabancı lisanı anlamak olacak. Telepati ise bu eserlerin birkaç kuşak sonraki güncellemesi olabilir.

Teknoloji kullanılarak beyin sinyallerini iletmenin yani dijital telepatinin önündeki tek pürüz, beyin sinyallerini aktarma formülüdür. Sonuçta şu an okuduğunuz Latin alfabesinde yazılmış Türkçe metin de size birler ve sıfırlardan oluşan bir lisanda aktarıldıktan sonra bu hale geliyor. Beyin sinyallerinin de bu halde iletilmesi hayal değil.

Telepati tehlikeli bir bağlantı biçimi:


Televizyonda bir şeyler açık, siz de hiç oraya bile bakmadan sırf sesi duyarak telefonunuzla oynuyorsunuz; odak noktanız televizyondaki şey değil. Biraz sonra televizyonu kapatıp yatıyorsunuz. O da ne? Rüyanızda garip garip şeyler gördünüz. Düşündüğünüz vakit aslında televizyonda dikkat bile etmediğiniz, imajlarına bile yanlışsız düzgün bakmadığınız şeyin hayalinize girdiğini fark ediyorsunuz.

Evet, insan beyni işte bu kadar kolay etkilenebiliyor. Bu tesirin bir de direkt olarak beyin sinyalleri olarak zihninize gönderildiğini düşünün. Telepati elbette kullanışlı bir irtibat biçimi olacaktır fakat sizin onayınız olmadan zihninize niyetler aktarılması son derece tehlikeli. Tüm teknolojik gelişmelerde olduğu üzere bir gün dijital telepati kullanmaya başlarsak birinci önceliğimiz güçlü bir güvenlik duvarı olmalı. 

Ses ya da yazı üzere bir araç kullanmadan zihin yoluyla yapılan bir bağlantı biçimi olan telepati nedir, gerçek mi gibi merak edilen soruları yanıtlayarak bahis hakkında yapılan bilimsel çalışmalardan bahsettik. Telepati ve telepati çalışmaları hakkındaki niyetlerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.