Emniyetteki atamalar İki Menzilci Grubu karşı karşıya getirdi!

AKP’nin FETÖ ile çaba kapsamında emniyet teşkilatında yapılan atamalarda FETÖ’cü olduğu tespit edilen isimlerin yerine atanan bireylerin değerli bir kısmının Menzil tarikatından olduğu konuşuluyordu. Son gelen kulis bilgilerine nazaran, birinci sınıfa terfi ve polis okuluna yapılan atamalardan sonrası Menzilci iki küme ortasında gerginlik çıktı.

Bilhassa 17/25 Aralık operasyonları sonrası başta emniyet olmak üzere tüm bürokraside başlayan “temizlik” çalışmaları sonucunda yeni kimi farklı yapılanmalar devlet takımlarında hayat bulmaya başlamıştı.

T24’ten Tolga Şardan’ın haberine nazaran, Fethullahçılar üzere Işıkçı akımdan gelen Okuyucular, Yazıcılar ile Nakşi akımdan gelen Süleymancılar, Menzilciler, Erzincan Kümesi, Erzurum Kurtoğlu Kümesi, İskenderpaşa Kümesi önde gelen kümeler ortasında yer alıyor.



Bu kümelerden Okuyucular, Yazıcılar’la birlikte son periyotta Menzilciler de öbür kurumlarda olduğu üzere emniyet teşkilatı içinde örgütlenmeye başladı. FETÖ’den doğan boşluğun doldurulması çerçevesinde bir müddettir emniyette yapılan tayinlerde Menzilcilerin tesiri “güçlü” biçimde hissediliyor.



Bu tesir, son emniyet müdürleri kararnamesinin yanı sıra birinci sınıf emniyet müdürlüğüne terfi ve polis okullarına yapılan müdür atamalarında da kendisini gösterdi. Her üç atama ve terfi sırasında Menzil cemaatinden direkt yahut dolaylı gelen referanslar kabul gördü.

Lakin kulislere düşen argümana nazaran, birinci sınıfa terfi ve polis okullarına yapılan atamalar sonrasında bilhassa Menzil cemaati içinde arbedeli bir süreç başladı.

Malum, Türkiye’deki Menzil cemaati Adıyaman’daki Semerkand kümesi ve Eskişehir’deki Buhara kümesinden oluşuyor.

Başkanları farklı olan bu iki kümenin, Emniyet’teki bu görevlendirmeler sonrasında birbirleriyle karşıt düştükleri öne sürülüyor. Bu durumun münasebeti ise, Emniyet’teki atama ve terfilerde Semerkand kümesinin referanslarına olumlu cevap verildiği, Buhara kümesinin taleplerinin yerine getirilmediği.

Semerkand kümesini, Buhara kümesine karşı 1-0 öne geçiren bu görevlendirmelerde kuşkusuz başka küme ve yapılardan da referanslar var.



Aslında, şimdiye kadar “Menzil kümesinin emniyet teşkilatındaki yapılanması” diye bir mevzu hiç gündemde olmamıştı. Çünkü bu yapıyla ilişkili teşkilat mensubu sayısı çok fakat çok en az seviyedeydi.



Lakin ne olduysa; gerek 17-25 Aralık süreci, gerekse 15 Temmuz sonrasında bu kümenin nüfusu emniyet içinde gözle görünür biçimde arttı. Birden teğe, Menzil kümesi Emniyet’te güçlenmeye başladı.

Bu durum başların da karışmasına neden oluyor hiç elbet.

Zira bilhassa FETÖ soruşturmaları sonrasında “renklendirme” diye bir durum ortaya çıktı. Yani, daha evvel FETÖ içinde yer alan ve deşifre olmamış bireyler, öteki cemaat ve yapılara sızmayı başarıp kendilerine ömür alanı bulmaya başladı. Ve bu bireyler ise devlet tarafından “kripto FETÖ’cü” olarak tanımlanıyor.

Menzil cemaati başta başka dini küme ve yapılarda son periyotta artan insan kaynağını biraz da bu “renklendirme” tarifi çerçevesinden gözlemek ve kıymetlendirmek gerekiyor.

Yapılan bu atamalarda devletten yana taraf olan, buyruk ve talimatları devletten alan, Atatürk prensiplerine bağlı teşkilat mensupları yok mu?

Elbette var. Fakat emniyet teşkilatı üzere silahı ve üniforması olan, devletin en değerli kurumlarından birisinde yapılan görevlendirmelerin cemaat yahut tarikat referansıyla değil, kurumsal liyakat ve kıdeme nazaran yapılması, ülke için daha yararlı olacaktır.