baba yüreği böyle dile kazanç işte Arslan Oğlum, Gözümün nuru oğlum… Doğumundan, ölümüne kadar bir gün beni üzdüğünü, kırdığını hatırlamam Daima kibir kaynağım oldun benim… Başarılarınla övündüm Hata yapsan bile telafi eder, gönlümüzü alırdın Yaramazlığını, hırçınlığını görmedim Hastalandığında annenle baş ucunda sabahladığımızı bilirim Birincil konuşman, yürüyüşün dün gibi aklımda… Geldiğimde beni kapıda karşılar, boynuma atlardın Kırda, bahçede seninle oyun oynar, eğlenirdik Bazen elinden miktar, seni haricen gezdirirdim Böylece mutlu olurdun ancak… Annenle üzerine çok titrediğimizi söyleyebilirim Ama seni hiç sıkmadık Böylece farklı kalmadık seninle… Askerliğin geldi çattı Sonuçta bu da bir kısa ayrılıktı işte… Koca ömürde lafı mı olurdu? Hazırlıklarını beraberce yaptık Askere bu vesileyle gururlandım baban olarak Öyle mutluydun fakat… Bilseydim geri dönmeyeceğini, saatlerce sarılmaz mıydım sana… Güneydoğu’ya gittin, defalarca bu ülkenin evlatlarının canına kıyanlarla hesap görmek isterdin… Büyük deden de Çanakkale’de şehit düşmüştü “Bu vatan bizim diyordun Öyleydi, kanımızı akıtmıştık ailece çoğu kez görüştük seninle, bir gün ‘of’ dediğini duymadım Komutanlarının ilgisinden bahsederdin, onları çok sevdiğinden… Bölgenin güvenli olmayan olduğunu söylerdin, çoğu kez göreve çıktığınızdan… Sonradan eklerdin “Sakın anneme söyleme, üzülür, kaygılanır sonradan… Sen de kaygılanma baba, arslanlar gibi bu askerliği yapıp döneceğim size… Son mektubunda “Şehit olursam, ağlamayın! demiştin İçine doğmuş illaki… Oğlum, şehit olduğunun haberini aldım ağlamadım, komutanların geldi ağlamadım, bayrağa sarılı tabutun geldi ağlamadım Biz sana verdiğimiz sözü tuttuk oğlum… Sen bize verdiğin sözü tutamadın oğlum, seni bizden aldı karanlık eller… Biliyorum tutardın sözünü, gelirdin… Yine geldin ama sana yok, tabutuna sarıldık oğlum! Hatırlamazsın, küçüktün, seninle evde oyun oynardık, evde saklanırdın, biz de seni arardık Bulamazsak o kadar mutlu olurdun ancak… Pat Diye ortaya çıkardın gülerek… Tekrar saklandın mı yoksa? Bütün bunlar bir oyun mu? bir daha güzel yüzünü göremeyeceğim Bir baba evladını toprağa vermemeli, beni sen toprağa vermeliydin En büyük acı, evlat acısıymış onu anladım “Yerine ben ölseydim dedim kendi kendime, lakin ne tedavi?… gerçi vatan sağolsun oğlum, yaşarken de kibir kaynağımızdın, hala öylesin… Komutanların sağolsun, çoğu kez gelip halimizi hatırımızı, bir ihtiyacımız olup olmadığını soruyorlar Senin canına kıyanları da bulup, cezalandırdılar oğlum Az da olsa rahatladık oğlum, kanın yerde kalmadı Lakin senin gibi arslan parçalarına kıyan diğer zalimleri affettiler Kimler mi? Hani o senin cenazene gelmeye korkan, utanan kişiler var ya, onlar… Geçenlerde bambaşka birkaç çiçek tohumu aldık, mezarına diktik, mezarının başındaki bayrağı yeniledik Yakında kardeşini de askere gönderiyoruz Sağlıklı dönmesi dileğimiz fakat, gerekirse o da bu vatana kurban olsun evladım… Ben zaten sizleri vatana kurban olasınız diye yetiştirdim “Vatan Sağolsun Seni çok seven baban…
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.