Bu rahatsızlık en fazla Türkler'de görülüyor Alveoler mikrolitiazisin Türkçe karşılığı yok, ama hastalığa ‘akciğerlerin küçük taşları’ seslenmek olası Bize ne bundan demeyin çünkü bu hastalık en fazla bizde görünüyor 1548333737 1548333737 buhastalikencokturklerdegoruluyor5c4f951dbadb9buhastalikencokturklerdegoruluyor5c4f951dbadb9 http:habercininyerifileswordpresscom200712akciger Bugün sizlere adını birincil kere duyacağınız epeyce nadir rastlanan bir hastalıktan bahsedeceğim Bu hastalık ‘alveoler mikrolitiazis’ Alveoler mikrolitiazisin Türkçe bir karşılığı yok, lakin bu hastalığa ‘akciğerlerin ufak tefek taşları’ gibi bir ad saptamak öyle de yanlış olmaz sanırım Çünkü, alveol tıp dilinde akciğer dokusundaki hava keseciklerinin adı Mikro, málûmunuz çok minik seslenmek; litiazis ise taş mánasında bir kelime Buna tarafından, alveoler mikrolitiazis akciğer keseciklerinin ufak taşları aramak oluyor Bize ne bu hastalıktan demeyin, çünkü bu hastalığın fazla manâlı bir özelliği var O da, bütün dünyada ‘en fazla Türkler’de görülen bir hastalık’ olması, fakat Türkler’de niçin sık görüldüğünün mákûl ve akılcı bir açıklaması yok Akciğerlerdeki hava keseciklerinin içinde sayısız, ufak ufak taşların oluşumu ile karakterize bir rahatsızlık olan alveoler mikrolitiazis, başta 1918 yılında tanımlanmış ve bugüne değin 500’e yakın kişide bu hastalığın saptandığı bildirilmiştir Hastalık en çok Türklerde görülmekte, onları İtalyan ve Amerikalılar izlemektedir Alveoler mikrolitiazise, yediden yetmişe her yaştan insanda rastlanabiliyor Erken Doğan bebeklerde görülebildiği gibi, 80 yaşında da tanındığı bildirilmiştir, lakin en fazla 3050’li yaşlarda saptanıyor Erkeklerde daha çok görülüyor Hastalığın ailesel bir özelliği var, özellikle kardeşlerde sık rastlanıyor Sebebi belirli yok Alveoler mikrolitiazis 80 yıldan pozitif zamandan beri belli bir rahatsızlık olmasına karşın sebebi bilinmemektedir Akciğerlerde oluşan ufak taşlar büyük ölçüde kalsiyum ve fosfordan oluşur, lakin hastalarda ne kalsiyum ne de fosfat metabolizmasında bir bozukluk yoktur Bulaşıcı bir hastalık da değildir Öksürük ve solunum yetmezliği Erken dönemdeki hastaların önemli bir şikáyeti yoktur Bir fazla hastaya diğer bir sebeple çekilen akciğer röntgeninde görülen bulgularla tanı konur En çok rastlanan belirtiler öksürük ve ilerleyici nefes darlığıdır, oysa bunlar hastalığın ilerlemiş evrelerinde ortaya çıkarlar Bir Takım hastalarda öksürükle beraber balgam veya küçük kanamalar da görülebilir Göğüs ağrısı olabilir Hastalık tamamen yaygınlaştığında, bacaklarda şişme, karaciğerde büyüme, karında değişken toplanması, boyun damarlarında genişleme, tırnak ve dudaklarda morarma gibi sağ yürek yetersizliği bulguları ortaya çıkar solunum yetmezliği oturur durumda bile vardır Alveoler mikrolitiazis, çok yavaş seyirli bir hastalıktır Tanısı 80 yaşında konan hastalar da bunun en iyi kanıtıdır Hastalar, genel olarak tanı konduktan ortalama 30 yıl kadar sonradan solunum ya da sağ kalp yetersizliği yüzünden kaybedilir Teşhisi fazla basit! Alveoler mikrolitiazis tanısı tipik hastalarda fazla kolaydır Bir fazla hastada akciğer röntgenindeki bulgular diğer hiçbir hastalıkla karışmayacak kadar tipiktir Röntgende, tüm akciğer alanlarında, sayılamayacak kadar fazla, ince kum taneleri biçiminde beyazlıklar vardır Taşların büyüklükleri 1 milimetreden daha küçüktür Bu bulgular akciğer tomografisinde daha belirgindir Akciğer röntgeni ile emin tanı konamayan durumlarda bronkoskopi ile biyopsi yapılması gerekir Bir Takım hastaların balgamlarında minik taş taneciklerine rastlanabilir Laboratuar bulguları tipik değil Hastalığa ait tipik bir kan bulgusu yoktur Bir fazla hastada sedimantasyon ve kanda gamaglobülin düzeyleri yüksek bulunur Solunum fonksiyon testlerinde akciğer kapasitesinin azalmış olduğu saptanır İlerlemiş evrede kanda oksijen basıncı da düşük bulunur Kesin bir tedavisi de değil Hastalığın kesin bir tedavisi yoktur Bazı hastalarda denenen ‘bronkoalveoler lavaj’ın yani akciğerlerin serumla yıkanmasının tedavi bakımından bir yararı olduğu gösterilememiştir Kortizon tedavisinin de olumlu bir etkisi olmadığı anlaşılmıştır Son yıllarda, kristalleşmeyi önleyici etkisi olan ‘disodium etidronat’ isimli ilaçla uzun süreli tedavi ile hem hastaların şikayetlerinde ve keza de röntgen bulgularında gerilemeler olduğu bildirilmiştir Tedaviye yanıt vermeyen hastalarda ise akciğer nakli denenmektedir (Prof Dr Ahmet Rasim KüçükustaStar)