Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Aşık Veysel Araştırmaları ve Objektiflik

Aşık Veysel Araştırmaları ve Objektiflik
0
89

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,753
Etkileşim
89
Puan
48
F-D Coin
0
Aşık Veysel Araştırmaları ve Objektiflik aşık veysel araştır Gülağ Öz​ 1973 Yılı 21 Mart tarihinde hakka yürüyen Aşık Veysel’in ardındaki fazla şeyler yazıldı çok şeyler söylendi Benzer yıl ve peşine düşüp takip eden yıllarda yüzlerce makale gazete ve dergi sayfalarında yer aldı Ancak yazılan bu makalelerin büyük bir bölümü duygusallıktan öteye gitmedi Bir bölümü de Veysel’i tek yönden değerlendirdi 1995 yılında hazırladığım Bütün Yönleriyle Aşık Veysel Antolojisi adlı kitapta bulunan hiçbir makalede Aşık Veysel’i hakiki anlamda, bütün olarak ele alan bir yazıya rastlamakta zorlandım Yazıların büyük bir bölümü Veysel’i hakiki kimliğinden kopararak başka alanlara taşımaktadır Bu yazıların en kayda değer noktası Veysel 40 yaşında doğmasıydı Aşık Veysel 40 yaşlarında Sivas Aşıklar Bayramında kamuoyu önüne çıkartılıyor, ondan sonra da bütün değerlendirmeler bundan sonraki yaşamını ele alıyordu Ancak tüm bu yazılar içerisinde değerlendirmeler de değil değildi Mesela Aşık Veysel’i ilk kez Türkiye kamuoyuna tanıtan Ahmet Kutsi Tecer’in şu değerlendirmesi çok önemlidir “Veysel Şatıroğlunda Aşık Veysel bitiyor Tanzimat’tan gelenlerle onun farkı gelenekten geldiği için bir ses farkıdır Onun teli bize göre bağlanmıştır Tanzimatın teli taklit bir bağlanmadır Evvelkisine harmoni, ikincisine ayar dediğimiz Veysel bir bakıma değişik çağdaşlarını okumuş gibidir Örneğin Ceyhun Atuf Kansu Veyseli ne kadar okuduysa, Veysel de Kansu’yu pek okudu Yeniden Cumhuriyet aydınlarından Sabahattin Eyüboğlu Veysel’le ilgili şu değerlendirmeyi inşa yor ‘Irk şiir geleneği içinde Veysel uzak bir birine benzeşen köyler içinde bir köydür Hep benzer saz, benzer laf deyip geçebilirsiniz İnsanlığından ayrılmayan şiiri halkından toprağından da ayrılmaz Veysel’le ilgili övücü yazılar çoğunda olmasına karşın, ozanı eleştiren yazılar da vardır Veysel’i düzenin adamı olmasından tutun da onun ne den Pir Sultan gibi başkaldırı ozanı olmadığı yargısını getirenler de vardır Günümüz ozanlarından Mahzuni Şerif bir vakit kasetlerine Veysel’i eleştiren, ondan çok şeyler beklendiğini isteyen türküler okudu Oysa Ozan Mahzuni bu yargısını değiştirerek Veysel’i gerçek kimliğiyle övmeye başladı Ve bir yazısında şunları yazdı “Şiirli, şiirsiz de yaşam başlı başına bir büyük gerçektir O nu tüm detaylarıyla yaşamağa mecburuz Baba Veysel’i unutmadım, isterim ama ülkem ve ülkemin tarihçileri de unutmasın “Uzun vakit tartışmalara neden olan bir diğer değerlendirme de halkbilimci Cahit Öztelli’den gelmektedir Aşık Veysel hakkında “şişirilmiş bir balon dedi Tekrar ardındaki şu değerlendirmeyi yaptı “Bırakınız millet ozanlarını, nice çağ açmış, çağ kapatmış, nice büyük şairler geldi, geçti cumhuriyet döneminde Fakat hiç biri bu derece gösterişle anılmadı Türkçüler Veysel niçin bizim gibi düşünmedi, dinciler neden dini şiirler yazmadı, Marksistler neden düzene başkaldırmadı Gibi değerlendir melerle Veysel’i yargıladılar Veysel gerçeğini tanımlayabilmek için onun yaşadığı koşullara inmek gerekir 1931 yılı öncesi bu konuda hiçbir değer biçme yazısı bulamazsınız Çünkü Veysel’in gerçeği burada yatıyor Ne dense hiç kimse bu gerçeği göremedi yada görmek istemedi Veysel’in gerçeği nedir öyleyse? Veysel’in doğup büyüdüğü çocukluğunu geçirdiği çevre ve koşullar onun gerçeğidir Veysel hangi koşullarda doğdu büyüdü, nasıl yaşadı? Dost ilişkileri nedir, kimlerden etkilendi? Çevre koşullarının ozanlık geleneği içinde yeri neresidir? Aşık Veysel okur, yazan mıdır, kitap okuttu mu? Bu konuda öğreticileri kimlerdir? Aşık Veysel’in Sivrialan’ı nasıl bir yerdir, orasının toplumla ilişkileri nedir, okuma yazma seviyesi var mıdır? Aşık Veysel araştırmaları bu soruların yanıtını bulmadan Aşık Veysel gerçeğini bulmada yada reel bir ozan değerlendirmesi yapmada beceriksiz bırakır, hatalı yapılır Öyleyse Aşık Veysel kimdir? Bu sorular Veysel’i içten algılamamızı sağlayacaktır Aşık Veysel 1894 yılında Sivas’ın hiç meçhul, dünyadan ve devletten kopuk bir köyünde doğmuştur Bu yıllarda bütün Osmanlı ülkesinde olduğu gibi baştan arzu ve kıtlık vardı Sivrialan köyü de bunlardan daha da iyi değildi Köyün üretimi fazla düşüktü Imal yapacak erkeklerin büyük bir çoğunluğu Yemen ve öteki Arap çöllerinde savaşta ölmüştü Kalanların bir kısmı askerdi Veysel’in gençlik yılları yalnızlık ve kadınlarla geçiyordu Köye ara sıra yaşlı insanlar ozanları, ocakzade dedeler ve Bektaşi babaları uğruyordu Veysel yaşamının en mutlu anlarıydı bu zamanlar Veysel’i mutsuz eden etmenlerin başında gözlerinin görmemesi yok, yaşıtlarının asker olmasıydı O’nu en fazla seferberlik yılları etkilemişti Ülke bir işgalden, diğer taraftan despot ve unutulmuşluk tan kurtarılacaktı Kendisinin bunda payının olmaması onda derin izler bırakıyordu İleriki aşamalarda yazdığını vatan ve yurt sevgisi şiirleri bu us ve duyguların dışa vurumu olacaktı Her şeyden evvel Veysel ümmi değildi Veysel el ve gözleriyle değil Gönlüyle okuyup yazıyordu Okulu yöredeki Bektaşi dergahları, öğretmenleri, büyükbaba ve babalardı Etkileşimi ise yörenin büyük ozanları ve arkadaş ilişkileriydi Kimdir bunlar? Bir önceki kuşaktan; Ağahi, Kemter, Serdari, Aşık Veli, Talibi vd Kendi kuşağından, Aşık Hüseyin, Ali İzzet, İzeti, Devrani, Aziz Üstün, dost ilişkilerinde Kürt Kasım, Cört İbrahim, Küçük Veysel, Veli, Köyünden Hıdır Dede, Ali Özsoy Büyükbaba ve Çamşıhından gelen dedeler, zakirler, aşıklar Veysel 1931 Sivas Aşıklar Bayramına kadar bu özetlenen kişiler ve çevrenin etkisindedir Söylediği türküler sanatçı malı cümle parçası ve samahlarla aşık amadır Aşıklar Bayramı Veysel'i bambaşka bir yöne taşımasına karşın o gerçi geçmişiyle geleceğini birlikte yürütmüştür Veysel’i var eden koşullar geçmişidir, ilişkileri ve çevresidir Sonrası bu birikimler üzerinden yürümüştür Bu temel olmasa, Veysel de olamazdı Cumhuriyet devrimlerine sıkı sıkıya yan olması, ve aralıksız Atatürk devrimlerini seslendirme de Cumhuriyet aydınının payı da büyüktür Bunların başında Ahmet Kutsi Tecer, Sabahattin Eyüboğlu, halkevleri, Köy Enstitüleri gelmektedir Tecer’in deyimiyle Veysel’in varolan dili bu dönem çözüldü Bu konuyu Aşık Veysel şöyle ifade ediyor ‘Tecer dilimizin bağını çözdü fazla şükür Aşık Veysel’i değerlendirenler Cumhuriyetteki yerini iyi saptıyorlar Çünkü değerlendirmeler sonraki dönemi ne ilişkindir Bu tarzdan bakınca şu yargıya katılmamak elde yok “Cumhuriyetten sonradan gelen AKutsi Tecer’lerin, A Muhip Dranasların, Orhan Veli ve Cahit Sıtkıların yeri Veysel’in yeridir Aşık Veysel kimilerine kadar Ozanlık geleneğinin son temsilcisi, kimilerine göre şişirilmiş balon Ancak Veysel ne ozanlık geleneğinde son halka, ne de abartılmış bir karakter Fakat Veysel’le ilgili bilinme yen fazla yönler var Yaşadığımız koşullar Veysel’i daha da enerjik kılacaktır  
 
858,506Konular
983,077Mesajlar
33,113Kullanıcılar
tttySon üye
Üst Alt