iltasyazilim
FD Üye
Abdülkebir Evliya Kimdir
Abdülkebir Evliya Yaşam Öyküsü
Abdülkebir Evliya Hayatı Hakkında Veri
Abdülkebir Evliya Hindistan velîlerindendir Abdülkebir Evliyanın Babası meşhûr âlim ve evliyâ Abdülkuddûs hazretleridir Ne vakit doğduğu bilinmemektedir Aslen Pânipüt şehrindendir Şeyhi kebîr, Vâlâ pîrlakabları verildi Abdülkebir Evliya On yedinci asrın birincil yarısında Pânipüt şehrinde vefât etti
Abdülkebir Evliya Küçük yaşta, yüksek babası Abdülkuddûs hazretlerinin feyzlerinden istifâde etti Sayısız kerâmetleri görüldüAbdülkebir Evliya Daha yürümeye başladığı zamanlarda, elinin hareketiyle elbisesinin kollarında bir arslan görünüp kaybolurdu Talebesi olmakla şereflendiği hocalarından ve yüksek babasından kısa zamanda fazla şey öğrendi Zamânın ilim ve hâl sâhipleri, onun büyüklüğünü kabûl ve tasdîk ederler, hizmetinde bulunmayı şeref sayarlardı Huzûruna gelenler, heybetinden bir tek laf söyleyemeyip, başları önünde, geldikleri gibi giderlerdi Allah dostları ile sohbet etmekten fazla hoşlanır, sıkça ziyâfetler vererek fakirlerin gönlünü alır, insanları sohbetleri ile şereflendirirdi Dört oğlunun dördü de babalarına talebe olup, yüksek derecelere kavuştular *
Abdülkebir Evliya Yaşam Öyküsü
Abdülkebir Evliya Hayatı Hakkında Veri
Abdülkebir Evliya Hindistan velîlerindendir Abdülkebir Evliyanın Babası meşhûr âlim ve evliyâ Abdülkuddûs hazretleridir Ne vakit doğduğu bilinmemektedir Aslen Pânipüt şehrindendir Şeyhi kebîr, Vâlâ pîrlakabları verildi Abdülkebir Evliya On yedinci asrın birincil yarısında Pânipüt şehrinde vefât etti
Abdülkebir Evliya Küçük yaşta, yüksek babası Abdülkuddûs hazretlerinin feyzlerinden istifâde etti Sayısız kerâmetleri görüldüAbdülkebir Evliya Daha yürümeye başladığı zamanlarda, elinin hareketiyle elbisesinin kollarında bir arslan görünüp kaybolurdu Talebesi olmakla şereflendiği hocalarından ve yüksek babasından kısa zamanda fazla şey öğrendi Zamânın ilim ve hâl sâhipleri, onun büyüklüğünü kabûl ve tasdîk ederler, hizmetinde bulunmayı şeref sayarlardı Huzûruna gelenler, heybetinden bir tek laf söyleyemeyip, başları önünde, geldikleri gibi giderlerdi Allah dostları ile sohbet etmekten fazla hoşlanır, sıkça ziyâfetler vererek fakirlerin gönlünü alır, insanları sohbetleri ile şereflendirirdi Dört oğlunun dördü de babalarına talebe olup, yüksek derecelere kavuştular *