Alkolizm

Içki kullanımı ile ilgili sorunların her geçen gün artması bu kullanımla ilişkili bozuklukların tedavisinin de daha sistematik olarak yapılmasının gerekliliğini doğurmuştur Birleşmiş Devletlerde alkol kullanımının toplum sağlığı açısından kalp hastalıkları ve kanserden sonradan üçüncü sırada yer alması sorunun önemi açısından iyi bir veri oluşturmaktadır İnsanlık tarihi değin eski olan içki kullanımı çağlar her tarafında değişik gösterme açıları ile ele alınmıştır Töresel, bir anlamda sosyokültürel açıdan; alkol kullanımının kişinin kendi ricası ve iradesi ile medikal bağlamda ise; kullanımın hastalıkla ilgili olduğu kabul edilmiştir Alkol kullanımı ve sonuçlarının; kullanan yanına aile ve toplumu da psikolojik, sosyal, hesaplı açılardan kayda değer boyutlarda etkilemesi sorunu biyopsikososyalbir model içinde ele alma gereği doğurmuştur

Içki kullanımı ile ilişkili tanımlamaların tarih baştan başa değişmesi yanında çare uğraş ve programlarında da paralel şansın dönmesi gözlenmiştir Birleşik Devletler' de temeli 1950'lerde atılan en yaygın içki çare modeli olarak, Minnesetto modeli kabul edilmektedir Birleşik Devletlerde 1970'lerin sonu ve 1980'lerin başında çare hizmetleri devlet sektöründen yavaşça özel sektör organizasyonlarının eline geçmiştir Ülkemizde ise 1980'lerin başında devlet sektörü yeni yeni bu organizasyonları kurmaya başlamıştır Birincil alkol tedavi klinikleriüniversite bünyelerinde resmileşmiş ve bunu 1983 yılında Bakırköy Ruh ve Asap Hastalıkları Hastanesi bünyesinde kurulan AMATEM izlemiştir

ALKOLÜN TARİHÇESİ
Alkolün tarihi insanlık tarihi dek eskidir Birincil bira bundan 8 bin yıl önce Mezopotamyalıların arpayı ekmek gerçekleştirmek için ıslah etmesiyle yapılmıştır Sümerlerin 6 bin yıl önce Godin Tepelerinde (Batı İran ve Anadolu) bira ve şarap içtiği bilinmektedir daha sonra fermante edilmiş meyve, tahıl ve baldan oluşturulan alkolü hayatına sokmuştur insanoğlu Alkol kimi vakit kutsal sayılıp, dini törenlerde kullanılmış, kimi zaman eğlencenin ayrılmaz bir olmuştur Alkolün buluş edilmesiyle birlikte, içki alışkanlığı da ortaya çıkmıştır

Alkol alışkanlığının bir hastalık olarak kabul edilmesi eski çağlara dayanmaktadır Roma filozofu Seneca, alkolizmi bir zihin hastalığı olarak tanımlamıştır Alkolizm terimi ilk olarak İsveçli hekim Magnus Huss göre, “Alcoholismus Chronicus isimli makalede (1849) kullanılmıştır

ALKOL KULLANIMI VE ALKOLİZM
Günde 12 kadeh alkol almanın kalp hastalığı riskini azaltabileceğine sinyâl eden bilimsel araştırmalar bulunmasına rağmen bazıları için içki kullanımı teftiş edilemeyen bir saplantıya dönüşür Alkolü eksik miktarda, problemsiz olarak kullanan o kadar çok insan olduğu gibi böylece ara sıra başı derde giren kişiler ve yelpazenin en ucunda alkolsüz yaşayamaz ülkü gelen, bu yüzden hayatı felç olmuş millet vardır

Içki; beyin, asap sistemi, mide, sindirim sistemi, karaciğer, kemik iliği gibi hayati merkezler başta almak üzere tüm vücudu etkiler Etkinin şiddeti alınan alkolün miktarına ve sıklığına tarafından değişirAlkolün neden olduğu toplumsal, ruhsal, adli vb kötü sonuçlar bir hayli fazladır

Alkol kullanımının tıbbi olarak kabul edilen olağan sınırı günde erkekler için 2, kadınlar için 1 içkidir Bölüm olarak 1 alkol bir kutu yada şişe biraya, bir kadeh şaraba veya 45 ml' lik bir teksert içkiye (votka, viski vb) eşittir Bu şekilde hesaplandığında alınan içkinin türünün hiç bir önemi yokturYani üç bira içmekle üç duble votka içmek ayni miktarda içki alınmasını sağlar ve etkisi aynıdır

Alkolizm deyince bir fazla insanın zihninde, parklarda ispirto şişesine sarılıp sızan ağır alkol bağımlıları canlanırOysa alkolizm, bireyin ceset ve ruh sağlığını, aile, sosyal ve meslek uyumunu bozacak derecede sık ve pozitif içki alma; alkol alma isteğini durduramama seklinde ortaya çıkan bir bozukluktur

Alkolizmin nedenleri tamamen bilinmemektedir Alkolizmde tek etken aramamak ve fazla etkenli bir bozukluk olduğunu kabul etmek gerekir Bu etkenler arasında biyoloji ile ilgili, psiko sosyal ve hesaplı nedenler yer almaktadır Biyoloji Ile Ilgili etkenler aralarında genetik etkenlerin varlığı, bazı aile araştırmaları ve ikiz olma ve evlat edinme araştırmaları sonucu kabul edilmektedir Keza alkolizm adaylarının daha içki kullanmaya başlamadan önce alkole karşısında yüksek yaşama gücü göstermeleri ve bazı ırkların alkole karşı allah vergisi bir güçsüzlük gösterdiği (Japonlar, Koreliler, Taywanlılar, Amerikan Kızılderilileri gibi) tanıdık biyoloji ile ilgili etkenlerdir

Alkolizmin psiko sosyal ve ekonomik nedenlerine göz atacak olursak, alkoliklerin hemen şimdi alkole başlamadan önce ve çocukluklarında hiperaktif, tutarsız, kasıt ve değerlere pozitif aklıselim olmayan, sosyopatiye eğilimli kişiler oldukları saptanmıştır

Din ve töreleri ile alkolü onaylamayan toplum kesimlerinde alkolizm oranı daha düşüktürAlkolun basit elde edilebilirliği ile pozitif içki kullanımı aralarında da tahvil bulunmaktadır

Bu etkenlerin yanı sıra toplumsal ve kişisel stres etkenleri içki alma eğilimini artırabilir Içki bazı kişilerde en ivedi tesir eden bir ıslah edici, sakinleştirici olarak kullanılabilir Ancak gerginlik aşırı içki kullanan şahısların çoğunda içmek için kullanılan bir bahanedir Her gerginlik aşağı kalan alkolik olmadığına göre kişide biyoloji ile ilgili, psikolojik bir yatkınlığın bulunması gerekir

Içki kullanmanın problem haline dönüşmesi için kişinin kesintisiz alkol alıyor olması da gerekmez Birey, zaman zaman kullansa da, alkol almaya alt olarak aşağıdaki problemlerden birisini dahi tekrar tekrar yaşıyorsa profesyonel yardımı gerektirecek düzeyde içki kullanım problemi var demektir:

1İşte, okulda veya evde üzerine düşen görevleri tekrarlayıcı bir biçimde aksatma

2Fiziksel olarak tehlikeli durumlarda yineleyici biçimde alkol kullanımı

3 Alkol ile ilişkili ortaya meydana çıkan hukuki sorunlar

4Alkolün niçin olduğu ya da alevlendirdiği sürekli veya tekrarlayıcı halk arası sorunlar: ( Alkollü iken eşle tartışmalara girmek ya da kavga etmek)

Yukarıda anlatmaya çalıştığımız “alkoliklik terimini tam olarak kavramamız için alkolik bireylerde görülen özellikleri bilmemiz gerekir Aşağıda sıraladığımız özelliklerden en düşük üç tanesini taşıyan bireye tıp dilindealkol bağımlısı “denilmektedir

* Niyetlendiğinden daha pozitif tedarik ve sürede alkol edinmek

* Birey bırakmayı istediği veya her zaman bırakmayı denediği halde bitmiş içmeye başlar ara sıra bir kaç gün veya ay içmeyebilir Bunu 'istediği zaman bırakabildiğinin' kanıtı olarak göstermeye çalışabilir

* İçkiye artı süre ayırır Bazıları gün içinde kimseye farkettirmemeye çalışarak içebilir

* Alkol içmeye fırsat bulamadığı vakit sosyal faaliyetleri, hobileri, diğer hoşgörü verici aktiviteleri azaltır

* Alkole alt veya alkolle artan maddi (karaciğer hastalığı, yüksek tansiyon, gastrit vb), veya psikolojik (bunalım, anksiyete, uyku bozukluğu vb) problemler yaşamasına rağmen içmeye devam eder

* Ayni etkiyi edinmek için içtiği miktarı arttırır veya başkaları için çok sayılacak miktarlarda içtiği halde etkilenmez (Bunu alkole dirençli olduğunun kanıtı olarak öne sürebilir)

* Içki almadığı zaman titreşim, terleme, çarpıntı gibi şikayetler yaşar

Toplum, alkol kullanımını teftiş edemeyen şahısların ruhen cılız hatta dengesiz olduğunu düşünür Bir fazla alkolik de kendisini böyle görür Ancak alkolizmin bir hastalık olarak görülmesinden asıl niyet kişinin içki karşısında iradesini ve seçim yapma gücünü kaybetmesidir Içki karşı güçsüzlüğünü kabul etme ve bu konuda takviye arama iyiye doğru değişimin ilk adımıdırMilyonlarca insan bu birincil adımla başlanan yolda alkolün sosyal hayatlarına verdiği zararların üstesinden gelmiştir *