nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
Darwincilik (Darwinizm) Nedir? Hakkında Data
Doğanın evrimini açıklayan varsayım
Büyük İngiliz bilgini ve düşünürü Charles Darwin (18091882) özdeksel doğanın açıklanmasına Einstein ve Pavlov'la birlikte büyük çapta katkıda bulunan, insanlık tarihinin dört büyük bilgininden biridir
Darwin'in büyük önemi, kendisine gelinceye dek kurgusal olarak açıklanmaya çalışılmış olan evrim ve dönüşüm anlayışlarını belirlenmiş bir bilimselliğe kavuşturmuş olmasıdır
Darwin'in tanıtladığı gerçek, özet olarak şudur: insanı da içine bölge canlı doğa evrimle oluşmuştur Bu evrimin gücü 'yaşam kavgası' ve bunun sonucu olarak da 'doğal ayıklanma'dır İnsan da bu süreçte bir hayvan tarzında meydana gelmiştir Darwin'in bir dünya gezisinde elde ettiği bol sayıda bilimsel gözlem sonuçları bu gerçeği açık seçik tanıtlamaktadır Bu Vesile Ile daha önce Lamarck göre ileri sürülen 'soyaçekim' ve 'çevreye uyma'yla evrim ve Diderot, Robinet, Charles de Bonnet tarafından ileri sürülen yaşayan türlerin yalından karmaşığa 'dönüşme' aracılığıyla evrimi varsayımları bilimsel bir kesinlik kazanmıştır
Darwin kuramı şöyle özetlenebilir:
Dünyanın üstünde yaşayabilecek yerler azdır, bu sıcacık alanda yaşamak zorunda yer alan varlıklarsa hızla çoğalmaktadırlar, darlığa (besinlerin sınırlılığına N) karşı bu çoğaltma yaşama kavgasını doğurur Bu kavgada dayanma gücü olanlar canlı kalır ve türlerini sürdürür Bu, bir 'doğal ayıklanma'dır Varlıklar böylesine bir ayıklanmayla ayıklanarak evrimsel bir gelişme içinde türlerini sürdürmektedirler Yaşama kavgasında ayakta kalanlar emin özellikler gösterenlerdir, bu özellikler soyaçekimle yeni kuşaklara geçmektedir
Bitki ve hayvan yetiştirenler kuraldışı özellikler gösterenleri birbirlerine aşılaya aşılaya yeni türler elde ederler, insanların bile yapabildiği bu aşılamayı ( ve türleştirmeyi N) doğa daha kolaylıkla ve doğal olarak yapmaktadır sonuç olarak türler, yaratımcılığın (yaratılışçılığın N) ileri sürdüğü gibi yaratılmamışlar, doğal etkenlerle oluşmuşlardır Bu bilimsel gerçekler, evrene altı bin takvim bir yaş biçen ve gökle yer arasındaki tüm varlıkların altı gün içinde ve bugünkü biçimleriyle yaratıldıklarını bildiren tanrısal kitapla, yaratılışçılık vb gibi metafizik ve idealist kuramları kökünden yıkmış olmaktadır Darwin kuramının bilimsel sonuçları, kendince ortaya atılanlardan çok daha önemlidir
Önce, metafizik ve tanrıbilim bir kere daha yalanlanmıştır, bir bir yaratılma (türlerin ayrı olarak yaratıldıkları ve yaratılmış oldukları N) masalı kesin olarak çürütülmüştür
Daha Sonra ruhçuluk, bir kere daha, içinden çıkamayacağı bir kısırdöngüye sokulmuştur İngiliz düşünürü Bertrand Russell'ın dediği gibi:''Eğer ırk, maymunların gelişmişiyseler bu gelişmenin hangi hemen bir ruh edinmişlerdir? Bu içinden çıkılmaz zorluğu çözmek için, maymunlarda da bir ruh bulunduğunu kabul edersek, gerekli olarak, protozoerlerin de bir ruhu bulunduğunu kabul etmeliyiz Protozoerler'de ruhun olmadığını söylersek insanların ruhunu da yadsımış oluruz''
Üçüncü olarak, Berkeley özdeksizciliği bir kez daha yıkılmıştır, insandan önce özdeksel bir dünya vardır ve insan da bu özdeksel dünyanın dönüşümlerle varlaşmış bir ürününden diğer bir şey değildir *
Doğanın evrimini açıklayan varsayım
Büyük İngiliz bilgini ve düşünürü Charles Darwin (18091882) özdeksel doğanın açıklanmasına Einstein ve Pavlov'la birlikte büyük çapta katkıda bulunan, insanlık tarihinin dört büyük bilgininden biridir
Darwin'in büyük önemi, kendisine gelinceye dek kurgusal olarak açıklanmaya çalışılmış olan evrim ve dönüşüm anlayışlarını belirlenmiş bir bilimselliğe kavuşturmuş olmasıdır
Darwin'in tanıtladığı gerçek, özet olarak şudur: insanı da içine bölge canlı doğa evrimle oluşmuştur Bu evrimin gücü 'yaşam kavgası' ve bunun sonucu olarak da 'doğal ayıklanma'dır İnsan da bu süreçte bir hayvan tarzında meydana gelmiştir Darwin'in bir dünya gezisinde elde ettiği bol sayıda bilimsel gözlem sonuçları bu gerçeği açık seçik tanıtlamaktadır Bu Vesile Ile daha önce Lamarck göre ileri sürülen 'soyaçekim' ve 'çevreye uyma'yla evrim ve Diderot, Robinet, Charles de Bonnet tarafından ileri sürülen yaşayan türlerin yalından karmaşığa 'dönüşme' aracılığıyla evrimi varsayımları bilimsel bir kesinlik kazanmıştır
Darwin kuramı şöyle özetlenebilir:
Dünyanın üstünde yaşayabilecek yerler azdır, bu sıcacık alanda yaşamak zorunda yer alan varlıklarsa hızla çoğalmaktadırlar, darlığa (besinlerin sınırlılığına N) karşı bu çoğaltma yaşama kavgasını doğurur Bu kavgada dayanma gücü olanlar canlı kalır ve türlerini sürdürür Bu, bir 'doğal ayıklanma'dır Varlıklar böylesine bir ayıklanmayla ayıklanarak evrimsel bir gelişme içinde türlerini sürdürmektedirler Yaşama kavgasında ayakta kalanlar emin özellikler gösterenlerdir, bu özellikler soyaçekimle yeni kuşaklara geçmektedir
Bitki ve hayvan yetiştirenler kuraldışı özellikler gösterenleri birbirlerine aşılaya aşılaya yeni türler elde ederler, insanların bile yapabildiği bu aşılamayı ( ve türleştirmeyi N) doğa daha kolaylıkla ve doğal olarak yapmaktadır sonuç olarak türler, yaratımcılığın (yaratılışçılığın N) ileri sürdüğü gibi yaratılmamışlar, doğal etkenlerle oluşmuşlardır Bu bilimsel gerçekler, evrene altı bin takvim bir yaş biçen ve gökle yer arasındaki tüm varlıkların altı gün içinde ve bugünkü biçimleriyle yaratıldıklarını bildiren tanrısal kitapla, yaratılışçılık vb gibi metafizik ve idealist kuramları kökünden yıkmış olmaktadır Darwin kuramının bilimsel sonuçları, kendince ortaya atılanlardan çok daha önemlidir
Önce, metafizik ve tanrıbilim bir kere daha yalanlanmıştır, bir bir yaratılma (türlerin ayrı olarak yaratıldıkları ve yaratılmış oldukları N) masalı kesin olarak çürütülmüştür
Daha Sonra ruhçuluk, bir kere daha, içinden çıkamayacağı bir kısırdöngüye sokulmuştur İngiliz düşünürü Bertrand Russell'ın dediği gibi:''Eğer ırk, maymunların gelişmişiyseler bu gelişmenin hangi hemen bir ruh edinmişlerdir? Bu içinden çıkılmaz zorluğu çözmek için, maymunlarda da bir ruh bulunduğunu kabul edersek, gerekli olarak, protozoerlerin de bir ruhu bulunduğunu kabul etmeliyiz Protozoerler'de ruhun olmadığını söylersek insanların ruhunu da yadsımış oluruz''
Üçüncü olarak, Berkeley özdeksizciliği bir kez daha yıkılmıştır, insandan önce özdeksel bir dünya vardır ve insan da bu özdeksel dünyanın dönüşümlerle varlaşmış bir ürününden diğer bir şey değildir *