nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
ABDURRAHMÂN MAĞRİBÎ
Büyük velîlerden İsmi Abdurrahmân bin Ahmed bin Muhammed bin Abdurrahmân bin Ahmed elİdrisî'dir Hazreti Hasan soyundan olup, şerîflerdendir 1614 (H1023) senesinde Mağrib (Fas) beldelerinden MiknâsetüzZeytün denilen yerde doğdu Zamânının teki ve evliyânın seçilmişlerinden idi 1674 (H1085) senesi Zilkâde ayının on yedinci günü vefât etti Vasiyeti üzerine Bender'de Seyyid Sâlim dergâhına defnedildi
Abdurrahmân Mağribî minik yaşta ilim tahsîline başladı Bulunduğu yerdeki âlimlerden okudu Evliyânın sohbetlerinde kemâle geldi, olgunlaştı Kerâmetleri görüldü İsmi her yere yayıldı Darı, Şam, Anadolu da dahil pekçok yeri gezip dolaştı Anadolu'ya gelişinde âlimlere büyük tartma veren Sultan dördüncü Murâd Han ile görüştü 1633 senesinde hacca gitti Mekkei mükerremede mücâvir olup orada bir müddet ikâmet etti
Talebelerinden olan Şeyh Mustafa bin Fethullah anlatır:
Mekkei mükerremede iken bir gün, Şeyh Hüseyin bin Muhammed ile birlikte Abdurrahmân Mağribî'nin evine gittik Tasavvuf ehli hakkında hiç bilgim yoktu Huzûruna girince bana; Tasavvuf büyükleri hakkında ne dersin?diye sordu Ben de bilgim olmadığı için sükût ettim O süre Abdurrahmân Mağribî; İmâmı Gazâlî hazretleri üstün olup İhyâ'sı fazla kıymetlidir Muhyiddîn Arabî'ye düşman olma Tasavvuf ehlini sev, onların kitaplarını okubuyurdu Sözleri kalbimde anında yer etti O andan îtibâren kalbim velîlerin sevgisi ile doldu ve Allahü teâlâdan beni onlarla haşretmesini diledim Abdurrahmân Mağribî; Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullahsözcüki tayyibesini fazla okumamı söyledi ve bana çok duâ etti
Abdurrahmân Mağribî birkaç sevdiği ile birlikte Yemen'e gitti Yolda kerâmetleri görüldü Talebelerinden Seyyid Ömer bin Sâlim anlatır:
Abdurrahmân Mağribî, birkaç sevdiği yanına olduğu halde bir gemi ile Yemen'e gidiyorlardı Yolda fırtına çıktı ve deniz kabardı Gemi nerede ise batacaktı Berâberindekiler ona; Efendim içinde bulunduğumuz durumu görüyorsunuz Duâ buyurun da bu tehlikeden kurtulalımdediler O da; Ey Deniz! Allahü teâlânın izni ile sâkin ol!buyurdu Derhal fırtına dinip deniz sâkinleşti O zaman da; Esinti olmadan gemi gitmezdediler O da; Allahü teâlâ rüzgâr gönderirbuyurdu Sonra hoş bir yel esti Gemi de selâmetle yerine ulaştı
Abdurrahmân Mağribî hazretleri Yemen'deki âlim ve velîlerle görüştü Seyyid Abdurrahmân bin Akîl, Yemen'de sohbet ettiği büyüklerden idi
Mağribî hazretleri Yemen dönüşü Mekkei mükerremede ders ve sohbet meclisi kurdu İlim ve edeb öğretti Fazla cömert idi Verdiği ziyafetlere herkesi çağırırdı Şöhreti her yere yayıldı
Hindistan, Şam, Mısır ve başka yerlerden kendisine gönderilen hediyeleri fakirlere dağıtırdı Herkesten sevgi ve îtibâr görürdü Borçlu bir kimse kendisine gelip takviye istediğinde, elinden tutup, borcunu öderdi
Mağribî'nin sohbeti fazla tatlı idi Bir kimse onun meclisinde bulunsa, terketmek istemezdi Herkese iyilik ederdi Âlimleri fazla sever, onlara izzet ve ikrâmlarda bulunurdu Fakirlere çok yardım ederdi Hâliyle, sözleriyle insanları Allahü teâlânın dînine çağırırdı Kış ve yaz giydiği tek elbisesi vardı Huzûruna gelenleri uğurlu işlere özendirme eder, Kur'ânı kerîm, Peygamber efendimize salevât ve çok istigfâr okumalarını tenbih ederdi Tasavvuf yolunu, bu yolun büyüklerini, onların sözlerini ve hâllerini sevmeyi bildirirdi Özellikle ŞeyhulEkber Muhyiddîni Arabî'ye rahmetullahi aleyh fazla hürmet ve tâzim eder ve ona saygıyı emrederdi
Abdurrahmân Mağribî Bendermehâ şehrinde idi Sevdiği iki birey gelip, Hindistan'a gitmek istediklerini söyleyerek duâ istediler O da birisine; Senin deniz yolculuğun çok meşakkatli geçer Netîcede selâmettesinbuyurdu Aynen öyle oldu Diğerine de; Hindistan'da beni görürsün fakat konuşman nasîb olmazbuyurdu O da Hindistan'ın saltanat şehri olan Cihânâbâd'a geldi Bir gün evinin önünde otururken, karşısında siyah bir elbise içinde Abdurrahmân Mağribî'yi fark etti Dikkatlice bakınca hemencecik tanıdı Oradakilere gösterip; Bu zât Abdurrahmân Mağribî'dirdedi Elini öpmek için ilerledi Ama hocasının kendisine söylediği sözü hatırladı ve durakladı Daha Sonra da kendisini bir hal kaplayıp kendinden geçti Kendine geldiğinde hocasını bulamadı
O, ALLAHÜ TEÂLÂNIN SEVGİLİ KULUDUR
Seyyid Ömer anlatır:
Abdurrahmân Mağribî, Şeyh Ahmed bin Alvân'ın kabrini ziyâret etmek istedi O gece İbni Alvân, rüyâda hizmetçisine; Yarın şu şu vasıfta bir zât gelecek Ona ziyâfet hazırla, hürmet ve hizmette kusûr etme Zîrâ o Allahü teâlânın sevgili kullarındandırbuyurdu Hizmetçi sabah hocasının buyurduğu hazırlığı yaptı Ziyâretçiyi beklemeye başladı Lakin gelen olmadı Ilgiyle ve bulurum ümîdiyle şehrin dışına çıktı Kimseye de rastlamadı Bir haber elde edemeden geri döndü Dertli bir vaziyette hocasının türbesine gitti Orada hocasının târif ettiği zâtı fark etti Hâlbuki türbenin kapısı kilitli idi Hemencecik yanına gidip, ellerinden öptü ve hocasının rüyâda kendisine verdiği vazîfeyi anlattı Abdurrahmân Mağribî'yi alıp evine götürdü Ziyâfet verdi İzzet ve ikrâmda bulundu *
Büyük velîlerden İsmi Abdurrahmân bin Ahmed bin Muhammed bin Abdurrahmân bin Ahmed elİdrisî'dir Hazreti Hasan soyundan olup, şerîflerdendir 1614 (H1023) senesinde Mağrib (Fas) beldelerinden MiknâsetüzZeytün denilen yerde doğdu Zamânının teki ve evliyânın seçilmişlerinden idi 1674 (H1085) senesi Zilkâde ayının on yedinci günü vefât etti Vasiyeti üzerine Bender'de Seyyid Sâlim dergâhına defnedildi
Abdurrahmân Mağribî minik yaşta ilim tahsîline başladı Bulunduğu yerdeki âlimlerden okudu Evliyânın sohbetlerinde kemâle geldi, olgunlaştı Kerâmetleri görüldü İsmi her yere yayıldı Darı, Şam, Anadolu da dahil pekçok yeri gezip dolaştı Anadolu'ya gelişinde âlimlere büyük tartma veren Sultan dördüncü Murâd Han ile görüştü 1633 senesinde hacca gitti Mekkei mükerremede mücâvir olup orada bir müddet ikâmet etti
Talebelerinden olan Şeyh Mustafa bin Fethullah anlatır:
Mekkei mükerremede iken bir gün, Şeyh Hüseyin bin Muhammed ile birlikte Abdurrahmân Mağribî'nin evine gittik Tasavvuf ehli hakkında hiç bilgim yoktu Huzûruna girince bana; Tasavvuf büyükleri hakkında ne dersin?diye sordu Ben de bilgim olmadığı için sükût ettim O süre Abdurrahmân Mağribî; İmâmı Gazâlî hazretleri üstün olup İhyâ'sı fazla kıymetlidir Muhyiddîn Arabî'ye düşman olma Tasavvuf ehlini sev, onların kitaplarını okubuyurdu Sözleri kalbimde anında yer etti O andan îtibâren kalbim velîlerin sevgisi ile doldu ve Allahü teâlâdan beni onlarla haşretmesini diledim Abdurrahmân Mağribî; Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullahsözcüki tayyibesini fazla okumamı söyledi ve bana çok duâ etti
Abdurrahmân Mağribî birkaç sevdiği ile birlikte Yemen'e gitti Yolda kerâmetleri görüldü Talebelerinden Seyyid Ömer bin Sâlim anlatır:
Abdurrahmân Mağribî, birkaç sevdiği yanına olduğu halde bir gemi ile Yemen'e gidiyorlardı Yolda fırtına çıktı ve deniz kabardı Gemi nerede ise batacaktı Berâberindekiler ona; Efendim içinde bulunduğumuz durumu görüyorsunuz Duâ buyurun da bu tehlikeden kurtulalımdediler O da; Ey Deniz! Allahü teâlânın izni ile sâkin ol!buyurdu Derhal fırtına dinip deniz sâkinleşti O zaman da; Esinti olmadan gemi gitmezdediler O da; Allahü teâlâ rüzgâr gönderirbuyurdu Sonra hoş bir yel esti Gemi de selâmetle yerine ulaştı
Abdurrahmân Mağribî hazretleri Yemen'deki âlim ve velîlerle görüştü Seyyid Abdurrahmân bin Akîl, Yemen'de sohbet ettiği büyüklerden idi
Mağribî hazretleri Yemen dönüşü Mekkei mükerremede ders ve sohbet meclisi kurdu İlim ve edeb öğretti Fazla cömert idi Verdiği ziyafetlere herkesi çağırırdı Şöhreti her yere yayıldı
Hindistan, Şam, Mısır ve başka yerlerden kendisine gönderilen hediyeleri fakirlere dağıtırdı Herkesten sevgi ve îtibâr görürdü Borçlu bir kimse kendisine gelip takviye istediğinde, elinden tutup, borcunu öderdi
Mağribî'nin sohbeti fazla tatlı idi Bir kimse onun meclisinde bulunsa, terketmek istemezdi Herkese iyilik ederdi Âlimleri fazla sever, onlara izzet ve ikrâmlarda bulunurdu Fakirlere çok yardım ederdi Hâliyle, sözleriyle insanları Allahü teâlânın dînine çağırırdı Kış ve yaz giydiği tek elbisesi vardı Huzûruna gelenleri uğurlu işlere özendirme eder, Kur'ânı kerîm, Peygamber efendimize salevât ve çok istigfâr okumalarını tenbih ederdi Tasavvuf yolunu, bu yolun büyüklerini, onların sözlerini ve hâllerini sevmeyi bildirirdi Özellikle ŞeyhulEkber Muhyiddîni Arabî'ye rahmetullahi aleyh fazla hürmet ve tâzim eder ve ona saygıyı emrederdi
Abdurrahmân Mağribî Bendermehâ şehrinde idi Sevdiği iki birey gelip, Hindistan'a gitmek istediklerini söyleyerek duâ istediler O da birisine; Senin deniz yolculuğun çok meşakkatli geçer Netîcede selâmettesinbuyurdu Aynen öyle oldu Diğerine de; Hindistan'da beni görürsün fakat konuşman nasîb olmazbuyurdu O da Hindistan'ın saltanat şehri olan Cihânâbâd'a geldi Bir gün evinin önünde otururken, karşısında siyah bir elbise içinde Abdurrahmân Mağribî'yi fark etti Dikkatlice bakınca hemencecik tanıdı Oradakilere gösterip; Bu zât Abdurrahmân Mağribî'dirdedi Elini öpmek için ilerledi Ama hocasının kendisine söylediği sözü hatırladı ve durakladı Daha Sonra da kendisini bir hal kaplayıp kendinden geçti Kendine geldiğinde hocasını bulamadı
O, ALLAHÜ TEÂLÂNIN SEVGİLİ KULUDUR
Seyyid Ömer anlatır:
Abdurrahmân Mağribî, Şeyh Ahmed bin Alvân'ın kabrini ziyâret etmek istedi O gece İbni Alvân, rüyâda hizmetçisine; Yarın şu şu vasıfta bir zât gelecek Ona ziyâfet hazırla, hürmet ve hizmette kusûr etme Zîrâ o Allahü teâlânın sevgili kullarındandırbuyurdu Hizmetçi sabah hocasının buyurduğu hazırlığı yaptı Ziyâretçiyi beklemeye başladı Lakin gelen olmadı Ilgiyle ve bulurum ümîdiyle şehrin dışına çıktı Kimseye de rastlamadı Bir haber elde edemeden geri döndü Dertli bir vaziyette hocasının türbesine gitti Orada hocasının târif ettiği zâtı fark etti Hâlbuki türbenin kapısı kilitli idi Hemencecik yanına gidip, ellerinden öptü ve hocasının rüyâda kendisine verdiği vazîfeyi anlattı Abdurrahmân Mağribî'yi alıp evine götürdü Ziyâfet verdi İzzet ve ikrâmda bulundu *