Asıl adı Turgut olan evliyanın Osmanlı Devletinin kuruluş yıllarında yaşamış mucahid ve akıncı bir derviş Doğum tarihi ve yeri bilinmemektedir Şeyh Edebali hazretlerinin muridlerindendir
Şeyh Edebali hazretleri Eskişehir yakınlarındaki İtburnu adlı koyde ikamet eder, taliblerine ilim oğretmek, insanlara huzur dağıtmakla meşgUl olurdu Talebelerini daha cok kafirlerle cihada sevk ederdi Nitekim sohbetlerinde kemale gelen Ebdal Kumral'ı da hem talebe yetiştirmek ve hem de Allahu tealanın dinini yaymak icin kafirlerle harbetmek uzere vazifelendirdi
Ebdal Kumral, İslamiyetin yayılması icin pekcok gayret gosterdi Zaman zaman Hızır aleyhisselam ile goruşup sohbet ederlerdi Yine bir defasında Ermeni derbendi denilen yerde dinlenirken Hızır aleyhisselama rastgeldi Tatlı tatlı konuştular Hızır aleyhisselam, Ebdal Kumral'a Osman Bey'den soz etti Onun dağılmış olan muslumanları bir bayrak altında toplayacağından ve kurduğu devletin uc kıtaya yayılacağından bahsetti Ebdal Kumral hazretleri bu genc beyi tanımıyordu Ancak, bircok gazada bulunduğunu ve zaman zaman gelip Şeyh Edebali'nin zaviyesinde misafir kaldığını duymuştu Hızır aleyhisselam; O genc erin, geleceği cok umitlidir Kendisine bu mujdemizi ulaştırdedi Kumral Ebdal kendisini tanımadığını soyleyince, Hızır aleyhisselam; Onu, Edebali hazretlerinin yanında bulacaksın Şeyhe bu mevzuda bir ruyasını nakledecektirbuyurdu
Kumral Ebdal, Hızır aleyhisselamdan ayrılınca, icini bir ateş ve ozlem sardı Buyuk doğuşun mujdesini icinde hissediyordu Doğruca şeyhi Edebali hazretlerinin huzuruna varmak uzere yola cıktı
Bu sırada Osman Gazi Şeyh Edebali'nin Bilecik'teki zaviyesinde misafir bulunuyordu Osman Gazi o gece bir ruya gordu Ruyasında, Edebali hazretlerinin koltuğu altından cıkan bir nUr, gelip Osman Beyin koltuk altına girdi O nUrun girmesiyle, Osman Beyin karnından bir ağac peyda oldu Birden dallanıp budaklandı Dalları cok yukseklere ulaştı Altındaki nice dağlar ve nehirleri golgeledi Onun golgesindeki dağ ve nehirlerden bircok insan gelip istifade etmeye başladı, Osman Bey uyandı Hemen abdest alıp şeyhinin huzUruna vardı Baktı ki şeyhi birkac derviş ile sohbet etmekte Bunlardan biri de Ebdal Kumral'dı
Ebdal Kumral Osman Gazinin ruyasını dinlerken heyecandan kalbinin duracak gibi olduğunu hissetti İşte Hızır aleyhisselamın bahsettiği genc İşte muazzam İslam devletini kuracak genc mimar Bu sıradaOsman Gazinin ruyasını dinleyen Şeyh Edebali tebessum edip, ruhları okşayan tatlı bir sesle şoyle tabir etti:
Ey Osman! Sana mujdeler olsun Sana ve senin evladına Hak teala saltanat verdi Ve dunya alem, evladının saltanat guneşi altında ola Ve hem kızım Mal Hatun sana helal oldu
İşte şeyhi ile Hızır aleyhisselamın soyledikleri de birbirini doğruladı Ebdal Kumral hazretleri artık daha fazla dayanamayıp şeyhi ile murid arasına girdi Osman Gaziye Hızır aleyhisselamın mujdesini de soyledikten sonra; Ey Osman! Sana padişahlık verildi Bize şukrane ne verirsin?diye sordu Osman Gazi ise;
Ne vakit padişah olursam sana bir şar, şehir vereyimdedi Ancak Ebdal Kumral'ın gozu oyle yukseklerde olmadığından; Bize şu koyceğiz yeter Şehirden vazgectikdedi Osman Gazi kabUl etti Ama Ebdal Kumral, ileride bu vaadi Osman Gazinin cocuklarına karşı ispat etmek icin yazılı bir belge istiyordu Bu maksatla;Oyleyse bize bir kağıt verdedi Osman Gazi ise; Kağıt yerine işte bir kılıcım var Babamdan ve dedemden kalmıştır Onunla birlikte bir de maşrapa vereyim Birlikte senin elinde olsunlar Neslin bu nişanı saklasın Eğer Hak teala beni padişahlığa eriştirirse benim neslim dahi bu alameti gorup kabUl etsinler, koyunu almasınlardeyip verdi
Boylece Osman Gazinin kılıcı Ebdal Kumral ve onun nesli eline gecti Ancak Kumral Ebdal hazretleri Osman Gazinin tahta cıktığını goremedi 1288'de Osman Gazi, babası Ertuğrul Gazinin yerine baş secildiğinde o vefat etmişti Osman Gazi ise bu mucahid şeyh hazretlerini unutmadı Ona Ermeni Derbendinde guzel bir zaviye yaptırdı Bircok koy ve tarlalar vakfetti Cunku o, gunun birinde ruyası her anlamıyla gercekleşir ve Osmanlı Devleti cihanı kaplayan bir devlet olursa, bunda imanlı kılıc sahipleri kadar, iman sahibi dervişlerin de payı olacağına yurekten inanıyordu
Bu arada her Osmanlı padişahı, Ebdal Kumral neslinden gelen dervişler elinde o kılıcı gorunce pekcok ihsanlar ettiler ve o kılıcın kınını yenilediler
kaynaklar:1) Aşıkpaşazade Tarihi; s 1213
2) Hammer, Osmanlı Devleti Tarihi; c1, s68
Şeyh Edebali hazretleri Eskişehir yakınlarındaki İtburnu adlı koyde ikamet eder, taliblerine ilim oğretmek, insanlara huzur dağıtmakla meşgUl olurdu Talebelerini daha cok kafirlerle cihada sevk ederdi Nitekim sohbetlerinde kemale gelen Ebdal Kumral'ı da hem talebe yetiştirmek ve hem de Allahu tealanın dinini yaymak icin kafirlerle harbetmek uzere vazifelendirdi
Ebdal Kumral, İslamiyetin yayılması icin pekcok gayret gosterdi Zaman zaman Hızır aleyhisselam ile goruşup sohbet ederlerdi Yine bir defasında Ermeni derbendi denilen yerde dinlenirken Hızır aleyhisselama rastgeldi Tatlı tatlı konuştular Hızır aleyhisselam, Ebdal Kumral'a Osman Bey'den soz etti Onun dağılmış olan muslumanları bir bayrak altında toplayacağından ve kurduğu devletin uc kıtaya yayılacağından bahsetti Ebdal Kumral hazretleri bu genc beyi tanımıyordu Ancak, bircok gazada bulunduğunu ve zaman zaman gelip Şeyh Edebali'nin zaviyesinde misafir kaldığını duymuştu Hızır aleyhisselam; O genc erin, geleceği cok umitlidir Kendisine bu mujdemizi ulaştırdedi Kumral Ebdal kendisini tanımadığını soyleyince, Hızır aleyhisselam; Onu, Edebali hazretlerinin yanında bulacaksın Şeyhe bu mevzuda bir ruyasını nakledecektirbuyurdu
Kumral Ebdal, Hızır aleyhisselamdan ayrılınca, icini bir ateş ve ozlem sardı Buyuk doğuşun mujdesini icinde hissediyordu Doğruca şeyhi Edebali hazretlerinin huzuruna varmak uzere yola cıktı
Bu sırada Osman Gazi Şeyh Edebali'nin Bilecik'teki zaviyesinde misafir bulunuyordu Osman Gazi o gece bir ruya gordu Ruyasında, Edebali hazretlerinin koltuğu altından cıkan bir nUr, gelip Osman Beyin koltuk altına girdi O nUrun girmesiyle, Osman Beyin karnından bir ağac peyda oldu Birden dallanıp budaklandı Dalları cok yukseklere ulaştı Altındaki nice dağlar ve nehirleri golgeledi Onun golgesindeki dağ ve nehirlerden bircok insan gelip istifade etmeye başladı, Osman Bey uyandı Hemen abdest alıp şeyhinin huzUruna vardı Baktı ki şeyhi birkac derviş ile sohbet etmekte Bunlardan biri de Ebdal Kumral'dı
Ebdal Kumral Osman Gazinin ruyasını dinlerken heyecandan kalbinin duracak gibi olduğunu hissetti İşte Hızır aleyhisselamın bahsettiği genc İşte muazzam İslam devletini kuracak genc mimar Bu sıradaOsman Gazinin ruyasını dinleyen Şeyh Edebali tebessum edip, ruhları okşayan tatlı bir sesle şoyle tabir etti:
Ey Osman! Sana mujdeler olsun Sana ve senin evladına Hak teala saltanat verdi Ve dunya alem, evladının saltanat guneşi altında ola Ve hem kızım Mal Hatun sana helal oldu
İşte şeyhi ile Hızır aleyhisselamın soyledikleri de birbirini doğruladı Ebdal Kumral hazretleri artık daha fazla dayanamayıp şeyhi ile murid arasına girdi Osman Gaziye Hızır aleyhisselamın mujdesini de soyledikten sonra; Ey Osman! Sana padişahlık verildi Bize şukrane ne verirsin?diye sordu Osman Gazi ise;
Ne vakit padişah olursam sana bir şar, şehir vereyimdedi Ancak Ebdal Kumral'ın gozu oyle yukseklerde olmadığından; Bize şu koyceğiz yeter Şehirden vazgectikdedi Osman Gazi kabUl etti Ama Ebdal Kumral, ileride bu vaadi Osman Gazinin cocuklarına karşı ispat etmek icin yazılı bir belge istiyordu Bu maksatla;Oyleyse bize bir kağıt verdedi Osman Gazi ise; Kağıt yerine işte bir kılıcım var Babamdan ve dedemden kalmıştır Onunla birlikte bir de maşrapa vereyim Birlikte senin elinde olsunlar Neslin bu nişanı saklasın Eğer Hak teala beni padişahlığa eriştirirse benim neslim dahi bu alameti gorup kabUl etsinler, koyunu almasınlardeyip verdi
Boylece Osman Gazinin kılıcı Ebdal Kumral ve onun nesli eline gecti Ancak Kumral Ebdal hazretleri Osman Gazinin tahta cıktığını goremedi 1288'de Osman Gazi, babası Ertuğrul Gazinin yerine baş secildiğinde o vefat etmişti Osman Gazi ise bu mucahid şeyh hazretlerini unutmadı Ona Ermeni Derbendinde guzel bir zaviye yaptırdı Bircok koy ve tarlalar vakfetti Cunku o, gunun birinde ruyası her anlamıyla gercekleşir ve Osmanlı Devleti cihanı kaplayan bir devlet olursa, bunda imanlı kılıc sahipleri kadar, iman sahibi dervişlerin de payı olacağına yurekten inanıyordu
Bu arada her Osmanlı padişahı, Ebdal Kumral neslinden gelen dervişler elinde o kılıcı gorunce pekcok ihsanlar ettiler ve o kılıcın kınını yenilediler
kaynaklar:1) Aşıkpaşazade Tarihi; s 1213
2) Hammer, Osmanlı Devleti Tarihi; c1, s68