Dunya ve gezegenlerin oluşumu,
dunya ve gezegenler nasıl oluşmuştur,
dunyanın ve gezegenlerin oluşumu hakkında bilgi
Bilim insanları, evrenin oluşumu hakkında tarih boyunca değişik goruşler ortaya atmıştır Fakat bu goruşler incelendiği zaman hepsinin temelde iki farklı modelden birini savunduğu gorulur Bunlardan birincisi 1600'Iu yıllarda Newton ‘ın ortaya attığı, hareketsiz ve başlangıcı olmayan evren goruşudur Bu goruşe gore evren, sonsuzdan beri var olmuştur ve sonsuza kadar da varlığını ve şu anki halini koruyacaktır(Unlu filozof olan Aristo da evrenin ezelden beri var olduğunu ve sonsuza kadar var olacağını duşunuyordu) İkincisi ise gunumuzde; coğu bilim insanı tarafından kabul goren, evrenin bir başlangıcının olduğu goruşudur Cunku astronomideki son buluşlar evrenin surekli bir genişleme icinde olduğunu gostermiştir
Eğer evren surekli genişliyorsa, evrendeki gok cisimlerinin gecmişte birbirlerine daha yakın olmaları yani evrenin daha sıkışık olması gerekirHipotezinden yola cıkan Belcikalı bilim insanı Georges Lemaitre (Jorj Lometr) 1927 yılında Buyuk Patlama Teorisini ortaya koymuştur Bu teoriye gore evrenin bir başlangıcı vardır ve evren surekli genişlemektedir Unlu astronom Edwin Hubble (Edvm Habll) da 1929 Yılında gok adalarının birbirinden uzaklaştığını gozlemleyerek evrenin devamlı genişlemekte olduğu hipotezini desteklemiştir
Big Bang: Buyuk Patlama Teorisi'ne gore evren bundan yaklaşık 15 milyar yıl once buyuk bir patlamayla oluşmaya başladı Buyuk Patlama (Big Bang) adı verilen bu patlama sonrasındaki surecte gok adalar, yıldızlar, gezegenler ve diğer gok cisimleri meydana geldi Buyuk Patlama Teorisi bazı soruları hala cevaplayamamaktadır Orneğin patlayan şeyin ne olduğu ya da bu patlamaya neyin sebep olduğu henuz tam olarak acıklanamamaktadır Bilim insanları gunumuzde bu konuyla ilgili yeterli bilgiye hala ulaşamamış olsalar da calışmalarına devam etmektedirler Boylece gelecekte evrenin nasıl oluştuğu ve nasıl yok olacağı ile ilgili bilgilere ulaşılabileceği duşunulmektedir
Big Bang Teorisinin Tarihsel Seyrindeki En Onemli Aşamaları
* 1920 ’de Belcikalı astronom Georges Lemaitre, Einstein ’ın genel gorecelilik kuramına dayanarak evrenin bir başlangıcı olduğunu ve bu başlangıctan itibaren surekli genişlediğini ileri surdu Ayrıca, bu başlangıc anından arta kalan radyasyon uzerinde calışma yapılırsa onemli verilere ulaşılacağını belirtti
* Amerikalı astronom Edwın Hubble kullandığı dev teleskopla gokyuzunu incelerken, yıldızların uzaklıklarına bağlı olarak renklerinin de değiştiğini ifade etti Ona gore yıldızlar hem dunyadan hem de birbirinden uzaklaşıyordu (yani evren genişliyordu)
* Hubble ’ın ortaya koyduğu bu gozleme gore evren genişliyorsa başladığı bir nokta da olmalıydı İşte bu nokta cok buyuk cekim gucu nedeniyle sıfır hacme sonsuz yoğunluğa sahip bir noktaydı Evren, sıfır hacme sahip bu noktanın patlamasıyla ortaya cıkmıştı Bu patlamaya “Bing Bang dendi
* 1948 yılında George Gamov ’da evrenin buyuk patlamayla oluştuğunu ve bu patlamadan arta kalan radyasyonun olacağını belirtti Ustelik bu radyasyon evrenin her yanında eşit olmalıydı
* Bu durumun acıklanması cok uzun surmedi 1965 yılında, Arno A Penzias ve Robert W Wilson adlı iki araştırmacı radyo teleskoplarındaki kaynağı belli olmayan bir gurultuyu gidermeye calışırlarken sonradan “kozmik fon radyasyonu adını verdikleri radyasyonu keşfettiler Bu, evrenin tumune dağılmış bir radyasyondu Boylece uzun suredir evrenin her yerinden eşit olcude alınan ısı dalgasının Big Bang ’ten gunumuze gelmiş olduğu ortaya cıktı
* Kozmik fon radyasyonu fon ışıması: uzayın her yanından gelen bu ışıma Evren ’in başlangıcını oluşturan buyuk patlamadan arta kalan enerjinin gostergesidir
* Bir diğer onemli aşama ise, uzaydaki hidrojen ve helyum gazlarının oranının bulunması oldu Olcumlerde anlaşıldı ki, evrendeki Hidrojenhelyum gazlarının oranı, Big Bang ‘den arta kalan hidrojenhelyum oranının teorik hesaplanmasıyla denkleşiyordu Eğer evren sonsuz olmuş olsaydı hidrojenin tamamen yanıp helyuma donuşeceği konusunda bilim adamları hemfikirdi
Dunyanın Oluşumuyla İlgili Diğer Goruşler
1 Guneş ’ten Kopma: Dunya ’mız Guneş ’ten kopan bir madde yığınından meydana geldi Bu kopma Guneş ’in hızla donmesinden dolayı veya bir başka gezegenin cekim etkisi nedeniyle oluşmuştur Bu kopma sonucu oluşan madde Guneş ’in etrafında dağılarak bir toz bulutu meydana getirdi Bu toz bulutu zamanla soğuyarak kucuk gezegenleri oluşturdu ve bu gezegenler zamanla karşılarına cıkan başka gaz ve toz bulutlarıyla carpışarak ya da bir cığ oluşumu gibi onlerine gelen diğer maddeleri de kendilerine katarak buyuduler ve gezegenleri ve şimdiki gezegenleri oluşturdular
2 Gaz ve Toz Bulutu: Dunya ’mız evren oluştuğunda fırıldak gibi donen gaz ve toz bulutuydu Evren, Buyuk Patlamanın etkisiyle gitgide genişleyerek soğumaya devam etti Bu surecte Dunya da kendi ekseni etrafındaki donuşunun etkisiyle zamanla dıştan ice doğru soğudu Boylece Dunya'nın ic ice gecmiş farklı sıcaklıktaki katmanları oluştu (4,5 milyar yıl once yarısı sıvı olan bir ateş topuna donmuştu 1,5 milyar yıl once ise zamanla yuzeyi katılaştı ve sert bir kabuk halini aldı Sonrada gunumuzdeki halini aldı)
alıntı
dunya ve gezegenler nasıl oluşmuştur,
dunyanın ve gezegenlerin oluşumu hakkında bilgi
Bilim insanları, evrenin oluşumu hakkında tarih boyunca değişik goruşler ortaya atmıştır Fakat bu goruşler incelendiği zaman hepsinin temelde iki farklı modelden birini savunduğu gorulur Bunlardan birincisi 1600'Iu yıllarda Newton ‘ın ortaya attığı, hareketsiz ve başlangıcı olmayan evren goruşudur Bu goruşe gore evren, sonsuzdan beri var olmuştur ve sonsuza kadar da varlığını ve şu anki halini koruyacaktır(Unlu filozof olan Aristo da evrenin ezelden beri var olduğunu ve sonsuza kadar var olacağını duşunuyordu) İkincisi ise gunumuzde; coğu bilim insanı tarafından kabul goren, evrenin bir başlangıcının olduğu goruşudur Cunku astronomideki son buluşlar evrenin surekli bir genişleme icinde olduğunu gostermiştir
Eğer evren surekli genişliyorsa, evrendeki gok cisimlerinin gecmişte birbirlerine daha yakın olmaları yani evrenin daha sıkışık olması gerekirHipotezinden yola cıkan Belcikalı bilim insanı Georges Lemaitre (Jorj Lometr) 1927 yılında Buyuk Patlama Teorisini ortaya koymuştur Bu teoriye gore evrenin bir başlangıcı vardır ve evren surekli genişlemektedir Unlu astronom Edwin Hubble (Edvm Habll) da 1929 Yılında gok adalarının birbirinden uzaklaştığını gozlemleyerek evrenin devamlı genişlemekte olduğu hipotezini desteklemiştir
Big Bang: Buyuk Patlama Teorisi'ne gore evren bundan yaklaşık 15 milyar yıl once buyuk bir patlamayla oluşmaya başladı Buyuk Patlama (Big Bang) adı verilen bu patlama sonrasındaki surecte gok adalar, yıldızlar, gezegenler ve diğer gok cisimleri meydana geldi Buyuk Patlama Teorisi bazı soruları hala cevaplayamamaktadır Orneğin patlayan şeyin ne olduğu ya da bu patlamaya neyin sebep olduğu henuz tam olarak acıklanamamaktadır Bilim insanları gunumuzde bu konuyla ilgili yeterli bilgiye hala ulaşamamış olsalar da calışmalarına devam etmektedirler Boylece gelecekte evrenin nasıl oluştuğu ve nasıl yok olacağı ile ilgili bilgilere ulaşılabileceği duşunulmektedir
Big Bang Teorisinin Tarihsel Seyrindeki En Onemli Aşamaları
* 1920 ’de Belcikalı astronom Georges Lemaitre, Einstein ’ın genel gorecelilik kuramına dayanarak evrenin bir başlangıcı olduğunu ve bu başlangıctan itibaren surekli genişlediğini ileri surdu Ayrıca, bu başlangıc anından arta kalan radyasyon uzerinde calışma yapılırsa onemli verilere ulaşılacağını belirtti
* Amerikalı astronom Edwın Hubble kullandığı dev teleskopla gokyuzunu incelerken, yıldızların uzaklıklarına bağlı olarak renklerinin de değiştiğini ifade etti Ona gore yıldızlar hem dunyadan hem de birbirinden uzaklaşıyordu (yani evren genişliyordu)
* Hubble ’ın ortaya koyduğu bu gozleme gore evren genişliyorsa başladığı bir nokta da olmalıydı İşte bu nokta cok buyuk cekim gucu nedeniyle sıfır hacme sonsuz yoğunluğa sahip bir noktaydı Evren, sıfır hacme sahip bu noktanın patlamasıyla ortaya cıkmıştı Bu patlamaya “Bing Bang dendi
* 1948 yılında George Gamov ’da evrenin buyuk patlamayla oluştuğunu ve bu patlamadan arta kalan radyasyonun olacağını belirtti Ustelik bu radyasyon evrenin her yanında eşit olmalıydı
* Bu durumun acıklanması cok uzun surmedi 1965 yılında, Arno A Penzias ve Robert W Wilson adlı iki araştırmacı radyo teleskoplarındaki kaynağı belli olmayan bir gurultuyu gidermeye calışırlarken sonradan “kozmik fon radyasyonu adını verdikleri radyasyonu keşfettiler Bu, evrenin tumune dağılmış bir radyasyondu Boylece uzun suredir evrenin her yerinden eşit olcude alınan ısı dalgasının Big Bang ’ten gunumuze gelmiş olduğu ortaya cıktı
* Kozmik fon radyasyonu fon ışıması: uzayın her yanından gelen bu ışıma Evren ’in başlangıcını oluşturan buyuk patlamadan arta kalan enerjinin gostergesidir
* Bir diğer onemli aşama ise, uzaydaki hidrojen ve helyum gazlarının oranının bulunması oldu Olcumlerde anlaşıldı ki, evrendeki Hidrojenhelyum gazlarının oranı, Big Bang ‘den arta kalan hidrojenhelyum oranının teorik hesaplanmasıyla denkleşiyordu Eğer evren sonsuz olmuş olsaydı hidrojenin tamamen yanıp helyuma donuşeceği konusunda bilim adamları hemfikirdi
Dunyanın Oluşumuyla İlgili Diğer Goruşler
1 Guneş ’ten Kopma: Dunya ’mız Guneş ’ten kopan bir madde yığınından meydana geldi Bu kopma Guneş ’in hızla donmesinden dolayı veya bir başka gezegenin cekim etkisi nedeniyle oluşmuştur Bu kopma sonucu oluşan madde Guneş ’in etrafında dağılarak bir toz bulutu meydana getirdi Bu toz bulutu zamanla soğuyarak kucuk gezegenleri oluşturdu ve bu gezegenler zamanla karşılarına cıkan başka gaz ve toz bulutlarıyla carpışarak ya da bir cığ oluşumu gibi onlerine gelen diğer maddeleri de kendilerine katarak buyuduler ve gezegenleri ve şimdiki gezegenleri oluşturdular
2 Gaz ve Toz Bulutu: Dunya ’mız evren oluştuğunda fırıldak gibi donen gaz ve toz bulutuydu Evren, Buyuk Patlamanın etkisiyle gitgide genişleyerek soğumaya devam etti Bu surecte Dunya da kendi ekseni etrafındaki donuşunun etkisiyle zamanla dıştan ice doğru soğudu Boylece Dunya'nın ic ice gecmiş farklı sıcaklıktaki katmanları oluştu (4,5 milyar yıl once yarısı sıvı olan bir ateş topuna donmuştu 1,5 milyar yıl once ise zamanla yuzeyi katılaştı ve sert bir kabuk halini aldı Sonrada gunumuzdeki halini aldı)
alıntı