dur gezgin mehmet akif ersoy dur yolcu mehmet akif ersoy dur gezgin şiiri şiiri ersoyun EY YOLCU! Nereye böyle? Çok telaşlısın Çok meşgulsün Etrafından habersizsin Önüne bak; uçurum Yoksa âmâ müsün? Kulakları çınlatan haykırışlar var Oralı olmuyorsun Yoksa sağır mısın? Bir gözeten var Nazarlar üstünde Sen ise, ıssız bir çölde güneş çarpmış gibisin Hissetmiyor, etkilenmiyor, aldırmıyorsun Duracak yerde durmuyor; Yürümen gereken yolda yürümüyorsun Geniş caddeleri, asfalt yolları bırakmış, çamurlu, taşlı, dikenli, tehlikeli patikalarda emekliyorsun Selin önündeki çör çöp, rüzgarın önündeki gazel gibisin Yahut sen bir ölü müsün? Dur ve dinle Nereden geldin, nereye gidiyorsun? Dinlemeden anlayamaz, anlamadan bir şey yapamazsın Şu ilahi hitaba kulak ver: Ben cinleri, insanları, oysa bana kulluk etsinler diye yarattım(Zariyat 56) İşte sen bunun için varsın KULLUK Kulluğun zirvesi HİÇLİKTİR O, sonsuz var oluşun sırrıdır İlahi, emrinin avâre bir mahkumudur Cihan, Meşiyyet sende, her şey sende, hiçbir şey yok Âdem Lakin hâlâ vücud isbat eder, kendince hey sersem Bugün üç beş karış toprakta varlıktan vururken dem, Yarın toprak indirilmiş varlığından fışkırır mâtem(M Akif) EY GEZGIN! Hani, su kırban, hani azığın? Ya o sırtındaki siklet ne? Aşağıda eziliyor, zemheride terliyorsun Şu acınacak halde haline bir bak; sendeliyorsun Bakmadan şu hâline, uyarak şeytanı lâine, O kahredici yüküne, yeni yükler ekliyorsun Şaşkınlık ki ne şaşırma! Şu hâlinle menzile vuslat bekliyorsun EY YOLCU! Önünde uçurumlar, güvenli olmayan geçitler, derin sular var Hani rehberin? Sakın hâ! Şeytanın adımları ardındaki gitmeyesin Nefsânî arzularını ilah edinmeyesin Bütün karanlıkları aydınlatan Nuru Kur’anı, Sahili selâmete kılavuzlayan kâmil insanı İYİ TANI Tanı oysa, Hakk’a yol bulasın Korkman gerekenden kork fakat, tüm korkulardan kurtulasın Ne irfandır veren ahlâka yükseklik ne vicdandır Fazilet duygusal insanlarda Allah korkusundandır Yüreklerden çekilmiş farzedilsin havfi yezdanın Ne irfanın kalır tesiri asla ne vicdanın(M Akif) EY GEZGIN! Sakın unutma Bezginlik, yılgınlık getirir Yılgınlık ise bozgunluk getirir Dönüp de bir bak mükemmel maziye, Cepheden cepheye koşan gaziye Tâ kalbinden vurulmuş da yatanlar, Cennete karşılık canını satanlar Bir şehit oysa O, seyyidi şühedâ Vuslat için vardı meydanı uhudâ Selli seyf eyleyip düşmana daldı Pâk canını Hâk için eyledi fedâ HAMZA’casına bir şehadete talip ol Talib ol ama, bedenin kesafetinden, nefsin zulümatından necat bulasın EY GEZGIN! Sakın ümitsiz olma Yolun başındasın gaflete dalma Olanlara bakıp da, kalbine korku salma Çünkü sen Müslümansın Sakın unutma Şehamet dini, çaba dini, oysa Müslümanlıktır Reel Müslümanlık en büyük kahramanlıktır Cebanet, meskenet, dünyada sığmaz ruhu İslâma Kitabullahı işkad eyledim –gördüm ya dâvâma Görürsün, hissedersin varsa vicdanınla imanın, Ne harikulade bir hamâset çarpıyor göğsünde Kur’lahza’ın(M Akif) EY YOLCU! İşte gerçek, onunla yüz yüzesin Geçmişte biz böyle idik, ya şu anda? Korkmazdık kınayanın kınamasından Yılmazdık engellerden Bıkmazdık zorluklardan Yenilirdik olur ya bazen Amma asla bozguna uğramazdık Bir süre biz de ahali, hem nasıl milletmişiz Gelmişiz dünyaya, uyruk nedir öğretmişiz Kapkaranlıkken bütün âyâkı insaniyet Nûr olup fışkırmışız tâ sinesinden zulmetin Yarmışız edvarı fetretten kalan yeldâları Fikri ferdâ doğmadan yağdırmışız ferdâları(M Akif) EY GEZGIN! Sen ancak asımın neslinin, çiğnetme nâmusunu At üstünden korkunun ve gafletin kâbusunu Ateşler yakıp Nemrut misali, atsalar seni Sakın hâ! Terk etmiyesin, imanını, dinini O, Asım ancak, Ebu Süleymandır Asım bin Değişmez’tir Uhud muharebesinde Sülâfe adında azgın müşrik bir kadının iki oğlunu öldürmüştü Bayan da, Asım’ın başını kesip eline geçirirse kafa tasıyla şarap içmeyi va’d etmişti Sülâfe, Asım bin Değişmez’in başını getirene yüz deve vereceğini de bildiri etti Asım bin Sabit, Reci seriyyesinde şehit edilince Lıhyanoğulları, onun başını kesip yüz deveye konmak istediler Fakat ona yaklaşmak ne muhtemel! Milyonlarca arı onun kutsal bedenini kuşatmışlar, ona kimseyi yaklaştırmıyorlardı Dediler fakat, akşam geliriz Arılar dağılır biz de başını keseriz Akşam olunca besbelli hiçbir emaresi yokken bardaktan boşanırcasına yağmur yağdı Vadiler su baskını suları ile dolup taştı ve Asım’ın mübarek cesedini alıp götürdü Onu kimse bulamadı Asım bin Değişmez çarpışırken: Allah’ım! Ben günün başında senin dinini korudum Sen de günün sonunda benim bedenimi korudiye dua etmişti Duası kabul olundu Allah, onu korudu Müşrikler eli abes döndüler EY YOLCU! İşte sen bu Âsım’ın, böyle yüz binlerce Âsım’ın neslisin Nitekim onun neslinden on binlerce Âsım Çanakkale geçilmez dedi 18 Mart 1915’de ehli salibe Çanakkale’yi mezar yaptı Âsım’ın nesli diyordum ya nesilmiş reel İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar O, rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar Yaralanmış temiz alnından, uzanmış yatıyor Bir HİLAL uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor! Sana gizli gelmeyecek makberi kimler kazsın? “Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber(M Akif) Çanakke şehitlerine, onların ulu hatırasını bizlere en içten duygularla ulaştıran milli şairimiz Merhum Mehmet Akif Ersoy’a Allah Teala’dan rahmetler diliyor, şefaatlerini ümit ediyoruz Mehmet Akif merhumun ve tüm aziz şehitlerimizin mübarek ruhları için bir Fatiha, üç İhlası Şerif okuyalım
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.