Ziyafet Sofrası oyununun yönetmeni Osman Doğan sorularımızı yanıtladı

Oyun Külliyen Umumi Sanat Direktörü Osman Doğan, devletimizde eksik olan oyun kültürünün nedenlerini açıkladı. Ayrıyeten Doğan son yıllarda mizah anlayışının kalite seviyesinin düşürüldüğüne dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Yasemin.com / ŞAHSI

Osman Doğan yıllardır eşi Ayşe Doğan ile bir arada kurduğu Temaşa Külliyen'de hem öğrenci yetiştiriyor hem de kendine has üslubuyla oyunlar sahneliyor. Devlet içinde olduğu kadar yurt dışında da çeşitli gösterimler sahneleyen Doğan, güldürerek düşündürme geleneğini sürdürmeye çalışıyor. Hayatını gösterime adamış olan oyuncu, son yıllarda oyun kültürünün düşme nedeninden tutun da ideolojilerini yansıtmak için sahneye çıkan ünlü isimlere dair mütalaalarını Yasemin.com editörlerinden Fatimatüzzehra Maslak'a açıkladı. Yalnızca temaşayı geliştirme uğraşında olan oyuncu yalnızca bunun için gelen hiç bir seri ya da film tekliflerini kabul etmiyor. Ayrıyeten kolda tutunmanın zorluklarından bahseden oyuncu eşinin tesettürlü olmasından ötürü yıllar evvel birçok mahzurla karşılaştığını belirtti. Ayrıyeten Kulis Oyun isimli mecmuanın sahibi olan Doğan ailesi, oyunlara diyaneti motifleri de koyarak oyun sahnelerine yeni bir akım getirdi. 


TEMAŞAYA SİYASETİ KARIŞTIRARAK BİR CAMİAYI KARALIYORLAR!

- Temaşaya siyaset karıştırılmalı mı? Yerküre görüşünüzden ötürü hiç problem çektiniz mi?

 Eskiden kaliteli mizah yapılırdı. Ancak şuan yapılan mizah devlet büyüklerine hiciv olarak değil direk hakaretvari yapılıyor. Bu yanlış bir tavır. Kişileri gösterimden uzaklaştırır. Bir camiayı bununla karalıyorsunuz. Geçenlerde Büyükşehir Belediyesi üç tane oyun kaldırdı. Bu büyük bir skandal. 24 yıldır bir ideoloji başta ve yalnızca kendi tasavvuruna tutarlı üç oyun koyuyor. Siz daha gelir gelmez o oyunları kaldırıyorsunuz. Bir güruh para harcandı o oyunlar için. Gösterimde bahis neyse o anlatılmalı. Buna siyasi görüş karıştırılmamalı. Ben muallimlerin, sanatkarlar ve imamların siyasetle ilgili fikirleriyle gündem olmalarına onum. Tabi ki herkesin bir fikri olacak ama topluluğun önünde bedelli olan bu isimler kendi fikriyatlarıyla kişileri yönlendirmemeli. Herkesin yerküre görüşü vardır. Biz de bu mevzu açısından kasvet çektik. Her girdiğimiz alanda eşim başörtülü diye astronot muamelesi gördü. Eşim alıştı bu duruma tabi fakat biz işimizi yapıyoruz. Tiyatrocuyuz ve mecmua çıkartıyoruz bunun içinde bu ortamlarda bulunuyoruz. Çok yaşadık bu türlü ters durumlar haber için ismini vermek istemiyorum. Bir tiyatrocuya gittik eşimi gördükten sonra vazgeçtiler. Şimdilerde çok olmuyor ancak vardı.  



- Bize biraz Temaşa Külliyesi'nden bahseder misiniz? Kurulma emeli neydi?

2010 yılında eşim Ayşe Doğan ile birlikte kurduk. Hem yurt içinde hem yurt dışında oyunlar sahneleyen bir ekibiz. Başkaca oyuncu da yetiştiriyoruz. Birebir hengamda Kulis Gösterim isimli dergiyle de Türkiye umumisine yayın yapan bir gösterim mecmuasıdır. Ziyafet Sofrası, En Son Haber ve Son Çıkış oyunlarıyla sahne alıyoruz. 

OYUNLARDA MANEVİYATI ÖN PLANA ÇIKARTARAK GÜLDÜRÜYORUZ!

- Oyunların ana temasını neye nazaran belirliyorsunuz?

Güldürü ve drama yapıyoruz lakin yaptığımız oyunlarla ne kadar kişilerin manevi ruhlarına dokunduğumuzu bilmiyoruz. 2014 yılında bir fikir geldi aklımıza, maneviyatı da ön plana çıkarmak için oyunlara biraz diyaneti motifler serpiştirdi. Hem güldürmek hem düşündürmek gayemiz. Ziyafet Sofrası dergahta geçen bir hikaye içinde güldürü de var anlatım da var diyanet de var. Lakin bu kişilerin gözüne sokulacak bir süreçte değil. Oyunun başından itibaren birinci yapılan esprinin bile sonradan ne olduğunu anlatan doğaçlama gelişen keyifli bir oyun oldu. Her oyunda diyanetten bahsediyoruz lakin prensip tıpkı önemli bir iş anlatacağız lakin güldüreceğiz. Diyaneti tema seçmemizin nedeni kişilerin hayatlarında değişimlere neden olmaktır. Bunu da birçok sefer yaşadık kimisi geldi "sizin sayenizde evladımız namaza başladı" stilinde tahlillerde bulundu. Gelgelelim biz diyaneti tema işliyoruz diye yalnızca bir kesim gelmiyor. Biz her kısma hitap ediyoruz ve her kısımdan izleyicimiz var. 


- Memleketimizde mizah anlayışının bu kadar düşme nedeni ne?

Güldürü denildiğinde birinci akla gelen şey bel altı espri ve küfürdür. Gelgelelim bizdeki mevzuyu duyan güldürü olarak düşünmüyor. Diyanette nasıl güldürü olur halinde düşünüyorlar. Ancak gelip izledikten sonra tüm o algıyı kırıyorlar. Güldürünün küfürden ve bel altı esprilerden ibaret olmadığını da görmüş oluyorlar. Mecmuadan ötürü ben çok temaşa biliyorum ve izliyorum. Fakat çok beğenilmeyen yani biz güldürüde noktalardayız. On tane oyundan bir tane yeterli diyebilirim. Güldür Güldür var tanınan kültür gösterimi o yeterli fakat umum mealde güldürüde çok zayıfız. 

- Oyundaki maksadınız nedir?

Her tiyatrocunun gönlünde bir BKM var. Bir mutfak mektep kurmak hayalim. Kolda kendi motiflerimizle, imkanları zorlamak ve her bölüme hitap etmek istiyorum. Turnelere birinci çıktığımızda şunu fark ettim. Neden buralara uzağız ve Türk kültürü, Türk gösterimi neden buralarda yok. Güldürü denilince akla birinci gelen küfür ve bel altı bahisleri mahalline bizim kültürü yansıtan o mizacı yansıtmak bununla kişileri kahkahalara boğmak istiyorum. Geçen velev başımıza geldi. Eyüp'te bir oyunumuzda bir hanım abla o kadar güldü bir an nefes alamadı. Hedefim buydu tabi sıhhati olumsuz etkilemeden.(Gülüyor)


İÇİ BOŞ OYUNLAR YAPILIYOR!

- Oyunun bu kadar rağbet görmemesinin nedeni nedir?

Bence bunun bütün sorumlusu bir tiyatrocularda hikayeler güçlü değil. Tanınan oyuncu olsun yeni nesil olsun bahis olmayınca sahnede her şey balon oluyor. Seyirci bundan kaçar. Seyirci devamlılık velev. İlgi velev. Şefkat velev. Bunu sağlamazsak devam ettirmezsek kopar masraf. Tabi ki güçlü oyunlarda var. Mecmua için her oyunu takip ediyoruz. Haluk Bilginer'in bu bahis hakkında şöyle bir anekdotu var: "Ben bu oyunda bir şey soyutladım. Bilin bakalım ne soyutladım." Gerçeklik kodu öldü. Bu da geçersizliğe giriyor. Seyirci bu hususta çok zeki ona nazaran muamele eder. 

- İdol olarak gördüğünüz biri var mı? 

Yılmaz Erdoğan'ı çok seviyorum. Eşime bir gün demiştim: "Beni çiftliğine götürse sarfiyat çalışırım." Yerküre görüşümüz birebir olmayabilir fakat çok düzgün iş çıkartıyor mu evet çıkartıyor. Temaşayı çok uygun yakaladı. Filme ve gösterime istikamet veren oyuncular yetiştirdi. Birebir devranda Diriliş Ertuğrul'un direktörü Metin Günay'da bir idoldür. Bir sahne için 16 saat çalıştıklarını söylediğinde ağzım açık kaldı. İşine kıymet veren yükseliyor. Mesela bana çok teklif geldi. Lakin ben yerimde kendimi geliştirmek istedim. En düzgün neyi yapıyorsam orada yükselmek istiyorum. Ben sanatın kişisi ehlileştirdiğini düşünüyorum. Üstat Necip Fazıl'ın bir kelam var: "Tiyatro bir topluluğun başlangıç ve tepe noktasıdır.  Bir alanda oyun varsa orada her kısımdan sanat olur." Bizim gösterim sahasını bu noktada yeterli kullanıp ve geliştirmemiz lazım.