Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
9 Temmuz 1962'de, Honolulu, Hawaii kıyılarında toplanan kalabalıklar, ABD'nin uzayda bir nükleer bomba patlatmasını izlemişti. Starfish Prime olarak bilinen patlama, "Operation Fishbowl" olarak bilinen bir dizi yüksek irtifa nükleer testinin kesimiydi. Testler sırasında beş nükleer patlama yaşandı, Starfish yaklaşık 1,4 megaton gücü ile en büyüğüydü.
Bomba, Pasifik Okyanusu'ndaki Johnston Adası'nın yaklaşık 400 kilometre üzerinde patlatıldıktan sonra, elektronik aygıtlar bozulmaya başladı ve gökyüzünde auroralar görüldü.
Askeri raporlarda da kaydedilen görgü tanıdıklarının söylediklerine nazaran, öncelikle beyaz bir parlama bulutlar ortasında gözüktü ve akabinde açık gökyüzünde genişleyerek yeşil bir ışınım topuna dönüşmeye başladı. Bu ışıklar kaybolmadı ve bir müddet boyunca sabit olarak durmaya devam etti.
Daha sonra yeşilimsi ışık mora döndü ve patlama noktasından itibaren kaybolmaya başladı. Parlak kırmızı bir parıltı ufukta gözükmeye başladı ve gökyüzünün doğu kısmı soluk, yanan bir kırmızı yarı daire ile dolarak kimi ufak yıldızların kaybolmasına sebep oldu. Bu olay en az yedi dakika sürdü.
Benzer Sovyet testlerine karşılık olarak yapılan bu test, kısmen Dünya’nın manyetik alanı üzerindeki etkiyi denetim etmek, kısmen de uzayda gerçekleştirilen nükleer patlamaların Sovyetlere karşı kullanılıp kullanılamayacağını incelemek için gerçekleştirilmişti. Bu testler ile, o sırada şaşırtan olan bir formda, ortalarında bir gün sonra fırlatılan bir uydu da dahil olmak üzere kimi uyduların bozulduğunu gördüler. Ayrıyeten 1.400 kilometre uzaklıktaki Hawaii adalarında sokak aydınlatma sistemleri, sigortalar, hırsız alarmları üzere aygıtlar bozulurken, bir telekomünikasyon tesisi de hasar aldı.
Testin Aurora üzere görülen tesirleri dışındaki tesirleri çok daha uzun bir müddet devam etti. Bu patlama ile yapay bir radyasyon nesli oluştu ve birkaç yıl boyunca, doğal oluşan Van Allen nesillerine nazaran daha yüksek düzeylerde radyasyon ile varlığını korudu.
