En Güzel Kız İsimleri

kız isimleri ve anlamları
en hoş kız çocuk isimleri
en güzel kız isimleri

A

Aksu: Ak renkli su, köpüren su; Anadolu'da kimi akarsuların adı
Alanur: Alacalı ışık, ala ışık
Akcan: Ak hayat; temiz ruhlu kişi, ak tenli ve dostça akça pakça sevgili
Aksel: Ak renkte su baskını
Algül: Al renkli gül kırmızı gül
Aksen: Sen aksın, kirlenmemişsin, temizsin
Akün: Iyi ve pak ün
Ala: Alaca, girift renkli açık kestane rengi, ela
Alçin: Al renkli ufak bir kuş
Alev: Yanan ve ışık veren şeylerin türlü biçimlerde uzanan dili, alaz, yalım
Algün: Al renkli Güneş kırmızı güneş
Alım: Gözü gönlü çeken nitelik,çekicilik, gönül çelen çekicilik, albeni
Alkım: Düşmekte olan yağmur damlacıklarında güneş ışınlarının kırılıp yansımasıyla Oluşan yedi renkli manzara, gökkuşağı ebemkuşağı
Almıla: Al elma
Anatolya: Türkiye'nin Asya kıt'asında bulunan topraklarına verilen isim,Anadolu
YunancaAnatolia, güneşin doğduğu istikamet
Anıl: Sözü edilmek veya düşünülmekaramak olan anılmakeyleminin buyurma kipinin ikinci tekil kişisi; daima anılasındileğinide içerir
Asena: Kadınsı kurt; hoş kız
Aslı: Kerem ile Aslı adlı ırk öyküsünün bayan kahramanı
Aslıhan: Kerem'in sevgilisi Aslı'nın bir başka adı
Aslım: Soyum sopum, kökenim; benim olan Aslı
Asu: Azgın ve geçimsiz beygir
Aşkım: Sevdiğim, sevgilim
Aşkın: Benzerlerinden üstün olan, fazla, fazla üstün, aşan, geçen; üzüm bono ve asmalarında Yeni göğeren dallar, dalların ucundaki yapraksız uzantılar, filiz, ışkın
Alev: Odun, kömür, ot gibi özdeklerin yanmasıyla ısı ve ışığın birlikte belirlemesi; Tutuşmuş olan nesne
Ay: Yer yuvarlağının uydusu olan gök cismi
Aybike: Ay gibi güzel ve dokunulmamış bayan
Ayca: Ay gibi, yüzü Ay gibi hoş olan
Aycan: Ay gibi güzel insan
Ayça: Ay'ın, birincil günlerinde aldığı yay biçimi, Ay'ın birincil günlerindeki Görünüşü, yeni ay, hilal
Ayda: Gülgillerden, dere kıyılarında, çayırlarda yetişen bir bitki; şaşma üzülme, İsteklendirme, bilirir bir ünlem
Aydan: Ay gibi hoş, Ay'dan yapılmış
Aydeniz: Ay ile denizsin
Aygül: Ay ve gül gibi hoş
Aygün: Ay ile Güneş
Ülkü: Ay'ın ve kimi yıldızların çevresindeki görülen ışık çemberi, aylin
Aylan: Açık bölge
Aylin: Ay'ın ve kimi yıldızların çevresinde görülen ışık çemberi, hale,
Aynur: Ay gibi ışık saçan, ay ışığı
Ayperi: Ay ve peri gibi, fazla hoş
Aysan: Ay gibi güzel san
Aysel: Ay ile selden oluşmuş
Aysın: Ay gibisin, Ay değin güzelsin
Aysun: Arzetmektan sunbuyruğu ile Ay'dan oluşmuş bir isim, Ay'ı sun
Aysuna: Ay gibi güzel yaban ördeği
Ayşan: Şanı Ay gibi parlak olan, görkemli, aydınlık
Ayşen: Ay gibi güzel ve neşeli, şen Ay
Ayşıl: mehtap
Ayşın: Ay ışını
Ayten: Ay gibi hoş ten, hoş tenli
Aytolun: Ay'ın en dolgun evresindeki durumu, dolunay
Aytuna: Gökteki ay ile Tuna Irmağın'dan oluşmuş bir ad
Aytül: Ay'ın tüllü Ay ile tül, Ay tülü
Ayzıt: Türk söylencebiliminde güzellik tanrıçası, ödüllendirici tanrıça

B

Balcan: Bal gibi can, tatlı can
Baldan: Bal gibi tatlı, baldan yapılmış
Balım: Benim balımbal gibi tatlım
Başak: Ekinlerin, taneleri içeren kılçıklı başı
Bediz: Açık , belirli, görünen; süs bezek, bedis
Begüm: Bayan, hanımefendi, saygıdeğer bayan
Belen: Iki dağ arasından geçen yol, geçit; yığın, yüksek yer, üzeri yassı yokuş
Belgin: Kesinkes belirli olan, belirgin açık
Belgün: Emin, kayıtlı gün
Beliz: Muhabere ve iz nişan ve iz
Benan: Beni lahza beni unutma
Benay: Ben Ay'ım Ay gibiyim
Bengi: Baki, baki, daima sürecek olan, hiç ölmeyecek olan
Bengisu: Ebediyet suyu, içene sonsuzluk vereceği söylenen söylencesel
Bensu: Ben su gibiyim, güzelim
Beren: Koyun yavrusu, kuzu; güçlü; tanınmış
Betül: Erkek eli değmemiş, erkekten uzak yaşayan, namuslu kadın
Bezen: Bezek, çok dikkat çekici süs
Bike: Evlenmemiş, çocuk doğurmamış, erden
Bilge: Çok ve sağlam akıllı, bildiğini kendisi ve başkaları için en yardımsever bir biçimde kullanabilen, geniş ve derin akıllı
Bilgül: Bil ve gül, bilirsen gülersin, mutlu olursun
Bilgün: Günü bil
Binnaz: Bin türlü naz eden, bin tane naz
Bircan: Biricik ve samimi
Birce: Biricik, bir tanecik
Birgül: Bir tek gül
Birim: Bir niceliği değerlendirmek için kendi türünden seçilen örnek ve değişmeyen parça; birtanem, biriciğim
Biriz: Bir tekiz
Birsel: Bir sel gibisin, bir selsin
Burcu: Aroma, ıtır
Burcum: Aroma; burcu
Burçak: Taneleri hayvan yemi olarak kullanılan, mercimeğe benzeşen bir bitki
Burçin: Kadınsı geyik, bozçin, bürçin
Büklüm: Bükülmüş, kıvrılmış şeylerin oluşturduğu halka ya da kat kıvrım
Büyüm: Benim büyüm

C

Canal: Güzelliğinle canlar yak
Içtenlikle: Dürüst, yürekten
Cankat: Sevinç getiren cana can kat
Canöz: Canın özü, yaşamın özü
Cansen: Can sensin
Cansın: Tatlısın, sevgilisin
Cansun: Zorlama sun, canlılık sun
Ceren: Çöllerde yaşamış, çok çabuk koşan, gözlerinin güzelliğiyle ünlü, ince bacaklı, zarif hayvan
Ceylan: Çölde yaşamış, geyik tarzında, gözlerinin güzelliğiyle meşhur, çok süratli koşan, ince bacaklı, fazla hoş bir hayvan, ceren

Ç

Mücadele: Bir işi yerine getirmek için harcanan baskı
Çağ: Kayıtlı bir özelliği göz önünde tutularak ele alınan zaman bölümü
Çağıl: Çağ ile ilgili, çağdaş; çakıl, çağıl çağılikilimesinden biri
Çağın: Yıldırım, yıldırım
Çağla: Erik, kayısı ve özellikle bademin taze yemişi, ham yemişi
Çağlayan: Akarsuyun, yüksekten çağıltılarla, köpürerek döküldüğü yer
Çığıl: Başa takılan altın
Çiçek: Bitkinin, genellikle güzel, kokulu, renkli bölümü
Çiğdem: Türlü renklerde çiçek açan bir kır bitkisi
Çiler: Hoş ötüşlü, bülbül gibi çileyen
Çimen: Doğal olarak biten çim, yeşillik
Çise: Çiseleyen yağmur damlası
Çisem: Çise

D

Dal: Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri
Damla: Yağmur ya da bir sıvanın, fazla minik, dairesel biçimli parçası
Defne: Defnegillerden, anayurdu Anadolu olan ve özellikle Ege Bölgesin'nde bol yetişen yaprakları hoş kokulu, yaz kış yeşil kalan bir ağaç
Demet: Ekin, çiçek gibi bitkilerin birkaçının yada bir bölümünün bir arada bağlanmış biçimi
Deniz: Yeryüzünün büyük bir bölümünü örten, derin ve fazla geniş tuzlu su
Derin: Dibi yüzeyinden yada ağzından uzakta olan, derinliği olan; Fazla içten gelen ve içe işleyen
Köklü Değişiklik: Kısa vakit içinde, olumlu yönde önemli niteliksel değişmelere yol açan devinme
Dicle: Kaynağı kuzeydoğu Anadolu'da bulunan, ülkelerimizden daha sonra Irak topraklarından
geçerek denize dökülen büyük ırmak
Istek: Dilenilen şey, istek
Diren: Harmanda sapları yaymaya yarayan uzun çatallı ağaçtan yapılmış vasıta
Diril: Dirilmekderi buyruk; el dokuması kumaş
Dirim: Canlılık, dirilik, afiyet, yaşam
Doğa: Canlı ve cansız nesnelerden oluşan varlığın tümü; Kendi kendini sürekli olarak her tarafta yaratan ve değiştiren zorlama; yaratılış
Doğu: Güneş'in doğduğu yön
Dolunay: Ay'ın dolun durumu, Ay'ın tamamen parlak olduğu zamanki hali, Ay'ın her ayın ortalarında aldığı kaplı görünüm
Zirve: Bir dağın, bir tepenin, yüksek bir yerin, tepesi, en yüksek yeri
Duru: Bulanık olmayan, açık, temiz
Durugül: Arı duru ve gül gibi güzel
Durusu: Flu olmayan, dalgasız, pırıl pırıl ve dibi görünen su; pak su
Duygu: Iyi ve hoş şeyleri sevebilme, onları duyumsayabilme yeteneği; Anımsanacak duyuş; gönülden uyanan akustik ya da tepki; duyumsama *