Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Sahiden de farklı bir kıssa.
Kaynak:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link , görmek için
Giriş yap veya üye ol.
...TikTok'taki bir kullanıcı, 16 yaşına kadar işitme manisi olduğunu bilmediğini anlattı.
Helen, 'zar güç duymanın' olağan olduğuna inanarak büyüdüğünü zira öteki insanların kendisinin duyduğu halden daha farklı duyduğuna dair hiçbir fikri olmadığını söyledi.
Şu ana kadar 2 milyondan fazla izlenmiş olan görüntüde, Helen her yıl tertipli olarak işitme testi yapılan bir okul bölgesinde büyüdüğünü belirtti.
"Hatırladığım kadarıyla bu işitme testlerinde daima başarısız oluyordum ama sonrasında her vakit bana sordukları bir soru vardı: Son birkaç hafta içerisinde hasta oldun mu? Çocukken daima hatsa olurdum o nedenle karşılığım "evet" oluyordu ve onlarda "Ah o vakit muhtemelen yalnızca sinüslerin tıkanmıştır." diyorlardı."
Birinci seferinde daha yalnızca 12 yaşındaydı, bu nedenle okulun söylediğine inandı ve hayatına devam etti.
Helen, bunun lise 2. sınıfa kadar her sene yaşandığını söyledi. "Bu sene yapılan işitme testinden sonra hemşirenin odasına çağırıldım ve bana "İşitme testinde başarısız oldun." dedi." Helen bunun gerisinden hemşireye "Yeni olan diğer bir şey var mı?" diyerek her yıl testten başarısız olduğunu söyledi. Bunun üzerine, hemşire Helen'in tekrar başarısız olduğu bir test daha yaptı.
Durum ailesine açıklandıktan sonra bir test daha yapılması için aile hekimine gönderildi ve tekrar testi geçemedi.
Bunun akabinde bir odyoloji hekimine gönderilen Helen, oradaki testte de başarısız oldu. Hekimler öbür bir yol denediler ve "daha şatafatlı bir test" yaptılar. "Kulaklarıma çok yüksek sesler yolluyorlardı ve başımın içindeki bir şeyi ölçüyorlardı. Daha evvelki seferlerden daha da başarısız oldum. Şimdi işitmemin düşündüğümden daha makus olduğunu öğrenmek dışında öteki bir teşhis alamamıştım, lakin neden bilmiyorum." dedi.
Kullanıcılardan biri yorumlarda, son işitme testinin beyin sapının sese verdiği yansıyı ölçmek için yapılan bir test olduğunu açıkladı.
En sonunda bir kulak burun boğaz hekimine götürülen Helen'e, hafif ila şiddetli işitme kaybına neden olabilen bir durum olan otoskleroz teşhisi koyuldu. Hastalığını, "Kulağımdaki sesi iletmesi gereken kemikler, sesi düzgün iletmiyor." halinde açıkladı.
Hekim Helen'e iki seçeneği olduğunu belirtti.
Bunlardan birinin işitme aygıtı kullanmak, başkasının ise kulağındaki fonksiyon bozukluğu olan kemiğin sentetik kemikle değiştirileceği bir ameliyat olmak olduğunu söyledi ancak ameliyat risk taşıyordu ve sonucunda Helen tüm duyma yetisini de kaybedebilirdi.
Helen 'İşitme cihazlarımı ve duyma engelliler topluluğunun bir kesimi olmayı seviyorum.' dedi.
Başınıza gelen misal bir öykünüz var mı? Yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın.
