Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Büyük Mucize Mİ'RAC İbretle okunması gereken bir hadise!!!(tam anlatım)

Büyük Mucize Mİ'RAC İbretle okunması gereken bir hadise!!!(tam anlatım)
0
328

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
— MİRAÇ
Lafzı şu manayadır: Yukarı çıkılacak âlet Meselâ: Meren (Zamanımıza göre daha uygun örneği: Asansör veya füze)
Resulüllah SA efendimiz pak vücudları ile, cevherden meren ile diri olarak Kudsü Mübarekden semaya uruc etmiştir Böyle bir manaya sahib olmak; nebiler ve resuller arasında ancak Resulüllah SAV efendimize mahsusutur Bundandır ki, Resulüllah SAV efendimizin ismi pâklerine:

— SÂHİB'ÜL MİRAÇ
Denildi Allahü Taâlâ ona salât ve selâm eylesin
Resulüllah SA efendimizin nail olduğu MİRAÇ şerefinin toplu beyanı aşağıda anlatılacaktır
Şöyleki:
Sultanı enbiya ve Resulü Kibriya (salâvatın en faziletlisi saygıların en tamı ona) kırk yaşında iken; âlemlere rahmet olarak nübüvvet ve risaletle bütün insanlara Resul peygamber gönderildi Risaletini onlara tebliğ edip imana davet etmeye başladı
Resulüllah SA efendimizin Risaletle gelişinin on ikinci senesi receb ayının yirmi altıncı günü idi Resulüllah SA efendimiz o gün, tek başına Beyti Mükerreme'ye gitti; bir direğin önüne oturdu Yüce Hakka zikir ve fikir ibadeti ile meşgul olmaya başladı
Bu sırada, Ebu Cehil de; yardımcıları ve uyanları ile görüşmek için geldi Gördü ki: Hazreti Muhammed SAV yalnız oturmuş; Mevlâsına ibadetle meşgul Yanında ashabı kiramdan da kimse yok Onu böyle görünce; içinden:
— Ona eza cefa edeyim Diyerek yanına geldi ve şöyle dedi:
— Ya Muhammed, sen peygamber misin?
Resulüllah SA efendimiz, Ebu Cehilin bu sözüne karşılık:
— Evet peygamberim
Buyurdu Ebu Cehil şöyle devam etti:
— Böyle yalnız peygamber mi olur? Hani yardımcıların? hani hizmetçilerin? Eğer peygamberlik gelmesi gerekseydi, bana gelirdi Bak, benim şu kadar uyanlarım, hizmetçilerim var
Böyle dedikten sonra, böbürlenerek yürüdü; gitti
Ebu Cehil'in ardından, onun yandaşlarından biri daha uyanları ve yardımcıları ile geldi Bu da, Resulüllah SAV efendimizi yalnız görünce eza ve cefa kasdı ile yanına geldi; Ebu Cehil'in dediği gibi dedi Sonra gitti Onun yanına oturdu
Bundan sonra, Kureyş'in ileri gelenlerinden tam yedi kişi ard arda geldi Hepsi de, avenesi ve uyanları ile geldi; sanki daha önceden söz birliği etmiş gibi, tek tek Resulüllah SAV efendimize Ebu Cehü'in dediği gibi söyledi
Resulüllah SAV efendimiz, onların bu yaptıklarına çok mahzun oldu Sonra şöyle dedi:
— On iki yıldır; ben bunları hak dine ve Yüce Hakkı tevhide davet ederim Halbuki bunlar, Hakkı kabul etmek şöyle dursun; henüz:
— Resul
Kime derler? Bunu dahi anlamamışlar Resule hizmetçi ve avene ne lâzım? Ancak resule lâzım olan ilâhî vahyi ve sübhan Allah'ın emrini tebliğ etmektir
Ve Resulüllah SAV efendimiz gamlandı
O gece recebi şerifin yirmi yedinci pazartesi gecesi idi Ümmühanî'nin evine geldi
Ümmühanî Ebu Talib'in kızı, Hz Ali'nin ra kız kardeşi idi
Ümmühani, babası Ebu Talibin evinde kalıyordu Bu ev, Safa ile Merve arası bir yerde îdi
Resulüllah SAV efendimiz, oraya gittiği zaman; Ümmühanî ra kendisini hüzünlü ve gamlı buldu Resulüllah SAV efendimizden hüznünün ve gamının sebebini sordu; Resulüllah SAV efendimiz de işin aslını haber verdi
Ümmühanî, akıllı ve tedbirli bir hanımdı Resulüllah SAV efendimizi teselli etti ve şöyle dedi:
— Onlar sizin risaletinizi, Hak peygamber olduğunuzu, size avene ve hizmetçi gerekmediğini seksiz bilirler Ne var ki onlar, çok inatçı hasetçi, hırçın olduklarından sırf sizi üzmek, eza cefa kasdı ile öyle demişlerdir
Bu sözler, bir bakıma Resulüllah SA efendimizi teselli içindi; fakat Resulüllah SAV efendimizin hüznü yine de kaldı
Anlatıldığı gibi, gamlı ve hüzünlü olarak; Ümmühanî'nin evinde, yatsıdan sonra, uyur uyanık bir halde yattı
Sonra
Resulüllah SAV efendimizi cümle mahluktan evvel yaratan; kalblerin sevgilisi, türlü türlü keramet, çeşitli nimetler ile cümle insanlara resul olarak gönderen; cümle kemaîâtı ile başta görünen; mürebbisi olan şanı yüce nimetleri her yana yaygın, kendisinden başka ilâh olmayan Âlemlerin Rabbı, azamet ve celâli ile Cebrail'e hitaben şöyle buyurdu:
— Gerçekten benim sevgilim, cümle mahluk arasından seçip çıkardığım, cümle yaratılmışların hayırlısı Resulüm: Ümmühanî'nin evinde küffarın ezasından mahzun ve gamlı yatmaktadır Senin taat ve ibadetin habibimi davet olsun O süslü kanatlarını yeniden cennet cevherleri ile süsüle; onun hizmeti ile şerefyab ol
Mikâil'e söyle: Bu gece erzakı tartmayı bıraksın
İsrafil'e söyle: Suru bir saat kadar bıraksın
Azrail'e söyle: Bu gece can almaktan el çeksin
Nur ve ziya meleklerine emir ver: Semaları nurla doldursunlar
Rıdvan'a söyle: Cenneti süslesin
Malik'e tenbih et: Cehennem tabakalarını kapasın; zebaniler hareket etmesinler
Huriler bezenip ellerine cevher saçan tabakları alsınlar Cennet köşklerini saf saf dizsinler
Arş hamiline söyle: Mukaddes libası atlas îelekine giydirsin
Ve, sizler, her biriniz yanınıza yetmiş bin melek alın
Ve, sen cennete git; bir burak seçip al
Yeryüzüne in; kabirlerden azabı kaldır Bundan sonra, habibime git O: Müşriklerin ezasından dolayı gamlı ve mahzun olarak Ümmühanî'nin evinde yatıyor O habibimi rıfk ile, büyük bir keremle kaldır; anlat: Bu gece kendisinin yüce kadrini, izzet ve rif'atını cümleden ziyade yakınlığını kendisine bildirecek gecedir Onu davet eyle
Sonra
Cebrail as cennete gitti Gördü ki: Orada kırk bin burak gezmektedir Her birinin alnında Muhammed ismi şerifi yazılmış Aralarında bir burak vardı; mahzundu Başını aşağı eğmiş; gözyaşlan sel gibi akıyordu Hem de hiç durmadan
Cebrail o mahzun bürakın yanına vardı Hüznünün ve ağlamasının sebebini ona sordu Burak şöyle anlattı:
— Cennette gezerken, aniden kulağıma:
— Ya Muhammed
Diye bir ses geldi İşittiğim anda o ismin sahibine aşık oldum Onun firak ateşi ile cemalinin visali ümidi ile kırk bin yıldariberi böyle hüzün, ağlamak ve visal arzusu ile mahzun olup ağlarım
Cebrail as o Burak'ın haline merhamet etti; şöyle dedi:
— Senin maşukun olan Hazreti Muhammed bu gece miraca da vet olundu Mescidi Haram'dan Mescidi Aksa'ya bürakla gelecektir Seni götüreyim, muradına er
Bundan sonra o Burak'a nurdan eğer vurdu; zebercedden gem vurdu Bundan sonra, iki cihanın sultanı insin ve cinnin Resulü SAV efendimizin halvet saraylarına geldi
Sonra
Hadis çıkaran imamlar altı hadis kitabı içinde çeşitli yollardan; miraç hadisini yirmi kadar ashabı kiramdan alıp rivayet ettiler Bu ashabı kiram dahi, Resulüllah SAV efendimizden dinleyip anlatmışlardır
Resulüllah SA efendimiz; nebilerin sultanı, doğru yolu tutan zatların baştacı Ahmed Hamid Mahmud Muhammed'dir Allahü Te âlâ ona salât ve selâm eylesin
Bu sahabenin dili ile, Resulüllah SA efendimizin şöyle buyurduğu anlatıldı:
—«Ümmühanî'nin evinde idim Orada uykuya dalmıştım Gözlerim uyuyordu; ama kalbim uyanıktı
Bu sırada, Cebrail'in sesi kulağıma geldi; uykudan kalktım, oturdum
Gördüm ki: Cebrail karşımda duruyor Bana şöyle dedi:
— Yüce Hak sena selâmeti; seni davet etti Seni ben taşıyacağım Allahü Taâlâ istedi ki: Sana türlü keremlerle ikram eyleye Senden evvel gelenler ve senden sonra gelecek olanlar bu türlü kereme nail olmadılar ve olmayacaklardır
Kalktım Abdest almak istediğim zaman; abdestim için Kevser nehrinden su gelmesi emri verildi Ben abdeste hazırlanırken, daha abdest azamı açmadan rıdvan, Kevser suyu dolu yakuttan iki ibrik getirdi
Bir de yeşil zümrütten leğen getirdi Bu leğen dört köşe idi Her köşesine bir cevher konmuştu O cevherlerin nuru semaya güneş, gibi aydınlık veriyordu
Bundan sonra yıkandım; sırtıma nurdan bir hülle giydirdiler Başrnıa da nurdan bir kavuk koydular
Bu kavuğun hikâyesi şöyleydi: Âdem yaratılmadan sekiz bin sene evvel, Rıdvan onu benim adıma sarmıştı Sarıldığı vakitten bu yana kırk bin melek o kavuğun çevresinde tazimle durup teşbih ve tehlille meşgul oluyorlardı Her teşbihin sonunda bana salâvatı şerife okuyorlardı O kavuğun kırk bin gözü vardı Her gözünde de dört satır yazı vardı
BlRÎNCİ SATIRDA: Muhammed Allah'ın Resulüdür
ÎKİNCÎ SATIRDA: Muhammed Allah'ın Nebisidir
ÜÇÜNCÜ SATIRDA: Muhammed Allah'ın Habibidir
DÖRDÜNCÜ SATIRDAMuhammed Allah'ın Halilidir
Bundan sonra Cebrail arkama nurdan bir bürde (pelerin gibi) koydu Belime de kızıl yakuttan bir kemer kuşattı Elime de yeşil zümrütten bir kamçı verdi Bu kamçı, dört yüz inci ile süslenmişti Her incisinin sabah yıldızı gibi parlaklığı vardı Ayaklarıma da, yeşil zümrütten bir çift papuç giydirdi Daha sonra, elimden tutup Beyti Haram'a götürdü»
Bir başka rivayette, Resulüllah SA efendimiz bundan sonrasını şöyle anlatmıştır:
—«Zemzem kuyusundan abdest aldım Beyti Mükerreme'yi yedi kere tavaf ettim Makamı İbrahim'de iki rikât namaz kıldım Hatim'e geldim; dinlenmek için bir mikdar oturdum Bu oturduğum yerde, Cebrail göğsümü yardı İçi hikmet ve marifet dolu teşt getirdi Mika il üç leğen zemzem suyu getirdi Sarsaklarımı ve göğsümü yıkadılar Bundan sonra kalbimi yarıp içindeki siyah pıhtı kanı attı ve şöyle dedi:
— Bu kan, heybetli bir şey görünce korkmaya sebeptir Onu çıkardım Siz bu gece semalarda, sidre, kürsî ve arşta çok acaip işler ve ulu melekler göreceksiniz Bu kandan sizi temize çıkardım ki, onlar
dan her birini gereği gibi temaşa edip dilediğiniz gibi konuşmaktan korkmayasınız
O teşt içinde bulunan hikmeti ve marifeti doldurup kalbimi yerine koydular Sığadıkları zaman, göğsüm bitişti; yarası kalmadı
Bundan sonra Cebrail elimden tuttu; beni Mekke'nin dışında bir yere götürdü Gördüm ki: Mikâil, İsrafil ve Azrail de oradalar Her birinin yanında yetmiş bin melek saf olmuş duruyor Beni gördükleri zaman, tam manası ile tazim ve saygı duruşuna geçtiler Ben de onlara selâm verdim Selâmım üzerine, Yüce Hakkın sonsuz nimeti ile müjdelediler
Bundan sonra, Cebrail bana şöyle dedi:
— Ey Allah'ın Resulü, size cennetten Burak getirdim Binin; melei âlâ teşrifinizi bekler
Bakınca Burak'ı gördm Güneş gibi aydınlığı vardı Yıldırım hızı ile yürüyordu Ayağını yerden kaldırdığı zaman, gözünün iliştiği yere basıyordu Ayrıca, o Burak'ın yanında iki kanadı vardı; dilediği zaman, onlar vasıtası ile havada uçuyordu»
Âlimler Burak'ı şöyle anlattılar:
— Cüssesi katırdan küçük; merkepten büyük Anlaşılır biçimde, fasih Arapça konuşur Yüce Hak, onun her azasını bir başka cevherden yaratmıştır Tırnaklan mercandan, ayakları altındandı Göğsü kırmıza yakuttan, sırtı inciden İki yanında kırmızı yakuttan kanatları var Kuyruğu deve kuyruğuna benzer Başka rivayette: Tavuskuşu kuyruğuna benzer Son derece süslü idi Yelesi at yelesine, ayakları da deve ayağına benzerdi Üzerinde cennet eğeri vardı Üzengileri kırmızı yakuttan ve cevherdendi
Resulüllah SAV efendimizin anlattıklarına devam edelim: —«Bundan sonra, Cebrail Burak'ın üzengisini tutup bana:
— Bin
Dedi Binmek istediğim zaman, Burak serkeşlik etti Bunun üzerine Cebrail ona hitaben şöyle dedi:
—: Ey Burak, utanmaz mısın? Nasıl böyle şaşırtıcı küstahlık edersin? Şanı yüce nimeti her şeye şamil kendisinden başka ilâh olmayan Allah hakkı için, sana bundan daha faziletli ve bundan daha aziz kimse binemez
Cebrail'in bu sözü üzerine, Burak çok utandı ve titredi İri iri ter damlaları dökmeye başladı ve şöyle dedi:
— Ey Cebrail, hacetim vardır; arz etmek isterim Bu hacetimin yerince gelmesine vesile olsun diye öyle ettim; yoksa kaçındığımdan değildir Siz beni çok utandırdınız»
Bundan sonra, Resulüllah SAV efendimiz Burak'a sorar, Burak da anlatır:
— «Muradın nedir? Söyle; yerine gelsin
— Ya Resulellah, ben sana ezelden aşıkım Nice yıldır aşkınla perişan ve mahzun bir halde idim Allah'a hamd olsun; şimdi cemalinizin nurunu gördüm Güzel kokunuzu da kokladım Şimdi, aşkım bin
kat daha arttı Kıyamet günü, pak zatınız kabri latifinizden kalktığınız zaman mahşere bürak ile geleceksiniz Ricam, niyazım ve hacetim budur ki: O günde benden başkasına binmeyesiniz Bana binmek ile, beni mesrur ve pürnur edesiniz»
Resulüllah SAV efendimiz anlatmaya devam edip şöyle buyurdu:
—«Burak'ın o dileğini kabul ettim O gün, yine ona binmeyi vaad ettim»
Fahri Kâinat ve zübdei mevcudat Resulüllah SA efendimiz, kıyamet günü mahşer yerine Bürak ile teşrif edeceğini, Burak'tan duyunca, ümmetinin halleri hatırı şerifine gelip mahzun oldu; düşünceye daldı
Resulüllah SAV efendimizin bu hali üzerine; gizliyi saklıyı bilen, şanı yüce, ihsanı bol, kendisinden başka ilâh olmayan Allah Cebrail'e hitaben şöyle buyurdu:
—«Habibime sor; böyle durgunlaşmasına sebep nedir?»
Cebrail, Resulüllah SA efendimize durumu sorunca, şöyle anlatır:
—«Ben, bu çeşit izzet ikram gördüm Kıyamet günü yine Burak'a binip geleceğimi işittim Hatırıma şu geldi: Kıyamet günü olduğu zaman; zaif, kusur dolu, günahkâr olan ümmetimin halleri nice olur? Elli bin yıl arasat meydanında yaya yürüyecekler Bunca günahlarını çekerek gidecekler Sırat üç bin yıllık yoldur O üç bin yıllık yolu nasıl geçerler?»
Resulüllah SAV efendimiz anlatıyor:
—«Yukarıda anlatıldığı gibi dediğim zaman, bana ilâhî ferman şöyle geldi:
— Her kime ki, benim inayetim olur; sana gönderdiğim Bürak gibi, ona da gönderirim Onların kabirlerine tek tek bürak yollarım Mahşere süvari olarak getiririm Sıratı, binek üstünde kolaylıkla geçiririm Elli bin yıllık vakti bir an gibi yaparım
Ve, senin ümmetine, lütuf, kerem ve ihsan muamelem bu şekilde olacaktır
Hatırını hoş tut»
Nitekim, bu manada şu âyeti kerime vardır:
—«Rahman'a varacak müttakileri, o gün, süvari olarak hasredeceğiz» (1985)
Resulüllah SAV efendimiz devam buyuruyor:
—«Yüce Hak'tan gelen kerem vaadine, lütuf ve ihsana sevindim; Burak'a binip oturdum
Cebrail, sağ üzengi tarafımda yetmiş bin melekle; Mikâil sol üzengi tarafımda yetmiş bin melekle durdu O meleklerden her birinin elinde nurdan şamdan vardı
İsrafil arkamda yetmiş bin melekle duruyordu; Burak'ın üzerine örtülen örtüyü omuzunda taşıyordu Onun ululuğundan hicab edip Burak'ımın örtüsünü taşımasından Ötürü özür diledim; bana şöyle dedi:
— Ya Resulellah, ben bu gece sizin bu örtünüzü taşımak için nice bin senedir ibadet edip ricada bulundum Sübhan olan Yüce Hak ricamı kabul buyurup muradıma nail eyledi
— Ne sebeple rica ettin?
Diye sordum; İsrafil şöyle anlattı:
— Arş altında nice bin sene ibadet ettim
— Ne istiyorsun? Dileğin makbul olmuştur Diye bir hitap geldi; cevabında şöyle dedim:
— Ya Rabbi, günahkâr ümmetlerin şefaatçisi kıyamet gününün sultanı ki, kendi ismini onun ismi ile beraber arşın gözüne yazmışsın; o vücuda geldiği vakit bir saat onun hizmetinde olmak isterim
Bu dileğim üzerine, Yüce Hak şöyle buyurdu:
— Dileğini kabul ettim Onun için bir gece olacaktır; o gece: Ona yakınlığımı müyesser edeceğim Yer noktasından, ulvî âlemime getireceğim Hazinelerimin kapısını şühud anahtarımla ona açacağım Onu Mekke'den Beyti Makdis'e varıncaya kadar yürüteceğim O zaman, Beyti Makdis'e kadar onun bineğinin eğeraltı örtüsünü taşıma şerefine nail olursun»
Resulüllah SAV efendimiz şöyle devam buyurdu:
—«O gece Burak'ın ayağı yere değmedi Mekkei Mükerreme'den Mescidi Aksa'ya kadar cennet dibaları serilmişti Burak, hep o dibalar üzerinden geçip gitti
Böylece giderken, karşıma bir ifrit çıktı; ağzından ateşler saçarak, bana doğru yöneldi
O zaman Cebrail bana şöyle dedi:
— Ya Resulellah, sana birkaç cümle öğreteyim; onları oku Bu ifritin ateşi söner; kendisi yok olur
— Olur; öğret Deyince, şu duayı öğretti:
— Kerim Allah'ın zatına sığınırım Bu sığınmamı onun bütün kelimeleri ile yaparım; o kelimelerden öteye ne iyi geçebilir, ne de kötü
Semadan inenlerin, semaya yükselenlerin ve semadan çıkanların şerrinden sığınırım
Gecenin ve gündüzün fitnelerinden sığınırım
Hayır için gelen hariç; gece ve gündüz beliyyelerinden sığınırım
Ya Rahman!
Bu duayı okuyunca, o ifritin ateşi söndü; kendisi kaybolup gitti
Bu sırada, sağımdan bir seda geldi:
— Ya Muhammed, azıcık dur; biraz eğlen Sana soracaklarım var Üç defa böyle nida etti; ama ona iltifat etmedim Geçtim Solumdan da üç defa ses geldi:
— Ya Muhammed, azıcık dur Sana soracaklarım var Bunu da dinlemeden geçtim
Bir kadın gördüm; kendisini gayetle bezemişti Güzel elbiseler giyip süslenmişti Yakınına gittiğim zaman, gördüm ki, çok kocamış bir kadındır Bu da bana üç kere:
— Dur
Diye seslendi Buna da itibar etmeden geçip gittim
Önümde bir ihtiyar gördüm Asaya dayanmıştı Tir tir titriyordu Bana üç kere:
— Azıcık dur, eğlen; halime bak da acı Cemalini göreyim; sana soracağım var
Ben,,bunu da hiç dinlemedim; geçtim
Bundan sonra, taze bir yiğit gördüm Gayet güzeldi Yüzünde nur parlıyordu Bana:
— Dur ya Muhammed, sana soracaklarım var
Deyince, Burak durdu Ona selâm verdim Selâmımı aldıktan sonra şöyle dedi:
— Sana müjde Hayrın cümlesi ancak sende ve senin ümmetindedir
Onun bu sözüne karşılık; sena ettim:
— Allah'a hamd olsun
Dedim Cebrail dahi, benimle beraber:
— Allah'a hamd olsun Dedi
Bundan sonra, gördüklerim için Cebrail'e:
— Bunlar kimlerdir? Diye sordum; şöyle anlattı:
— Sağ tarafınızdan gelen seda Yahudi sedası idi, Eğer dursaydınız; sizden sonra ümmetiniz Yahudilerin kahrı altında hor ve hakir olurlardı
Sol tarafınızdan gelen seda Nasara'nın sedası idi Eğer dursaydınız; sizden sonra ümmetinize Nasara kavmi üstün gelirdi Bunların kahrı altında kalırdı
O kadın da dünya idi Kendisine sahip olacaklara öyle süslü görünür Güzel elbiselerle, türlü zinetlerle insanları aldattığına işaret vardır Onun kocamış olması da, kıyametin yakın olduğuna işarettir Onun sözüne dursaydınız, tümden ümmetiniz, dünyaya karşı haris olur; dünyaya taparlardı
O kocamış kimse ise, lain Şeytandı Sizin çok merhametli olduğunuzu biliyordu O göründüğü halle sizi aldatmak istedi Sizi durdurmak için, hile etti Eğer sözüne kanıp dursaydınız, ümmetiniz son
demlerine kadar; onun hilesinden kurtulamazdı Çoğunu bastırıp üstün gelirdi
 

Similar threads

Peygamber Efendimizin Boşanma Hadisleri Peygamber Efendimizin Boşanma İle İlgili Hadisi Şerifleri İbn Ömer'in (ra) bildirdiğine göre: Kendisi Resulüllah (as) vaktinde karısını hayız halinde iken boşamış, Ömer b Hattab (ra) ise, bu durumu Hz Peygamber'den sormuştur Resulüllah cevaben...
Cevaplar
0
Görüntüleme
258
Arkadaşlar bu dökümanı çok güvendiğim bi hocamızdan aldımBana fotokopi için getirmişti ve sizlerle de paylaşmayı uygun gördüm Hadis i Şerifler Kıyamet günü bana insanların en yakın olanı en çok Salavat getirendir Her kim Cuma günü bana 100 kere Salat getirirse 80 senelik günahı hemen af...
Cevaplar
0
Görüntüleme
136
CUMA NAMAZI* Allah Teâlâ Kur’anı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Müminler ! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında hemen Allah’ı anmaya yönelin ve alım satımı bırakın Bilseniz bu sizin için daha hayırlıdır Namaz bitince yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan isteyin Allah’ın adını da çokça...
Cevaplar
0
Görüntüleme
78
RÂSULULLAH'IN (SAV) MUCİZELERİ VE SAHABELERİN KERAMETLERİ AYETLER BEREKETTİR… Buhari, İbni Mesud'un şöyle dediğini rivayet eder: Biz âyetleri bereket kabul ederdik Siz ise onları korku kaynağı kabul ediyorsunuz Sonra dedi ki: Ben Resulüllah (SAV)'in parmaklarının arasından suların...
Cevaplar
0
Görüntüleme
112
Kadir gecesi Kim erdemine inanarak ve sevabını umarak Kadir Gecesini ihya ederse Allah onun bütün geçmiş günahlarını bağışlarHADİS http:img174**************img1747629032dn3xd7 Kur’ani Kerim’in inmeye basladigi Ramazan ayinin yirmi yedinci gecesi Islam’da en kutsal ve faziletli gecedir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
155
858,496Konular
981,658Mesajlar
29,728Kullanıcılar
berat21321Son üye
Üst Alt