iltasyazilim
FD Üye
Anksiyete Fiziksel Belirtileri Nelerdir?
Anksiyete Bozuklukları Nedir? Belirtileri,Tedavisi Nedir?
Anksiyete Bedensel Belirtileri
Anksiyetenin en iyi tanımı, somatik belirtilerin de eşlik ettiği, alışılagelmiş dışı, sebepsiz bir tedirginlik ve korku halidir Anksiyeteyi, kaygı, can sıkıntısı, bunaltı, endişe olarak da adlandırabiliriz Anksiyete yaşayan kişi bu durumu kötü bir şey olacakmış duygusal, tatsız bir üzüntü haliya da sebepsiz bir korkubiçiminde ifade eder Dehşet, dıştan gelebilecek kaynağı kesin gerçek bir tehlike karşısında ruhsal ve fiziki olarak verilen bir tepki biçimidir Böyle gerçek bir risk ile karşılaşan kişi şiddetli bir nefret duygusuyla beraber bedensel tepkiler de gösterir: kalp çarpıntısı, titreşim, terleme, gözbebeklerde artma, ürperme, vb gibi Anksiyete de kişi sanki kötü bir şey olacakmış gibi nedeni süresiz bir üzüntü hisseder Anksiyete, nedeni hakkında net bir bilgimizin olmadığı, içsel bir risk ya da tehdit aleyhinde gösterilen psikolojik bir tepki olmasına rağmen, korkuda olduğu gibi bedensel belirtilerin eşlik ettiği bir durumdur Bu şart çok hafif bir huzursuzluk ve gerginlik duygusundan panik derecesine kadar varan öbür yoğunluklarda yaşanabilir
Anksiyetenin en iyi tanımı, somatik belirtilerin de eşlik ettiği, bayağı dışı, sebepsiz bir tedirginlik ve nefret halidir
Anksiyete sık yaşanan, cümbür cemaat göre ara sıra hissedilen bir duygudur ve defalarca bir hastalık belirtisi olarak düşünülmemelidir Okulun ilk gününde, hoşlandığını biri ile birincil randevuda ya da yeni ve değişik bir durumun başlangıcında Anksiyete duyulması normaldir
Sıradan Anksiyetenin organizmayı uyarıcı, koruyucu ve motive edici özellikleri vardır
Anksiyetenin patalojik olduğuna karar verebilmek için, uyaranın şiddeti ile ortaya çıkan Anksiyete uyaran ile uyumlu olmaması, zamanla azaltmak yerine değişmemesi veya şiddetlenmesi, klinik tabloya ağırlıklı olarak Anksiyetenin maddesel belirtileri egemen olması, Anksiyeteye katlanılaması ve işlevselliğin bozulması gerekir Bu durumda Anksiyete kişinin mesleki ve ailevi yaşantısını etkilemeye başlar, kişilerarası ilişkilerinde bozulmalara neden olur, gün içinde sık sık ortaya çıkar ve günün büyük bir kısmını kaplar, kişi bu duygulanımı yoklama edemez ve başa çıkamaz Bu semptomların yanına huzursuzluk, gerginlik, huzursuzluk, bıkkınlık, daralma, çabuk yorulma, konsantrasyon zorluğu, kolay irkilme ve tetikte olma da gözlemlenir Anksiyete esnasında görülebilecek psikosomatik reaksiyonlar ise; baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, ağız kuruluğu, çarpıntı, solunum yetmezliği, muhtelif ağrılar ve gastrointestinal şikayetlerdir
Anksiyete Bozukluğu her 100 kişiden 30 ’unda yaşamlarının bir döneminde görülebilir Toplumda görülme oranı %3 olup, yaşam boyu rastlanabilme oranı % 5 civarında saptanabilmiştir Tüm vesvese bozuklukluklarının %12 sini oluşturur Kadınlarda erkeklere oranla iki kat artı görülür Vakaların yarısından çoğu çocukluk ve erişkinliğe geçiş döneminde başlamaktadır Yaşlılıkta en çok görülen vesvese bozukluğudur ( yaşlılıkta görülen vesvese Bozukluklarının % 60 ’ini oluşturur)
Anksiyete Bozukluğu teşhisi konan kişilerin çoğunlukla utangaç ve bağımlı bir yapıları olup, kendilerine güvenleri azdır Çoğu vakanın toplusal ilişkilerde arka planda durmayı yeğleyip, fazla kırılgan, utangaç, eleştiriye çok aklıselim, tez yıkılan kişiler oldukları görülmüştür
Anksiyete Bozuklukları ’nda annenin gerilim ve kaygısının kayda değer olduğu düşünülmektedir Vakaların çocukluklarında yüksek bir oranda anne baba ayrılığı (veya vefatı) olduğu gözlemlenir Engebeli bir çocukluk donemi geçirmişlerdir Hastalığın birinci derece akrabalarda görülme oranı, normallere kıyasla 5 kat daha yüksektir Yapılan bir çalışmaya tarafından hastaların % 30 ’unda, hastalığın stresli bir olayla başladığı belirlenmiştir
Anksiyete Bozukluğu ’nun Tedavisinde ilaç Tedavisi yanına , kişinin beklentileri, düşünüş biçimini değiştirme, gevşeme eğitimi, belirlenmiş durumlardan kaçınma gelişmiş ise kaygıya yol açan etkenlerle yüzleştirme gibi yaklaşımların olduğu bilişsel çare uygulanmalıdır Kaygıyı artırabilen kafeinli maddelerin (dere, kahve, kola, çikolata) azaltılması önerilmelidir *
Anksiyete Bozuklukları Nedir? Belirtileri,Tedavisi Nedir?
Anksiyete Bedensel Belirtileri
Anksiyetenin en iyi tanımı, somatik belirtilerin de eşlik ettiği, alışılagelmiş dışı, sebepsiz bir tedirginlik ve korku halidir Anksiyeteyi, kaygı, can sıkıntısı, bunaltı, endişe olarak da adlandırabiliriz Anksiyete yaşayan kişi bu durumu kötü bir şey olacakmış duygusal, tatsız bir üzüntü haliya da sebepsiz bir korkubiçiminde ifade eder Dehşet, dıştan gelebilecek kaynağı kesin gerçek bir tehlike karşısında ruhsal ve fiziki olarak verilen bir tepki biçimidir Böyle gerçek bir risk ile karşılaşan kişi şiddetli bir nefret duygusuyla beraber bedensel tepkiler de gösterir: kalp çarpıntısı, titreşim, terleme, gözbebeklerde artma, ürperme, vb gibi Anksiyete de kişi sanki kötü bir şey olacakmış gibi nedeni süresiz bir üzüntü hisseder Anksiyete, nedeni hakkında net bir bilgimizin olmadığı, içsel bir risk ya da tehdit aleyhinde gösterilen psikolojik bir tepki olmasına rağmen, korkuda olduğu gibi bedensel belirtilerin eşlik ettiği bir durumdur Bu şart çok hafif bir huzursuzluk ve gerginlik duygusundan panik derecesine kadar varan öbür yoğunluklarda yaşanabilir
Anksiyetenin en iyi tanımı, somatik belirtilerin de eşlik ettiği, bayağı dışı, sebepsiz bir tedirginlik ve nefret halidir
Anksiyete sık yaşanan, cümbür cemaat göre ara sıra hissedilen bir duygudur ve defalarca bir hastalık belirtisi olarak düşünülmemelidir Okulun ilk gününde, hoşlandığını biri ile birincil randevuda ya da yeni ve değişik bir durumun başlangıcında Anksiyete duyulması normaldir
Sıradan Anksiyetenin organizmayı uyarıcı, koruyucu ve motive edici özellikleri vardır
Anksiyetenin patalojik olduğuna karar verebilmek için, uyaranın şiddeti ile ortaya çıkan Anksiyete uyaran ile uyumlu olmaması, zamanla azaltmak yerine değişmemesi veya şiddetlenmesi, klinik tabloya ağırlıklı olarak Anksiyetenin maddesel belirtileri egemen olması, Anksiyeteye katlanılaması ve işlevselliğin bozulması gerekir Bu durumda Anksiyete kişinin mesleki ve ailevi yaşantısını etkilemeye başlar, kişilerarası ilişkilerinde bozulmalara neden olur, gün içinde sık sık ortaya çıkar ve günün büyük bir kısmını kaplar, kişi bu duygulanımı yoklama edemez ve başa çıkamaz Bu semptomların yanına huzursuzluk, gerginlik, huzursuzluk, bıkkınlık, daralma, çabuk yorulma, konsantrasyon zorluğu, kolay irkilme ve tetikte olma da gözlemlenir Anksiyete esnasında görülebilecek psikosomatik reaksiyonlar ise; baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, ağız kuruluğu, çarpıntı, solunum yetmezliği, muhtelif ağrılar ve gastrointestinal şikayetlerdir
Anksiyete Bozukluğu her 100 kişiden 30 ’unda yaşamlarının bir döneminde görülebilir Toplumda görülme oranı %3 olup, yaşam boyu rastlanabilme oranı % 5 civarında saptanabilmiştir Tüm vesvese bozuklukluklarının %12 sini oluşturur Kadınlarda erkeklere oranla iki kat artı görülür Vakaların yarısından çoğu çocukluk ve erişkinliğe geçiş döneminde başlamaktadır Yaşlılıkta en çok görülen vesvese bozukluğudur ( yaşlılıkta görülen vesvese Bozukluklarının % 60 ’ini oluşturur)
Anksiyete Bozukluğu teşhisi konan kişilerin çoğunlukla utangaç ve bağımlı bir yapıları olup, kendilerine güvenleri azdır Çoğu vakanın toplusal ilişkilerde arka planda durmayı yeğleyip, fazla kırılgan, utangaç, eleştiriye çok aklıselim, tez yıkılan kişiler oldukları görülmüştür
Anksiyete Bozuklukları ’nda annenin gerilim ve kaygısının kayda değer olduğu düşünülmektedir Vakaların çocukluklarında yüksek bir oranda anne baba ayrılığı (veya vefatı) olduğu gözlemlenir Engebeli bir çocukluk donemi geçirmişlerdir Hastalığın birinci derece akrabalarda görülme oranı, normallere kıyasla 5 kat daha yüksektir Yapılan bir çalışmaya tarafından hastaların % 30 ’unda, hastalığın stresli bir olayla başladığı belirlenmiştir
Anksiyete Bozukluğu ’nun Tedavisinde ilaç Tedavisi yanına , kişinin beklentileri, düşünüş biçimini değiştirme, gevşeme eğitimi, belirlenmiş durumlardan kaçınma gelişmiş ise kaygıya yol açan etkenlerle yüzleştirme gibi yaklaşımların olduğu bilişsel çare uygulanmalıdır Kaygıyı artırabilen kafeinli maddelerin (dere, kahve, kola, çikolata) azaltılması önerilmelidir *