iltasyazilim
FD Üye
Dünya yüzeyindeki canlı formasyonunu farklı bir kulvara taşıyan insan nesli, doğadaki efendilik yetkisini ve uygarlık kurucu unvanını sanıldığından daha kolay bir özelliğine borçludur Hepimiz insanlığımız peşinde büyük ve büyüleyici gücün beyinsel gelişim olduğunu zannederiz ancak evrimsel işlem içerisinde beynin hakkettiği konumu alabilmesi büyük oranda el ve ayak gelişiminin tamamlanmasıyla mümkün olmuştur
Bu makalemizde sahip olduğumuz bütün uygar vasıflara kapı aralayan kilit organı, ?başparmağı ele alacağız
Acımasız doğanın affı olmayan yaşam şartlarında bedeni ve yetenekleriyle insan en savunmasız canlı sayılırİnsan vücudu özel bir çevreye düzen sağlayarak hızlıca bulunduğu habitata harmoni sağlayacak özelliklerle donatılmış değildir Buna karşılık insan çoğu çevrede, her iklimde yaşamını sürdürebilir Bunu da yeteneklerinin el verdiği ölçüde doğayı kontrol altına alarak çevreyi kendi yararına değiştirip dönüştürerek yapar Öteki canlılar acayip doğa koşulları karşı doğal ortama uyumaya çalışırken insan ise yaşadığı yeri kendine uyarlayarak bambaşka ve daha baskın bir intibak tarzını kullanırİşte insanın doğayı kontrol altına alabilme gibi diğer hayvanlarda en zekilerinde deha bulunmayan bu eşsiz yeteneği onun için heybetli etkileri olan dönüştürücü ve üretici yeteneklerinin kaynağı olmuştur
Başparmağın Evrim Serüveni
Günümüzden milyonlarca sene önce bu dünyadaki yaşam macerasına adım atan insan, yapısı ve yetenekleri nedeniyle öteki canlılardan daha farklı bir avlanma ve gıda biçimi geliştirmek zorundaydıSınırlı besin kaynakları, toplama ve nakliye zorunluluğunu doğurdu, ama bu da elin gelişiminin gücüydü İnsan elinin evrimi insanın iki ayağı üstünde yürümeye başlamasıyla gelişmeye başlamıştır İki ayağı üzerinde yürümeyi sıklaştırdıkça serbest kalan eller bizi şu anki seviyemize getiren sürecin en hayati noktasıdırBirçok bakımdan iki ayaklılık doğal olmayan bir duruştur, oysa bu da mağaralardan günümüze değin insanı uğraştıran sırt ağrılarının yaygınlığını açıklar İki ayaklılığın büyük avantajı, bu duruş şeklinin elleri çalışmak üzere özgür bırakmasıdır İnsanlığın ileri doğru büyük sıçrayışıdır bu Emek, doğayla birlikte, tüm zenginliğin kaynağıdır Ama Engelsin de göze çarpan ettiği gibi, bundan çok daha fazlası da laf konusudur: “O emek, insanın bütün varlığının temel koşuludur ve belirtilmiş bir anlamda bu böylece bir ölçüdedir ama, emek insanı bana kalırsa yaratmıştır demeliyiz Emek tamamen elin gelişimi bir iyice vücudun gelişimine sıkı sıkıya bağlıdır Demek ama el sadece emeğin organı olmakla kalmaz bununla beraber emeğin ürünüdür Her seferinde yeni işlere armoni sağlayarak, bu vesile ile edinilmiş özel kasların, kas bağlarının ve uzun vakit dönemlerinde de kemiklerin kalıtımıyla, ve alıtımla elde edilen bu iyileşmiş özelliklerin gitgide daha kompleks ve yeni işlere defalarca yeni bir biçimde uygulanmasıyla, insan eli, Raphaelin tablolarını, Thorwaldsenin heykellerini ve Paganininin müziğini yaratabilmesini muhtemel kılan üstteki düzey bir mükemmellik kazanmıştır Lakin el tek başına değildi O, bütünün, son derece karışık bir organizmanın sadece bir üyesiydi Ve elin yararlandığı şey elin hizmet ettiği bütün bedene de fayda sağladıBir tamamen insan bedeni yepyeni bir formasyona içten yol almaya başladı
İnsanı tabiatın hakimi olma kibrine sahip olmaya iten, doğadaki zorlukların üstesinden gelmesini sağlayacak olan aletler yapıp bunları kullanabilmesidir Bunun için gelişmiş bir beyin gerekiyorsa da, beynin üretmiş olduğu düşünceyi uygulayabilecek bir el olmadığı sürece başarıya ulaşılamayacaktır Bunun için, insan eli, insanın doğa ile bir kaç milyon takvim mücadelesi sırasında elde ettiği evrimsel kazanımlar aralarında kayda değer bir yere sahiptir
Ellerimizde, kavramayı ve sıkmayı sağlayan iki büyük adale bulunur ve gerçekte evrimsel süreçte bizi diğer kuyruksuz maymunlardan ayırmaya başlayan esas özelliklerden birisi bu kasların farklılaşmasıdır Tabii ki sonrasında da parmak düzenimizin evrimi gelir “Karşı duran başparmak olarak da aşina, diğer dört parmağın bütün karşısına gelecek şekilde duran baş parmağımız, birçok diğer primatın (ve genelde hayvanın) yapamayacağı işleri yapabilmemizi sağlamıştır Bu da aracısız olarak beynimizin ve yaşam biçimlerimizin evrimine etki etmiş, soy hattımızın evrimsel geçmişini kökünden değiştirmiştir
Başparmak ve Cihaz Kullanımı
Makine tasarımı ve üretimi birçok önemli motor ve bilişsel becerilerin bir arada kullanımını gerektirirİşte doğada farklı alanlara yönlendirilmiş şekillerde makine kullanarak avlanan ya da bazı problemlerin çözümünde makine kullanan canlılara rastlayabiliyorsak da ?Makine Tasarımı sadece insan türüne kasıtlı olarak bir yetenektir İnsan kendisini diğer canlılardan ayıran bu yapısıyla şahane başarılara ulaşmış, oysa tekrar bu yapısıyla kendisi de dahil olmak üzere tüm doğal çevresi için büyük problemlere yol açmış ve kendi sonunu kendi elleriyle hazırlar hale gelmiştir Bu kadar başarılı ve akıllı bir canlı için ne değin da trajikomik bir koşul!
Maddeye ve doğaya hükmetme sürecinin başlangıcı olan dönemlerin insanı çevresindeki birçok şeyi lehine kullanmıştır; taşlar, kemikler, boynuzdan alet ve silahlar Taş, ilk aletler için biçilmiş kaftandır Zamana aleyhinde dirençlidir, her yerde bulunur ve şekil verilebilir böylece ilk aletlerin yapımında esas madde olarak taş kullanılmıştır
Ilk taş aletler kabaca biçimlendirilmiş ve tek yüzü sivrileştirilmiştir Zaman geçtikçe farklı amaçlara hizmet eden biçimli cihaz ve silahlar ortaya çıkmıştır
İnsan elinin biçimi, taş cihaz biçimlendirmeyi olası kılan maddesel altyapıyı sağlıyor bize İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliklerin başında, el biçiminin elverdiği bu alet üretme, daha önemlisi makine kullanarak makine üretme geliyor Sahiden yunuslardan kargalara çoğu türün alet kullandığını biliyoruz Örneğin kadınsı şempanzeler (yerinde dal bulmak, dalı budaklarından temizlemek, törpüleyip sivriltmek gibi) fazla kademeli işlemlerle kendi mızraklarını üretip, bunlarla minik maymunları avlıyor yine de, ne şempanzelerde ne de başka türlerde, cihaz kullanarak alet üretme ve sistemli biçimde doğayı değişim becerisi gözlenmedi Ellerinin beden kullanmaya meyilli olmaması, cisimleri nasıl değiştirip kullanabilecekleri konusunda hayal güçlerinin sınırlı kalması bunda etkili olmalı
2010da yüzlerce insan ve şempanze iskeletinde el ve bacak kemiklerini ölçen bir grup bilimci, el ve etap kemiklerinin birlikte değişkenlik (eşdeğişki) sergilediğini, yani el ve ayağın paralel gelişim gösterdiğini belirledi Mesela ayak başparmakları uzun olanların el başparmakları da uzundu Araştırmacılar bu sonuçları kullanarak etap yapısını şempanzemsiden insansıya dönüştürecek bir doğal seçilim sürecinin elleri nasıl etkilemiş olabileceğini hesapladı Sonuçlar, ayağa yönelik pozitif seçilimin elleri de rahatlıkla etkileyeceğini, bugünkü biçimlerine benzeteceğini ortaya koydu
İngiliz atropolog John Napier, insan elinin iki cins belli başlı tutuşunu tanım ediyor: Hassas kavrayış (precision grip), küre şeklinde cisimleri yakalamak ve atmak için elverişli Güçlü kavrayış (power grip) sopa tarzı cisimleri kullanmaya uygun Bu tutuşlar, sırasıyla taş ve balta türü savunma aletlerinin kullanımına izin vermiş olmalı
Elin ve Başparmağın Genel İşleyiş Biçimi
Sanılanın aksine, parmaklarımızda koldan egemen adale demetleri bulunmamaktadır Gerçekte parmaklarda tek bir kas bulunur, o da “arrektör pili olarak bilinir Yani parmaklarınızın üzerinde tek tük yer alan kılları hareket ettiren kaslar Bunun haricinde parmaklarınızın yaptığı onca kompleks hareketi kontrol eden, parmaklarınızda yer edinmiş kaslar yoktur! Parmaklarınızın tüm hareketi, avcunuz ve ön kolunuzda yer alan kasların hareketiyle denetim edilmektedir Bu kaslara bağlanan uzun tendonlar, bu kasların hareketlerini parmaklara iletir ve böylece çoğu hassas hareketi yapabilmemiz olası olur
Ön kolumuza gömülü olarak bulunan ve tendonlarla parmak kemiklerimize bağlanan fleksör kaslar, parmaklarımızın bükme hareketini muhtemel kılmaktadır Baş parmağımızı öteki türlerden bu değin ayrı ve özel kılan, kendisine ait bir uzun dahası kısa fleksörünün bulunmasıdır Fleksörler, eklemlerin birbirleri üstüne katlanarak kapanmasını sağlarlar; örneğin parmağınızı bükerek, büklüm noktaları civarda kendi üstüne kapatabilmeniz gibi… Hem başparmağımızda opponenler ve abdüktör brevis kası bulunur Tüm bu kaslar ve fleksörler, parmakların kendisinde bulunmaktan ziyade, görselde kırmızı renkte görüldüğü gibi avcun içerisine konuşlanmıştır ve parmaklara bütün hareketler tendonlarla iletilir
Uzun yıllar el cerrahisi üstüne odaklanmış, Dupuytren Hastalığı olarak aşina, az önce tedavisi bulunmayan bir el anomalisi ile mücadeleye ömrünü vermiş ve 2019 yılında emekliye ayrılmış olan Dr Charles Eaton, parmaklarımızın bütün hareketinin tendonlarla gerçekleştirilmesini, bir kuklanın bütün hareketlerinin efendi tarafından iplerle gerçekleştirilmesinden farksız olduğunu söylemektedir
Parmaklar arasında hususi bir yeri olan ve el fonksiyonlarının yaklaşık % 60ını kimsesiz üstlenen başparmak, vazifelerini nasıl yapmaktadır? Deri ve dokularla ambalajlanan başparmağın iskeletini, metakarpal denen uzun bir tarak kemiği ile buna tabi iki parmak kemiği (phalanx) oluşturur Bunların üzeri de, senet, damar ve hareketi olası kılan kaslarla donatılmıştır
Başparmak, fonksiyonlarını yerine getirebilmek için, sekiz adale ile bunlara hareket emrinin iletilmesinde vazife bölge üç öbür sinir tarafından çalıştırılır Ayrı yönlerde hareket kabiliyeti olan bir ekskavatör (kazıcı) kepçesi, başparmağın fonksiyonlarının anlaşılmasına bir nebze ışık tutabilir Fonksiyon olarak kısmen benzeseler de, bir kepçe ile başparmağın anatomileri ve kabiliyetleri arasında koskocoman farklılıklar vardır
Olağan insan anatomisinde diğerlerine kadar daha minik olan bir uzvun, beyin korteksinde kapladığı bölge, fonksiyonun zenginliğine ast olarak daha büyük olabilmektedir Meselâ, dilin ya da başparmağın beden ölçülerine nispeti ufak olmasına karşın, bunların beyin korteksinde kolunkinden daha fazla yer kapladığı görülmektedir Bu şekilde ortaya çıkan koşul ve uzuvların farklı büyüklükleri, ?hilkat garibesi (homonculus) denen acayip bir insan görüntüsü oluşturmaktadır
Elin Kullanımı ve Beyin Gelişimi
Vücudumuzda kapladığı küçük yere karşılık başparmağımız Beyin korteksinde, toplam el veya kol alanı dek bir yer işgal etmektedir Bu da başparmağın ne dek fonksiyonel bir uzuv olduğunu, sistemin genel yapısı içinde olmasa da, fonksiyonu açısından ona hususi bir kıymet verildiğini göstermektedir İnsanın gün her tarafında yaptığı iş ve hareketlerde (meselâ yazı yazma ve benzer anda birçok nesneyi algı gibi) başparmağın vazgeçilmez oluşu, beyne gördürülen vazifelerle dobra dobra tescillenmektedir Yumruk gerçekleştirmek, bir nesneyi yakalamak ve cisimleri sımsıkı anlamak gibi fonksiyonlar, başparmak olmadan yapılamaz Keza başparmak yokluğu, jurnal hayatta kavarama ve işleme gerektiren birçok iş dalında büyük bir eksiklik kabul edilmektedir
İnsanın başparmağın verdiği genel anatomik değişimler maddesel değişimlerle sınırlı kalmamış Beynin gelişiminde ve bilişsel işlevlerin anası sayılan ?Dil Becerisinde de anahtar role sahip gelişmeler sağlamıştır Bu yöndeki gözlemlerden biri, insanda sağ elliliğin yaygınlığı, sağ elin kontrolü için de beynin sol lobunun görece gelişmiş olması Bu, muhtemelen makine yapımının bir sonucu Beynin esas dil bölgeleri yeniden sol lobda yer alıyor Üstelik, makine kullanımı esnasında bireylerin beyinlerini tarayan kimi incelemeler, makine kullanımı ve hatta taş alet yapımı esnasında beynin etkinleşen bölgelerinin hitabe bölgeleriyle örtüştüğünü gösteriyor Antropologların tahminlerine göre 2,5 milyon sene önce ilk tür alet kullanımıyla dil gelişiminin önü çözülmüş, aradan 1 milyon yıl geçtikten sonradan dil tamamen gelişmiş, yeni bir taş balta kültürü evrilmişti
İnsanın evrimi, yürümenin elin değişmesine, alet kullanımına ve oradan dile kapı araladığı milyonlarca takvim silsileler şeklinde yaşanmış olmalı Bu modelin ayrıntıları hemen şimdi muğlaksa da modelin kendisi, evrimsel süreçlerin iç içe, doğrusal olmayan yapısına işaret ediyor Stephen Jay Gould ve Richard Lewontinin vurguladığı gibi, evrimsel değişimi “kendini düşünen genlerdeki metamorfoze indirgemeden, çok yönlü çözümlemek durum Evrimsel yeniliklerin kökeni, fazla seçilim ürünü uyarlanımlar değin ikincil etkiler, ardıl uyarlanımlar veya kalıtımsal sürüklenme sonucu sabitlenen mutasyonlar da olabilir pekâlâ
İNSAN VE MAYMUN ELİ
Kendi tarzında fizyonomik olarak en yakın olduğumuz maymun eli ile insan eli aralarında nasıl bir ayrım var fakat bizi böylesine üstün yapan özellikler diğer canlılarda yok hükmündedirBirincil insan soyunun, düşmanlarına taş atan ve sopa sallayan şempanze sözde maymunsular ile ortaya çıktığı, daha sonraları bu davranışlarının üreme avantajları ile paralel milyonlarca sene süren bir evrimin gerisinde günümüz modern insanının oluşumunu sağladığı düşünülürYani evrimsel işleyiş açısından el kullanımını ön plana çıkaran insan daha başarılı olmaya dolayısıyla kalıtımsal seçilimi de belirlemeye başlayarak genel nüfus popülasyonunu da şekillendirmeye başlamıştır böylece de insan elinin evriminin modern insanın meydana gelmesi konusunda özel bir yere sahip olduğu düşünülür İnsan elinin evrimine ise “hassas idrak ve “kaslı algılama adı verilen iki esas sezgi yönteminin sağladığı avantajların anahtar rol oynadığı öne sürülmektedir
Tipik primat eli, uzun, kavisli parmakların yanında yer alan kısa başparmak ile karakterize edilir Bunun aksine, insan eli ise daha büyük, daha kuvvetli ve hareketli bir başparmağın aleyhinde konumlanmış olan nispeten daha kısa ve daha düz(doğru) parmaklara sahiptir Kapsamlı bir izah etme ortaya koyulmamış olsa da evrimsel süreçte insan elindeki bu anatomik yeniden yapılanmanın bir şekilde makine faydalanma alışkanlığı ile ilişkili olduğu yönünde genel bir zihin birliği bulunmaktadır Bu girişim, iki but üzerinde yürüye yürüye ellerini nafile çıkaran erken hominidlerin davranışları ile de tutarlıdır Peki böylesine bir davranış, milyonlarca takvim evrimsel işlem içerisinde, maymunsuların günümüz çağdaş insanı haline gelmesini nasıl sağlamıştır
Meseleyi daha kapsamlı dile getirecek olursak, popülasyon içerisinde, daha iyi sezgi ve fırlatma adaptasyonu sağlamış olanlar, popülasyon içerisinde lider konumuna yükselecektirler Çünkü bir sopayı daha iyi kavrayabilen veya bir cismi rakibine daha iyi şekilde fırlatabilen birey, popülasyondaki diğer bireylere dominant gelecektir Bu da bu bireyin beslenmede ve çiftleşip genlerini bir sonraki nesle aktarabilmede de önceliği olacağı anlamını taşırOysa bu durumun sağladığı avantajlar sadece mevcut popülasyon ile sınırlı kalmayacaktır Başat yine sahip bireyleri içinde bulunduran popülasyonlar, zamanla tesir alanlarını genişletecek, komşu popülasyonları zorlama altına alacaklardır Bu Vesile Ile beslenme kaynakları el değiştirecek ve etken gen zamanla tür içerisinde de avantajlı bir konum elde edecektir Bunun yanında, popülasyon içinde elde edilen zorlama, popülasyonun diğer yırtıcılardan kaynaklanan tehditlerden ve tehlikelerden daha eksik etkilenmesini de sağlayacaktır Bu yalnızca popülasyon içerisindeki erkek bireyler için yok, kadınsı bireyler için de bir avantajdır ve gen akışında kayda değer bir yere sahiptir Çünkü, adaptasyonu sağlayabilmiş olan dişiler, yavrularını öteki dişilere göre daha iyi koruyabilecekler ve gen havuzunda etkinliklerini arttıracaklardır İşte tüm bu avantajlar, sopayı eline alan ya da yanındakine bir şey fırlatan ilk maymunsu ile başlar
Bir şeyleri fırlatma, sadece elin gerçekleştirdiği bir hareket değildir Hareket, kinetik enerjinin bacaklardan başlayarak kalçalar, daha aşağı bel, omuzlar, kollar ve nihayetinde ellere ulaşması ile açıklanabilir bu nedenle, bu davranışın evrimi, vücudun diğer bölümlerini de etkilemiştir Ancak en büyük değişim, işlemin en önemli parçası olan ellerde meydana gelmiştir sonuç olarak ise insan eli fırlatma ve kavramayı sağlayan 2 esas adaptasyon elde etmiştir
Şempanze Eli:
İnsansı maymun olarak nitelendirilen atalarımızın sahip olduğu el için model alınan şempanze eli hakkında esas birkaç data verecek olursak
Başparmakta ve avuç içinde yer alan kaslar ise küçüktür
Bütün bu özellikler, şempanze elinin anlayış karakteristiğinin insan elinin kavrama karakteristiğinden öbür olmasına niçin olmaktadır neticede, şempanzeler 4 esnek parmağını kullanarak “kanca kavraması adı verilen bir kavrama şekline sahiptirler Başparmak destek için kavranmış olan cisme bağlantı etse de sıkmaz ve avuç içine dürüst bir zorlama sağlamaz bu nedenle, bir sopayı kavramış olan şempanze kolunu ileri doğru attığında, olasılıkla başparmağın zayıflığı ve sinyâl parmağının üzerine dolanacak değin uzun olmaması nedeniyle kavrayışını kaybeder
İnsan Eli:
İnsan elini şempanze elinden ayıran karakteristiklerinin başında daha uzun ve kaslı bir başparmağının olması kazanç Bunun yanına insan avucu ve parmakları(başparmak haricen kalanlar) daha küçüktür ve parmaklar eğimli(açısal) yapılarını kaybetmiştir Distal falankslar, dinç algı esnasında ihtiyaç duyulan baskıyı oluşturabilecek parmak uçlarına sahip olmuşlardır Beşinci tarak kemiğinin daha kalın olmasının yanında, zor dengesi başparmak, ikinci ve üçüncü parmaklardadır
Başparmağın insan evrimindeki işlevi pek hayati bir role sahip olduğu için uzun yıllar Evrim Teorisi savunucularıyla yaradılışçı bilim adamları aralarında çeşitli şekillerde argümanlara konu olmuşturBu konuda insan mucizesinin ardındaki yüceliği açıklama yapmak isteyen geleneksel bilimin kurucusu olarak gösterilen Newtonun sözü hala yaratılışçı anlayışı savunanlar kadar motto olarak kullanılır
“Diğer bütün delilleri bir yana bıraksak bile, başparmak, Allahın varlığına inanmam için yeterlidir (Isaac Newton)
Litaratür:
Carroll (2003) Genetics and the making of homo sapiens Nature 422: 849857
Faisal vd (2010) The manipulative complexity of lower paleolithic stone toolmaking PLoS ONE 5: e13718
Prabhakar vd (2008) Humanspecific gain of function in a developmental enhancer Science 321: 13461350
Rolian, Lieberman ve Hallgrimsson () The coevolution of human hands and feet Evolution
Tocheri vd (2008) The evolutionary history of the hominin hand since the last common ancestor of pan and homo Journal of Anatomy 212: 544562
Mehmet Somel, Hesaplamalı Biyoloji Enstitüsü (PICB), Şanghay, ÇHC
Nazlı Somel, HelmutSchmidt Üniversitesi, Hamburg, Almanya
Richard W Young, “Evolution of the human hand: the role of throwing and clubbing, J Anat (2003) 202, pp165?174
Friedrich Engels, Doğanın Diyalektiği, Sol Yayınları Şubat 1996 Çeviren: Arif Gelen ISBN 9799507 s50
Bu makalemizde sahip olduğumuz bütün uygar vasıflara kapı aralayan kilit organı, ?başparmağı ele alacağız
Acımasız doğanın affı olmayan yaşam şartlarında bedeni ve yetenekleriyle insan en savunmasız canlı sayılırİnsan vücudu özel bir çevreye düzen sağlayarak hızlıca bulunduğu habitata harmoni sağlayacak özelliklerle donatılmış değildir Buna karşılık insan çoğu çevrede, her iklimde yaşamını sürdürebilir Bunu da yeteneklerinin el verdiği ölçüde doğayı kontrol altına alarak çevreyi kendi yararına değiştirip dönüştürerek yapar Öteki canlılar acayip doğa koşulları karşı doğal ortama uyumaya çalışırken insan ise yaşadığı yeri kendine uyarlayarak bambaşka ve daha baskın bir intibak tarzını kullanırİşte insanın doğayı kontrol altına alabilme gibi diğer hayvanlarda en zekilerinde deha bulunmayan bu eşsiz yeteneği onun için heybetli etkileri olan dönüştürücü ve üretici yeteneklerinin kaynağı olmuştur
Başparmağın Evrim Serüveni
Günümüzden milyonlarca sene önce bu dünyadaki yaşam macerasına adım atan insan, yapısı ve yetenekleri nedeniyle öteki canlılardan daha farklı bir avlanma ve gıda biçimi geliştirmek zorundaydıSınırlı besin kaynakları, toplama ve nakliye zorunluluğunu doğurdu, ama bu da elin gelişiminin gücüydü İnsan elinin evrimi insanın iki ayağı üstünde yürümeye başlamasıyla gelişmeye başlamıştır İki ayağı üzerinde yürümeyi sıklaştırdıkça serbest kalan eller bizi şu anki seviyemize getiren sürecin en hayati noktasıdırBirçok bakımdan iki ayaklılık doğal olmayan bir duruştur, oysa bu da mağaralardan günümüze değin insanı uğraştıran sırt ağrılarının yaygınlığını açıklar İki ayaklılığın büyük avantajı, bu duruş şeklinin elleri çalışmak üzere özgür bırakmasıdır İnsanlığın ileri doğru büyük sıçrayışıdır bu Emek, doğayla birlikte, tüm zenginliğin kaynağıdır Ama Engelsin de göze çarpan ettiği gibi, bundan çok daha fazlası da laf konusudur: “O emek, insanın bütün varlığının temel koşuludur ve belirtilmiş bir anlamda bu böylece bir ölçüdedir ama, emek insanı bana kalırsa yaratmıştır demeliyiz Emek tamamen elin gelişimi bir iyice vücudun gelişimine sıkı sıkıya bağlıdır Demek ama el sadece emeğin organı olmakla kalmaz bununla beraber emeğin ürünüdür Her seferinde yeni işlere armoni sağlayarak, bu vesile ile edinilmiş özel kasların, kas bağlarının ve uzun vakit dönemlerinde de kemiklerin kalıtımıyla, ve alıtımla elde edilen bu iyileşmiş özelliklerin gitgide daha kompleks ve yeni işlere defalarca yeni bir biçimde uygulanmasıyla, insan eli, Raphaelin tablolarını, Thorwaldsenin heykellerini ve Paganininin müziğini yaratabilmesini muhtemel kılan üstteki düzey bir mükemmellik kazanmıştır Lakin el tek başına değildi O, bütünün, son derece karışık bir organizmanın sadece bir üyesiydi Ve elin yararlandığı şey elin hizmet ettiği bütün bedene de fayda sağladıBir tamamen insan bedeni yepyeni bir formasyona içten yol almaya başladı
İnsanı tabiatın hakimi olma kibrine sahip olmaya iten, doğadaki zorlukların üstesinden gelmesini sağlayacak olan aletler yapıp bunları kullanabilmesidir Bunun için gelişmiş bir beyin gerekiyorsa da, beynin üretmiş olduğu düşünceyi uygulayabilecek bir el olmadığı sürece başarıya ulaşılamayacaktır Bunun için, insan eli, insanın doğa ile bir kaç milyon takvim mücadelesi sırasında elde ettiği evrimsel kazanımlar aralarında kayda değer bir yere sahiptir
Ellerimizde, kavramayı ve sıkmayı sağlayan iki büyük adale bulunur ve gerçekte evrimsel süreçte bizi diğer kuyruksuz maymunlardan ayırmaya başlayan esas özelliklerden birisi bu kasların farklılaşmasıdır Tabii ki sonrasında da parmak düzenimizin evrimi gelir “Karşı duran başparmak olarak da aşina, diğer dört parmağın bütün karşısına gelecek şekilde duran baş parmağımız, birçok diğer primatın (ve genelde hayvanın) yapamayacağı işleri yapabilmemizi sağlamıştır Bu da aracısız olarak beynimizin ve yaşam biçimlerimizin evrimine etki etmiş, soy hattımızın evrimsel geçmişini kökünden değiştirmiştir
Başparmak ve Cihaz Kullanımı
Makine tasarımı ve üretimi birçok önemli motor ve bilişsel becerilerin bir arada kullanımını gerektirirİşte doğada farklı alanlara yönlendirilmiş şekillerde makine kullanarak avlanan ya da bazı problemlerin çözümünde makine kullanan canlılara rastlayabiliyorsak da ?Makine Tasarımı sadece insan türüne kasıtlı olarak bir yetenektir İnsan kendisini diğer canlılardan ayıran bu yapısıyla şahane başarılara ulaşmış, oysa tekrar bu yapısıyla kendisi de dahil olmak üzere tüm doğal çevresi için büyük problemlere yol açmış ve kendi sonunu kendi elleriyle hazırlar hale gelmiştir Bu kadar başarılı ve akıllı bir canlı için ne değin da trajikomik bir koşul!
Maddeye ve doğaya hükmetme sürecinin başlangıcı olan dönemlerin insanı çevresindeki birçok şeyi lehine kullanmıştır; taşlar, kemikler, boynuzdan alet ve silahlar Taş, ilk aletler için biçilmiş kaftandır Zamana aleyhinde dirençlidir, her yerde bulunur ve şekil verilebilir böylece ilk aletlerin yapımında esas madde olarak taş kullanılmıştır
Ilk taş aletler kabaca biçimlendirilmiş ve tek yüzü sivrileştirilmiştir Zaman geçtikçe farklı amaçlara hizmet eden biçimli cihaz ve silahlar ortaya çıkmıştır
İnsan elinin biçimi, taş cihaz biçimlendirmeyi olası kılan maddesel altyapıyı sağlıyor bize İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliklerin başında, el biçiminin elverdiği bu alet üretme, daha önemlisi makine kullanarak makine üretme geliyor Sahiden yunuslardan kargalara çoğu türün alet kullandığını biliyoruz Örneğin kadınsı şempanzeler (yerinde dal bulmak, dalı budaklarından temizlemek, törpüleyip sivriltmek gibi) fazla kademeli işlemlerle kendi mızraklarını üretip, bunlarla minik maymunları avlıyor yine de, ne şempanzelerde ne de başka türlerde, cihaz kullanarak alet üretme ve sistemli biçimde doğayı değişim becerisi gözlenmedi Ellerinin beden kullanmaya meyilli olmaması, cisimleri nasıl değiştirip kullanabilecekleri konusunda hayal güçlerinin sınırlı kalması bunda etkili olmalı
2010da yüzlerce insan ve şempanze iskeletinde el ve bacak kemiklerini ölçen bir grup bilimci, el ve etap kemiklerinin birlikte değişkenlik (eşdeğişki) sergilediğini, yani el ve ayağın paralel gelişim gösterdiğini belirledi Mesela ayak başparmakları uzun olanların el başparmakları da uzundu Araştırmacılar bu sonuçları kullanarak etap yapısını şempanzemsiden insansıya dönüştürecek bir doğal seçilim sürecinin elleri nasıl etkilemiş olabileceğini hesapladı Sonuçlar, ayağa yönelik pozitif seçilimin elleri de rahatlıkla etkileyeceğini, bugünkü biçimlerine benzeteceğini ortaya koydu
İngiliz atropolog John Napier, insan elinin iki cins belli başlı tutuşunu tanım ediyor: Hassas kavrayış (precision grip), küre şeklinde cisimleri yakalamak ve atmak için elverişli Güçlü kavrayış (power grip) sopa tarzı cisimleri kullanmaya uygun Bu tutuşlar, sırasıyla taş ve balta türü savunma aletlerinin kullanımına izin vermiş olmalı
Elin ve Başparmağın Genel İşleyiş Biçimi
Sanılanın aksine, parmaklarımızda koldan egemen adale demetleri bulunmamaktadır Gerçekte parmaklarda tek bir kas bulunur, o da “arrektör pili olarak bilinir Yani parmaklarınızın üzerinde tek tük yer alan kılları hareket ettiren kaslar Bunun haricinde parmaklarınızın yaptığı onca kompleks hareketi kontrol eden, parmaklarınızda yer edinmiş kaslar yoktur! Parmaklarınızın tüm hareketi, avcunuz ve ön kolunuzda yer alan kasların hareketiyle denetim edilmektedir Bu kaslara bağlanan uzun tendonlar, bu kasların hareketlerini parmaklara iletir ve böylece çoğu hassas hareketi yapabilmemiz olası olur
Ön kolumuza gömülü olarak bulunan ve tendonlarla parmak kemiklerimize bağlanan fleksör kaslar, parmaklarımızın bükme hareketini muhtemel kılmaktadır Baş parmağımızı öteki türlerden bu değin ayrı ve özel kılan, kendisine ait bir uzun dahası kısa fleksörünün bulunmasıdır Fleksörler, eklemlerin birbirleri üstüne katlanarak kapanmasını sağlarlar; örneğin parmağınızı bükerek, büklüm noktaları civarda kendi üstüne kapatabilmeniz gibi… Hem başparmağımızda opponenler ve abdüktör brevis kası bulunur Tüm bu kaslar ve fleksörler, parmakların kendisinde bulunmaktan ziyade, görselde kırmızı renkte görüldüğü gibi avcun içerisine konuşlanmıştır ve parmaklara bütün hareketler tendonlarla iletilir
Uzun yıllar el cerrahisi üstüne odaklanmış, Dupuytren Hastalığı olarak aşina, az önce tedavisi bulunmayan bir el anomalisi ile mücadeleye ömrünü vermiş ve 2019 yılında emekliye ayrılmış olan Dr Charles Eaton, parmaklarımızın bütün hareketinin tendonlarla gerçekleştirilmesini, bir kuklanın bütün hareketlerinin efendi tarafından iplerle gerçekleştirilmesinden farksız olduğunu söylemektedir
Parmaklar arasında hususi bir yeri olan ve el fonksiyonlarının yaklaşık % 60ını kimsesiz üstlenen başparmak, vazifelerini nasıl yapmaktadır? Deri ve dokularla ambalajlanan başparmağın iskeletini, metakarpal denen uzun bir tarak kemiği ile buna tabi iki parmak kemiği (phalanx) oluşturur Bunların üzeri de, senet, damar ve hareketi olası kılan kaslarla donatılmıştır
Başparmak, fonksiyonlarını yerine getirebilmek için, sekiz adale ile bunlara hareket emrinin iletilmesinde vazife bölge üç öbür sinir tarafından çalıştırılır Ayrı yönlerde hareket kabiliyeti olan bir ekskavatör (kazıcı) kepçesi, başparmağın fonksiyonlarının anlaşılmasına bir nebze ışık tutabilir Fonksiyon olarak kısmen benzeseler de, bir kepçe ile başparmağın anatomileri ve kabiliyetleri arasında koskocoman farklılıklar vardır
Olağan insan anatomisinde diğerlerine kadar daha minik olan bir uzvun, beyin korteksinde kapladığı bölge, fonksiyonun zenginliğine ast olarak daha büyük olabilmektedir Meselâ, dilin ya da başparmağın beden ölçülerine nispeti ufak olmasına karşın, bunların beyin korteksinde kolunkinden daha fazla yer kapladığı görülmektedir Bu şekilde ortaya çıkan koşul ve uzuvların farklı büyüklükleri, ?hilkat garibesi (homonculus) denen acayip bir insan görüntüsü oluşturmaktadır
Elin Kullanımı ve Beyin Gelişimi
Vücudumuzda kapladığı küçük yere karşılık başparmağımız Beyin korteksinde, toplam el veya kol alanı dek bir yer işgal etmektedir Bu da başparmağın ne dek fonksiyonel bir uzuv olduğunu, sistemin genel yapısı içinde olmasa da, fonksiyonu açısından ona hususi bir kıymet verildiğini göstermektedir İnsanın gün her tarafında yaptığı iş ve hareketlerde (meselâ yazı yazma ve benzer anda birçok nesneyi algı gibi) başparmağın vazgeçilmez oluşu, beyne gördürülen vazifelerle dobra dobra tescillenmektedir Yumruk gerçekleştirmek, bir nesneyi yakalamak ve cisimleri sımsıkı anlamak gibi fonksiyonlar, başparmak olmadan yapılamaz Keza başparmak yokluğu, jurnal hayatta kavarama ve işleme gerektiren birçok iş dalında büyük bir eksiklik kabul edilmektedir
İnsanın başparmağın verdiği genel anatomik değişimler maddesel değişimlerle sınırlı kalmamış Beynin gelişiminde ve bilişsel işlevlerin anası sayılan ?Dil Becerisinde de anahtar role sahip gelişmeler sağlamıştır Bu yöndeki gözlemlerden biri, insanda sağ elliliğin yaygınlığı, sağ elin kontrolü için de beynin sol lobunun görece gelişmiş olması Bu, muhtemelen makine yapımının bir sonucu Beynin esas dil bölgeleri yeniden sol lobda yer alıyor Üstelik, makine kullanımı esnasında bireylerin beyinlerini tarayan kimi incelemeler, makine kullanımı ve hatta taş alet yapımı esnasında beynin etkinleşen bölgelerinin hitabe bölgeleriyle örtüştüğünü gösteriyor Antropologların tahminlerine göre 2,5 milyon sene önce ilk tür alet kullanımıyla dil gelişiminin önü çözülmüş, aradan 1 milyon yıl geçtikten sonradan dil tamamen gelişmiş, yeni bir taş balta kültürü evrilmişti
İnsanın evrimi, yürümenin elin değişmesine, alet kullanımına ve oradan dile kapı araladığı milyonlarca takvim silsileler şeklinde yaşanmış olmalı Bu modelin ayrıntıları hemen şimdi muğlaksa da modelin kendisi, evrimsel süreçlerin iç içe, doğrusal olmayan yapısına işaret ediyor Stephen Jay Gould ve Richard Lewontinin vurguladığı gibi, evrimsel değişimi “kendini düşünen genlerdeki metamorfoze indirgemeden, çok yönlü çözümlemek durum Evrimsel yeniliklerin kökeni, fazla seçilim ürünü uyarlanımlar değin ikincil etkiler, ardıl uyarlanımlar veya kalıtımsal sürüklenme sonucu sabitlenen mutasyonlar da olabilir pekâlâ
İNSAN VE MAYMUN ELİ
Kendi tarzında fizyonomik olarak en yakın olduğumuz maymun eli ile insan eli aralarında nasıl bir ayrım var fakat bizi böylesine üstün yapan özellikler diğer canlılarda yok hükmündedirBirincil insan soyunun, düşmanlarına taş atan ve sopa sallayan şempanze sözde maymunsular ile ortaya çıktığı, daha sonraları bu davranışlarının üreme avantajları ile paralel milyonlarca sene süren bir evrimin gerisinde günümüz modern insanının oluşumunu sağladığı düşünülürYani evrimsel işleyiş açısından el kullanımını ön plana çıkaran insan daha başarılı olmaya dolayısıyla kalıtımsal seçilimi de belirlemeye başlayarak genel nüfus popülasyonunu da şekillendirmeye başlamıştır böylece de insan elinin evriminin modern insanın meydana gelmesi konusunda özel bir yere sahip olduğu düşünülür İnsan elinin evrimine ise “hassas idrak ve “kaslı algılama adı verilen iki esas sezgi yönteminin sağladığı avantajların anahtar rol oynadığı öne sürülmektedir
Tipik primat eli, uzun, kavisli parmakların yanında yer alan kısa başparmak ile karakterize edilir Bunun aksine, insan eli ise daha büyük, daha kuvvetli ve hareketli bir başparmağın aleyhinde konumlanmış olan nispeten daha kısa ve daha düz(doğru) parmaklara sahiptir Kapsamlı bir izah etme ortaya koyulmamış olsa da evrimsel süreçte insan elindeki bu anatomik yeniden yapılanmanın bir şekilde makine faydalanma alışkanlığı ile ilişkili olduğu yönünde genel bir zihin birliği bulunmaktadır Bu girişim, iki but üzerinde yürüye yürüye ellerini nafile çıkaran erken hominidlerin davranışları ile de tutarlıdır Peki böylesine bir davranış, milyonlarca takvim evrimsel işlem içerisinde, maymunsuların günümüz çağdaş insanı haline gelmesini nasıl sağlamıştır
Meseleyi daha kapsamlı dile getirecek olursak, popülasyon içerisinde, daha iyi sezgi ve fırlatma adaptasyonu sağlamış olanlar, popülasyon içerisinde lider konumuna yükselecektirler Çünkü bir sopayı daha iyi kavrayabilen veya bir cismi rakibine daha iyi şekilde fırlatabilen birey, popülasyondaki diğer bireylere dominant gelecektir Bu da bu bireyin beslenmede ve çiftleşip genlerini bir sonraki nesle aktarabilmede de önceliği olacağı anlamını taşırOysa bu durumun sağladığı avantajlar sadece mevcut popülasyon ile sınırlı kalmayacaktır Başat yine sahip bireyleri içinde bulunduran popülasyonlar, zamanla tesir alanlarını genişletecek, komşu popülasyonları zorlama altına alacaklardır Bu Vesile Ile beslenme kaynakları el değiştirecek ve etken gen zamanla tür içerisinde de avantajlı bir konum elde edecektir Bunun yanında, popülasyon içinde elde edilen zorlama, popülasyonun diğer yırtıcılardan kaynaklanan tehditlerden ve tehlikelerden daha eksik etkilenmesini de sağlayacaktır Bu yalnızca popülasyon içerisindeki erkek bireyler için yok, kadınsı bireyler için de bir avantajdır ve gen akışında kayda değer bir yere sahiptir Çünkü, adaptasyonu sağlayabilmiş olan dişiler, yavrularını öteki dişilere göre daha iyi koruyabilecekler ve gen havuzunda etkinliklerini arttıracaklardır İşte tüm bu avantajlar, sopayı eline alan ya da yanındakine bir şey fırlatan ilk maymunsu ile başlar
Bir şeyleri fırlatma, sadece elin gerçekleştirdiği bir hareket değildir Hareket, kinetik enerjinin bacaklardan başlayarak kalçalar, daha aşağı bel, omuzlar, kollar ve nihayetinde ellere ulaşması ile açıklanabilir bu nedenle, bu davranışın evrimi, vücudun diğer bölümlerini de etkilemiştir Ancak en büyük değişim, işlemin en önemli parçası olan ellerde meydana gelmiştir sonuç olarak ise insan eli fırlatma ve kavramayı sağlayan 2 esas adaptasyon elde etmiştir
Şempanze Eli:
İnsansı maymun olarak nitelendirilen atalarımızın sahip olduğu el için model alınan şempanze eli hakkında esas birkaç data verecek olursak
Başparmakta ve avuç içinde yer alan kaslar ise küçüktür
Bütün bu özellikler, şempanze elinin anlayış karakteristiğinin insan elinin kavrama karakteristiğinden öbür olmasına niçin olmaktadır neticede, şempanzeler 4 esnek parmağını kullanarak “kanca kavraması adı verilen bir kavrama şekline sahiptirler Başparmak destek için kavranmış olan cisme bağlantı etse de sıkmaz ve avuç içine dürüst bir zorlama sağlamaz bu nedenle, bir sopayı kavramış olan şempanze kolunu ileri doğru attığında, olasılıkla başparmağın zayıflığı ve sinyâl parmağının üzerine dolanacak değin uzun olmaması nedeniyle kavrayışını kaybeder
İnsan Eli:
İnsan elini şempanze elinden ayıran karakteristiklerinin başında daha uzun ve kaslı bir başparmağının olması kazanç Bunun yanına insan avucu ve parmakları(başparmak haricen kalanlar) daha küçüktür ve parmaklar eğimli(açısal) yapılarını kaybetmiştir Distal falankslar, dinç algı esnasında ihtiyaç duyulan baskıyı oluşturabilecek parmak uçlarına sahip olmuşlardır Beşinci tarak kemiğinin daha kalın olmasının yanında, zor dengesi başparmak, ikinci ve üçüncü parmaklardadır
Başparmağın insan evrimindeki işlevi pek hayati bir role sahip olduğu için uzun yıllar Evrim Teorisi savunucularıyla yaradılışçı bilim adamları aralarında çeşitli şekillerde argümanlara konu olmuşturBu konuda insan mucizesinin ardındaki yüceliği açıklama yapmak isteyen geleneksel bilimin kurucusu olarak gösterilen Newtonun sözü hala yaratılışçı anlayışı savunanlar kadar motto olarak kullanılır
“Diğer bütün delilleri bir yana bıraksak bile, başparmak, Allahın varlığına inanmam için yeterlidir (Isaac Newton)
Litaratür:
Carroll (2003) Genetics and the making of homo sapiens Nature 422: 849857
Faisal vd (2010) The manipulative complexity of lower paleolithic stone toolmaking PLoS ONE 5: e13718
Prabhakar vd (2008) Humanspecific gain of function in a developmental enhancer Science 321: 13461350
Rolian, Lieberman ve Hallgrimsson () The coevolution of human hands and feet Evolution
Tocheri vd (2008) The evolutionary history of the hominin hand since the last common ancestor of pan and homo Journal of Anatomy 212: 544562
Mehmet Somel, Hesaplamalı Biyoloji Enstitüsü (PICB), Şanghay, ÇHC
Nazlı Somel, HelmutSchmidt Üniversitesi, Hamburg, Almanya
Richard W Young, “Evolution of the human hand: the role of throwing and clubbing, J Anat (2003) 202, pp165?174
Friedrich Engels, Doğanın Diyalektiği, Sol Yayınları Şubat 1996 Çeviren: Arif Gelen ISBN 9799507 s50