Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Ağız Kenarı Çatlakları

Ağız Kenarı Çatlakları
0
98

nicebayan

FD Üye
Katılım
Ara 24, 2016
Mesajlar
94,678
Etkileşim
2
Puan
38
Yaş
36
Web sitesi
nicebayan.com
F-D Coin
90
Ağız Kenarı Çatlakları,


Ağız Hastalıkları
Çocuklarda oldukça sık karşılaşılan ağız hastalıkları genellikle önemli belirtiler vermese de ara sıra beslenmeyi fazla zorlaştıran sorunlar yaratabilir Temizlik kurallarına adapte etmek, ağız sağlığı konusunda itinalı ve tedbirli almak bu nesil hastalıkların önlenmesinde en etkili yoldur


Pamukçuk
Pamukçuk hastalığının etkeni, bilimsel adı Candida albicans olan ve ağız boşluğunda insana hasar vermeden bulunabilen mikroskobik bir mantar türüdür Çeşitli hastalıkların ortaya çıkması, yetersiz beslenme, uzun süre antibiyotik kullanım gibi gövde direncini azaltan etkenler bu mantarı rahatsızlık yapıcı ülkü getirir Beden direnci azalınca gelişmek için uygun bir ortam bulan mantar tez koloniler oluşturarak çoğalır Bu koloniler dil ve yanağın iç yüzeyi gibi ağzın büyük bir bölümünü kaplayabilir Kızarmış ağız içi mukozası üzerinde mercimek büyüklüğünde beyaz alanlar pamukçuğun tipik lezyonlarını oluşturur

Lezyonlar bilhassa açılış evresinde seyrek ve küçük olduğundan, artan bu mantar kolonileri besin ardından dil kenarları ve dişetlerinde kalmış süt kesmikleriyle karıştırılabilir Fakat pamukçuk odakları temizlenmeye çalışılırsa ağız mukozasına sımsıkı yapıştıkları ve bulundukları yerlerden ayrılmadıkları görülür

Pamukçuk lezyonları ağrılı değildir Ağız içiyle sınırlı kalan bir enfeksiyon ağır sorunlara yol açmadan geçebilir Lakin ara sıra mukoza şişliği ve kolonilerin genişlemesi hafif bir ağrıya yol açar Bu ağrı özellikle bebek meme emerken dil ve yanakların memeye yaslanarak zorlama aşağıda kalması sonucu artar Sancı duyan bebek ağlar ve çoğu süre meme almayı istemez Bu dolaylı etki bebeğin daha eksik beslenmesine, genel durumunun daha da bozulmasına ve mantarların gelişmesine uygun bir ortam hazırlayarak lezyonların yaygınlaşmasına niçin olur Hastalığın artan bir şekilde ağırlaşan sonuçlarını engellemek için anında tedaviye geçilmeli ve lezyonların yaygınlaşması engellenmelidir


• Tedavi Pamukçuk tedavisinde aracısız mantar kolonilerini, yani beyaz alanları kaldırmaya karşın girişimden kaçınılması gerekir Çünkü bu cins girişimler mantarı uzaklaştırmaya afacan Geride kalan üzeri soyulmuş kırmızı ve ağrılı yüzey mantarın daha kolay gelişebileceği bir etraf oluşturur Süt çocuğunun ağzı mukozayı örselemeyecek biçimde günde birkaç kez ve en iyisi beslenmeden daha sonra mikrop öldürücü çözeltilerle temizlenmelidir Kullanılabilecek çözeltiler aralarında metilen mavisi ve borik asitin gliserindeki yüzde 1'lik çözeltisi sayılabilir Bu tedaviye mantar öldürücü bir ilaç da eklenmelidir Bu müşteri ilaçlar günümüzde pamukçuğa karşı yaygın biçimde kullanılmaktadır Bunlar hap biçiminde alınabileceği gibi ilk elden hasta mukoza üzerine de uygulanabilir Pamukçuğun tedavisi epeyce basittir ve geç kalmadan başlatılan tedavi hızla etkisini gösterir Tersi durumlarda lezyonlar genişler; yutak, solunum yolları ve sindirim sistemini de içerebilecek ölçüde yaygınlaşır

Tedavisi fazla kolay olan pamukçuğun ağır ve güvenli olmayan durumlar yaratmasına fırsat tanımak aslında koskocoman bir hatadır
Stomatit
Stomatit, yani ağız içi iltihabı her yaştaki çocukta ortaya çıkabilir ve çoğunlukla kendi başına yok, diğer bir hastalığa eşlik eden bir bulgu olarak görülür Akut enfeksiyon hastalıkları ve uzun süren antibiyotik tedavisinin ardındaki; ara sıra de sorunlu diş çıkarmaya, pamukçukta olduğu gibi gövde direncinin zayıflamasına ve vitaminlerin yeterince alınmadığı fena beslenmeye alt olarak ortaya çıkar

• Ağız nezlesi Daha fazla bakımsız çocuklarda veya ağız temizliği yaparken mukozayı örseleyecek ölçüde aşırıya kaçıldığı durumlarda görülür Ağız mukozası yaygın biçimde iltihaplanmış, kızarmış, şişmiş ve ağrılıdır

Bebeğin beden sıcaklığında biraz yükselme görülebilir Belirgin bir genel semptom bulunmasa bile, bebek ağrıyan ağzından ötürü huzursuzdur ve yemek istemez Belirtiler özgül bir tedaviye lüzum kalmadan, iki üç gün içinde kaybolabilir Ağzı gargarayla temizlemek keza ağrıyı azaltması, keza de ikincil enfeksiyonları engellemesi bakımından yararlı olabilir

• Uçuklu stomatit Ender görülen bu alıcı ağız içi iltihabı topluiğne başı büyüklüğünde veziküller (içi akıcı dolu kesecik) oluşturur Bu veziküller damak ve yanak mukozasında üzüm salkımını hatırlatan kümeler oluşturmaya eğilimlidir Lezyonun çevresindeki mukoza biraz kırmızılaşabilir Dişetleri çoğunlukla bu hastalıktan aldırmaz Lezyon yutak duvarına da ender durumlarda yayılır Hastalığa bağlı olarak gövde ısısı birazcık yükselir

• Aftlı stomatit Bulaşıcı bir hastalıktır Aile içinde, yakın ilişkide bulunulan arkadaşlar aralarında kolayca yayılır Faktör uçuk virüsüne fazla benzer bir virüstür Başka akut enfeksiyonlara ast olarak virüsün faaliyet kazanmasına epeyce sık rastlanır Alev genelde yüksektir Bazen mukoza döküntüleri başlamadan önce ortaya çıkabilir Genel durum belirgin biçimde bozulmuştur Tedirgin olan bebek ağız içinde gelişen ağayla birlikte beslenmeye karşı koyar Bazen beyinle ilgili belirtiler de bu hastalık tablosuna eşlik edebilir Tanı açısından ağız mukozasında hafif kabartılı ve ara sıra kırmızımsı bir alanla çevrelenmiş beyazsarımtırak plakların görülmesi fazla önemlidir Hastalık, adının çağrıştırdığı anlamdan öbür olarak, vezikülle yok, epitelin yüzey katmanlarından fibrinli sıvı sızmasıyla kendini emin eder Rahatsızlık genellikle ağız boşluğunun ön bölgelerini, dudakları, dili, yanak mukozasını, yumuşak damak ve ender durumlarda bademcikleri etkiler çoğu kez aftlar ağız çevresi derisine de yayılır Aftlı stomatit salya artışına neden olur Ağız mukozasındaki bu özgül belirtilerin yanı sıra mukoza ve özellikle dişetlerinde yaygın iltihaplanma da görülür Bu gelişmeyle birlikte mukoza şişmiş ve yumuşamıştır Dişetleri dişten ayrılabilir veya şişerek dişlerin serbest kenarlarını örtebilir En küçük dokunmayla bile kanama ortaya çıkabildiğinden dudaklar üzerinde bere kabuklan bulunabilir Bu kabuklanma da gerçek iltihaplanma durumunu gizler Hem birleşen aftlı alanlar tanıyı güçleştirebilir Dişeti mukozasının hastalıktan ağır biçimde etkilenmesi difteriyle ayırıcı tanıda tartı taşır Çünkü ağız difterisi ender durumlarda dişetinden başlayarak gelişir Suçiçeğine aynı döküntüler sık sık yumuşak damakta da ortaya çıkarak aftlı stomatite benzer bir hastalık tablosuna yol açar Ayırıcı tanıda önem içeren suçiçeği, fakat derinin özenli bir biçimde incelenmesiyle dışta tutulabilir İkincil enfeksiyonların ortaya çıkması ise ülserlerin oluşmasına niçin olur

Aftlı stomatiti olan bebeğin beslenmesi büyük ölçüde zorlaştığından, bu sorunun ilk olarak çözülmesi gerekir Bebeğe basit çiğnenen veya çiğnemeye lüzum bırakmayan ılık muhallebi veya sanki sütlü tatlılar verilmelidir Bu yiyecekler yüksek besleyici özellikleriyle bebeğin yeterli miktarda kalori almasını sağlar

Ağız içi iltihabının genel olarak altı ya da yedinci günlere eşit düşen iyileşme döneminde bebekler bundan böyle bisküvi gibi katı besinleri de alabilecek duruma gelirler Antiseptik veya Lugol çözeltileriyle çare birçok hekimin uyguladığı bir yöntemdir Ama kendiliğinden geçen aftlı stomatitin bu tedaviyle daha hızlı bir biçimde iyileştiği söylenemez Tedavinin gargaralar ve papatya çayıyla sınırlı tutulması daha doğrudur Bebek çok küçükse, ucuna iğne takılmamış bir plastik enjektöre bu sıvılar çekilerek ağız içi temizliği yapılabilir Önceden belirtildiği gibi aftlı stomatit bulaşıcı bir hastalıktır böylece hastanın başka çocuklarla teması engellenmeli, genel temizlik kurallarına aşırı özen gösterilmeli, bebeğin çamaşırları kaynatılarak mikroplardan arındırılmalıdır

Hafif antiseptik olarak, yutulduğunda bile sorun yaratmayacak Ölçüde seyreltilmiş oksijenli su kullanılabilir Bu su lastik bir boruyla ağız içine püskürtülebilir Boru her kullanımdan önce mutlaka mikroplardan arındırılmalıdır

• Ülserli stomatit Stomatitin bu tipi çoğu süre çürük dişte ya da dişleri saran dişetinde başlar Bu bölgede dişeti şişirilmiş ve grimsi bir renk almıştır daha sonra üzeri sarımtırak gri bir katmanla örtülü derin ülserler ortaya çıkar Diş önce yuvası içinde sallanmaya başlar ve daha sonra da düşer Ülser oluşumu yakın bölgelere, dil ve yanak mukozasına dağıtım eğilimi gösterir Oluşan yaygın doku ölümüne ast olarak nefes fena kokar Fazla ağrılı olan bu lezyonlar bebeğin beslenmesini son derece güçleştirir Yöresel lenf bezleri şişmiştir Alev yükselirse hastanın genel durumu da bozulur Diş çürümesine yol açan mikroplar çevre dokulara geçmeden dişle sınırlı kalabilir Ama bazı şartlar çürük etkenlerini yaygınlaştırarak ülserli stomatite yol açar Gerçekten uzun vakit kötü veya hatalı besin bu hastalığın ortaya çıkmasında belirleyici bir rol oynamaktadır Yapılan incelemeler C ve A vitaminlerinin eksikliği sonucu ülserli stomatitin daha basit geliştiğini ortaya koymuştur Belirleyici değişik etkenler aralarında kızamık gibi ağır seyreden enfeksiyon hastalıkları sayılabilir

Ayırıcı tanıda cıva zehirlenmesine bağlı stomatit ve iskorbüt hastalığı tartma taşır Kolay dişeti iltihaplarıyla sınırlı kalacak diş çürükleri bu gibi durumlarda ağız mukozasında ülserli lezyonlara niçin olabilir Doku ölümü lösemiye (kan kanseri) ya da agranülositoz (kanda alyuvarların büyük bir bölümünü oluşturan granülositlerin bulunmaması, dolayısıyla kişinin enfeksiyonlara karşı savunmasız kalması) gibi hastalıklara yan olarak gelişebilir Tedavide oldukça çok meyve suyu, kaymak ve beyazpeynirden oluşan yerinde bir gıda düzeni korunmalıdır C vitamini damar içine de verilebilir (100200 mg askorbik asit) Gargara seyreltilmiş oksijenli su ya da çok seyreltilmiş potasyum permanganat taşıyan çözeltiler kullanılarak hazırlanabilir
Dudak Kenarı Çatlakları
Dudak kenarı çatlaklarının tedavisinde bu oluşumlara yol açan etkenlerin belirlenmesi ve bunların giderilmesi hedeflenir Bu etkenler arasında dudak ısırması, temizlik maddelerine bağlı örselenme, kurumuş dudakların soğuk ve kuru havayla karşılaşması ve genel ateşli hastalıklar sayılabilir Hafif lezyonlar için vazelin ve sanki pomatların sık sık sürülmesi yeterlidir Daha derin çatlaklar için antibiyotikli pomatlar kullanılmalıdır
Dil Lezyonları
Ağız içi hastalıklarından söz ederken dilde oluşan lezyonlara da bahsetmek gerekir Genel hastalıklar esnasında dilde bazı değişikliklerin görüldüğü yaygın biçimde bilinen bir gerçektir Bağırsak hastalıkları öncelikle almak üzere çoğu hastalık esnasında dil paslıgörülür Fakat bazı lezyonlar ilk elden dili ilgilendirir ve sadece bu organla sınırlı kalır Örneğin ahali aralarında kurbağacıkdenen durumda dilin alt yüzünü ağız tabanına bağlayan bono kısadır ve dilin hareketlerini, özellikle de yukarı kaldırılmasını manâlı ölçüde engeller Bebek meme ememez ve tavır çağına geldiğinde dil hareketleri kısıtlı olduğundan sözcükleri iyice çıkaramaz *
 
858,496Konular
981,871Mesajlar
29,915Kullanıcılar
Üst Alt