Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu aşırı hareketlilik, dikkat sorunları ve istekleri erteleyememe belirtileriyle ortaya çıkan bir psikiyatrik bozukluktur. Dikkat eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklar, aşırı hareketlidir, dikkatleri çabuk dağılır, engellenmeye ve beklemeye tahammülleri yoktur. Bu belirtiler sıklıkla 12 yaşından önce başlar ve çocuğun günlük yaşamını etkileyecek boyuttadır.Tanı için, bu belirtilerin akranlarına oranla daha şiddetli düzeyde olması gerekir.
GÖRÜLME SIKLIĞI NEDİR?
Okul çağı çocuklarında görülme sıklığı %3–5 arasında değişmektedir. Türkiye’de her 20 çocuktan birinde DEHB olduğu düşünülmektedir. Erkeklerde kızlara oranla 2-6 kat daha fazla görülmektedir.
BELİRTİLER NELERDİR?
DEHB’nun farklı alt tipleri bulunmaktadır:
1.Dikkat Eksikliğinin önde olduğu tip
2.Hareketlilik ve dürtüselliğin önde olduğu tip
3.Birleşik Tip
Hiperaktivite ön plandaysa,
*Yerinde duramaz, *Oturması gerektiği halde oturamaz,
*Yerli yersiz koşup tırmanır,*Aşırı konuşur,
*Sessiz sakin oyun oynamakta güçlük çeker,
*Her zaman bir şeylerle uğraşır, *Cevapları ağzından kaçırır,
*Sırasını beklemekte zorlanır, *Olaylara veya konuşmalara müdahale ederek yarıda keser.
Dikkat Eksikliği ön plandaysa,
*Yönergeleri başından sonuna kadar takip edemez,
*Dikkatini yaptığı işe veya oyuna vermekte zorlanır,
*Evde veya okulda yapacağı işler ve aktiviteler için gerekli malzemeleri kaybeder,
*Dinlemez, *Detayları gözden kaçırır,
*Düzensiz görünür, *Uzun süre zihinsel çaba gerektiren işleri yapmakta zorlanır,
DEHB olan çocukların %20-30’unda sadece dikkat sorunları, %15’inde sadece hiperaktivite-dürtüsellik sorunları, %50-70’inde de, yani çoğunda, hem dikkat sorunları hem hiperaktivite-dürtüsellik sorunları görülmektedir.
DEHB NEDENLERİ NELERDİR?
Son 15-20 yılda yapılan araştırmalar DEHB’nin beyin kökenli olduğu görüşünü hakim kılmıştır. Nörotrasmitter denilen beynin içindeki kimyasal madeler de yine üzerinde durulan biyolojik etmenlerdendir. Aynı zamanda kurşun, bakır, çinko, demir gibi eser elementlerin etkileri üzerinde durulmaktadır. Yapılan çalışmalarda beslenme ve katkı maddelerinin bu hastalığa neden olabileceği söylense de bilim çevreleri tarafından müşterek bir kanaate henüz varılamamıştır. Bu çocukların annelerinin hamilelik döneminde ilaca maruz kalma, alkol ve sigara kullanımı, zor doğum, düşük doğum ağırlığı, geçirilmiş M.S.S infeksiyonları dikkat çekmiştir. Bozukluğun genetik geçişi üzerinde durulmuş ve bu çocukların 1.dereceden akrabalarında(Baba, amca ve kuzenlerde özellikle) DEHB oranı daha yüksek bulunmuştur. Sonuç olarak, DEHB’nin ev ortamı, yetiştirme biçimi gibi nedenlerden değil diğer nedenlerden kaynaklandığını kanıtlayan çok sayıda bulgu vardır. Bu, ailenin kendini suçlamaması açısından oldukça önemli bir noktadır.
DEHB TANISI NASIL KONULUR?
DEHB tıbbi bir tanıdır ve tanısı doktor olan Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Uzmanı tarafından konulmalıdır. Ancak İhtiyaç duyulması halinde psikolog ve çocuk gelişim uzmanından yardım alınmalıdır. Tek başına tanı koydurucu bir test veya görüntüleme yöntemi yoktur. Ancak yapılacak olan bir takım psikilojik testler hastalığın alt tipleri, gidişatı ve ek psikolojik sorunları (öğrenme güçlüğü, bellek sorunları ve zeka gerilikleri gibi) göstermede fayda sağlar. Görüntüleme yöntemleri (MR, Tomagrafi, EEG gibi) ancak ek nörolojik problemler olduğunda kullanılabilir.
DEHB GİDİŞATI NASILDIR?
Literatüre göre ,bu tip çocukların çoğunda davranış bozuklukları ergenlik ve yetişkinlik çağında da sürmekle birlikte genellikle aşırı hareketliliğin azaldığı ancak dürtüsel davranışlar, alkol madde kullanımı, sigara bağımlılıği ve suça yönelik davranışlarda artış gözlendiği belirtilmektedir. Bazılarında ergenlik ve yetişkinlik çağında belirgin düzelmeler de görüldüğü belirtilmektedir. Özellikle ergenlik dönemine dürtüsellik ve kolay öfkelenme gibi belirtilerle giren çocuklar, bu durum ergenliğin dönemsel özellikleri ile birleştiğinde kimlik bocalaması yaşabilmekte ve diğer davranışsal sorunların çözümünü güçleştirebilmektedir. Ayrıca dikkat eksikliği ve hareketlilik akademik başarı üzerinde de olumsuz yönde etki bırakmaktadır. Yapılan araştırmalar, tedavi edilmemiş DEHB tanısı alan bireylerin %35 inin liseyi bitiremedikleri ve %58 inin de en az bir yıl sınıf tekrarı yaptıklarını göstermektedir.
DEHB HANGİ PSİKİYATRİK HASTALIKLARLA BİRLİKTEDİR?
DEHB olan çocuklar diğer bazı bozuklukların gelişmesi ya da beraber görülmesi için artmış risk taşırlar:
* Davranım Bozukluğu * Depresyon * Anksiyete Bozuklukları (takıntılar, korkular, kaygılar,…)
* Gelişimsel (ör: motor becerilerinde) gecikmeler * Öğrenme Güçlükleri (okuma, yazılı-anlatım , matematik, karma)
* Tourette Bozukluğu ve diğer Tik Bozuklukları * Bipolar Affektif Bozukluk ? (çocukluk döneminde tanısı henüz tartışmalıdır)
* Enürezis Nokturna (gece altını ıslatma)
Bu bozukluklar DEHB olan çocukların 2/3’sinde gözlenebilir. Bu nedenle tanıkonulur konulmaz bu yöndeki değerlendirmelerin yapılması, eşzamanlı diğer bozuklukların da araştırılması gerekir.
DEHB TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
DEHB’ ilaç terapisi uygulanmadıkça diğer terapilerin yararları sınırlıdır. İlaçla semptomlar kontrol altına alınınca, çocuğa/gence kendini kontrol ve idare etme öğretilebilir. En sık kullanılan ilaç tedavileri “stimulan” diye tabir edilen uyarıcı ilaçlardır. Bunun yanında farklı bir mekanizması olan Atomoksetin’de kullanılır. Bu ilaçlar genellikle yan tesirler açısından ılımlıdır ve uzun yıllardır kullanılmaktadır. Ancak her ilaç kullanımında olduğu gibi doktor kontrolü dışında kullanılmamalıdır. En sık karşılaşılan yan etkisi iştah kaybı ve uykusuzluk yapabilmesidir. Daha seyrek görülen diğer yan etkileri ise şunlardır: baş ağrısı, midede rahatsızlık hissi, “rebound” etki denilen ilacın etkisi geçtiği zaman çocuğuneski şikayetlerinin geri dönmesi hali, önceden tik bozukluğu olanlarda tiklerin alevlenebilmesidir. İlaçlar ile daha ayrıntılı bilgi edinmek istiyorsanız ya da endişeleriniz olursa bunları branşın uzman hekimiyle mutlaka konuşmalısınız.
Davranış düzenlemesi DEHB tedavisinde önemli bir yer tutar. Psikoterapiler ise standart olarak uygulanmazlar. Ancak zaman zaman tedavinin çok önemli bir parçasını oluştururlar: örneğin aile iletişiminde, ilişki biçimlerinde ciddi sorunlar varsa ve sorunlar çocuktaki bozukluğun gidişini olumsuz etkiliyorsa “aile terapisi” gerekebilir; ya da DEHB’nin yanısıra anksiyete, depresyon, kendine güven ile ilgili sorunlar varsa bireysel psikoterapi gerekebilir.